İçeriğe geç

İçiyorsak Sebebi Var Kitap Alıntıları – Harun Serkan Aktaş

Harun Serkan Aktaş kitaplarından İçiyorsak Sebebi Var kitap alıntıları sizlerle…

İçiyorsak Sebebi Var Kitap Alıntıları

Bu dünyayı kaybettin en fazla yüz sene gider.Ama ahireti kaybedersen ebed gider
Allah der ki:
‘Kimi benden çok seversen,onu senden alırım.’
Bilesin ki:Kalpler,ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.
(Rad Suresi,28)
Ey kendini insan sanan insan,kendini oku!
Neydi bizi dergah-ı İlahiden uzaklaştıran? Dünya bize ne vaat etti de Cenab-ı Hakk’ın vaat ettikleri kıymetsiz kaldı?
Gençleri hep kandırmışlar İçki içince değil,secdeye gidince geçer dertler
Kusurunu görmemek en büyük kusurdur.
İnsan çaresiz değil,duasızdır.
Bence risk,her gün üç yüz elli bin kişi ölmeye devam ederken; ölümü düşünmeyip ahirete çalışmadan dünyada ebedî kalacak gibi yaşamaktır.
Ölümü aklımıza getirmeyince, unutunca sanıyoruz ki, ölüm de bizi unutacak.
İnsan çaresiz değil, duasızdır.
Bir elmada kendi nefsine bakan bir yön varsa, mucidi ve sanatkarı olan Allah’a bakan yüzlerce yönü vardır.
“Ey kendini insan zanneden insan, kendini oku!”
Ama unutuyoruz, ölümün hastanede 80 yaşında bir kanser hastasıyla yeni doğan bir bebeğe aynı yakınlıkta olduğunu”
“Ey gençliğimde gülmüş şimdi güldüğüne ağlayan nefsim”
Bence risk, her gün 350 bin kişi ölmeye devam ederken, ölümü düşünmeyip ahirete çalışmadan dünyada ebedi kalacak gibi yaşamaktır.
Dünya için din feda olunmaz..
Yalnızca Allah’a inanın, gerisi inanılacak gibi değil..
İnsan çaresiz değil, duasızdır..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Kusurunu görmemek en büyük kusurdur..
Kendi günahına ağlayamayan nasıl başkasını düşünebilir ki?
Acı bir soru soruyorum kendime:
Sen kime benziyorsun, kimi örnek alıyorsun?
De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.
İsteyen kıyılarda çakıl taşları toplamakla meşgul olsun, ben derinlerde inci, mercan toplamak istiyorum.
Bilirsiniz ki, eğer delalet (yanlış yola sapma) cehaletten gelse, izalesi (ortadan kaldırılması) kolaydır.
Fakat delalet fenden ve ilimden gelse, izalesi müşküldür (zordur). Çünkü öyleler kendilerini beğeniyorlar. Hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Rabbim iman penceresinden bakıp, iman gözüyle görmeyi nasip etsin!
Hâlbuki aynı göze ikimiz de sahibiz fakat bakmak ve görmek..
Semaverde çayımızı hiç anlatmıyorum!
Çok önemli bir sınavdan en yüksek puanla geçseniz, Acaba en düşük alanlar ne haldeler şu an diye merak etmemiz ve hüzünlenmemiz çok zor, aklınıza bile gelmez

İlk yapacağınız iş sevdiklerinizle o mutluluğu paylaşmak olur..

Derinlere dalma diyenleri bırakın, onlar kıyılarda çakıl taşı toplasın. Biz derinlere bakalım. Çünkü hazineler derinlerdedir.
Derinlere dalma diyenleri bırakın, onlar kıyılarda çakıl taşı toplasın. Biz derinlere dalalım. Çünkü hazineler derinlerdedir.
Bilgiyi elde ettikten sonra halka söylemeyen ve belletmeyen kişi, zengin olup da yoksul doyurmayan kimseye benzer.

Hz. Muhammed (a.s.m)

Bence risk, her gün 350 bin kişi ölmeye devam ederken, ölümü düşünmeyip ahirete çalışmadan dünyada ebedi kalacak gibi yaşamaktır.
İnsan çaresiz değil, duasızdır.
Bediüzzaman‘a göre; İnsan sırf dünya hayatı için çabalasa, emeğine ulaşmakta bir serçe kuşuna yetişemez. Fakat ahiret için çalışsak bütün hayvanatın sultanı ve kumandanı hükmünde olur.
Dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir.
Dedik ya herkes kendi penceresinden bakar kâinata
İbadet etmeyen adam kainatın ibadetini göremez ve belki de inkâ eder. Kâinatın ibadetini göremediği gibi lezzet de alamaz
Bu dünyayı kaybettin en fazla 100 sene gider ama kaybedersen ebed gider
Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini bu dünyaya sarf ediyorsun?
Ama unutuyoruz ölümün hastanede 80 yaşında bir kanser hastasıyla yeni doğan bir bby aynı yakınlıkta olduğunu
İnsan Kavramadığı idrakında güçlük çektiği bir şeyi inkar etmeye meyillidir. Akıl, bir şeyi ihata edemiyor o şeyin mahiyetini idrak edemiyorsa İnkara gider
Gençleri hep kandırmışlar… İçki içince değil, secdeye gidince Geçer derler
Kişinin kendi ailem ile kainat aileni değerlendirir.Rabbim iman penceresinden bakıp iman gözüyle görmeyi nasip etsin
Allah var, ahiret var. diyen genç! Neden Allah yok gibi yaşadın? Ya da neden Allah yokmuş gibi davrandın?
Her şeye vaktimiz var. Lakin vakti verene vaktimiz yok. Ne acı!
Hayat böyle işte,herkes işine geldiği gibi
Bu dünyayı kaybettin en fazla yüz sene gider. Ama ahireti kaybedersen ebed gider
Sanki bir sigorta şirketinden yarına çıkacağına dair bir senedir varmış gibi davranıyor insan
Allah der ki:
Kimi benden çok seversen,onu senden alırım.
Ve ekler:
Onsuz yaşayamam deme,seni onsuz da yaşatırım.
Mevlana
Neydi bizi dergâh-ı ilahîden uzaklaştıran? Dünya bize ne vaat etti de Cenab-ı Hakk’ın vaat ettikleri kıymetsiz kaldı?
Allah sana başkalarının değil,senin yaşayamadığın İslamiyet’i soracak,dikkat et ! Başkalarının eksikleri seni kurtarmaz!
Kâinata iman cihetiyle bakmaya vesile olan en güzel pencere Habibullah’a ittiba, yani sünnet-i seniyye dairesidir.
Kişi sevdiğinin derdiyle dertlenir, kişi sevdi- ğinin mutluluğuyla mutlu olur. Kısacası kişi sev- diğine benzer.♡
“Bilirsiniz ki, eğer dalalet (yanlış yola sapma) cehaletten gelse, izalesi (ortadan kaldırılması) kolaydır. Fakat dalalet fenden ve ilimden gelse, izalesi müşküldür (zordur). Çünkü öyleler kendilerini beğeniyorlar. Hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar.” (Mektubat, Beşinci Mektup)
Ne garip değil mi? İnsanoğlu işte,sonsuzluğu ister ama sonlu her şeye kalbini bağlar Hiç kaybetmeyecek gibi sever,kaybeder perişan olur.
Yalnızca Allah’a inanın,gerisi inanılacak gibi değil.
Gençleri hep kandırmışlar İçki içince değil,secdeye gidince geçer dertler
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez
Montaigne
Kusurunu görmemek en büyük kusurdur.
Kişi sevdiğinin derdiyle dertlenir,kişi sevdiğinin mutluluğu ile mutlu olur. Kısacası kişi sevdiğine benzer.
Herkes kendi penceresinden bakar kâinata
Rabbim iman penceresinden bakıp, iman gözüyle görmeyi nasip etsin!
Mana-yı harfî, mahlukata ve bütün kâinata Allah hesabına ve Allah’ın sanatı ve eseri nazarıyla bakmaktır. Yani kendi başına bir mana ifade etmez, ancak başkasına işaret ederse anlam kazanır.
Ama unutmamak lazım, pencereden baktığımızda, ya karanlık ya da aydınlık olacaktır. Hayata bakış da böyledir!
Kayaların ortasından çıkan ağaçlar âdeta: “Ey insanoğlu bizi basit görme! Bizler Kadir-i Zülcelal’in birer vazifedar memuruyuz. Basit gördüğün kâğıt gibi ince köklerimiz bismillah diyerek onca kayayı deler geçer” diyordu.
İşte, eğer bütün rû-yi zemindeki ağaçların lisan-ı hâllerini birden dinleyebilsen ‘Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ı tesbih eder’ hazinesinde ne kadar güzel cevherler bulunduğunu göreceksin, anlayacaksın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir