İçeriğe geç

Hristiyan Gülü Kitap Alıntıları – Emine Şenlikoğlu

Emine Şenlikoğlu kitaplarından Hristiyan Gülü kitap alıntıları sizlerle…

Hristiyan Gülü Kitap Alıntıları

‘Anne’ sözü meğer ne kadar güzel bir sözmüş.
Bazıları akıllarının ne kadar çalıştığını göstermek için başkalarının akıllarını harcarlar.
Yaşlı kadın Marmara Denizi için ağlar: Deniz eskiden deniz kokardı. Şimdi ise çöp kokuyor. Görgüsüz insanlar denize çöp atıyorlar, güzelim deniz dev bir çöplüğe dönüştü. derdi.
Okuyan düşünür, düşünen bulur, bulan buldurur.
Hele de Arap ülkelerinde yerlere tükürenler yok mu, onları delil olarak kullansam bana yeterdi.
Bütün çiçekler Allah’ındır. Gülün hristiyanı, müslümanı olmaz. Kimin gülü olursa olsun, gül hristiyanca ya da müslümanca değil, gülce kokar. Hem biliyor musun Peygamberimiz gülü çok severdi.
Akıl bir yerden sonra insana yön veremiyor. O yönü Allah’ın verdiği kılavuz da buluyor insan.
İnsanın kendisini ambalajladığını bilmeyenimiz yokturherhalde.
Hep haklı olan biz olamayız, bazen düşmanımız bile haklı konumda olabilir.
Tez elde edilen başarı, insanı kararsız ve maceraperest yapar.
Çağdaş olmak bu günün insanına hiçbir şey vermedi ama insanlık bunu göremiyor.
Bazıları, aklının ne kadar çalıştığını ispat etmek için başkalarının aklını harcarlar
Güzel emek verilmeyen hiçbir şey güzel sonuç vermez.
İmtihan yoksa yaratılmak için başka da bir sebep kalmıyor.
İnsan rahatlık içindeyken Allah’a ihtiyaç hissettiğini anlayamıyor.
İnsanlığa faydası olan her nimet kimden gelirse gelsin alınmalıdır. Zira o da Allah’ın insanlara bahşettiği ilimle gelen rahmetidir, ayetidir.
Herşeyin, herşeyini farklı sunduğu dünyada konular bitmiyordu ama zaman bitmeye mahkumdu.
Beyin düşünür olunca düşünüyor işte ve kainatın sebepsiz yaratılmayacağını buluyor. Buluyor da akıl bir yerden sonra insana yön veremiyor. O yönü Allah’ın gönderdiği kılavuz da buluyor insan.
Nedendir bilmiyorum, insan, aklı gidenlerden korkuyor. Fakat şimdi, galiba hem aklı olmayanlardan, hem aklı olandan korkmak zorunda kalacağız.
Dayak atmasını bağışlayabilirim ama beni adam yerine koymayanı bağışlamam.
Bazı konularda medeni olmak, medeniyet için yetmiyordu.
Sağlam zihinli olmak yetmez. Asıl olanı, onu iyi kullanmaktır.
Ama bilgi olmayınca adalet duygusu yetmiyor insana. Adaletsizlik yapıyor ama bunu farkedemiyor. Bilinç ve adalet; iki önemli kavram, ikisi bir arada olmazsa olmuyormuş meğer.
Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.
Sosyetenin hayalleri umutları da yoktu bence. Ne hayali kursalardı ki, istedikleri her şeyi elde ediyorlardı.
İnsanın, tabiatla konuştuğu zaman, en yalnız kaldığı zamandır. Kendisiyle konuşmak istediklerini de gökyüzünü veya başka bir şeyi bahane ederek konuşuyor demektir.
Ne yazık ki günahın kirlettiği alemde, denizin güzelliği de farkedilmez oluyor zamanla ve zamanla güzelliğin ne olduğu da unutuluyor.
Her şeyin tam anlamıyla farkında olmak bir hastalıktır; hem de tümüyle gerçek bir hastalık.
İnsanı, insanın yaraladığı gibi hiç bir şey yaralayamıyor.
Eğitimin insanı bozmaması yetmez, daha iyiyden yana değiştirmesi gerekir.
Lüks, bizi kılıçtan beter eziyor.
Kardeşlik
Beraberken kıymeti bilinmeyen bir değer.
Orhan kuyu İnsanin kendisini ambalajladığını bilmeyenimiz yoktur herhalde der . Ne anlamlı bir nükte . Gerçekten insanlar kendilerini ambalajladığı içindir ki , dışla iç çok farklı iki insan gibi duruyor .
Hayatı boyu hiçbir şey de başarı göstermeyen insanlar , başkalarının başarısını küçük görerek kendilerini teselli ederler.
Biz insanız , o halde , başkasının dini inancına tahammül etmesini öğrenecek, hakaretle eleştiriyi ayırt edeceğiz!
Günümüzde karşı fikrin güzel işleri haber olma niteliği taşımıyor , o halde , böylesine karanlık gecelerin nasıl aydınlanacağını düşünmek zorundayız . Ve ileri gitmek istiyorsak şunu da düşüneceğiz : Hep haklı olan biz olamayız , bazen düşmanımız bile haklı konumda olabilir .
İnsanlık , bunları ayırt ettiği zaman , insan olduğundan dolayı övünme hakkına daha çok layık olacaktır.
Saygı gösterdiğimiz kadar saygı beklemeden yaşamak zorundayız.
Bu çağda artık aklı olmayandan değil , aklı olanlardan zarar geliyor .
Zaman da ortamına göre değişirmiş.
Bazıları aklının ne kadar çalıştığını ispat etmek için başkasının aklını harcarlar .
Akıl bir yerden sonra insana yön veremiyor . O yönü Allah ‘ ın gönderdiği kılavuz da buluyor insan.
Gül gibi dünyayı çürütüp bozuyorlar karanlıklardan bir medet umuyorlar.
Fikirlere fikirle karşılık vermesini bilmeyenler saldırıya geçerler .
Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.
Kendisini meşgul etmeyen insanı şeytan meşgul eder .
Şuana kadar hayatım çok renkli geçti ama ben halâ hayat rengimi bulamamışlıgın boşluğunda dolaşıyorum.
İnsanlar insanlıktan istifa etmişler.
Gençlere duyduğunu anlayabilecek ufuk verilmiyor . Çevreye olaylara karşı duyarsız yetişiyor bazı gençler . Çünkü, gençliğin düşünecek zamanı gasp edilmiş durumda . Televizyon ve disko kolikler haline gelmiş çoğu.
Tersten bakmaya alışmışız ya . Terse doğru devam ediyoruz.
Kardeşlik beraberken kıymeti bilinmeyen bir değer .
Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur
Yobaz müslümanlarla yobaz hristiyanlar olmasa biz müslümanlarla gül gibi geciniriz.Aramizda hiç bir sorun yok ,hiç bir zaman olmazda.
Ey Tanrım !
Herşey ,kırılmaz zincirleriyle bağlı yazgının içinden mi geçer .
İnsanlar lif lif dağılıp ,yer mi insanı .
Ben de Aristoteles gibi mi sesleneyim? Ey dostlarım ,dünyada dost yok diye .
Ey Tanrım niye ?
Ama ona senin dostluğunu söylemeliyim .
Hiç olmazsa o dünyada yapabilmeliyim.
Neredesin Ey Tanrı ?
Bataklıklarda çırpınıyorum ,
Felaketin ikinci yarısı ben oldum sanki.
Ben nereye gitsem o da geliyor .
O demişti : mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.
Ben aşmış mıydım haddimi ?
Yoksa unutmuş muydun kendimi?
Bu azap fazlaca büyük geldi bana.
Kurtar beni acı renkten , yalvarıyorum sana .
Bu genç yaşta böyle olmak istemezdim.
Gelen kâbusu da engelleyezmedim.
Ellerimden tutmadı meleklerin.
Tutanlar benim bilmediklerim .
İşte kendimi seyrediyoum gece yarısı
Gördüm ki ben olmuşum ben , ötenin yüz karası .
Düşünmez hale gelmeden önce, düşüncelerimi uygulamalıyım.
Ancak küçük ruhlar olayların ağırlığı altında ezilirler, onlardan sıyrılmayı, bir yerde durup yeniden başlamayı bilmezler.
Kendisini meşgul etmeyen insanı, şeytan meşgul eder.
Ve bir şeyi daha farkettim, cehalet, ana babayla evlat arasına, karısı ile kocası arasına girdiği zaman, insanın kıyameti görmesine gerek kalmıyor.
Dostlarımın istedikleri kadar iyi, düşmanlarımın istediği kadar da kötü değilim.
( ) acı çekerken insanlar kelimeleri daha derinden anlıyor.
Hangi inançta olursa olsun, aslı olmayan bir şeyle biri suçlanıyorsa, ölmemiş vicdanlar bundan rahatsız oluyor.
Tilkinin bir sözünü hatırladım.
Bizim varlığımızı unutan aptallar olmasaydı biz aç kalırdık.
Bir insanın namus duygusunun yok olması, namussuzluk yapmasından çok daha büyük felakettir.
Cehalet, ana babayla evlat arasına, karısı ile kocası arasına girdiği zaman, insanın kıyameti görmesine gerek kalmıyor.
Günümüzde karşı fikrin güzel işleri haber olma niteliği taşımıyor, o halde, böylesine karanlık gecelerin nasıl aydınlanacağını düşünmek zorundayız. Ve ileri gitmek istiyorsak, şunu da düşüneceğiz: Hep haklı olan biz olamayız, bazen düşmanımız bile haklı konumda olabilir. insanlık, bunları ayırt ettiği zaman, insan olduğundan dolayı övünme hakkına daha çok layık olacaktır.
Gerçekten de bazı Müslümanlar, kendileri islâm’ın i sini yaşamazken, başkaları İslâm’ın her kuralını yaşasın istiyorlar.
insanlar Tanrı’nın nasıl olduğunu veya nasıl olmadığını kendinden gelen kitaptan öğrenmeyince, kendine göre Tanrı isteyecektir. Öyle Tanrı olsun ki, benim işime hiç karışmasın! diyorlar.
Kur’an’ın taraftarları Kur’an’ı dinlemedikleri için böyle oldu deyince kabul etmiyorsunuz da, İncil’e gelince neden böyle söylüyorsunuz? Eczanede duran ilacı kullanmazlarsa hastalar nasıl tedavi edilebilir ki? Bu kural, sizin ilacınız için geçerli oluyor da, bizim ilacımız için geçerli olmuyor mu?
Allah’a teslim olmayan şeytana teslim olur.
Müslüman dünya olaylarını konuştuğu zaman Dini siyasete alet ediyor diyenler bile, Yehova Şahitleri’ni dinliyorlar.
Ölümü basite almak ha
Ölüm basite alınır mıydı? Ölmekten daha mühim, ölmekten daha zor, ölmekten daha kolay, ölmekten daha ilginç, ölmekten daha ayrılık, ölmekten daha acı, ölmekten daha başlangıç, ölmekten daha daha hüzün veren bir şey bu dünyada var mı ki?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir