İçeriğe geç

Hüznün İsyan Olur Kitap Alıntıları – Ahmet Telli

Ahmet Telli kitaplarından Hüznün İsyan Olur kitap alıntıları sizlerle…

Hüznün İsyan Olur Kitap Alıntıları

paramparçadır yaşamak
paramparçadır dünya
paramparçadır sevdalar
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
Ayrılıkların puslu aynasındadır
bekleyişlerin solgun yüzü
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
damıtır sessizliği ve üzüncü
damıtır gurbetin kavruk memesinden
ve emzirir
hasretin yanık yüzlü çocuğunu
Hiç kimse senin kadar
yakıştıramamıştır hüznü kendine
Türküler hüzne dönmüşse eğer
geriye ne kalmıştır zaten

paramparçadır yaşamak
paramparçadır dünya
paramparçadır sevdalar

Hiç kimse senin kadar
yakıştıramamıştır hüznü kendine
Acının her gözeneğinden
hüznün ilmiklerini geçirip
dokudum şiirin kilimini
şimdi nakışlamak istiyorum
yalnızlığın dört duvarında sesini
uçurumdadır umut
uçurumdadır yaşamak
“`Parçalanmış bir gökyüzüdür yaşamak..~
Ve şimdi uysal bir kedi gibi sokuluyorsun
gergefini sessizce işleyen gecenin koynuna
Usulca okşuyorsun yalnızlığını
usulca ve sessizce yaşamak diyorsun buna
oysa hayat
açılmamış bir yumak gibi duruyor ellerinde
Biz ki günde sekiz saat on saat
gürül gürülken fabrikalarda atölyelerde batırırken öfkenin hançerini
öksürüklü ciğerlerine kentin
akşam olmaya görsün
bir bulut gibi sarıp sarmalayıp ılıkça örtünce üstümüzü gece
birden suskunlaşıyoruz sıla türküleriyle kendini dinleyen acemi aşık gibi
bir mahzunluk çöküyor üstümüze
Ve emziriyor sevdayı sessizlik
Türküler hüzne dönmüşse eğer
geriye ne kalmıştır zaten
Çorak bir topraksa yüreğin
çatlamışsa susuzluktan
sevgisizliktir bu unutma
Yanımızda değil, yanan kanımızdasın ey nazım hikmet
ve bir sevda gibi yanaş
hayatın kıyılarına
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
ve hep bir şeyler eksik gibi
bir şeyler bekler gibisin
Kavgadan uzak kalmışsan
sevdadan da uzaksın demektir
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Halk dilinin yerleşik konuğu
Sevda göçebesidir karacaoğlan
Ve sazının düzeni bozulmadıkça
Beyler sofrasının kadim dostudur
Yak sevdanın çırasını türkülerle
barajını yıkan bir ırmak gibi katıl hayata
Hüznün isyana dönsün artık
hayat kendini yeniden yaratan bir bahardır
Deli kuş bilir misin nedir
türküler kadar sevdalanmak
duyabilmek yüreğinde
bir depremin uğultusunu
Paramparça da olsa sevdalar
yine de kalmış olabilir
küçücük bir mavilik gökyüzünde
bir sevda kırıntısı
avuç içi kadar bir umut
Türküler hüzne dönmüşse eğer
geriye ne kalmıştır zaten
paramparçadır yaşamak
paramparçadır dünya
paramparçadır sevdalar
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Kuş cıvıltılan sarar bütün dünyayı
ve bir sevinç dolar yüreğine apansız
Uzanıp bütün pencereleri açmak
merhaba demek ister güneşe
– merhaba yaşamak
– merhaba dünya
– merhaba ey sevda
Yaslanır dalgın dünyasına
ürkek direnmelerin
sessiz haykırışlar yankılanır beyninde
-ya sen çatla ey sabır taşı, ya ben!-
Ne kalmışsa sevgiden, neyi
bırakmışsa isteyerek
perdelerin kıvrımında örümcek
gibi geziniyor şimdi
dokuyar sessizliğin güz kilimini
Çorak bir topraksa yüreğin
çatlamışsa susuzluktan
-sevgisizliktir bu unutma-
Gökyüzü kadar karanlık
ve yıldızsız değil yüreği
Sonra yalnızca öyküler kalır
ve sen onu yaşarsın çaresiz
Ah yalnız kuş
belli ki sen bilemeyeceksin uçmayı
hiç doğmuyor güneşler
hiç doğmayacak
sanki zaman
hep ortaçağ
Sevdalar ki süphan’da esen bir rüzgar
sevdalar ki vadilerin bağrını yarıp giden
taşkın nehirlerdir
Bir hayalet gibi kapındadır
yalnızlık denilen şey
ufkun kararabilir birden
için çölleşebilir
Kaçışın bile bir adımdır
ya da dönüşündür kendine
Unutma
Ayrılıklar ki nişanlısıdır hasretin
Hüzünler ki aşkın ve şiirin
yıllanmış şarabıdır
Bir hayalet gibi kapındadır
yalnızlık denilen şey
Her sayfası kederle kararan
bir hüzün defterine döner günler
ve her sabah merhaba hüzün
merhaba yalnızlık
diyerek başlarsın hayata
Acının her gözeneğinden
hüznün ilmiklerini geçirip
dokudum şiirin kilimini
şimdi nakışlamak istiyorum
yalnızlığın dört duvanna sesini
O yorgunluğun kitaplarındaki
umutsuz sevgiler miydi düşleri eskiten
Her nasılsa yalnızsın
Bir giz gibi deliyor yüreğini
cansıkıntılarının burgusu
ve hep bir şeyler eksik gibi
bir şeyler bekler gibisin
Hiçbir şey gideremez iç sıkıntılarını
memleketinin şarkıları ve tütünü gibi
Sevda ile hasret varsa eğer
Zulüm varsa mahpusluk varsa
Ayrılıklar yakıyorsa içimizi
Gurbet mutlaka olacaktır.
Sevda ile hasret varsa eğer
Zulüm varsa mahpusluk varsa
Ayrılıklar yakıyorsa içimizi
Gurbet mutlaka olacaktır
Her sayfası kederle kararan
bir hüzün defterine döner günler
ve her sabah ‘merhaba hüzün’
“merhaba yalnızlık”
diyerek başlarsın hayata
Ama hayat bağışlamayacaktır seni
Unutma
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
Bu alaturka şarkılarda
fena kanatıyor bazen..
şimdi nakışlamak istiyorum
yalnızlığın dört duvarına sesini..
Şimdi nakışlamak istiyorum
Yalnızlığın dört duvarına sesini.
Deli kuş bilir misin nedir
türküler kadar sevdalanmak
duyabilmek yüreğinde
bir depremin uğultusunu
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
kuşlar mı
ki çok şey denildi
şair dilinden
Sesimin pınarı kuruyor
Susunca sesinin kuşları
hiçbir şey gideremez iç sıkıntılarını
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi
suyun serin göğsüne daldırılan
kızgın bir demirdir gurbet
Deli kuş bilir misin nedir
türküler kadar sevdalanmak
duyabilmek yüreğinde
bir depremin uğultusunu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir