İçeriğe geç

İkiz Bedenler Kitap Alıntıları – Tess Gerritsen

Tess Gerritsen kitaplarından İkiz Bedenler kitap alıntıları sizlerle…

İkiz Bedenler Kitap Alıntıları

&“&”

“Gerçek, nadiren insanların duymak istediği gibidir.”
Gerçek, nadiren insanların duymak istediği gibidir..
Umutsuz vakalar çekici olabilirdi, ama insana nadiren mutluluk getirirlerdi.
Dünyada &‘keşke’den daha işe yaramaz bir ifade var mıdır?
Her günün sabahında o günü çıkaramayacak olduğunu bilerek yaşa, Ve her gece, o gecenin sabahına çıkamayacak olduğunu bil.
İnsan kırık bir dal olmayı değil köklü bir ağacın bir parçası olmayı tercih ederdi.
Her günün sabahında o günü çıkaramayacak olduğunu bilerek yaşa, Ve her gece, o gecenin sabahına çıkamayacak olduğunu bil.
Kanıta ihtiyacım vardı. İnsanlar sürekli yalan söyler ama DNA yalan söylemez.
Bazı soruların kolay yanıtları yoktur Dedektif Rizzoli.
Tanrı uslu durmamızı istiyorsa, tutkuyu yaratmamalıydı.
Kusursuzluk insana özgü bir şey değildi ve Maura pek çok insandan daha iyi biliyordu bunu.
Hayaletler yaşarken sık sık bulundukları yerlere takılıp kalmaz mıydı? Burası da benim ruhumun dadandığı yer işte, diye düşünde. Otopsi laboratuarı. Ruhum sonsuza dek burada kalacak. Benim lanetim de bu.
Neşter değip de bedenler açılınca cesetlerin kimliği, adı olmazdı. Kalpler ve ciğerler ve dalaklar sadece organlardı. Kimlikten öyle yoksundular ki başkalarına nakledilebilirlerdi. Araba yedek parçaları gibi. Ama bu kadın hâlâ tek parçaydı; çehresi, kıvrımları, her şeyi ortadaydı.
Toplum önünde yaşamanın tehlikesi budur işte," dedi Rizzoli. "O televizyon ekranlarında sizi kimlerin izlediğini bilemezsiniz. Geceleri işten eve dönerken arkanızdaki arabada kimin oturduğunu bilemezsiniz. Bizim aklımıza bile gelmiyor bu birinin bizi takip ediyor olabileceği. Bizimle ilgili fanteziler kurduğu."
Her günün sabahında o günü çıkaramayacak olduğunu bilerek yaşa, Ve her gece, o gecenin sabahına çıkamayacak olduğunu bil.
Her sabah o günün sonuna kadar yaşayamayabileceğinin ve her akşam sabaha çıkamayabileceğinin farkında ol.
“Gerçek, çok nadiren insanların duymak istediği gibidir.”
Dünyada keşke"den daha işe yaramaz bir ifade var mıdır?
Her günün sabahında o günü çıkaramayacak olduğunu bilerek yaşa, ve her gece ,o gecenin sabahına çıkamayacak olduğunu bil.
dünyada, keşke"den daha işe yaramaz bir ifade var mıdır?
maura, o kadar uzun zamandır yalnız ve kimseyle bağım olmadan yaşıyorum ki dünyada nasıl olduğumu umursayan insanlar olabileceğini bile akıl edemiyorum diye düşündü.
“öyle uzun zamandır yalnız ve kimseye bağlı olmadan yaşıyorum ki; bu dünyada benim için endişelenebilecek insanların olduğu aklımın ucundan bile geçmiyor.”
Neden bunu yapmaya devam ediyorum ki? Orada kimse yok. O gözlerde ışık yok."
Yapayalnızım diye düşündü. Bir kez daha, yapayalnızım."
İnsan kemikleri ne kadar da kolay kırılıyor, diye düşündü. Kalbimizin kaburga kemiklerimizin içindeki sağlam kafesinde güvende olduğunu düşünüyoruz ama kaburga kemiklerimiz tavlanmış çeliğe nasıl da teslim oluveriyor. Hepimiz öyle kırılganız ki aslında.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Mutludur; her kim ki sonsuza dek ölüm anıyla yüzleşip her gün kendini kaçınılmaz sona hazırlarsa.
Her günün sabahında o günü çıkaramayacak olduğunu bilerek yaşa,
Ve her gece, o gecenin sabahına çıkamayacak olduğunu bil.
Ona inanmak istiyorum… Ona inanmak çok kolay olurdu.
Bu gece seni çok özledim.
Boşanma dönemi ne kadar kötü olursa olsun, çocuğun iyiliği için yan yana olmak zorundasın.
Birini çok sevmenin ve o kişinin hayatınızdan çıkıp gitmesinin nasıl bir his olduğunu birli misiniz?"
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Onu hala özlüyorum."
Her günün sabahında o günü çıkaramayacak olduğunu bilerek yaşa, Ve her gece, o gecenin sabahına çıkamayacak olduğunu bil.
Dünyada da keşke" den daha çok işe yaramaz bir ifade var mı?
Çok komik ama, hayattaki en büyük kararlarımız genellikle en mantıksızlarıdır."
Bu gece seni çok özledim."
Her daim ölüm vaktinin geleceğiyle yüzleşen ve kendini her gün buna hazırlayan kişi mutludur.
Belki de onu elde etmem imkansız olduğu için, onu istemeyi de güvenli buluyorumdur.
Rizzoli insanların soylarını merak etmelerini çok iyi anlıyordu. İnsan kırık bir dal olmayı değil, köklü bir ağacın bir parçası olmayı tercih ederdi.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Başkalarının bizi izlemekte olduğunu haber veren bir altıncı hissimiz yok ki.Röntgencinin gözlerini üzerimizde hissetmiyoruz asla;ta ki o harekete gecip hamlesini yapana kadar.Ancak o zaman başından beri burnumuzun ucunda oldugunu görüyoruz.
Bir kadına vuran erkek, tek bir şeyden anlar:cezalandırılmak."
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Her sabah o günün sonuna kadar yaşayamayabileceğinin ve her akşam sabaha çıkamayabileceğinin farkında ol.
+ konuşmayalım o zaman. yani acıtıyorsa.
– belki konuşmamak acıtıyordur.
Her günün sabahında o günü çıkaramayacak olduğunu bilerek yaşa,
Ve her gece, o gecenin sabahına çıkamayacak oldugunu bil.
Bir kadına vuran erkek, tek birşeyden anlar ; cezalandırılmak.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Dünyada, keşke" den daha işe yaramaz bir ifade var mıdır ?
Bir kadına vuran erkek, tek birşeyden anlar ; cezalandırılmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir