İçeriğe geç

Hollow City Kitap Alıntıları – Ransom Riggs

Ransom Riggs kitaplarından Hollow City kitap alıntıları sizlerle…

Hollow City Kitap Alıntıları

Acıyla savaşma, işin sırrı budur diyor büyükbabam. Acı sana bir şeyler anlatmaya çalışır, onu kucakla, seninle konuşmasına izin ver. Acı sana şöyle der: Merhaba, senden pek farklı değilim; ben hem gölgeye hem sana aitim.
Ağlamak işleri nasıl daha iyi yapmazsa gülmek de daha kotu yapmayacakti.
Üstünden kaç büyülü yaz günü geçerse geçsin yaşananlar asla seni tam olarak terk etmiyor.
Çünkü paranın asıl amaci insanları etkilemek ve kendilerini senden daha değersiz hissetmelerini sağlamaktır.
nasıl oluyordu da hayallerinize kabuslarimizi ayni anda yaşamayı beceriyorduk?
Kalbimi zirhla korumuş olsaydım acaba şu anda nerede olurdum?
Hiçbir zaman güzel rüyaları hatırlamam; sadece kötü olanlar aklımda kalır.
Ateşine ihtiyacım var,içindeki ateşe.
Ve ben de ağır bir sarsıntı geçirmiş, zavallı, deli ama zengin Jacob olmaya geri dönerdim.
Yarın dünyanın sonu gelecek olsa mutlu olur, üstelik karşımıza geçip bir de ben demiştim dersin!
Karmakarışık zihnimde artık tek başıma değildim.
Aradan geçen onlarca yıla rağmen acısı hala tazeydi, onunla birlikte yaşıyordu.
Vedalar iyi olduğum alanlardan biri değildi ve son zamanlarda hayatım beceriksizce edilen vedalar silsilesinden ibaretti.
Hepimiz kendi masallarımıza tutunuruz; ta ki onlara inanmanın bedelini ağır ödeyene dek.
Ateşine ihtiyacım var, içindeki ateşe.
İnsanlara çok çabuk güveniyorsun, diye azarladı Sam onu.
Günün birinde kötü biriyle karşılaşacaksın ve o zaman çok üzüleceksin.
Öldüğünüz zaman uyumak için yeterince zamanınız olacak!
Onlar geçmişe ait ve ne şekilde müdahale edersek edelim geçmiş daima kendisini onarır.
Kalbimin içinde, daha önce hiç fark etmediğim bir çark vardı ve öylesine hızlı dönüyordu ki başımı döndürüyordu. Emma uzaklaştıkça çarkın hızı da artıyordu; sanki aramızda makaradan boşalırcasına açılan görünmez bir ip vardı ve eğer benden katlanabileceğimden daha fazla uzaklaşırsa kopacak ve beni öldürecekti.
Bu garip, tatlı acının aşk olup olmadığını merak ettim
Yanlış yüzyılda doğmuştum ve kendimi kandırılmış hissediyordum.
İkimiz dışındaki her şey sadece vakit kaybından ibaretti.
Dünyayı, en küçük sırrını dahi ortaya dökmeye zorla­mak yerine, biraz olsun büyüsünü korumasına izin vermeliydik.
Belki de zaman zaman merak etmek daha iyiydi.
Ağlamak işleri nasıl daha iyi yapmazsa gülmek de daha kötü yapmayacaktı. Bu, umursamadığınız ya da unuttuğunuz anlamına gelmezdi. Sadece insan olduğunuzu gösterirdi.
Sizin gibi toplumdan dışlananlar ve ezilenler bile, diğerleri­ ne biraz olsun merhamet gösteremiyorsa,” dedi, “bu dünya için hiçbir umut kalmamış demektir.
..vedalar iyi olduğum alanlardan biri değildi ve son zaman­larda hayatım beceriksizce edilen vedalar silsilesinden ibareni.
Elveda, elveda, elveda.
Bu deli olduğum anlamına mı geliyordu? Yoksa kalbimi fethetmek çok mu kolaydı?
Bekledikleri son şey, onların peşine düşmemiz olacak.” “Ya başarısız olursak?” dedi Horace. “Bayan Peregrine’i kendi ellerimizle kapılarının önüne bırakmış olacağız!”
“Bunu henüz bilmiyoruz,” dedi Hugh. “Yani, Londra’nın kapı­larının önü olup olmadığını.”
Gözlerimi kapatmış olsaydım daha karanlık olamazdı.
Çünkü paranın asıl amacı insanları etkilemek ve kendilerini senden daha değersiz hissetmelerini sağlamaktır.
Bana sahip olduğumu bile bilmediğim bir güç veriyorsun,
Hepimiz kendi masallarımıza tutunuruz; ta ki onlara inanmanın bedelini ağır ödeyene dek.
Ben şuna inanıyorum; konu hayattaki bü­yük şeyler olduğunda tesadüf diye bir şey yoktur. Her şeyin bir sebebi vardır.
Sizin gibi toplumdan dışlananlar ve ezilenler bile, diğerlerine biraz olsun merhamet gösteremiyorsa, dedi. bu dünya için hiçbir umut kalmamış demektir.
Gözlerim kapandı. Dünya kayıp gitti.
Puslu gecede üşüdüğümü hissetmiyordum. Kulaklarımda kükreyen denizi duymuyordum. Üzerinde oturduğum taşın keskin ve sivri yüzeyinin farkında değildim. İkimiz dışındaki her şey vakit kaybından ibaretti.
Yazgı, büyülü kılıçlarla ilgili kitaplardaki insanlar içindir.
Aslında karıncalar boyutlarıyla kıyaslandığında son derece güçlüdür.
Sizin gibi toplumdan dışlananlar ve ezilenler bile, diğerlerine biraz olsun merhamet gösteremiyorsa, bu dünya için hiçbir umut kalmamış demektir.
Üstünden kaç büyülü yaz günü geçerse geçsin yaşananlar asla seni tam olarak terk etmiyor.
Çünkü paranın asıl amacı insanları etkilemek ve kendilerini senden daha değersiz hissetmelerini sağlamaktır.
“Hüzünlü hikayelere bayılırım,” dedi Enoch. “Özellikle de prenseslerin ejderhalara yem olduğu ve sonunda herkesin öldüğü hikayelere.”
Addison boğazını temizledi. “Bizim hikayemizdeyse ejderha prensese yem oldu,”
Onun yitip gittiğinin farkında olmaları, onu nasıl geride bırakacaklarını biliyor oldukları anlamına gelmiyordu.
Öldüğünüz zaman uyumak için yeterince zamanınız olacak!
Nasıl oluyordu da hayallerimizle kabuslarımızı aynı anda yaşamayı beceriyorduk?
Daima başka bir seçenek vardır.
İnsanoğlunun yüzde doksanını asla anlayamayacağım.
Yanlış yüzyılda doğmuştum ve kendimi kandırılmış hissediyordum.
Kimi zaman kendimi çok yalnız hissediyorum.
Umarım içinde kurtarılacak kadar insanlık kalmıştır.
Uçaklardan, bombalardan ve savaştan bıktım.
Ardet nec consomitur..Yandı ama kül olmadı..
Toplumdan dışlananlar ve ezilenler bile, diğerlerine biraz olsun merhamet gösteremiyorsa bu dünya için hiçbir umut kalmamış demektir..
Veda etmek için el bile sallayamadım. Çünkü vedalar iyi olduğum alanlardan biri değildi ve son zamanlarda hayatım beceriksizce edilen vedalar silsilesinden ibaretti..
İnsanlara çok çabuk güveniyorsun diye azarladı Sam. Günün birinde kötü biriyle karşılaşacaksın ve o zaman çok üzüleceksin!
Sizin gibi toplumdan dışlananlar ve ezilenler bile, diğerlerine biraz olsun merhamet göstermiyorsa bu dünya için hiçbir umut kalmamış demektir.
Kalbimi zırhla korumuş olsaydım acaba şu anda nerede olurdum?
Paranın asıl amacı insanları etkilemek ve kendilerini senden daha değersiz hissetmelerini sağlamaktır.
Nasıl oluyor da hayallerimizle kabuslarımızı aynı anda yaşamayı beceriyorduk?
Doğanın gizeminin kalbinde bambaşka bir gizem yatar.
Masallarla gerçek arasındaki fark sanıldığı kadar büyük değildir.
“Yine de ona kendisini her saniye kötü hissedemeyeceğini söylemek istiyordum. Ağlamak işleri nasıl daha iyi yapmazsa gülmek de daha kötü yapmayacaktı. Bu, umursamadığınız ya da unuttuğunuz anlamına gelmezdi. Sadece insan olduğunuzu gösterirdi.”
“Onlar geçmişe ait ve ne şekilde müdahale edersek edelim geçmiş daima kendisini onarır.”
“Ne kadar garip, diye düşündüm, nasıl oluyordu da hayallerimizle kâbuslarımızı aynı anda yaşamayı beceriyorduk?”
Ben şuna inanıyorum; konu hayattaki büyük şeyler olduğunda tesadüf diye bir şey yoktur. Her şeyin bir sebebi vardır. Burada olmanın bir sebebi var ve o, başarısız olup ölmek değil.
Hepimiz kendi masallarımıza tutunuruz; ta ki onlara inanmanın bedelini ağır ödeyene dek.
Gölgen, acın ve geçmişin
Bu üçünden kaçamazsın.
Çünkü paranın asıl amacı insanları etkilemek ve kendilerini senden daha değersiz hissetmelerini sağlamaktır.”
Ben şuna inanıyorum; konu hayattaki büyük şeyler olduğunda tesadüf diye bir şey yoktur. Her şeyin bir sebebi vardır. Burada olmanın bir sebebi var ve o, başarısız olup ölmek değil.”
Çünkü paranın asıl amacı insanları etkilemek ve kendilerini senden daha değersiz hissetmelerini sağlamaktır.
Kalbimin içinde, daha önce hiç fark etmediğim bir çark vardı ve öylesine hızlı dönüyordu ki başımı döndürüyordu. Emma uzaklaştıkça çarkın hızı da artıyordu, sanki aramızda makaradan boşalırcasına açılan görünmez bir ip vardı, eğer benden katlanabileceğimden daha fazla uzaklaşırsa kopacak ve beni öldürecekti. Bu garip, tatlı acının aşk olup olmadığını merak ettim
Gölgen, acın ve geçmişin
Bu üçünden kaçamazsın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir