İçeriğe geç

İlahi Aşk Kitap Alıntıları – William Chittick

William Chittick kitaplarından İlahi Aşk kitap alıntıları sizlerle…

İlahi Aşk Kitap Alıntıları

&“&”

Birisi miske şöyle dedi: Bir kusurun var ki, kimin yanında olursan ol güzel kokuyorsun. Misk şöyle cevap verdi: Ben kimin yanında olduğuma değil kim olduğuma bakarım. (Ravh 337-338)
&”Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım

A’raf 7: 156

Azap, kalplerin ve ruhların ebediyet sıfatını müşahede edemeyip O’ndan
ayrı kalmalarıdır. O, azabını onları kullukta terbiye ve imtihan ermek
için ariflerden ve aşıklardan dilediğine gönderir. O’nun azabı meşiyyeriyle
birlikte gelir ve bu, iman sahipleri için hem bir ümit hem de bir
korkudur.

Kulağına her bir ağaç yaprağından, kainatın her zerresinden hatta
taştan, topraktan ve çer çöpten dahi yüz binlerce tesbih ve takdis gelecektir.
Şöyle söylerler: Benden kaçtığın vakit rahmetime bak, bana
kaçtığın vakit rahmetime bak, bana itaat ettiğin ve kulluğa yapıştığın
vakit rahmetime bak, bana geldiğin vakit rahmetime bak, cansızlara,
ağaçlara, ırmaklara ve kendine baktığın vakitlerde de yine benim rahmetime
bak!
O, seni senden ve her şeyden çekip alarak kendisiyle baş başa bıraktığında
gözünün senin kendi üzerine takılmasına izin vermez çünkü
bu zehirdir; gözünü bir başkasına çevirmene müsaade etmez çünkü
bu ateştir; senin kendinle buluşmana izin vermez çünkü bu girdaptır;
başka birisiyle ünsiyet kurmana da izin vermez çünkü bu yangın sonrası
külüdür.
Bu dünyadakilerin çoğu kudreti görür ama hikmeti görenler azdır.
Yüz bin kişi kudreti görür ama biri hikmeti görmez.
Ey derviş!
O’nun celali izzetini, cemali de lutfunu gösterir.
O’nun celali karşısında tüm söz söyleyenlerin dilleri tutulur, cemali karşısında tüm
dili tutulanlar konuşmaya başlarlar. Bu alemde her nerede bir dili tutulmuş
varsa bu O’nun celalinden ötürüdür.
Yine bu alemde her nerede konuşan biri varsa söze getiren O’nun cemalidir.
Kim O’nun celalini müşahede ederse hüzün ve kederleri uzadıkça uzar, kim O’nun cemalini
müşahede ederse tüm hüzün ve kederler ondan gider.

(Ravh 531)

O bizi, bizden bir fayda elde etmek için değil biz O’ndan istifade edelim diye yarattı.
Bizi kendi hissemiz ve nasibimiz hatırına varlığa getirdi, halbuki O’nun izzet ve
celali bütün hisse ve nasiplerden münezzehtir.
O’nun fazl sıfatı itaat edenleri, kahır sıfatı isyan edenleri, celal ve cemal sıfatları ise aşıkları taleb ederek başlarını uzattılar.
İlahi teklifi kulağınıza, ilahi emri kalbinize ulaştırdım.
Ruhunuzla sırları konuştum. Uzuvlarınıza itaati yazdım.
Her an yeni bir hediye yolladım.
Sizi gaybdan gelen hislere ve fikirlere [varidat] muntazır kıldım.
Her an size bir onur, her vakit bir hediye,
her nefes bir ihsandır.
Eğer liyakatiniz dolayısıyla lutufkar olsaydım,
gerçekte lutfuma liyakatsizliğinizden ötürü böyle yapmazdım.

Şükretmeniz dolayısıyla ihsan ediyor olsaydım, sizin şükrünüz gerçekte
benim ihsanıma layık olmadığı için böyle yapmazdım.
Eğer talebinizden dolayı size hediye gönderiyor olsaydım, sizin gerçekte istemeye
gücünüz olmadığından ötürü böyle yapmazdım.
Ey lutfumdan gelecek olanı uman [lutfumun varidine muntazır olan] !
Ey gaybıma şahit olmanın işaretlerini arayan!
Bunu iyi bil!

(Ravh 304-305)

Allah’ı sevmek hikmeti sevmektir ve hikmet asla
dönüş için uygun fiilleri gerektirir.
Kulağına her bir ağaç yaprağından, kainatın her zerresinden hatta taştan, topraktan ve çer çöpten dahi yüz binlerce tesbih ve takdis ge­lecektir. Şöyle söylerler: Benden kaçtığın vakit rahmetime bak, bana kaçtığın vakit rahmetime bak, bana itaat ettiğin ve kulluğa yapıştığın vakit rahmetime bak, bana geldiğin vakit rahmetime bak, cansızlara, ağaçlara, ırmaklara ve kendine baktığın vakitlerde de yine benim rah­metime bak!
O, seni senden ve her şeyden çekip alarak kendisiyle baş başa bırak­tığında gözünün senin kendi üzerine takılmasına izin vermez çünkü bu zehirdir; gözünü bir başkasına çevirmene müsaade etmez çünkü bu ateştir; senin kendinle buluşmana izin vermez çünkü bu girdaptır;
başka birisiyle ünsiyet kurmana da izin vermez çünkü bu yangın son­rası külüdür.
Sen gönlümün nurusun, derdin bana ateş olsa bile.
Başımın tacısın, beni toza toprağa bulasan da.
Gözüm kadar kıymetlisin, beni zelil kılsan bile.
Beni mutlu ediyorsun, inlettikçe inletiyorsan da.
Allah Müslümanlara namaz kılmalarını, Ramazan ayında oruç tutmalarını, zekatlarını vermelerini, domuz eti yememelerini, merhametle davranmalarını, insanlara karşı adil olmalarını ve benzeri şeyleri emretmektedir fakat O bunları yapmaya mecbur tutmamaktadır.
Şeyler gelir ve gider,
yaratılır ve geri döner,
iner ve yine yükselir:.
İşte bunların hepsi aşk ile gerçekleşir.
Ezeli ilahtan başka ilah yoktur;
ezeli birden başka bir" yoktur; gerçek hayat sahibinden başka hayat sahibi yoktur; her şeyi bilenden başka bilen yoktur; gerçek sevenden başka seven yoktur.
Tevhide özgü bakış açısından her şey tam da olması gerektiği üzere­dir, bu yüzden iyi ve kötü bu resme girmez. Yegane hakikatten başka hakikat yoktur ve bütün eşya olması gerektiği üzere varlığa gelmek­tedir.
Fakat tam olarak insan kimdir, Tanrı tam olarak nedir ve mesaj tam olarak ne söyler?

İki şahidin önünde şeha­det getirmek Müslüman olmanın asgari tanımıdır. Bu fi il kişiye bir konum sağlar fakat ömür boyu devam edecek bir sürecin yalnızca ilk adımıdır.
Şehadet getirmenin içerimlerini [implications] anlamak İslami ilimlerin hedefidir.

Daha önce de belirttiğim üzere Meybudi ve Kuşeyri, ayrıca Fahreddin er-Razi (ö. 1209) gibi müfessirler, belirli bir ayetin sıklıkla fa rklı yorumlarını sunarlar. Kur’ an tefsirlerinin tarih boyunca sayı bakımından oldukça fazla olması okumaların ve dayanak noktalarının ne kadar çeşitli olduğunu ortaya koymaktadır.
Nitekim İbnü’l-Arabi, Arap dilinin temellerine dayanarak yapıla­ bilecek tüm Kur’an yorumlarının aslında Allah tarafından murad edildiğini ve Allah’ın kendi kelamının bütün mümkün yorumlarını zaten bildiğini iddia edecek kadar ileri gitmiştir.
Bazıları Platon’un Phe­ adrus’unda izi bulunabilen şu sözü tasvip ederek aktarır: Aşk, ilahi bir deliliktir!
Birisi aşk nedir?" diye sordu
Bu manalar hakkında soru sorma dedim
Benim gibi olduğunda bilirsin aşkı,
Ancak o seni çağırdığında sen onun hikayesini okursun.
Aşkı terennüm edenin ne acayip sazı, sesi vardır.
Her yaptığı nağmenin başka bir yere götüren yolu vardır.
Alem asla boş kalmasın aşıkların feryadından!
Onun hoş ahengi ve ferahlık veren edası vardır.

Hâfiz-ı Şirâzi

Bazen cennet ehlinin gururuyum, bazen de cehennem ehlinin utancı. "
Eğer hiçbir derdin yoksa yalnızca bir toz
parçasından ibaretsin."
O’nun mis kokulu bahçeleri olan sekiz cennet sadece O’nun dostlarının gönüllerinden bir akistir. Cennet senin içindedir, ruh da onun hazinesi."
Beden kalpte, kalp ruhta, ruh da ebedi hayat içerisinde kaybolmuş."
Şimdi bir hiç oldun, artık her şeysin. Mademki dilin de ruhun da yok oldu, artık dilin de ruhun da var."
Nefsin vatanını koruyan kimseler zahidlerdir, kalbi ekip biçerek işleyen kimseler ariflerdir ve ruhun sırrını gözeten kimseler ise aşıklardır."
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Bebeğin annesinden çirkin olarak doğduğuna ne bakıyorsun? Sen annenin şefkatine bak!"
Artık hicran da vuslat da benim için birdir."
Harab bir kalp, onda ışıldayan bir kandil var. İçinde O’ndan gayrısına yer olmayan kalp ne azizdir!"
Kusurlarını başkalarının kusurlarıyla gizleme. Tersine başkalarının kusurlarını kendi kusurlarınla ört."
Sıradan insanların imtihanı arzularına kavuşamamaktır."
Görmekle görmemek arasındaki farkı bilememektir."
Çabuk karşılığını bulan çabuk bırakılır."
Bir kalbe iki sevgili sığmaz. "
Seni Hak’tan her ne alıkoyuyorsa o senin putundur. Ne zaman kalbin Hak’tan başkasına meylediyor ve ona bakıyorsa o senin hevandır."
Saçının her bir kılı İblis’e, her bir uzvun Firavun’a dönse, her bir zerren Nemrud kesilse ve dört bir yan sana cehennem olsa da O seni çağırdı mı hiç kimsenin sana söyleyecek bir şeyi olmaz.
Birisi miske şöyle dedi: Bir kusurun var ki, kimin yanında olursan ol güzel kokuyorsun. Misk şöyle cevap verdi: Ben kimin yanında olduğuma değil kim olduğuma bakarım."
Bir karıncanın kağıt üzerinde siyah bir çizgi gördüğünü farzet. O, bunun kalemin işi olduğunu sanır, himmeti yazarın ilmini ve kudretini anlamaya yükselmez. Zahiri sebepleri görüp de gözlerini semavi taksimata açmayanların hali bunun gibidir.
Kişi bir yaratıktan korkunca ondan kaçar fakat yaratıcıdan korkunca O’na doğru koşar."
Senin tarafından bir zan,
Benim tarafımdan ise bir dünya.

Senin tarafından tek bir adım,
Benim tarafımdan ise bütün bir alem.

Senin kudretin yoksa
"Ben kulumun bana olan zannıyla beraberim."

Senin gelmeye gücün yoksa
"Nerede olursanız olun O sizinledir. "

Yüzünü aleme çevir ve kılıcı bir yana bırak, Senin ardını ben kendim kollayacağım."

Birisine kayıtsız şartsız aşık olmak kişinin kendisini öldürmesidir."
Senin tarafından bir zan,
Benim tarafımdan ise bir dünya.

Senin tarafından tek bir adım,
Benim tarafımdan ise bütün bir alem.

Senin kudretin yoksa
"Ben kulumun bana olan zannıyla beraberim."

Senin gelmeye gücün yoksa
"Nerede olursanız olun O sizinledir. "

Yüzünü aleme çevir ve kılıcı bir yana bırak, Senin ardını ben kendim kollayacağım."

İnsan birisini sevdiyse onun için her ne yaparsa kendisi için yapmış olur."
Ceza ateşiyle yanmak başka, muhabbet ateşiyle yanmak başkadır."
Bu tohumları kim ekti?
Bu kavgayı kim kışkırttı?
Biri kapılıp boğulmuş, öbürü su bulma peşinde.
Ne boğulan suya kanmış
Ne de susuzun gözüne uyku giriyor."
Ölüp de huzura kavuşan kimse ölü değildir,
Gerçek ölü yaşayanlar arasındaki ölüdür."
Risaletin yükü gerçekten çok ağır bir yüktür: Hem insanlarla birlikte zaman geçirmek hem de onlardan saf kalmak."
Her ne zaman seni konuşsam sözü uzatırım. "
Öyleyse onun muradı için kendi muradımı terk ediyorum."
Bil ki aslında ateş kalbe girmedikçe insan aramaya başlamaz."
Can kaygısı taşıyorsan dalgıçlık edip inci avcısı olamazsın."
Kim dosttan uzaksa, sultanın hazinelerinin anahtarını elinde tutsa bile yine bela içindedir. Kim dostun lutfuna çekilirse yiyecek ekmeği olmasa bile ihsan içindedir."
Kişinin değeri ne kadar yüksekse imtihanının derecesi de o denli yüksek olur. "
Uçsuz bucaksız deryaları katetmek ve sivri kılıçlar üzerinde uyumak dosttan ayrı kalmaktan daha kolaydır.

Dostu hatırlamaksızın yaşamak, yemin olsun, hayat değildir."
Dostluk semavi bir hediye ve yüce bir kaftandır."
Zünnun el-Mısri’ye sordular: Kimlerle sohbet edip yoldaşlık yapalım, kimlerin yanına gidip gelelim?"
"Hiçbir şeye sahip olmayanla, hiçbir
halini kınamayanla ve sen değişsen de değişmeyenle."
Bil ki bütün taleblerin sebebi muhabbettir."
Tıpkı sarmaşık denen bitkinin meyve veren bir ağacı sımsıkı sarıp onu kurutması gibi aşk hali de insan nefsine ulaşınca ondaki şehvet ve ihtiras dallarını, insanda olup her biri maşukun varlığından kendisine bir pay kapmak isteyen vahşi canavarlara, yırtıcı hayvanlara ve kuşlara ait niteliklerin sığındığı o dalları kurutur, hevesleri ortadan kaldırır, dünyevi alakaları keser."
Aşk kalpten asla yok olmaz fakat şimdiki an kalbi bu veya şu yola döndürür. Dolayısıyla kalbin dikkat nesnesi yani
kıblesi değişir."
Kim dosttan, dosttan başka bir şey taleb ederse nankördür. Dostluk Allah için olan dostluktur, gerisi vesvesedir."
Ebu’l-Kasım Nasrabadi Aşk her hal ve durumda teselli ve avunmayla savaşmaktır" dedi. Aşk, kalp ne zaman dertli olmadığını söylese mızrağı ve kılıcı kapıp ona savaş açmandır. "
Deriz ki: Bütün mevcutlarda öze ait bir nitelik olarak, kendi kemallerine aşk vardır."
Nebati nefis tarafından yönetilen insanların aşkı duyuları tatmin etmede yatar. Hayvani nefsin egemen olduğu kişiler güç ve denetimi sevecektir. Akli nefsin baskın olduğu kişiler ise bilgi, anlayış ve erdem peşinde olacaklardır."
Senden az bir hizmet, O’ndan sayısız nimet! Senden az bir itaat, O’ndan sınırsız rahmet!"
Tevhid sadece O’nun bir olduğunu bilmek değildir. Hakiki tevhid O’nun için bir olman ve O’ndan gayrısına yabancı olman demektir."
Kalp dile Sus!" der,
Ruh kalbe "Sus!" der.
Sır ruha "Sus!" der.
On sekiz bin alemde hiçbir gölge zan kadar uğursuz değildir. Zanna ancak ihlas
karşı koyup onu hezimete uğratır. "
Sadık olan kendisinden kurtulmuştur."
Ruhun aşkı beslemekten başka çaresi yoksa eğer
Yalnız senin için aşkın derdi çekilmeli."
Amelden ötürü karşılık beklemeyi o amelin yüzündeki bir leke olarak görürler."
Tevhid bir tür sarraflıktır, yani sonradan olanı ayıklayıp kadim olanı elde etmektir."
Ruhumu da senin huzuruna minnetle yollayayım,
Yüzlerce ruhun yapamadığını vuslatının kokusu yapar."
Hırs, riya, günahlarda ısrar, gaflet ve yeis. Kim hırs gemisine binerse dünya sevgisinin kıyısına ulaşır. Kim riya gemisine binerse nifak sahiline varır. Kim günahlarda ısrar gemisine binerse hüsran sahiline çıkar. Kim gaflet gemisine binerse derin pişmanlık sahiline ulaşır. Kim yeis gemisine binerse küfür sahiline varır. "
Batıni hicret nefisten kalbe, kalpten sırra, sırdan ruha ve ruhtan da Hakk’a hicrettir."
Sahip olduğumuz ve olabileceğimiz her şey bir hediyedir."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir