İçeriğe geç

Hayatın Adı Biz Kitap Alıntıları – Ferdi Demir

Ferdi Demir kitaplarından Hayatın Adı Biz kitap alıntıları sizlerle…

Hayatın Adı Biz Kitap Alıntıları

Biz nimet-i dünyaya etmedik medet
Olursa kader, olmazsa kısmet
Umurumda mı dünya, bir aşkını bir de seni bilirim. Sana dair her şey, senin için aldığım her nefesim.
Hayat bazen üçüncü bir ihtimalin varlığıyla nefes almaktı.Ben ,senin yokluğunda kendimden de senden de geçmiştim aslında.Nefes aldığım tek yer ‘Biz ‘ olabilme ihtimaliydi.Bir gün ‘Biz ‘olma ihtimali doğsun diye her gün öldüm ben
Hayat ; gülmek ve ağlamak arasında ince bir çizgidedir.Kimisi bir damla gözyaşında boğulur;kimisi bir tebessüme dünyalar sığdırır
Mutluluğun yeri ve zamanı yoktu aslında .Her insan mutlu olabilirdi bu dünyada .Önemli olan mutluluk geldiğinde farkına varıp ona sıkı sıkıya sarılmaktı
Yokluğun,bulutsuz bir havada yağmur beklemek gibiymiş.
Herşeye rağmen hayat devam ediyor ve biz gülmeyi kendimize hiç yakıştıramıyoruz.
Sen güneş batınca akşam olur mu sandın?
Başka umutlara güneş doğar,bilmezsin
Bir sevda masalında sen ve ben
Uyuyup uyanmasak düşlerden
Bir varmış bir yokmuş umrumda mı?
Okunsak, hic düşmesek dillerden
hâlâ anlamadın mı sevdiğim? sen tek başına o kadar ilgi gösterdin bu çiceklere.Ama onlar senin bu ilgine karşılık vermeden güpegün soldular
gülüşüne benziyor sonbahar,öyle mahzun,öyle içten.Bir çiğ tanesi kabin,her sabah içimi titreten
Sen geldin ya,bu şehir ilk defa bu kadar huzurlu,ilk kez gökyüzü bu kadar mavi
Ben senin derdine giriftarım Ya Rabb
Kılma derdime derman düşsem de bi-tab
Unutmayalım ki huzurun kilidini açmak güzel bakmakla mümkün olacaktır. Ve güzel bakan gözler ancak birbirini tertemiz sevdayla seven kalplere nasip olacaktır
Şimdi bir şiirsin parmağımda
Mısra mısra senin oluyorum her duamda
Ve biz ne fırtınalar atlattık
Yine de boğulmadık hırçın sulardan
Nasibini bekleyen sahillerde
Kıyıya vurdu k günün birinde
Senin yokluğun bulutsuz havada yağmuru beklemek gibiymiş
Sizin mutlu ilkbaharlarınızda,yaprak düşerdi toprağa..
Bizim huzurlu sonbaharlarımızda,yarin kirpiği düşerdi yanaklarına..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Yamalı bir dünyanın,nasırlı umutlarında buldum seni.Köhne geçmişlerin,renkli geleceklerinde hayal ettim seni.Şimdi yüzüme vurmuş sevginin aksi.Gecemde sen,sabahlarımda sen,zamanın olduğu her yerde sen
Mevsimler geçer ömrümden.Değişir her şey ilk halinden.Döner dünya,değişir devran.Bir sana sevdam değişmez..
Gözleriniz bu satırlara değiyorsa kitap okumayı seviyorsunuz demektir.Kitaplar bazen insanlara en yakın arkadaşından bile daha yakın olurlar.Sevdiğinizle,sözlünüzle,nişanlınızla evlilik planları yaparken ondan çeyiz olarak ev eşyası yerine kitaplarını getirmesini isteyin.Kendi evinizde yaşamaya başladığınızda kitaplarınızı birleştirin.Tamamen kitap raflarından kurulu bir odanız olsun ve gününüzün en değerli zamanlarını orada geçirin
Sen geldin ya,bu şehir ilk defa bu kadar huzurlu,ilk kez gökyüzü bu kadar mavi
Ve şimdi mutluluk sardı sevdaya hasret ömrümü
Şimdi eski bir radyo kadar yalnız insan
Masmavi düşlerini kursağında bırakmışsa denizler?
Perşembe kadar güzeliz Biz,
Her seherimiz Cuma’yı anımsatır..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Sen, dört mevsim gülücükleri dökülmeyen bir ağaçsın. Sen, suları aktıkça kirlenmeyen ve sadece benim susadığım bir nehirsin. Sen, dilden dile anlatılacak bir hikâyesin. Sen, dört tarafını sevgimin çevirdiği bir adasın. Sen, uğruna her şeyi göze aldığımsın..
Yamalı hüzünlerimi diktim kirpiklerinle..
Yokluğunu birkaç satırla anlatırım, belki uzun bir hikâyeyle.
Yine de hükmedemem sensiz geçen bir saniyeye..
Biz olmak, diye geçirdi içinden. Herkese nasip olmayacak kadar güzeldi.
Seni seviyorum dediğin sabah, bana aşkı anlatmaya başlamıştın.
Boş ver kahveyi, kırk yıl hatırımız kalmasa da olur
Sen çay koy, sevdamız demlensin bir ömür..
Belki bir Hızır değiliz, ama her an her yerde sevdiğimizin yanında olmasını biliriz..
Salıver gitsin hüzünlerini
Yüzündeki gülüşlerini paylaş benimle
Bir tutam umut sar benim için
Bak, yine göçmen kuşlar yollarda
Kim bilir daha kaç bahar göreceğiz
Kim bilir daha kaç gökkuşağı hayal edeceğiz
Altından el ele geçemeyeceğimizi bile bile..
Bir Aralık sabahında sana dokunmaktı aşk.
Açardım gözlerimi, seni çekerdim ciğerlerime kadar
Şükrederdim bir sabah daha sana uyandığım için,
Huzur bulurdum sessizliğimi bozdukça sesin..
Bu şehir şimdi sessiz
Sesinin hayaline karışmış kuş cıvıltıları
Kaldırımlarda hasretinin izleri var
Bir şafak daha sökecek sensiz..
Şimdi bir şiirsin parmağımda
Mısra mısra senin oluyorum her duamda..
Ben ve sen fazlaydık bu dünyaya. İyisi mi yok olmalıydık ikimiz de. İki kişilik bedenleri terk edip biz olmalıydık tek ruhta..
Bir damla yaş olsam gözlerinde,
Kirpiklerinde kurutsan beni..
Biz nimet-i dünyaya etmedik medet
Olursa kader, olmazsa kısmet
Şimdi sen benimlesin ya, dünyanın bütün yükleri kuş tüyü sırtımda.
Gülüşünden papatyalar süsledi gecelerimi’
Hayat iki perdelik bir oyundan ibaretti:
Seni bulup dirilene kadar,
Seninle Biz olup ölene kadar..
Seninle biz, yarım kaldık
Yaraları saramadık
Okyanuslar geçecekken
Dereleri aşamadık..
Sen bilir misin çok isteyip de görememeyi?
Sen bilir misin seninleyken sensizliği?
Bir bilsen ne kadar çok isterdim,
Bir gülüşüne dünyaları vermeyi..
Nedir biz olabilmek?
Anlayıştır, saygıyla dinlemektir, özlemle konuşabilmektir..
Sen bilir misin çok isteyip de görememeyi?
Sen bilir misin seninleyken sensizliği?
Bir bilsen ne kadar çok isterdim,
Bir gülüşüne dünyaları vermeyi .
Ben sana geç kaldım sanma sakın. Aksine ömrümün baharında cemreler gibi düştün gönlüme. Öyle bir takvimin yaprağı oldun ki, geldiğin ilkbahar bitmeyecek hiç.
Gülmek, yüzümüzün zekatıdır.
Her zaman gülmek için bir sebep ara..
Yokluğun, bulutsuz bir havada yağmuru beklemek gibiymiş.
Gülmek, yüzümüzün zekatıdır.
Her zaman gülmek için bir sebep ara..
Mevsim mıdır yaprakları döken, yoksa hüzün müdür pencerelere vuran? Bir bulut yumağı özlemin, her seher içime dolan..
Bir nefes alıyoruz burada, Biz’den bir dünya kurmuş gibi
Belki de umudun ölmesi gerçek ölümden daha kötüydü.
‘Keşke bütün hastaların yanaklarında tebessümler çiçek açsa’
Yokluğun, bulutsuz bir havada yağmuru beklemek gibiymiş.
Şehrimden bahsetmişken, anlattım mı sana trafik ışıklarını? Gözlerinin rengiyle yanıyor hepsi.
Bu şehir şimdi sana hasret, evlerin bacalarından buram buram sana özlemim tütüyor.
Ansızın bir ses böldü uykumu
Huzur kapladı o an vuslata hasret gönlümü
O ses ki ezelden ebede kurar köprümü
Ve şimdi mutluluk sardı sevdaya hasret ömrümü..
Yokluğun, bulutsuz bir havada yağmuru beklemek gibiymiş.
Bu kadar yıl sensiz nasıl yaşamışım, şaşıyorum.
Bazen yaşanan kötü olaylar başka güzel olayların doğmasına sebep olabiliyor.
Bütün bu olanlar yaşanmasaydı ben ömrüm boyunca kalbimin bu denli güzel çarptığını göremeyecektim..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir