İçeriğe geç

İki Soylu Akraba Kitap Alıntıları – William Shakespeare

William Shakespeare kitaplarından İki Soylu Akraba kitap alıntıları sizlerle…

İki Soylu Akraba Kitap Alıntıları

EMILIA
Bağışlayın beni, ama eğer sizinle gelirsem kapatırım gözlerimi.
THESEUS
Orada olmalısın, bu düello gece yapılıyor
Sende gecenin parlayan tek yıldızısın.
EMILIA
Ama sönmüş bir yıldız
o yıldızın ışığında birini ötekine düşüren bir uğursuzluk gizli.
EMILIA
Kalkın lütfen, kederiniz yüzünüzden okunuyor.
3.KRALİÇE
Yanaklarımdan aşağı inen gözyaşı yanıltabilir sizi, tıpkı suyun altındaki çakıl taşları gibi.
Sevenlerin sevgisini sevginin yitirilmesinden başka
Hiçbir şey satın alamaz!
Aklımızın yetmediği yerde sezgilerimiz söylüyor geleceği.
KIZ
İncitmeyeceksin beni ama.

KIZIN TALİBİ
Hayır, sevgilim.

KIZ
Eğer incitirsen ağlarım sonra.

KIZ

Söyleyin efendilerim, dünyanın sonuna ne kadar kaldı?

DOKTOR
Bir günlük yol kaldı.

Aşkın bu kadar zorba olacağı hiç aklıma gelmezdi.
Bütün kadınların gücü bizimle olsun!
Onurlarıyla ölenler için bir yer varsa eğer,
Dilerim o yorgun ruhlar orada dinlensinler.
Bilge ozan ne demiş?
Yılan balığını ve bir de kadını
Dişlerinle tutmadın mı kuyruğundan
Elinden kayıp gidermiş.
İnandığım bütün dağlara kar yağdı,
Bir anda yok oldu sağlıklı gençliğim!
Biliyorum, o da beni sevecek.
Biz kızlar on beşine geldiğimizde, ne kışkırtır bizi
imkânsıza doğru?
Yaşamayı ne kadar sevsem de, beni de götürün ölüme.
Geçmişimizi açgözlülükle yutan bu dünya,
Soluk bir gölgeden başka bir şey değil.
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş
sokaklarla dolu,
Herkesin buluştuğu pazar yeri de ölümün ta kendisi.
Bir şey toplamıyoruz kederden başka.
Olanları şimdiden gördüğümüze göre,
İzleyelim bizi çağıran talihimizi.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hiç ihtiyacım yok başkasının yürüyüşünü taklit etmeye
Ya da konuşmamı onunkine benzetmeye;
Her kötülüğün bir iyilik maskesi vardır;
Bize her iyi görünen içinde bir kötülük taşır.
Akıntıya kürek çekmek batmaktan beter,
En azından boşa çıkarıyor hep çabalarımızı.
İnsan olduğumuza göre böyle davranmalıyız;
Yoksa, ezilirsek şehvetin egemenliği altında
Yitiririz insanlığımızı.
Hissetmediğiniz bir şeye niçin aldırasınız?
Yağmuru hissetmeyen, görmeyen
Onun ıslak mı kuru mu olduğunu bilemez.
Aşırı duygusallık ve acı
Bir budala gibi,
Düşünmeden konuşmaya itiyor insanı.
Ey keder, ey zaman, siz açgözlü tüketiciler
Yiyip bitiriyorsunuz her şeyi
Papatyalar kokmasa da güzeldirler
Kötülük öylesine kol gezmektedir ki,
erdem neredeyse bir sapıklık sayılmaktadır.
Gerçi susmak ölümüm olurdu ama,
Onu sevdiğimi söylemeseydim keşke;
Gülecek kadar güçlüyüm bu felakete,
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş sokaklarla dolu,
Ben senin inancına karşı değilim.
Ama kendiminkinde de ısrarlıyım.
Her kötülüğün bir iyilik maskesi vardır;
Geçmişimizi açgözlülükle yutan bu dünya,
Soluk bir gölgeden başka bir şey değil.
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş sokaklarla dolu,
Herkesin buluştuğu pazar yeri de ölümün ta kendisi.
Her kötülüğün bir iyilik maskesi vardır.
Hissetmediğiniz bir şeye niçin aldırasınız?
keder mantık dinlemez ki
Çabucak yaptığınız bir şey aceleye gelmiş sayılmaz;
Aklınıza ilk gelenler uzun tartışmalardan daha önemli:
Önceden kararlaştırdığınız başkalarının eylemlerinden daha değerli.
Ah ah, yüzümden okuyamazsınız
Yanaklarımdan aşağı inen gözyaşları
Yanıltabilir sizi
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş sokaklarla dolu,
Herkesin buluştuğu pazar yeri de ölümün ta kendisi.
“Büyük uğraş veriyorum kendi kendime,
Unutmak için adını, eski sevgimizi”
Gerçi susmak ölümüm olurdu ama,
Onu sevdiğimi söylemeseydim keşke
Ben senin inancına karşı değilim.
Ama kendiminkinde de ısrarlıyım.
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş sokaklarla dolu.
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş sokaklarla dolu.
Sevenlerin sevgisini sevginin yitirilmesinden başka
Hiçbir şey satın alamaz!
Aklımızın yetmediği yerde sezgilerimiz söylüyor geleceği.
”Yoksun olduğumuza gülüyor, sahip olduğumuza ağlıyoruz. ”
Neden seviyorum bu beyi? O beni sevmeyecek nasıl olsa..
Siz bir ressamın başyapıtı olsaydınız eğer,
Satın alırdım o resmi
“İnandığım bütün dağlara kar yağdı,
Bir anda yok oldu sağlıklı gençliğim!
Nereye gitmeliyim şimdi?”
Yoksun olduğumuza gülüyor, sahip olduğumuza ağlıyoruz
“Bu çok acı bir yaşam, ama öteki yaşam da var, orada yanıyorsun, kızarıyorsun, haşlanıyorsun, çığlık atıp inliyorsun, dedikodu yapıp küfrediyorsun ”
“Bazı erkekler ötekilerden ne kadar üstün!”
Gerçi susmak ölümüm olurdu ama,
Onu sevdiğimi söylemeseydim keşke
“Hiçbir şey umurumda değil, ama umutsuzum, çaresizim.”
“Bir şey toplamıyoruz kederden başka.”
“Yüreğimiz bomboşsa
Nasıl bir yıkım getirir indirilen darbe?”
Akıntıya kürek çekmek batmaktan beter
Ben senin inancına karşı değilim.
Ama kendiminkinde de ısrarcıyım.
Ama masum bir sevgiydi onunla benim aramdaki,
Önyargısız sevdik birbirimizi;
Dünyaya hayat veren, nasılı, nedeni bilinmeyen
Elementler gibi birbirimizin ruhundan anlıyorduk.
O ne severse, ben de seviyordum,
Sevmediklerini suçluyordum.
Gerek kalmıyordu söze.
Göğsümden yüreğime kadar uzanan
Bu zavallı yaralarım şifalı ot gerektirmiyor.
Ya en önde giden at ben olurum
Ya da bir hiç olurum öndekini izleyen.
“Her kötülüğün bir iyilik maskesi vardır;
Bize her iyi görünen içinde bir kötülük taşır.”
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş sokaklarla dolu
Kendilerinden o kadar eminler ki, nerede olursa olsunlar kendi dünyalarını yaratabilecek güçteler
Bu dünya nereye gittiği belli olmayan başıboş sokaklarla dolu,
Herkesin buluştuğu pazar yeri de ölümün ta kendisi.
Her kötülüğün bir iyilik maskesi vardır;
Papatyalar kokmasa da güzeldirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir