İçeriğe geç

Hayata Röveşata Çeken Adam Kitap Alıntıları – Fredrik Backman

Fredrik Backman kitaplarından Hayata Röveşata Çeken Adam kitap alıntıları sizlerle…

Hayata Röveşata Çeken Adam Kitap Alıntıları

&“&”

Bir insanın yaşamındaki en acı verici anlardan birisi, arkasında bıraktığı günlerin, geriye kalan zamandan daha fazla olduğunu fark ettiği yaşa ulaştığını hissettiği andır.
Hepimiz ölümden korkarız ancak birçoğumuz için asıl büyük korku, ölümün birilerini bizden alması ve bizi yalnız bırakmasıdır.
Karısı sık sık Tüm yollar kaderin sizin için çizdiği şeye çıkar"derdi. Belki de karısının bahsettiği "şey" buydu.
Fakat Ove’nin tüm yolları "şey" e değil, bir "insan"a çıkıyordu.
Sevgi, tuhaf bir şeydir. Sizi hep ansızın yakalar…
Zamana gelince o da acayip bir şeydir. Birçoğumuz yalnızca önümüze serili olan zaman kadar yaşarız; günler, haftalar, yıllar. Bir insanın yaşamındaki en acı veren anlardan birisi, arkasında bıraktığı günlerin, geriye kalanlardan daha fazla olduğunu farkettiği yaşa ulaştığını hissettiği andır. Artık yaşanacak diğer şeyler içim zaman kalmaz. Sadece anılar için belki…
Ölüm, tuhaf bir şey. İnsanlar hayatlarını sanki o yokmuş gibi yaşasa da aslında yaşamak için en büyük motivasyonları yine ölümdür. Bazılarımız, vakti gelince daha bir inatla ve öfkeyle direnerek yaşadığımızın farkına varırız. Kimisi ise bunun tam tersini fark etmek için bile yine onun varlığına ihtiyaç duyar. Fakat bir diğer tür daha vardır ve onlar bu meseleyle o kadar meşguldür ki daha ölümün zamanı gelmeden, bekleme odasına gidip beklemeye başlarlar. Hepimiz ölümden korkarız ancak birçoğumuz için asıl büyük korku, ölümün birilerini bizden alması ve bizi yalnız bırakmasıdır.
İşler zorlaştığında vazgeçersen bu nasıl bir aşk olur?… Direnmek varken terkedersen? Söyle bana nasıl bir sevgidir böylesi!
Kendini âdeta dünyadaki tek kadın gibi hissetmişti.
O gün hissettiklerini hiçbir zaman açıklayamadı ama artık mutlu olmaktan vazgeçti. O günden sonra bir daha hiç mutlu olmadı.
Birini kaybettiğinizde en tuhaf şeylerini özlerdiniz.
Yalnızca aptallar güç ile cüsseyi birbirine karıştırır. İkisi aynı şey değildir.
İnsanlar söylediklerinden değil, yaptıklarından ibarettir.
Onunla tanışmadan önce kimse Ove’a nasıl yaşadığını sormamıştı. Fakat sorsalardı onu tanımadan önce yaşamadığını söylerdi
Birini kaybettiğinizde en tuhaf şeylerini özlerdiniz
Yalnızca aptallar güç ile cüsseyi birbirine karıştırır. İkisi aynı şey değildir.
İnsanlar artık hakiki, saygın işlevselliğe itibar etmiyordu..
Onunla tanışmadan önce kimse Ove’a nasıl yaşadığını sormamıştı. Fakat sorsalardı onu tanımadan önce yaşamadığını söylerdi.
Sadece senin baktığın biri olmanın nasıl olduğunu bilmek istedim.
Hatalı olduğunuzu kabul etmek zordur, özellikle de çok uzun bir süredir o yanlışın içindeyseniz.
Bir keresinde karısına neden hep bu kadar neşeli olduğunu sorduğunda karısı şöyle cevap vermişti Bir damla ışık bile gölgeleri yok etmeye yeter.
İşler zorlaştığında vazgeçersen bu nasıl bir aşk olur?" diye bağırdı kederden titreyen bir sesle. "Direnmek varken terk edersen? Söyle bana, nasıl bir sevgidir böylesi!"
İnsanlar sanki sadakat denilen şey boş bir kelimeymiş ve her şey kolayca değişebilirmiş gibi yaşamamalıydı.
İnsanlar sanki sadakat denilen şey boş bir kelimeymiş ve her şey kolayca değişebilirmiş gibi yaşamamalıydı.
Yalnızca aptallar güç ile cüsseyi birbirine karıştırır. İkisi aynı şey değildir. Bunu unutma.
İnsanlar Ove’nin dünyayı siyah beyaz gördüğünü düşünürdü. Oysa karısı renkli biriydi. Ove’nin gördüğü bütün renkler
ondaydı…
İnsanlar artık hakiki, saygın işlevselliğe itibar etmiyodu. Şık ve züppe görünümlü bilgisayarlarıyla bir hayli mutluydular.
Birini kaybettiğinizde en tuhaf şeylerini özlerdiniz.
Siyah ve beyaz insanıydı.
Oysa karısı renkli biriydi. Ove’nin sahip olduğu bütün renkler ondaydı…
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Uzunca bir süre karısına baktı. Sonunda elini iri bir taş parçasına koyup sanki karısının yanağına dokunur gibi nazikçe okşamaya başladı.

“Seni özlüyorum,” diye fısıldadı.

Yalnızca aptallar güç ile cüsseyi birbirine karıştırır.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Insanlar Ove’nin dünyayı siyah beyaz gördüğünü düşünürdü. Oysa karısı renkli biriydi. Ove’nin gördüğü bütün renkler ondaydı.
Hatalı olduğunuzu kabul etmek zordurözelliklede çok uzun bir süredir o yanlışın içindeyseniz
Herkez şerefli bir hayat sürmek ister ama şeref kavramı insandan insana farklılık gösterir
Yada iki adam hayatlarında herşeydençok sevdikleri kadınlara istedikleri sevgiyi veremedikleri için kendilerini afetmiyorlardı
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Aynı kaderi paylaşmak onları birbirine yaklaştırmak yerine uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu
İnsanların çoğu yalnızlığı seven kişilerle yaşamayı zor bulurdu
Yinede ilaçların içerdiği kimyasaları, birini öldürmek için kullanmak pekde alışılmamış bir yöntem değildi
Kedi ona öfkeliden ziyade hayal kırıklığına uğramış gibi bakıyordu.
Yarın ölmek için güzel bir gün olucaktı
Evli olduğun adam bir merdivene bile çıkamıyorsa ambulansı araman gerekir
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Yaşam dünyada birilerinin vadesi dolmadan onları zorla toprağa gömmeye çalışıyorlardı
Aslında işine yaramadığı ölçüde birşeyleri hatırlamaya gerek görmeyen biriydi
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Başka insanlar çoğu zaman aklının ucundan bile geçmezdi.
Bir japon robot aracı yerine gerçek bir araba kullanamayan kişilere acaba sürücü belgesi verilmelimiydi sahiden merak ediyordu
Heryer vergi cennetine dönmüştü ve karı paylaşıyorlardı
İnsanlar artık gerçekten kahve yapmayı bilmiyorlardı
İnsanlar Ove’nin dünyayı siyah beyaz gördüğünü düşünürdü. Oysa karısı renkli biriydi. Ove’nin gördüğü bütün renkler ondaydı…
Birini kaybettiğinizde en tuhaf şeylerini özlerdiniz.
İnsanlar söylediklerinden değil, yaptıklarından ibarettir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir