İçeriğe geç

Hayat Hikayem Kitap Alıntıları – Helen Keller

Helen Keller kitaplarından Hayat Hikayem kitap alıntıları sizlerle…

Hayat Hikayem Kitap Alıntıları

Böylece, hayat hikâyemi arkadaşlarım oluşturdular. Binlerce farklı biçimde, benim engellerimi güzel ayrıcalıklara dönüştürdüler ve yoksunluklarımın koyu gölgesinde huzur ve mutluluk içinde yürümemi sağladılar.
Kendini unutmak mutluluk getirir.
Bilgi güçtür. Hatta bilgi mutluluktur, çünkü bilgiye sahip olmak-geniş ve derin bilgiye- gerçeği yanlıştan ayırt etmek, yükseklikleri alçaklıklardan ayırmak demektir. İnsanın gelişimine damga vurmuş düşünceleri ve eylemleri bilmek yüzyıllar boyunca insanlığın mücadelesini bilmektir; ve insan cennete doğru yükselmenin verdiği arzuyu hissetmezse hayatın armonisine sağır kalmış demektir.
Şu anda aklım karman çorman. O kadar çok bilgiyle yüklüyüm onları bir düzene sokabileceğimi düşünemiyorum.
Bir çocuğa herhangi bir öğretmen ders verebilir ama her öğretmen gerçekten öğretemez.
Bilgi; sevgidir, ışıktır, görmektir.
Her şey harikalarla doludur, karanlık ve sessizlik bile ve ben, durumum ne olursa olsun, memnun olmayı öğrendim bu hayatta.
Her şey harikalarla doludur, karanlık ve sessizlik bile ve ben, durumun ne olursa olsun, memnun olmayı öğrendim bu hayatta.
Özgün olmanın hiçbir yolu yoktur, özgün doğmadığınız sürece, der Stevenson
Büyük şiir, hangi dilde yazılmış olursa olsun, onu anlayan bir kalpten başka bir yorumlayıcıya ihtiyaç duymaz.
Biraz daha çabayla bulutlara, gökyüzünün mavi derinliklerine, arzularımın zirvelerine ulaşabilirim.
Aklın mucizelerle dolu dünyasında ben de herkes gibi özgürdüm.
Doğa, çocuklarına savaş açabiliyordu. Onun o yumuşak dokunuşlarının altında yırtıcı penceler gizleniyordu.
Giderek beni sarmalayan sessizliğe ve karanlığa alışmış, başka türlü olabileceğini unutmuştum bile. Ta ki ruhumu özgür kılacak öğretmenim gelene kadar. Fakat hayatımın ilk on dokuz ayında, geniş yeşillikleri, pırıl pırıl gökyüzünü, ağaçları ve çiçekleri, sonradan beni saran karanlığın belleğimden silemeyeceği kadar görebilmiştim. Eğer bir gün bile görebilmişsek, gün bizimdir, günün bize gösterdikleri de.
Yazmaya çalışmak bir yapbozun parçalarını bir araya getirmeye benzer. Kafamızda bir örüntü vardır ve içini sözcüklerle doldurmaya çalışırız.
Herhangi bir öğretmen ders verebilir ama her öğretmen gerçekten öğretemez.
Bilgi; sevgidir, ışıktır, görmektir
Annem hakkında bir şeyler yazmak sanki kabalık olacakmış gibi geliyor.
Eğer bir gün bile görebilmişsek, gün bizimdir, günün bize gösterdikleri de.
Oysa yüz ifadesi konuşmanın ruhudur.
Bilgi; sevgidir, ışıktır, görmektir.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Bir keresinde, neden bu kadar çok din olduğu sorusu kafamı kurcaladığında, “yalnızca tek bir evrensel dil vardır Helen, aşk dini. Cennetteki Tanrı’yı bütün kalbinle ve ruhunla sev. Tanrı’nın her kulunu sevebildiğin kadar sev. İyiliğin getirdikleri kötülüğün getirdiklerinden çoktur, bunu unutma. İşte o zaman cennetin anahtarı elindedir.” dedi. Onun hayatı gerçeğin mutlulukla resmedilmiş haliydi. Onun o soylu ruhunda, aşk ve engin bilgi içselleşmiş bir inançla harmanlanmıştı.
Güneş ve havanın Tanrı’nın tüm insanlığa hediyesi olduğu düşünülür ama gerçekte öyle midir? Şehrin görünmeyen yüzündeki kirli sokaklarda güneş ışımaz, hava kirlidir. Ah, ey insanlık, nasıl da kendi kardeşini unutup onun önüne geçmeye çalışırsın ve Tanrı’ya “bugün bize günlük rızkımızı ver” diye yalvarırsın? Ah, insanlık bir gün şehrin ışıltısını, kargaşasını ve parasını bırakıp, ormana, kırlara, sade ve dürüst bir hayata dönebilecek mi? Çocuklar soylu bir ağaç gibi büyüyebilecek, fikirleri yol kenarlarındaki çiçekler gibi tatlı ve saf olabilecek mi?
Yazmaya çalışmak bir yapbozun parçalarını bir araya getirmeye benzer. Kafamızda bir örüntü vardır ve içini sözcüklerle doldurmaya çalışırız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir