İçeriğe geç

Hoşça Kal Demeden Kitap Alıntıları – Harlan Coben

Harlan Coben kitaplarından Hoşça Kal Demeden kitap alıntıları sizlerle…

Hoşça Kal Demeden Kitap Alıntıları

Olabilecekleri düşünmek, olanları değiştirmiyordu.
“Kelimelerin ne kadar güçlü olduğunu iyi bilirim. Ama kalp, ancak duygulardan anlayan bir nesne.”
Duygular, canının istediğinde açıp kapatabileceğiniz ya da soğuk ve sıcak diye iki yana çevirebileceğiniz şeyler değil.
Bir aşkın bitmesi ihanetten daha iyidir.
Hayat acımasız ironilerle doluydu.
Yalnızlık herkes için bir süreliğine iyidir ama hayat biçimi olarak?
yarının sadece bir gün uzakta olduğunun farkındaydı.
Korktuğum şey bu mu, öteki dünyanın bilinmezliği mi? Muhteşem bir Cennet miydi, yoksa yakıcı bir Cehennem mi, kapkara bir hiçlik mi, yoksa yukarıdakilerin hepsi mi?
Ateş. Şeytan’ın rahatlatıcı banyo suyu. Cehennemin Amblemi. Toplu yıkımın aracı. Ateş, değerine bile bakmadan önüne kattığı her şeyi yok eder. Ateş teni eritir, eti kemiklere kadar söker, akciğerlerdeki havayı çeker…
Sonra görüldü ki aşk; kıskançlık, güzellik, yalan ve öfkeyle boy bile ölçüşemezdi.
Hayatın akışı ne komikti.
“Aşk, insanların bu dünyada yalnız olmadıklarına kendilerini inandırmak için uydurdukları bir sözcük. Yalan yani.”
Deliriyor muydu, yoksa ilk kez olan bitenler anlam mı kazanıyordu?
Artık hayat sadece hayatta kalmaktan ibaretti.
Gerçeğin her zaman iyi bir şey olmadığını biliyordu. Gerçek can yakabilirdi.
Bazı sırlar ölenle birlikte ölüyordu.
Aşık olmaktan daha büyük uyuşturucu yoktu.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Zaman geçiyordu ama hiçbir yarayı iyileştirmiyordu.
Hayat daha iyi olabilir miydi? Şüpheliyim. Kalbim aşkla dolu
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Artık hayat sadece hayattan kalmaktan ibaretti.
Yalnızlık herkes için bir süreliğine iyidir ama hayat biçimi olarak?
Gerçeğin her zaman iyi birşey olmadığını biliyordu. Gerçek can yakabilirdi.
Aşık olmaktan daha büyük uyuşturucu yoktur ..
Kabul et ve yoluna bak
Aşık olmaktan daha büyük uyuşturucu yoktu.
Geçmiş, öcünü almıştı. Suçluyu cezalandırmış, masumu korumuştu.
Hayat daha iyi olabilir miydi?
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Akla gelen sözcüklerin söylenmeden kalması en iyisiydi.
Bir aşkın bitmesi, ihannetten daha iyidir.
Kavga edebilirler, fikir ayrılığına düşebilirler, tamamen farklı dünyalara ait olabilirler; ama kendilerinin bile anlayamayacağı bir bağla birbirlerine bağlıdırlar.
Dünyanın ne düşündüğü umurumda değil.
Hayatta, kalıcı çok az şey var.
Sonradan üzülmektense güvende olmak daha iyiydi.
Geçmişe dair yeni şeyler öğrendikçe, bugünle bağlayamıyorum.
Yalnızlık herkes için bir süreliğine iyidir ama hayat biçimi olarak?
İnsanlar içinde bulunduğu duruma göre tepki verir.
Muhteşem bir Cennet miydi, yoksa yakıcı bir Cehennem mi, kapkara bir hiçlik mi, yoksa yukarıdakilerin hepsi mi?
Ateş, Şeytan’ın rahatlatıcı banyo suyu. Cehennemin Amblemi. Toplu yıkımın aracı.
Ateş teni eritir, eti kemiklere kadar söker, akciğerlerdeki havayı çeker,
Ne yaptığını bildiğini sanıyorsun ama hiçbir şey bilmiyorsun.
Ama aşk her şeyin üstesinden gelir, değil mi?
Sonra görüldü ki aşk; kıskançlık, güzellik, yalan ve öfkeyle boy bile ölçüşemezdi.
Bir gün geçmiş kendi yolunu bulacaktı.
Ölüm olunca çoğu şey affedilir ve unutulurdu.
Artık hayat sadece hayatta kalmaktan ibaretti.
Bazı sırlar ölenle birlikte ölüyor
Eğer takımın kazanırsa, sen de kazanırsın. Bu kadar basit.
Ölüm olunca çoğu şey affedilir ve unutulurdu.
Gençlik gençken harcanır.
Hayat gelişigüzeldi, birini okşarken diğerini hesapsızca mahvediyordu..
..Ölüm.
Ölümü hep merak etmişimdir. Nedir ggerçekten Kimsenin bir fikri yok, değil mi? İnsanlar zamanın başlangıcından beri pek çok fikir yürüttü ama hepsi bir öncekinden daha saçmaydı. Hamlet bunu kendi ölümünden önce nasıl biliyordu? Ölümü sınırlarını aşan yolculardan hiçbirinin geri gelmediği o bilinmez ülke diye tanımlanmamış mıydı? Muhteşem bir cennet miydi, yoksa yakıcı bir cehennem mi, kapkara bir hiçlik mi yoksa yukarıdakilerin hepsi mi?
Duygular, canınız istediğinde açıp kapatabileceğiniz ya da soğuk ve sıcak diye iki yana çevirebileceğiniz şeyler değil.
Aşk, insanların bu dünyada yalnız olmadıklarına kendilerini inandırmak için uydurdukları bir sözcük.
Duygular, canının istediğinde açıp kapatabileceğiniz ya da soğuk ve sıcak diye iki yana çevirebileceğiniz şeyler değil.
Zaman geçiyordu ama hiçbir yarayı iyileştirmiyordu.
Duygular, canının istediğinde açıp kapatabileceğiniz ya da soğuk ve sıcak diye iki yana çevirebileceğiniz şeyler değil.
Bir aşkın bitmesi, ihanetten daha iyidir.
Hayat bir kumardır. Kendi seçimini yapıp bununla yaşamalısın.
Aşk, insanların bu dünyada yalnız olmadıklarına kendilerini inandırmak için uydurdukları bir sözcük.
Bazı sırlar ölenle birlikte ölüyordu.
Ölüm, sınırlarını aşan yolculardan hiçbirinin geri gelmediği o bilinmez ülke.
Aşk, insanların bu dünyada yalnız olmadıklarına kendilerini inandırmak için uydurdukları bir sözcük. Yalan yani.
Duygular, canınız istediğinde açıp kapatabileceğiniz ya da soğuk ve sıcak diye iki yana çevirebileceğiniz şeyler değil.
Hayat daha iyi olabilir miydi ? Şüpheliyim.Kalbim aşkla dolu
Deliriyor muydu, yoksa ilk kez olan bitenler anlam mı kazanıyordu ?
Artık hayat sadece hayatta kalmaktan ibaretti.
Duygular, canınız istediğinde açıp kapatabileceğiniz ya da soğuk ve sıcak diye iki yana çevirebileceğiniz şeyler değil.
Hayat gelişigüzeldi, birini okşarken diğerini mahvediyordu.
Duygular, canının istediğinde açıp kapatabileceğiniz ya da soğuk ve sıcak diye iki yana çevirebileceğiniz şeyler değil.
Merak kediyi öldürmekle kalmıyor, richie, geceleri de uyutmuyor.
, yarının sadece bir gün uzakta olduğunun farkındaydı.
Ölümü sınırlarını aşan yolculardan hiçbirinin geri gelmediği o bilinmez ülke. diye tanımlamamış mıydı?
Ateş. Şeytanın rahatlatıcı banyo suyu. Cehennemin amblemi. Toplu yıkımın aracı. Ateş,değerine bile bakmadan önüne kattığı her şeyi yok eder. Ateş teni eritir, eti kemiklere kadar söker,akciğerlerdeki havayı çeker,ta ki
Aşk, insanların bu dünyada yalnız olmadıklarına kendilerini inandırmak için uydurdukları bir sözcük. Yalan yani.
Sonucu düşününce, izlenecek yolu sorgulamamak gerekirdi. Dünya böyle bir yerdi.
Etrafında dolaşmaktansa,ölümün gölgeler vadisine bodoslama dalmak daha iyiydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir