İçeriğe geç

Hüzünlü Kadınları Seviniz Kitap Alıntıları – Ayşe Akaltun

Ayşe Akaltun kitaplarından Hüzünlü Kadınları Seviniz kitap alıntıları sizlerle…

Hüzünlü Kadınları Seviniz Kitap Alıntıları

Bu sokakları ezbere biliyorsun. Ben de bilirim bazı sokakları, bazı insanları, bazı kokuları
“Erkek gibi kadınsın”demişti
“severim böyle kadınları” Sanırım onun için iltifattı bu .”Erkek gibi “ kadınları seviyorsa belki asıl sevdiği de erkeklerdi diye geçirmiştim aklımdan .
Kadın ve kan bir göbek bağıyla bağlıdır birbirine.
Duygularımızdan soyunduktan sonra neye yarar üstümüze geçirdiğimiz kıyafetler
Bir beden iki şeyi isteyebilir miydi hayattan. Hem olduğum yerde kalmak hem de tüm hızımla koşmak istiyordum. Nereye gitsem olmuyordu, hep yabancı, hep kaybolmuş hissediyordum. Onun birbirinden bağımsız uyanan gözleri gibi, benim bedenimde parçalara ayrılmış, her parça bağımsızlığını ilan etmek istiyordu. Bütün olarak kalsın diyeydi belki de bütün çabam.
Bozkırın bütün mevsimleri birbirine benzer. Her şeyi abartılıdır ve aynı zamanda her şeyi fazla silik.
Bir mevsim sevdirebilir mi bir erkeği?
Bozkırın bütün mevsimleri birbirine benzer. Her şeyi abartılıdır ve aynı zamanda her şeyi fazla silik.
Ormanda hiçbir hayvan durup dururken saldırmaz başkasına. Oysa biz insanlar
Hatırlamanın yolu unutmaktan geçiyor. Unutmanın yolu hatırlamaktan.
Seni yavaş yavaş öldürdüğünü düşündüğün bir odadan çıkıyorsun daha hızlı öldüren başka odaya giriyorsun.
Kaç erkek bir şehri sevdirebilir insana?
Tanrı gibi, tanrı gerçekten adalet mi sağlardı kulları arasında? Ne demişti gittiğim o psikolog adam, Sen tanrı değilsin . Ben tanrı değilim, ben tanrı değilim Kimseye adalet dağıtamam. Hele tanrının adaletli olmadığını düşünürken asla tanrı olamam.
“burası dünya,tekin bir yer değildir
çekip gitmekle gitmemek arası
kalmanın binbir yaması söküğü ve oyuğu
ve kanlı bir bulutu
giyip çıkarmaması
burası dünya, acının ucuna bucağına
varmanın yol haritası”
Çiğdem Sezer
Onunla şehri sevdim; ıssız apartman girişlerindeki öpüşleriyle sevdim, tenha bir sokakta sırtımı dayadığı ağaç kabuğunun sertliğiyle sevdim, meyhane masalarının üstünden tedirgin dokunan elleriyle sevdim.

Kaç erkek bir şehri sevdirebilir insana?

Arabadan getirdiği ceketini başımın üstüne tutmaya çalışıyordu. Bense ıslanmak, bahar olmak, toprak olmak, güneş olmak istiyordum
Hüznüne sahip çıkan kadın kadar güzel başka hiçbir şey yoktur hayatta..
Mutlu olmayı beceremiyorsan mutluluğa tanık ol bari dedim.
Git gel muhasebe, git gel uyu ve uyan, git gel hep aynı
Kendimi eski bir Yeşilçam filminin sahnesindeki, önemsiz figüranlar gibi hissediyordum.
Kalemi elime alıp yavaş yavaş, özenle yazıyorum defterin ilk sayfasına.

HÜZÜNLÜ KADINLARI SEVINIZ

Hüsnüne sahip çıkan kadın kadar güzel başka hiçbir şey yoktur hayatta

Hatırlamanın yolu unutmaktan geçiyor. Unutmanın yolu hatırlamaktan.
Kitap okuyorum, bir kaç sayfa sonra eski bir anı, eski bir konuşmayı düşünürken buluyorum kendimi. Sonra yine o his yapmam gereken bir şeyi unutmuş olmanın tedirginliği.
Çocukken ne kolaydır gizli yerleri keşfetmek. Şimdiyse bir bedene saklanabilirsin ancak, bir derinin altına. Arada hızlanan kalp atışları olmasa hep orada saklanabilirsin.
Onlar içimde kalan son iyiliklerdi. Bitti. Tükendi. Yavaş yavaş boşalttım içimde kalan iyilikleri.
Duygularımızdan soyunduktan sonra neye yarar üstümüze geçirdiğimiz kıyafetler.
Okuyorum ben de. Okudukça sokağa çizilmiş bir sek sek çizgisine dönüşüyor hayat.
Kalemi alıp yavaş yavaş, özenle yazıyorum defterin ilk sayfasına.
HÜZÜNLÜ KADINLARI SEVİNİZ
Hüznüne sahip çıkan kadın kadar güzel başka hiçbir şey yoktur hayatta
Kendimi eski bir Yeşilçam filminin sahnesindeki, önemsiz figüranlar gibi hissediyordum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir