Noah Gordon kitaplarından İbni Sina’nın Talebesi Hekim kitap alıntıları sizlerle…
İbni Sina’nın Talebesi Hekim Kitap Alıntıları
İsa diye düşündü. Ya da Şaddai veya Allah, her kimsen. Nasıl böyle bir ziyana izin verebildin?
Akıllı bir adama söylenen tek bir söz, bir aptala bir yıl yalvarmaktan evladır.
Akıllı bir adama tek bir kelime söylemek, bir aptala bir yıl yalvarmaktan daha iyidir.
Sözcükler tuhaf bir şekilde önemsizdi. Önemli olan yüzlerinde oynaşan duygular, el ifadeleri, ses tonları ve gözlerinin ilettiği sırlardı
Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.
Tanrı’nın sözüne cahilce diyemezsin!
– ” Ben Tanrı’nın sözünden bahsetmiyorum. Ben Tanrı’nın sözünü yorumlayan insanlardan bahsediyorum. Dünya bu yüzden bin yıldır cehalet ve karanlık içinde kaldı.
– ” Ben Tanrı’nın sözünden bahsetmiyorum. Ben Tanrı’nın sözünü yorumlayan insanlardan bahsediyorum. Dünya bu yüzden bin yıldır cehalet ve karanlık içinde kaldı.
Sözcükler tuhaf bir şekilde önemsizdi. Önemli olan yüzlerinde oynaşan duygular, el ifadeleri, ses tonları ve gözlerinin ilettiği sırlardı..
.. en iyi dostları ve en kötü düşmanları olan kitaplarıyla yüzleşmesine yardım ettikleri için onlara iyi bir ödeme yaptı.
Sözcükler tuhaf bir şekilde önemsizdi. Önemli olan yüzlerinde oynaşan duygular, el ifadeleri, ses tonları ve gözlerinin ilettiği sırlardı..
İbni Sina kendi yanılmazlığından çok bilimsel bakımdan doğru olanla daha fazla ilgileniyordu.
“Bir ağacın çiçeklerinden birini koparmakla , ağacı gövdesinden kesip yere devirmek birbirinden farklı şeyler”
Tıp okumak için birkaç ömür harcasan bile senin için bir gizem olan hastalıklarla karşılaşacaksın.
Ben öküzden korkarım, çünkü onun silahı var ama aklı yok
..Bizim anlaşmamız sadece Tanrı’nın yasalarını öğrenmekti.
Evet, öğrenmeyi kabul ettim. Ama zihnimi kapatmayı ya da düşüncelerimi saklamayı kabul etmedim.
Tanrı’nın sözüne cahilce diyemezsin!
Ben Tanrı’nın sözünden bahsetmiyorum. Ben Tanrı’nın sözünü yorumlayan insanlardan bahsediyorum. Dünya bu yüzden bin yıldır cehalet ve karanlık içinde kaldı.
Bana acı veren, benim cahilliğim ve yetersizliğim.
Yaşamı elde tutmak ölümden zordur, sağlığa sımsıkı tutunabilmek ise daha da zordur.
Hiç kimse görmek istemeyecek kadar kör değildir
Mahsumun hakkı zalimden, Mahkumun hakkı hakimden alınır
“Bir ağacın çiçeklerinden birini koparmakla , ağacı gövdesinden kesip yere devirmek birbirinden farklı şeyler”
Fen ve tıp bedeni öğretir, felsefe ise zihni ve ruhu öğretir ve bir hekimin tıpkı su ve ekmek gibi bütün bunlara ihtiyacı vardır
Gidenler geri gelmezdi, bu işin kuralı buydu.
yaşamı elde tutmak ölümden zordur.sağlığa sımsıkı tutunabilmek ise daha zordur.
Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.
Gidenler geri gelmezdi, bu işin kuralı buydu.
Biz, siz ve müslümanlar hepimiz gercek dinin kendimizinki olduguna inanıyoruz. Üç din de haklı olabilir mi?
Akıllı bir adama tek bir kelime söylemek, bir aptala bir yıl yalvarmaktan iyidir.
Cami ve devlet tek bir rahimden doğmuşlardır. İkisi birdir, birbirlerinden ayrılamazlar.
Hükümdarlar gelip geçer ama dünyanın her zaman hekimlere ihtiyacı vardır.
İnsan bir deniz kenarında yaşamaktan hoşlanır ama gene de köpek balıklarını sevmez.
Helat iran şahının vatandaşlara ayrıcalık tanıyan bir hediyedir
Bir cuma günü öğleden sonra,bir sağ yamacına kurulmus küçük Iğdır köyüne ulaştılar.
Yarın, dün ile aynı olacaktı .
Çünkü hepimiz, biliyoruz ki, insan ruhu, bedenine çok kötü ve tuhaf şeyler yapabilir.
Her insanın kötü düşünceleri olabilir. İnsan kolay kolay kurtulamaz böyle düşüncelerden.
Onun ölümüyle benim yaşantımdaki bir ışık sönmüştür.
Yapacak hiçbir şey yok mu?
İbni Sina dudaklarını bükerek ona olan sevgimin ne kadar güçlü olduğunu göstermekten başka yapabileceğim bir şey yok dedi.
İbni Sina dudaklarını bükerek ona olan sevgimin ne kadar güçlü olduğunu göstermekten başka yapabileceğim bir şey yok dedi.
İbni Sina, kutsal kitapta, ölüler birgün ayağa kalkıp Peygamber’ i(s.a.v)selamlayacaklar ve yeniden yaşamaya başlayacaklardır, diye yazılıdır, o gün hiçbir organının kesilmemiş olması gerekir dedi.
Dünyasındaki değişiklikleri kulağına gelen seslerle değil, duygularıyla fark ediyordu.
Akıllı bir adama tek bir kelime söylemek, bir aptala bir yıl yalvarmaktan daha iyidir.
Kadınlar, geceleri de gündüzleri de farklıdırlar diyerek itiraz etti buna Rob. Bibirlerine benzer gibi görünürler ama her birinin kokusu, tadı, dokunuşu ve duygusu farklıdır.
Gidenler geri gelmezdi, bu işin kuralı buydu.
Yaşamı elde tutmak ölümden zordur, sağlığa sımsıkı tutunabilmek ise daha da zordur.
Küçük dilenci ancak kendi parmağını ısırabilir, unutma bunu. Önce aptallar gelir.
Felsefeyi öğrenmezsen onu nasıl reddebilirsin? Fen ve tıp bedeni öğretir, felsefe ise zihni ve ruhu öğretir ve bir hekimin tıpkı su ve ekmek gibi bütün bunlara ihtiyacı vardır.
Editha yan dönüp tekrar uykuya dalarken, erkeklerin bazen rahatlatıcı, çoğunlukla kaba ama her zaman bir muamma olduğunu düşündü.
Farsça harfler güvercin pisliğine, kuş pençesi izlerine, kıvrık odun yongalarına benziyordu.Bütün harfler sanki birbirini düzmeye çalışıyordu.
Akıllı bir adama tek bir kelime söylemek, bir aptala bir yıl yalvarmaktan iyidir.
Babam öteki Yahudi tacirlerle kurduğu ilişkilerden Doğu’da Arapların tıp bilimini bir sanat haline getirdiklerini öğrenmiş. Müslümanlar İran’daki İsfahan’da hastaları gerçekten tedavi eden bir hastane kurmuşlar.
Yaşamı elde tutmak ölümden zordur, sağlığa sımsıkı tutunabilmek ise daha da zordur.
“Her koşucu köpek zefer kazanmak için dua eder. Tanrının nasıl da kafası karışıyordur! Ondan sadece hız ve dayanıklılık bahşetmesini istemek ve bunlardan yararlanarak zaferin veya yenilginin sorumluluğunu üstlenmek daha iyidir.”
Aslan, ineğin konuğu oldu diye ota bayılmaz.
Altıda kalkıp, onda yemek.
Akşam beşte yiyip, onda yatmak.
Uzatır insanın ömrünü on kat.
Akşam beşte yiyip, onda yatmak.
Uzatır insanın ömrünü on kat.
“Okulda çok şey isteniyor. Ve bunlardan bazılarını ne öğrenmek istiyorum ne de ihtiyacım var. Felsefe, Kuran..”
İhtiyar adam küçümser bir tavırla sözünü kesti. “Çok kişinin düştüğü bir hataya düşüyorsun. Felsefeyi öğrenmezsen, onu nasıl reddedebilirsin? Fen ve tıp bedeni öğretir, felsefe ise zihni ve ruhu öğretir ve bir hekimin tıpkı su ve ekmek gibi bütün bunlara ihtiyacı vardır.”
Aslan ineğin konuğu oldu diye ota bayılmaz.
“Akıllı bir adama söylenen tek bir söz, bir aptala bir yıl yalvarmaktan evladır.”
“İnsanı öldürmek kadar kolaydır ve ben de öyle yaptım. Yaşamı elde tutmak daha zordur, sağlığı korumaksa daha da zordur. İşte biz kafamızı bunlara vermeliyiz.”
Kendisine öfke duyanlar tarafından izleniyordu. Onlardan hiç kurtulamıyordu. Çünkü o öfkeli insanları kendi içinde gittiği her yere beraberinde taşıyordu.
Hükümdarlar gelir geçer ama dünyanın her zaman hekimlere ihtiyacı vardır.
Çünkü hepimiz biliyoruz ki,insan ruhu,bedenine çok kötü ve tuhaf şeyler yapabilir.
Kentin artan ışıklarının içinde koşuyordu. Son dansıydı bu.
Bana acı veren , benim cahilliğim ve yetersizliğim.
Bu masum dünyada bir gezinti yapalım !
Yaşamı elde tutmak ölümden zordur, sağlığa sımsıkı tutunabilmek ise daha da zordur.
Kendimi gizlemeden başka bir yere de gidebilirdim dedi ingilizce. Batı Halifeliği’ne, Toledo’ya, Cordoba’ya gidebilirdim. Ama bir insanla ilgili bir şeyler duymuştum. Avicenna’nın Arap adı beni çok etkilemiş ve bu adı duyduğumda bütün vücudum sarsılmıştı . Ebu Ali el-Hüseyin lbni Abdullah lbni Sina.
Cami ve devlet tek bir rahimden doğmuşlardır. İkisi birdir, birbirlerinden ayrılamazlar.
Yaşamı elde tutmak ölümden zordur, sağlığa sımsıkı tutunabilmek ise daha da zordur.
akıllı bir adama tek bir kelime söylemek, bir aptala bir yıl yalvarmaktan daha iyidir dedi.
Kadınlar, geceleri de gündüzleri de farklıdırlar diyerek itiraz etti buna Rob. Biribirlerine benzer gibi görünürler ama her birinin kokusu, tadı, dokunuşu ve duygusu farklıdır.
Işte sana bir ders dedi Berber. ‘Tıpkı bir insanı ölüme götürmek gibidir bir tavuğu öldürmek. Ben de öyle yaptım. Yaşamı el de tutmak ölümden zordur, sağlığa sımsıkı tutunabilmek ise daha da zordur.
Bu anı daha önce de yaşamıştı. Sönmekte olan bir mum gibi yok olup gidişin farkındaydı. Babasının ölmekte olduğunu ve bunun kısa süre içinde olacağını biliyordu.
Hükümdarlar gelip geçer ama dünyanın her zaman hekimlere ihtiyacı vardır.