İçeriğe geç

İkinci Mesih (Ciltli) Kitap Alıntıları – Glenn Meade

Glenn Meade kitaplarından İkinci Mesih (Ciltli) kitap alıntıları sizlerle…

İkinci Mesih (Ciltli) Kitap Alıntıları

Şu ya da bu biçimde, hepimiz günahkarız. Hiçbirimiz hayatın dürtülerinden kaçamayız. Hatta Hz İsa bile. Asıl önemli olan bütün kalbimizle hayatı doğruluk, vakar ve saygıyla yaşamak
Hz. İsa birliğe inanmıştı ama kibrimiz yüzünden bunca kilise uzun süre bu inancı görmezden geldi.
Suriye harika bir ülkedir, tek kusru gerçekten kokuşmuş, tek parti yönetiminde bir polis devleti olması.
Klasik bir örnek istiyorsanız, Mehmet Ali Ağca. İstedikleri kadar çakal desinler, çok zeki olmadığı kesin, aslında akli dengesi bozulmuş bir Türk köylüsü.
Kötü haber bazıları için hep iyi haberdir.
Başlangıçta karanlık vardı ve Tanrı ışığı yarattı.
Geçmişimizden asla kaçamayız. Baştan da yazamayız. Oysa geleceğimizi değiştirebiliriz. Ve geleceği değiştirirken de geçmişimizin yanlışlarını düzeltebiliriz.
Bugünü uzun zamandır bekledim, ama gerçekleşeceğine de hiç inanmadım.
Sevdiğin insan günün birinde kapıdan çıkıp gidiyor ve sen onu bir daha göremiyorsun. Bu kadar ani, bu kadar beklenmedik olduğu için geride öylesine çok cevapsız soru, o kadar çok Söylenmemiş şey kalıyor ki! Bazen alışmak çok ama çok güç. İçimize kapanıyor onlardan hiç bahsetmiyoruz.
Gerçeğin ve sevginin duvara ihtiyacı olmaz.
Bir yalanlar komplosunda bana verilen rolü oynadım.
Seni gözlüyorlar ve bir gün birlesiceksiniz
Seni hâlâ seviyorlar ama başka yerden.
Gerçeğin ve sevginin duvara ihtiyaci olmaz.
Ama insanı sarsan gözleriydi.
İnsan olmak, sevginin tadını gerçekten almamıza imkan verir.
Günahlarımızın her biri bir bedel istiyor.
Kandırmanın bedeli ağırdır.
Bazen, geçmişi gömülü bırakmak daha hayırlıdır. Cesedin kemikleri arasından çok karanlık ve tehlikeli sırlar çıkabilir.
Sevdiğin insan günün birinde kapıdan çıkıp gidiyor ve sen onu bir daha göremiyorsun. Bu kadar ani, bu kadar beklenmedik olduğu için geride öylesine çok cevapsız soru, o kadar çok söylenmemiş şey kalıyor ki!
Bize dokunamayacak, göremeyeceksin ama yanında duruyor olacağım.
Ölülerin ruhu, yaşayanların sesini duyabilir mi?
Sevginin sonsuzluğunu, varlığımızın nedenini görmesini sağla
İki şeyin farkındaydı: Sırtında bir haç kadar ağır olan sorumluluk ve hayatında başlamak üzere olduğu en zor yolculuk.
Tanrı’nın kelamını tekrarladı ama uymayı ihmal etti.
Bir insanın hayatına son verme yükünü taşımanın ne derecede güç olduğunu biliyorum.
Kandırmanın bedeli ağırdır.
Çoğu gece ağır işçilikten gözlerindeki bitkinliği, ellerindeki yaraları görürdüm. Oysa Hasan da çocuk yaştaydı.
Çok zarar verilmiş iyi bir insan Ne kadar zarar görürse görsün her seferinde beni her şeyin iyi olacağına inandırmaya çalışırdı.
Yoksulluğun kol gezdiği bir dünyada bu pahalı giysilere ihtiyacım olmaması gerekir.
Çünkü bağışlamak, günahın kefaretini ödeme yolundaki ilk adımdır.
günahlarımızın her biri bir bedel istiyor.
Seni gözlüyorlar ve birgün birleşeceksiniz. Seni hâlâ seviyorlar ama başka bir yerden.
Yürek hep en çok acı çektiği yere döner.

Oscar Wilde

Bu kiliseyi başını koyacak bir döşeği bile olmayan Nasıralı bir marangoz kurdu. Oysa onun misyonunu devralan bizler varlık içinde yüzüyoruz. Dünyanın hemen her köşesi yalın ayak, mideleri boş, aç kadın, erkek ve çocuklarla dolu ama ben görkemli bir törenle taç giyiyor, yaldızlı odalarda yaşıyorum. Marangozun varisinin bir kral gibi yaşamasından utanıyorum.
Bütün bu güç gösterilerine Bütün bu maddi zenginliğe Bu geniş, derin, çoğu zaman kılı kırk yaran bürokrasiye böylesi avuntulara ihtiyacımız olmamalı.
İnsan olmak, sevginin tadını gerçekten almamıza imkan verir.
Bir bakıma ötekilerin ıstıraplarını görmezden geliyor, acılı haykırışlarına kulaklarımızı tıkıyoruz. Öteki insanları saymamamız ve kendi ihtiyaçlarımız söz konusu olunca gösterdiğimiz bencillik. İnsan ıstırabının çoğu önlenebilir. Oysa erdemli bir yolun bedeli yüksektir ve bu bedeli ödemeye hazır çok kişi yok.
Çünkü başından beri Tanrı’ya dünyada bu kadar ıstıraba, yoksulluğa ve haksızlığa neden izin verdiğini sormak istiyordum.
-Tanrı da bize aynı soruyu sorabilir.
Tanrı’yı ne güldürür biliyor musun?
-Plan yapan insanlar.
dünyanın öğrenmemesi gerekecek kadar dehşetli şeyler vardır.
Güvenlik önlemlerini bir kez daha gözden geçirmeniz gerek. Önümüzdeki günlerin tehlikelerle dolu olacağını düşünüyorum. O çılgın katilin, Mehmet Ali Ağca’nın ne kadar kolay hareket ettiğini hepimiz hatırlıyoruz.
Eski bir Bedevi atasözü, çöl rüzgarı gerçeği fısıldar, der. Bedeviler onlarca yıldır fısıltıları duyuyor. Vatikan’la Yahudilerin Kumran parşömenlerinde bulunan yıkıcı ifşaatları nasıl gizlediklerini.
İsa’nın iki ayrı yerde çarmıha gerilmesi mümkün mü? Ancak Yaklaşık aynı dönemde iki ayrı mesih yaşamış olmasın?
Geçmişimizden asla kaçamayız.
Baştan da yazamayız, oysa geleceğimizi değiştirebiliriz. Ve geleceği değiştirirken de geçmişimizin yanlışlarını düzeltebiliriz
Bazı sırların asla açıklanmaması gerekir.
Öyle sırlar vardır ki, ardında saklananları öğrenmek insanı inandığı her şeyi sorgulamaya yöneltir
Vücudu yara bere içindeydi ya, dayanılması en güç olanlar içindeki yaralardı.
Yürek hep en çok acı çektiği yere döner.
Geçmişimizden asla kaçamayız.
Bazen, geçmişi gömülü bırakmak daha hayırlıdır.
Gerçeğin ve sevginin duvara ihtiyacı olmaz.
Çöl rüzgarı gerçeği fısıldar.
Bağışlamak, günahın kefaretini ödeme yolundaki ilk adımdır.
İki tahta parçasından yapılmış basit haç öylesine çok şey ifade ediyordu ki! Bir zamanlar Roma’nın haksızlığını ve vahşetini betimlerken kutsal ve kalıcı bir sembole dönüşmüştü: umut ve özveri, adalet, huzur ve barış. Sevgi ve gerçeğin diğer bütün gölgelerden daha büyük olduğunun kanıtı – tabii kanıt gerekirse.
Ölüler huzurludur, canlılar da onlara yakında katilacaktir.
Yürek hep en çok acı çektiği yere döner.
Oscar Wilde
Şeytanla yemek yi- yen, kaşığının sapını uzun tutmalı.
En iyi çatışma, olmayan çatışmadır.
Ne de olsa kilisenin papaya ihtiyacı var, yeni bir şehide değil.
Kötü haber birileri için hep iyi haberdir.
Geçmişizden asla kaçamayız. Baştan da yazamayız.
Vücudu yara bere içindeydi ya, dayanılması en güç olanlar içindeki yaralardı.
Bazen, geçmişi gömülü bırakmak daha hayırlıdır; cesedin kemikleri arasından çok karanlık ve tehlikeli sırlar çıkabilir.
Bazı sırların asla açıklanmaması gerekir.
Öyle sırlar vardır ki, ardında saklananları öğrenmek insanı inandığı her şeyi sorgulamaya yöneltir.
Güzel bir gerçek, ikincisini getirir.
Seninle ben, tanıdık olmanın ötesine gidemedik.
Sanki bir daha bağışlanmak için yakaracakmış gibi
Her gerçeğin bir bedeli vardır.
Neye inanırım, biliyor musun?

Sevginin asla ölmediğine

Bazen din cehenneme gidemeyecek kadar korkaklar içindir; oysa ruhaniyet oraya gidip gelmişleri ilgilendirir.
Tanrı’nın yüzünün bin farklı açıdan görülebileceğini anlatırdın.
Tanrıyı ne güldürür, biliyor musun?

Plan yapan insanlar,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir