İçeriğe geç

Hoptirinam Kitap Alıntıları – Aziz Nesin

Aziz Nesin kitaplarından Hoptirinam kitap alıntıları sizlerle…

Hoptirinam Kitap Alıntıları

Sorumlu düzen, bütün suç düzenin dedi.Bu bozuk düzen değişmedikçe, en sondakinden en baştakine herkes kötülüğe dönecek.
kötülere ilençte bulunmakla kötülükleri ortadan kaldıramıyoruz.
Arkadaşlar, ben bir balıkçıyım. Ben balıkçılıktan sosyalizme geldim, sosyalizmi balıklardan öğrendim.
Hani resmi arabalar, özel işlerde kullanılmayacaktı?
Propaganda nutuklarıyla bitek yırtık mendili olduğunu söyleyenler, bugün halkı patlıcansız birakarak, evlerini mendille doldurdular.Vaatlerinin hiçbirini tutamadilar.Hani her vatandaşa hergün bir tencere patlıcan dolması düşecekti? Sözlerini ne cabuk unuttular!
Bilimde, sanatta, politikada, nerde olursa olsun, dümen suyunda giden kuyruk altı yaratıklarının varlığı, ancak öncülerin varlığına bağlıdır.
Tüm ülke kara dumanlara boğulduk.Göz gözü görmez oldu.Büyük küçük tanınmaz, saygı sevgi bilinmez oldu.Herkes birbirini çiğnemeye başladı.Bütün düzen altüst oldu.Ayaklar baş, başlar ayak oldu.
makineyı yaptık ya, şimdi de makineye bişey yaptıralım.
Sonra kendi kendilerine,
Gürültü çıkarıyor ya, yeter bize demişler, bak dinle:Paldır küldür, paldır küldür
Benim sayın çobanım.Ben bir kuzuyum. Beni kuzudan başka bişey yapmak için uğraşma!
Bundan sonra aradığınızı bulmak için, kendinize bakın!..
Ben ikimizden hangimizin daha günahkâr olduğunu anlamak istemiştim.Böyle merak, yüzbin florine değmez mi?
Adam on yıl biyerde, on yıl biyerde, on yıl başka biyerde topu toplamı otuz yıl çile doldurup, Şezalet’in yüceligine erdiğini, aradığı kisinin kendisi olduğunu, burda baş tacı edilmek için yıllarca beklendiğini anladı.
Bilimde, sanatta, politikada, nerde olursa olsun, dümen suyunda giden kuyrukaltı yaratıklarının varlığı, ancak öncülerin varlığına bağlıdır.
Ad ada benzer, yer yere benzer, er ere benzer, kişi kişiye, dişi dişiye benzer; masal söyleriz kimse alınmaya! Dilimiz sürçer adınız geçer, kimse darılmaya!
Öyle derli toplu zırvalıyordu ki, deli bile olsa konuşması ilgimi çekmekteydi.
ben insanları severim,insanları İnsan ölünce dünya birşey yitirmeli
Bilimde, sanatta, politikada, nerede olursa olsun, dümen suyunda giden kuyruk altı yaratıklarının varlığı, ancak öncülerin varlığına bağlıdır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Söz geçmeyen yerde güç geçer.
Aradığınızı bulmak için, kendinize bakın!
”Bilimde, sanatta, politikada, nerde olurlarsa olsun, dümen suyunda giden kuyruk altı yaratıklarının varlığı, ancak öncülerin varlığına bağlıdır. ”
Ben insanları severim, insanları İnsan ölünce, dünya bir şey yitirmeli.
Söz geçmeyen yerde güç geçer.
İnsanların bilhassa kudretliler doğru sözden hoşlanmazlar, yalandan hoşlanırlar, böylece kendilerine iyilik edilmektense aldatılmalarını tercih ederler.
Başımızdakinin de suçu yok. O gitse de yerine bir başkası gelse, yine bu kötülükler olacak, sürüp gidecek Çark kötü çalışıyor, çark Bu çark onları zorla kötü yapar.
Dünyaya gelip gelmemek insanların elinde değil ki
Ben insanları severim, insanları insan ölünce, dünya bişey yitirmeli.
Söz geçmeyen yerde güç geçer.
Yoksa biz sahiden gerikalmış, gelişmemiş bir memleket miyiz?
İnsanlar nerde, insanlar nerde? Ben insan arıyorum!
Bir varmış, bir yokmuş Ne varmış, ne yokmuş Ha varmış, ha yokmuş
Onların da sorunları vardır..
Öyle. Yalnız kendi sorunları..
“İlkçağlarda mı, ortaçağlarda mı, yeniçağlarda mı bilinmeyen bir zamanda Avuç içi gibi bilinen bu yeryüzünün bilinmeyen bir yerinde açları toklarından çok, düşünenleri konuşanlarından az bir ülke varmış. O ülkede yaşayanlar bolluk içinde darlık, varlık içinde yokluk çekerlermiş. Başları önlerine eğik, bakışları içlerine dönük, gönülleri dışarıya kapanık yaşar giderlermiş.”
Adı var, kendi yok ülkesinde, kendi var, adı yok yönetimi altında olup her kim adı ne, adı ne? diye mırıldanıyorsa, bunların eline bir incir çekirdeği verip,
-Bu incir çekirdeğini doldur, sana adını söyleyeyim . demişler.
-Bundan kolay ne var, şimdi doldurur geliriz demişler.
.
Bay Başbaş’ın hiç umudu yokmuş ama, mırıltılar da kesilmiş. Bir gün, iki gün, beş gün Bir yıl, iki yıl, beş yıl Mırıltı yok.

Başlamışlar incir çekirdeklerini doldurmaya. Tıkmışlar, doldurmuşlar, sokmuşlar, doldurmuşlar, ama bi türlü incir çekirdeğinin içindeki boşluk dolmuyormuş. Gazetelerin yazdıkları yazıları tıkmışlar, dolmamış. Politikacıların nutuklarını sokmuşlar, dolmamış. Kralın, prenslerin düğünlerini, aşna fişnelerini sokmuşlar, dolmamış. Futbol maçlarını atmışlar içine, dolmamış. Dedikoduları doldurmuşlar, dolmamış.

Ha babam, de babam incir çekirdeğini doldurmaktan hickimse, Adı ne, adı ne? diye mırıldanmaya vakit bulamıyormuş.

Incir çekirdeği dolmamış ama, Adı var, kendi yok ülkesinde, kendi var, adı yok yönetimi altında yaşayan ne var, ne yok kişilerin mırıltıları kesilmiş. Adı ne? diye soran tek kişi kalmamış.

Madem ki topuz birinin başını ezmiştir, onun bir suçu olsa gerek.
..
..
Topuzun ezdiklerinin kiminin suçu şişman olması, kiminin sıska yada sarışın olması, kiminin gözlük takması, kimisinin de sözgelişi, saçlarını taramamış olmasıymış.

O ülkede ki bu topuz suçluları bulmaya yarıyormuş. Önce suçlu bulunuyor, canıyla suçunu ödüyor, sonra da ona uygun bir suç aranıyormuş.

Bundan sonra aradığınızı bulmak için, kendinize bakın!.. dedi.
Ad ada benzer, yer yere benzer, er ere benzer, kişi kişiye, dişi dişiye benzer; masal söyleriz, kimse alınmaya! Dilimiz sürçer,adınız geçer, kimse darılmaya!
Bundan sonra aradığınızı bulmak için, kendinize bakın!
Biz kendi içimize kapanıp kalmışız. Yurdumuzun dışında neler olduğunu bildiğimiz yok.
Ölenler kurtuluyor, geride kalanlar ölenlerin suçlarını çekmek zorunda kalıyorlardı.
Biz kendi içimize kapanıp kalmışız. Yurdumuzun dışında neler olduğunu bildiğimiz yok.
Bilimde, sanatta, politikada, nerde olursa olsun, dümen suyunda giden kuyruk altı yaratıklarının varlığı, ancak öncülerin varlığına bağlıdır.
Ah zavallı arkadaşım, sana ne oldu? Neden böyle iktidardan düşmüş parti gibi perişan oldun.
Ezilenlerin iniltisi göklere yükselmiş.
– başımızdakinin de suçu yok. O gitse de yerine bir başkası gelse, yine bu kötülükler olacak, sürüp gidecek Çark kötü çalışıyor, çark Bu çark onları zorla kötü yapar.

– Öyleyse sorumlu kim?..

-Sorumlu düzen, bütün suç düzenin Bu bozuk düzen değişmedikçe, en sondakinden en baştakine herkes kötülüğüne dönecek.

Bilimde, sanatta, politikada, nerde olursa olsun, dümen suyunda giden kuyruk altı yaratıklarının varlığı, ancak öncülerin varlığına bağlıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir