İçeriğe geç

Hazreti İnsan Kitap Alıntıları – Rabia Christine Brodbeck

Rabia Christine Brodbeck kitaplarından Hazreti İnsan kitap alıntıları sizlerle…

Hazreti İnsan Kitap Alıntıları

Güvensizlik imanın tam zıddıdır
İman, insanın sahip olduğu en büyük güvendir. O da Allah’a güvenmektir!
İnsanın bu dünyaya yegane geliş sebebi Allah’ı bilmektir!
Manevi dönüşüm itaatte değil aşkta kemal demektir!
İnsanın manevi başarısı Esma-i Hüsna’yı gerçekleştirmesinde yatar. Efendimiz(sav) buyuruyorlar ki,
Allah’ın ahlakıyla ahlaklanınız.
Manevi körlük şuursuzluk karanlığından başka bir şey değildir, ki o da bir güvensizlik psikolojisi oluşturur
Her bir bireyin hedefi, O’nun Cemâl-i ilâhisinde fâni olmaktır.
Haset, mânevî körlüğe sebeb olur.
lâin, tövbe edemeyecek kadar kibirliydi.
ve kalp acıtan dünyaya geldi.
Bilgi öğrenmek değil, olmaktır.
Hata ve çirkinlik eşyada veya varlıkta değil; onları görüşümüzdeki çirkinliktedir. Talibin henüz cilalanmamış olan kalbi eşyayı ona çirkin gösterir.
İnsan hayatı kademeli bir keşif seyahatidir.
Zamanımızın en büyük öğretmeni acıdır. Sadece acı dönüştürebilir ve tabiatımızı sarabilir.
İnsanlık tarihi bize halihazırda devam eden afetlerle gösteriyor ki, insanlık mecbur bırakılmadığı sürece değişmiyor.
Bozmak küreselleşmenin ideolojik silahıdır. Bu da günümüzün istihzası haline geldi: ABD kendisini terörizme karşı olan sahte savaşında en doğru adalet modeli olarak lanse ediyor ve bu bozuk zihniyet ve sahte savaşlarına destek vermeyen tüm milletleri ise tehdit ediyor. Politikaları da şu: Bizimle değilsen bize karşısın.
Artık insanın ne yapacağına ve ne olduğuna makineler karar veriyor. İnsan artık kendi icatlarının kölesi oldu.
Allah sana ne arıyorsan onu verecektir. Ne arzu ediyorsan o olursun. Kuş kanatlarıyla uçar ama mümin arzularıyla uçar. Demek ki insan kendi değerini kendisi belirliyor.
Asırlardır insanoğlu tabiatı fethetti, yönetti ve hoyratça ve kendi bitmek bilmeyen açgözlülüğü ile kullandı. Ne yazık! Bugün fethedilen fâtih oluyor. Yıkılan, yıkıcı oluyor. Bugün tabiat geri saldırıyor. Bugün tabiat insanların hayatına hükmetmeye başlıyor.
Ruhun şifresi o denli karmaşıktır ki en yüksek zeka ve ilmi ister.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Araştırmacılar aklın idrak edemeyeceği bir şeyle karşı karşıya. Bu, sonsuzluk gerçeğidir.
Yabancı medeniyeti taklit meyli, aşağılık duygusunun neticesidir.
Senin en amansız düşmanın kendi nefsindir.
(Hadis-i Şerif)
O’nu bilmek ve O’ndan geldiğimizi ve O’na döneceğimizi, O’nunla, O’nda, O’nun için O’na doğru yaşadığımızı farketmektir.
İnsanların arasındaki muhabbet alışverişinden daha güzel hiçbir şey yoktur.
Senin sesin, benim sessizliğimdir
Artık ruhumuza göç vizesi verelim, ana yurduna büyüleyici bir seyahat için onu serbest bırakalım.
Kalbimizin gizli hazinelerini kaybettik ve bu yuzden de bu dünyanın sahte maddesel cennetlerinin hayalini kuruyoruz.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Kalbe ilim ilham olununca kalp şifa bulur. Ama ilim bedende kalırsa sadece ağır bir yük olur.
Şu hiç tartışma götürmez bir gerçektir ki bu dünyaya sadece ilim kazanmak için ; kendimiz, kainat ve her şeye Kadir olan Allah hakkındaki ilmi öğrenmek için gönderildik.
İnsan bilmediğinin düşmanıdır.
Zamanımızın en büyük öğretmeni acıdır.
Kalbinden konuşan insanları dinlemekten daha büyük bir keyif olamaz.
Bu dünyadan geçen kimse ölümden dolayı ne acı ne pişmanlık ne de kayıp hisseder; sadece elinden kaymasına müsaade ettiği şeyler için yüzlerce pişmanlık hisseder: Neden körlükten dolayı o belirlenmiş saatte kaybolup giden boş hevesleri kıblem yaptım?
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Zıtlığın gücünü bütün mevcudatta görebiliriz. Bu zıt sıfatların gösterilmesi dünyanın varoluşu için gereklidir.
İnsanda ilahi hakikate dair olan idrakin eksikliği ve yokluğu bütün problemlerin kaynağıdır.
Doğru bir okun, eğri bir yaya ihtiyacı vardır.
İnsan en belâgatli şiirdir.
Eğer varlığımızın köklerine geri dönersek, bütün varoluşun kaynağını bulursak, insanoğlunun bütün mizacını ve kim olduğumuzun gerçek anlamını kavrayacağız.
İnsan olmanın ilk şartlarından bir tanesi haya ve utanmadır. Kendimize baktığımızda bile bu hayayı muhafaza etmeliyiz.
Sarısabır (Aloe Vera) bitkisinin bir sırrı vardır. Eğer onu binlerce sene koklasan sana hiçbir tat vermez. Sırrını göstermek için ateş ister. Yüzeyi siyahtır ve rengi koyudur. Tadı acıdır ve bir çeşit odundur. Kalbindeki sevginin sırrını açığa çıkarmak için bir kıvılcım bekler.
İnsandaki tek gerçek şey ruhudur ve ruh tamamen Rabbine aittir.
İnsan, kendi doğasını tam anlamıyla yaşarsa, hazreti insan haline gelir.
çünkü insanlık içsellik boyutunu yitirdi.
En büyük mucize yaratılış mucizesidir.
Namazın iki anlamı vardır; dua ve bereket.
Allah namaz kılanı huzuruyla onurlandırır.
Siz tıpkı suyun herşeyi kaplaması gibi kadinlarınıza dıştan hükmediyorsunuz, içten içede onlar size hükmeder arar olursunuz.
(Mevlana)
Ben Muhammedi kelimelerimle övemem , bilakis benim sözlerim Ondan bahsederken şeref ve kıymet kazanırlar.
(Bediüzzaman said Nursi )
Her insandaki mevcut güzellik asli kaynağına döner, o nurdan yoksun beden ise hakikat alemindeki itibarını yititir, çürür ve çirkinleşir.
Mevlana
Hata ve çirkinlik eşyada veya varlıkta degil; onları görüşümüzdeki çirkinliktedir.
Senin sesin benim sessizliğimdir.
Mevlana
Seni titreten ne varsa bil ki Senin değerin odur.
Mevlana
Insanın başına gelen belalar günahlarından dolayı değil, Rabbini unutmasından dolayı gelir.
Insanın cehaleti en büyük perdedir.
Içimizdeki hazineyi görmezden gelmek manevi körlüğe denktir.
Ah keşke kendi güzelligini görebilseydin!
Sen güneşten de büyüksün! Bu kir pas hapishanesinde neden kurudun ve büzüldün?
Neden kalbin pınarlarından akan zarafet ve nezaketle tazelenmeyesin? Neden bir gül gibi gülmeyesin? Neden açılıp kokunu etrafa vermeyesin ?
(Mevlana )
Insan ölümsüz bir varlıktır, kökü ilahidir.
Allah sana ne arıyorsan onu verecektir. Ne arzu ediyorsan o olursun. Kuş kanatlarıyla uçar, ama mümin arzularıyla uçar.
Mevlana
Suyun rengi kabın rengidir.
(Cüneyd-i Bağdadi)
Bize en büyük zararı kendi dilimiz verir.
Insanın kurtuluşu dilini nasıl kullandığına bağlıdır.
Neden asıl karakter zenginligini, aydın akıl zenginligini, mükemmel davranış zenginliğini dilemiyoruz ?
Insanlar mutluluğun alan elde olmadığını ne zaman anlayacaklar?
Eğer kişinin yaşam tarzı
tüketim kültürüne dayalı ise, sonuç yalnızca hüsran olacaktır.
Hepimiz aynı nurun eseriyiz. Hiçbir ayrım yok sadece birlik var. Biz ayrımı kendi aramızda çıkartıyoruz, halbuki esasen hepimiz tek Olan’da birleşiyoruz. Bu görüşü yolun her aşamasından geçmedikçe elde edemeyiz.
(Sidi hamza el Kadiri )
Allahın cazibesi beni varlığa büründürdü. O ki bana benden daha yakındır. Beni yokluktan varlığa getiren O, beni konuşturmaktadır.
Cömertliğiyle her bir sözümü bir inci tanesi kıldı. Bu sözleri ben söylemiyorum; onları aşk söylüyor.
(Mevlana)
Gerçek ilim sadece tevazu sayesinde elde edilebilir. Bu ilme, giden yol tıpkı bir kişinin akarsudan su içmek istemesi gibidir. Su içebilmek için başını aşagıya eğmek zorundadır.
Ya Rabbi! Sana olan hayranlığımı arttır.
(Hadis-i Şerif )
Manada yükselmek tam manasıyla, tevazu teslimiyet ve kulluk demektir.
Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.
(Hadid,57/4)
Bir mümin kendisini devamlı olarak putlarla tevhid hali arasındaki hassas denge arasında bulur. Sahte varlıkla hakiki varlık arasında kayar durur.
Hareketli ve hareketsiz cümle parçalar ‘dönüşümüz O’nadır’deyip durmaktadırlar.
(Mevlana )
Beden evleri ayrı temellerini yok ettiklerinde, müminler tek bir ruha dönerler.
(Mevlana)
Insanların büyük bir bölümü tamamen bedensel bir hayat yaşarken, çok küçük bir bölümü de kalplerinin içindeki özü keşfetmiş olarak yaşarlar.
Bu dünyaya doğduktan sonra bıraktıkları yerin hasretiyle yanarlar ve nereden geldiklerini hatırlayarak ömürlerini Oraya varmaya vakfederler.
Gerçek ihtiyaç, Allahı aramaya olan ihtiyaçtır.
Herşey O’nu arayışımızdaki samimiyetle belirlenir!
Aşk nedir?
Mükemmel bir susuzluk.
(Mevlana)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir