İçeriğe geç

İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn Kitap Alıntıları – İmam Gazali

İmam Gazali kitaplarından İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn kitap alıntıları sizlerle…

İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn Kitap Alıntıları

İmam Gazali kitaplarından İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn kitap alıntıları sizlerle

İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn Kitap Alıntıları

Yine şöyle buyurmuştur: ‘Kim, Kabkabı’nın, Zabzabı’nın ve Laklakı’nın şerrinden korunmuşsa, o kimse bütün şerden korunmuş demektir.Kabkab mide, Zabzab tenâsül uzvu, Laklak ise dil demektir. İşte bu üç şehvet ile insanların ekserisi helâk olmaktadır.
Hz. Peygamberin şöyle dediğini işittim:
Muhakkak ki ademoğlunun yanlışlıklarının çoğu dilindedir.
Mü’min bir kimsenin dili, kalbinin arkasındadır. Konuşmak istediği zaman kalbiyle o şeyi düşünür, sonra diliyle onu geçiştirir; münafığın dili kalbinin önündedir. Bir şeyi kastettiğinde diliyle söyler, kalbiyle düşünmez.
Kulağın çınladığı zaman, Hz. Peygamber’e salât ve selâm getir ve şöyle de:

Beni hayır ile yâd edeni, Allah yâd eylesin

Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur :
Ehli olsun olmasın, sen iyiliğini yap. Şayet ehlini bulunsa ne güzel,isabet ettirdin. Şayet bulamadınsa,sen iyiliğin ehli olursun.
İlim üçtür: Konuşan kitap, yerleşen sünnet, üçüncüsü de bilmem demektir.
Bir bilgeye sorarlar:
– Çirkin doğru söz nedir?
cevap verir:
– Kişinin kendini övmesidir.
Allah (cc.) katında, hilim ile karşılanan öfkeden ve sabırla karşılanan musibetten daha sevimli hiçbir şey yoktur!
Göklerin kapısı namaz kılanlar için açılır.
Allah Teâlâ namaz kılan kulu ile meleklere karşı iftihar eder.
Halktan korkuyor da Allah’tan korkmuyor musun?
Halbuki asıl kahrından korkulması gereken Allah’tır.
Tevbe ile bâtınını temizle;
Çünkü mâbudunun nazargâhı iç âlemindir.
Aklı olmayan rahata kavuşmuştur; zira akılsız kişi neticeye önem vermez. Helak olmasının vakti gelinceye kadar rahat eder.
Peygambere en yakın olanlar âlimler ve şehitlerdir. Âlimler ilim ile, şehitler silah ile onun dinini korurlar.
Kendisini âlîm sanan bir câhil nasıl öğrensin?
Allah’ı seven yaşar, dünyaya meyleden şaşar.
Küçük günah, devamlılık yüzünden, büyür. Nitekim mubah birşeyin, devamlılık yüzünden küçük günaha dönüştüğü gibi
Günahlar, iman için, bedenleri kemiren zararlı yemekler gibidir. O yemekler içte birikirler. Sonunda insanın mizacı bozulur. Oysa insan mizacı bozuluncaya kadar bundan haberdar değildir.
Tevbe’nin bir mânâsı da günahları derhal terketmek, gelecekte de yapmamaya azimli olmak ve daha önce geçen kusurları telâfi etmeye çalışmaktır.
Fetih El-Mûsulî şöyle demiştir:
Bir hasta yedirilmez, içirilmez, tedavi edilmezse ölmez mi? İşte kalb de aynen bir hasta gibidir; üç gün arka arkaya ilim ve hikmetten mahrum edilirse manevi yönden ölür.
Bir topluluk Hasan Basrî (ra.)’nin arkasında yürüdü. Hasan onları böyle yapmaktan menederek şöyle dedi: ‘Bu durum, kulun kalbini sağlam bırakmaz!’
İbn Mes’ud (ra.) şöyle demiştir: Günah bakımından kişiye ‘Allah (cc.)’tan kork’ denildiği zaman böyle diyene ‘Sen kendi nefsine karış ve kendini düzelt!’ diye karşılık vermek yeter de artar bile!
Kalbini tedavi et! Zira Allah Teâla’nın kullarından isteği, kalplerini ıslah etmeleridir.
Muhammed b. Ali b. Hüseyin (ra.) demiştir ki: Müslüman bir kişinin kalbine kibirden bir şey girdi mi, ister az, ister çok olsun, o nisbette aklı azalır.
Tedbir gibi akıl, güzel huy gibi asâlet olmaz
İman çıplaktır ,
Elbisesi takva , süsü utanmak , meyvesi ise ilimdir.
İbrahim et-Teymi (ra.) şöyle demiştir: ‘Şeytan, kulu günah kapısına davet eder. Fakat kul ona itaat etmediği gibi, bir de hayır işlerse, şeytan onun yakasını bırakır. (Zira hasenâtının artmasından korkar)
Allah (cc.) nezdinde iyi ve mukarrebler (yaklaştırılanlar) zümresinden isen halkın zemmedişinden ne zarar gelir?
Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Oku kitabını! Bugün üzerinize hesap görücü olarak nefsin sana yeter.”

(İsra Suresi, 14.Äyet.)

Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Andolsun! Sizi ilk defa nasıl çırılçıplak yaratmışsak, onun gibi yapayalnız ve teker teker huzurumuza gelirsiniz.”

(En’äm Suresi, 93.Äyet.)

Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur;

“Kıyämet gününde herhangi bir kulun terazisine konan en ağır sey, ALLAH’ın takväsı ve güzel ahläktır.”

(Ebu Dävud ve Tirmizi)

Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Bir kimseniz bir kimsenizi (arkasından hoşlanmayacağı sözle) çekiştirmesin.Hiç sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz (değil mi)!

(Hucürät Suresi, 12.Äyet.)

Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur;

“Hayä imandan bir şubedir.”

(Müslim ve Buhäri)

Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur;

“Eğer ALLAH seninle bir kişiye hidäyet ederse, bu senin için dünya ve dünyadaki nesnelerden daha hayırlıdır.,,

(Müslim ve Buhäri)

Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Girin cehennemin kapılarından! Ebediyyen içinde kalmak üzere İşte bak! Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür.,,

(Zümer Suresi, 72.Äyet.)

Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Böylece onları hep bäkire kızlar, kocalarına aşık yaşıtlar yaptık.”

(Väkıa Suresi, 36-37. Äyet.)

BİR KADINLA EVLENMEK İÇİN ARANAN HASLETLER.

1- Dindar olmak,
2- Ahläklı olmak,
3- Güzel olmak,
4- Mihri az olmak,
5- Çocuk yapmaya elverişli olmak,
6- Bäkire olmak,
7- Soylu olmak,
8- Pek yakın akrabadan olmamaktır.

Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Ey iman edenler! Kendinizi ve aile halkınızı öyle bir ateşten koruyun ki, onun yakacağı insanlarla taşlardır.”

(Tahrim Suresi, 6.Äyet.)

Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur;

“Ädil bir välinin tek bir günü yetmiş veya doksan senelik ibädetten daha hayırlıdır.”

(Taberäni)

Kalp Ayna; şehvetler de ayna üzerindeki toz ve kir gibidir. Kur’an-ı Kerim’in manalarını da aynada görülecek suretler gibidir. Şehvetlerden kalbi temizlemek aynanın yüzünden perdeyi kaldırıp tozunu silmek gibidir
Ariflerden bir zat: Haftalık, aylık ve senelik hatimlerim vardır; fakat bir hatmim var ki otuz senedir bitiremedim. dedi. Bu Kur’an üzerinde düşüncesi ve tetkikatı nispetindedir. Yine bu zat şöyle diyor: Ben kendimi gündelikçi, haftalıkçı, aylıkçı ve yıllıkçı yerine koydum
Güneşin Şulesinde gölgenin duramadığı gibi hikmeti kelamın karşısında da batıl ayakta duramaz. İnsanlar gözleri ile güneşe bakmadıkları gibi hikmetin derinliğine tamamen vasıl olmayada güç yetiremezler
Kim şüphelilere cüret ederse, harama girmeye yaklaşır.
Bir şâir: “Kimse dünyada ihtiyacını bitirememiş; bir ihtiyacı tükenirken hemen diğeri yerini alır.” demiştir.
İbn Sîrîn (rh) şöyle dedi;
 بالله محباً وبالقرآن مؤنساً وبالموت واعظاً
Sevgili olarak Allah, arkadaş olarak Kur’an, nasihat olarak ölüm yeter.
Dünyanın adi olduğunu, zahmetlerle dolu olduğunu, zevklerinin kederle karışık bulunduğunu ve iyiliklerinin tez kaybolacağını bilmeyen ahmaktır.
İki iyi haslet vardır ki, bu hasletler hiçbir münafıkta bulunmaz: Birincisi güzel ahlâk, ikincisi dinde derin bilgi (fıkıh) sahibi olmak.
Kalp huzuru namazın ruhudur. Bu ruhun idamesi en azından tekbir alındığı zaman bulunmasına bağlıdır. Tekbir anında huzurun eksikliği ruhun helâk olması demektir.
Huzur, namazın parçalarında ne derece ise ruh da o nispette gelişir.
Ölüye yakın nice hareketsiz diri vardır. Bütün namaz boyunca gafil olup sadece tekbir alınırken huzura kavuşanın namazı hareketsiz diriye benzer. Allah’tan yardımını talep ederiz.
Kul bazen namaz kılar, fakat namazın altı da biri,hatta onda biri kendisi için yazılmaz. Kişinin namazından ancak anlayıp,idrak ettiği kadarı kendisi için yazılır.
Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Bugün dillerinin tutulacağı gündür. Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesinler.”

(Mürselät Suresi, 35,36.Äyet)

Bismillahirrahmanirrahim
‎بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Oku kitabını! Bugün senin aleyhine hesap görücü olarak nefsin yeter.”

(İsra Suresi, 14.Äyet)

Ebu Hüreyre (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ’)’dan rivayet edildiğine göre:

Rasulullah ﷺ şöyle buyurmuştur;

“Kim ilim öğrenmek için bir yola koyulursa, ALLAH onu cennete ulaştıracak bir yola koyar.”

(Ebu Dävud, Tirmizi)

( ) zira küfrü istemek küfürdür.
Akıllı bir kimse elde edeceği hiçbir fayda olmadığı halde, üstelik yüklendiği bir zararla beraber, çektiği meşakkate rağmen, nasıl kendisini Allah (cc.)’ın gazabına maruz bırakır da dinini ve dünyasını faydasız bir şekilde yok eder.
Sen hasedin yüzünden Allah (cc.)’in kaza ve kaderine küsmüş olur, kulları arasında taksim ettiği nimetini hor görür, gizli hikmetiyle mülkünde ikame ettiği adaletini çirkin sayar, kerih görürsün. Bu ise tevhidin özüne karşı işlenilen bir cinayet, imanın gözünde bir çapaktır.

Az kâra kanâat eden Çok Sürüm Yapar.
«Leylâ’nın bulunduğu memleketleri dolaşır,
Oraların taşını toprağını öperim.
Aslında, gönlümü yakan o memleketler değil,
Oralarda oturan Leylâ’nın sevgisidir»

//Mecnûn b. Âmir

İlmiyle Allah’ın rızasını aramayan kimseler, kolay kolay ‘Bilmiyorum’ diyemezler; zira böyle söylemeyi gururlarına yediremezler.
İman insan gibidir.
Ruhun yokluğu bütün bedeni yok ettiği gibi, şehâdetin yokluğu da imanı kökünden yok eder.
Her kim dünya sevgisini atar, Allah sevgisini kalbine yerleştirirse, irâdesi kuvvet bulur ve niyeti düzelir.
ya ebu Hazım (ra.)! neden biz ölümden hoşlanmıyoruz ?
Çünkü siz ahiretinizi tahrip, dünyanızı mamur etmişsiniz. bu bakımdan siz mamur bir yerden harabe bir yere gitmeyi elbette hoş görmezsiniz!
ya abu Hazım (ra.)! Allah (cc.)’ın huzuruna gitmek nasıldır?
ya emir’ul-mü’minin! eğer giden salih bir kimse ise senelerce kaybolmuş, sonra ailesine kavuşmuş bir kimse gibidir. kötü bir kimseye gelince, oda efendisinden kaçmış, sonra tutuklu olarak efendisinin huzuruna getirilen bir köle gibidir.
Muhakkak alim, ilmiyle Allah (cc.)’ın cemâlini istediği zaman her şey ondan korkar. Eğer ilmiyle hazineleri toplamak istiyorsa o zaman kendisi herseyden korkar.
Selef-i sâlihîn derler ki: Üç sınıf vardır, onların gıybeti yoktur, onların gıybetinden günah gelmez:
1. Zâlim idareci
2. Bid’atçı kimse
3. Fıskını açıklayan fasık
Said b. Tarif şöyle demiştir: Ben Hasan Basri’ye ‘Fıskını açıkça yapan bir kişinin, kötülüklerini söylersem gıybetini yapmış sayılır mıyım?’ diye sordum. Cevap olarak ‘Hayır! Böyle bir kimsenin hürmeti sözkonusu değildir’ dedi.
.. tevbenin tarifinde: Geçmiş hataların verdiği iç sancısıdır denilmiştir.
Pişmanlık tevbedir. buyurmuştur.
Allah (cc) nezdinde erkeklerin en sevimsizi, münakaşada ısrar edenidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir