İçeriğe geç

Hatun Kitap Alıntıları – Musa Carullah

Musa Carullah kitaplarından Hatun kitap alıntıları sizlerle…

Hatun Kitap Alıntıları

Hatunların iffet ve nezahati sadece örtüde değildir. Asıl hicap insanın nefsindedir. Nefsinde iffet olmayan hatuna hicap kar etmez. Nefsi iffetli olan kadına da açıklık zarar vermez
Cennet anaların ayakları altındadır: Bu hadisin yorumu milletin saadeti, annelerin muhterem liği, büyüklüğü ve rızasıyla olur
Meveddet ve muhabbetin 2 eseri vardır: biri vuslatın verdiği lezzet diğeri de Allah’ın vermiş olduğu nesil.
Herkes bilir ki hatunlarda güzellik ilahi bir mevhibedir. İçtimayı hayatta güzelliğin itibarı gayet büyüktür ancak güzellik sevginin kuvveti olsa da hiçbir zaman hürmetin temeli olamaz yahut tek başına güzellik hürmete esas kılınamaz.
Nakkaş-ı ezel Allahu Teala bütün kainatı yarattıktan sonra levh-i alemde Kudret kalemiyle Adem’e şekil verdi daha sonra Cihan devrinde daha büyük daha mükemmel bir sanatla hatun’un yüzünü ve vücudunu nakş etti böylece Hatun nakkaşı ezel’in en son sanatı oldu böyle güzel bir surete iblisin isyan ederek secde etmemesi cehaletindendir. Erkeklerin kalbi bir araştır bir tahttır bu arşın melikesi kraliçesi ancak edepli ve iffetli bir Hatun olabilir.
Hatun kelimesi öz be öz Türkçedir
Türk’ün anası, hanımefendisi hatun dur. Kelime olarak öz malımız olan hatun bizim öz anamızdır.
Aile küçük bir devlet, devlet ise büyük bir ailedir.
İthafını Sevgili eşi Esma Aliye Hanımefendiye yapıyor ve şu cümlesi çok müthiş ;

Ömürlük kusurlarımı affetmek yolunda kabul et . Ve daha sonra şunu ekliyor affetmezsen hakkın var; lakin müsade et mübarek ayaklarını günahkar yüzümle öpeyim.

Kur’an-ı Kerim’in ayet-i kerimelerinin ifadelerine göre, içtimai hayatta en büyük müessese aile, en kadim, en mukaddes kanun evlilik kanunudur.
Yemen Araplarından Has’am kabilesine mensup onbir hatun bir mecliste toplanırlar. Her hatun kendi eşi ve ailesi ile ilişkisini, hiçbir şeyi gizlemeden anlatmaya karar verir. Her biri kısa ve belagatli c
Avrat kelimesi gerek dil bakımından gerekse edep ve zevk bakımından tamamen hatalı olarak kullanılmaktadır.
İffet konusundaki zayıflığın sebebi, saygının yokluğudur.
İnsan bakarken saygı bulunursa,kalpte kötü duygular kalmaz..
Zira sosyal hayatın ıslahı için, yapılması gereken ilk iş erkeklerin terbiyesidir..
Eğer ayıp (bakan) gözde,perde de (bakılan)yüzde olacaksa,(o zaman bu insafsızca bir paylaşım olur.Necm/22)
(Yusuf’un) kalbinde dinî terbiye olmasaydı,o da ona meylederdi. demek,erkekleri ancak dinî terbiye ve vicdanın emri muhafaza edebilir,demektir.
İlim her müminin birinci vazifesidir..
Aile yuvası, muhabbet, hürmet ve rahmet esasları üzerine bina kılınırsa ,fakir de olsa,mesut cennet ailesi olur..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Eser daima açık olur;ancak eseri meydana getiren müessir ekseriyetle gizli olur
“Hatun hayatın mebdei ve menbaıdır. Bütün insanlığın hayatı hatunların rahimlerinde ve ellerinde başlar.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Fakat fitne nerede? Havada fitne olmaz. Güneşin ışığında, bilginin aydınlığında fitne olmaz. Olsa olsa fitne erkeklerin gözlerinde, kalplerinde yahut dillerinde bulunur. İlle de bir tedbir almak gerekiyorsa, erkeklerin gözlerine nikâb, kalplerine adap, dillerine ceza lazım gelir.”
Aile küçük bir devlet, devlet ise büyük bir ailedir.
Devletlerin ve ümmetlerin asıl unsurları ailedir. Devletler ve ümmetler aileden müteşekkil olurlar. Aile nizamı, iki asıl olan bir hatun ve bir erkekle başlar. Bu iki asıldan birinin diğerine karşı rahmet ve muhabbeti bulunmazsa ailede saadet olmaz. Erkeklerin güç ve kuvvetlerine mukabil hatunların hürmetleri sağlanmadığı takdirde aile sağlam olmaz. Aile sağlam olmazsa devlet güçlü olmaz, ümmet Aziz olmaz. Bu husus iki kere iki dört gibi matematiksel bir hakikattir.
Hicâb; kadınların yüzlerine ve vücutlarına ait değil, hürmetlerine ve hukuklarına dairdir.Şeref şiarı, İsmet ridâsı, hürmet ihramıdır..
‘Harem’ korunmuş kaledir.
Bir elif ilavesiyle ‘harâm’ olur.
Hatunların içtimai saygınlıkları bulunmadıktan sonra ne yüz perdesinin kıymeti olur ne de yüzü açmanın zararı..
‘Aile’ kelimesi anaların sıfatıdır; zira çocukların terbiyesi onların elindedir, terbiye şefkatli ve merhametli analara özgü bir hünerdir.
Aile , hayatın cenneti ve ebedî cennetin de başlangıcıdır.
Tabiatta ,hürmetli olan her şey örtülüdür.İnci sedef ile örtülmüştür. Altın gümüş gibi paha biçilmez kıymetli madenler hep örtülüdür.
Bir kadını korumanın en güzel yolu dindarlık ve güzel ahlâktır..
Sağ eliyle beşik sallayan hatun sol eliyle dünyayı idare eder.
Medeniyet dünyasının bu kadar moda müptelası olması, hanımların süse ve süs eşyasına sınırsız derecede rağbet etmesi, aslında erkeklerin günahıdır . Eğer erkekler manevi cemalden, edebî kemalden haz alsalardı böyle olmazdı.Erkekler hatunların güzelliğinden ziyade edeplerine ve toplumsal değerlerine kıymet verselerdi ,onlar edebî kemal ve manevi cemal hususunda birbirleriyle yarışırlardı ..
Hatunların toplumsal değeri, ümmetin imanı, devletin kanunları ve genel ahlakın gücü ile temin edilmiş olsaydı ,ne yüz perdesine gerek kalırdı , ne de yüzü açmak fitne sayılırdı. Hatunların içtimai saygınlıkları bulunmadıktan sonra, ne yüz perdesinin kıymeti olur nede yüzü açmanın zararı ..
Kâinatın en uzak sistemlerinden haberdar olan insan, her nedense kendi evinde ve ailesinde saadet nizamını yakalayamamıştır
Şark’ın gayri müellifleri hicaptan ve açık saçıklıktan söz ederken her nedense gözlerini, özlerini, dillerini, kalemlerini, kalplerini ve fikirlerini İslam kadınlarının yüzlerine, özlerine ve edeplerine dil uzatmak şaibesinden kurtaramıyorlar. Bu müelliflerin en ciddi felsefeleri fitne korkusu, en keskin okları da itham etmektir. Eğer ayıp [bakan] gözde, perde de [bakılan] yüzde olacaksa, o zaman bu insafsızca bir paylaşım olur.
Halk arasında nikah akdinde mübadele şekli ve aldım verdim tabirleri yaygın ve meşhur ise de, İslam Şeriatı’nda nikah akdi mübadele değil, bilâkis muahede ve misak-ı ğalîzdır; yani karşılıklı bir güven sözleşmesi ve sorumluluğu ağır bir antlaşmadır.
İki tarafın birinde bulunabilecek bir eksiklik diğerinin kemaliyle; birinin zayıflığı, diğerinin gücüyle ortadan kaldırılır ve nikah sayesinde kamil bir bütün meydana gelir.
Kur’an-ı Kerim’in aile nizamını özetlemek için, bütün İslam hatunlarına saygılarımı ifade etmek amacıyla kaleme aldığım bu eserimi otuz sene bütün zahmetlerime ve meşakkatlerime büyük bir şefkat ve merhametle katlanan, değerli ailemi ve çocuklarımı saadet içinde terbiye eden, sözüyle, yüzüyle ve özüyle her zaman kalbimi şad eden, her halinde mutedil, sen iffetli refikama; Esma Aliye Hanımefendi’ye takdim ediyorum.
Oysa nikah müşterek hayat sözleşmesi, edebi bir refiklik anlaşmasıdır. Nikahla eşlerin her biri, bir bütünün öbür yarısı olur.
Sağ eliyle beşik sallayan hatun sol eliyle dünyayı idare eder.
Napolyon
Kadınların güzellik anlayışı erkeklere nsipetle daha ali ve daha iffetlidir.
Ğaniye : Güzellik, iffet ve hürmetleriyle süs ve ziynete hiç ihtiyaç duymayan hatunlara denir.
hatun kelimesi öz be öz Türkçe’dir. Türk’ün anası, hanımefendisi ‘hatun’dur.
..hatunlara ‘avrat’ demek, hatunların büyük hürmetlerine muvafık(uygun) olmadığı gibi, Kur’an’ın nezahetini de (doğruluğunu) tanımamaktır.
‘Hatun’ kelimesinde büyük bir şeref ve hürmet ifadesi vardır.
İnsanların akılları ve iradeleri siyasi, içtimai ve ahlaki meseleleri mütalaa ederken hür olarak hareket etmez; kendi zaaf ve ihtiraslarına esir olur.
Ne gariptir ki, insanoğlu kendisine çok uzak bilinmeyenleri keşfedebildiği halde, bazen en yakın bir bilgiden habersiz olur.
Herkes anne ve babasına borçludur. Bu borcunu kendi çocuklarına bakarak eda ederler.
Hatunlara hürmet, Kur’an-ı Kerim’den aldığım terbiye ile bende meleke haline gelmiş ahlaki bir davranıştır.
Medenilik, insan ilişkileri ile ilgili bir kavramdır. İslam’a göre kadın-erkek ilişkisinde medeniliğin ölçüsü her iki cinsin de günlük hayatın her anında insanlıklarını cinsiyetlerinin önüne çıkarmalarıdır.
Erkeklerin güç ve kuvvetlerine mukabil hatunların hürmetleri sağlanmadığı takdirde aile sağlam olmaz. Aile sağlam olmazsa devlet güçlü olmaz, ümmet aziz olmaz. Bu husus iki kere iki dört gibi matematiksel bir hakikattir.
Eşlerin, hayatın vazifelerinde, zaruretlerinde, rahmetlerinde ve zahmetlerinde birlikte çaba göstermeleri huzurun esasıdır. Güzel ahlak ve davranışta yarışmak evliliğin gereğidir. Eşler arasında küçük büyük kusurlar bulunursa, birbirlerini affetmeleri en doğru çaredir.
Kadın için bir kocanın varlığı tabiat kanunudur; bunun tersi vahşettir.
Erkek için ise bir hatunun varlığı adalet kanunudur; bunun da aksi ya zulümdür, men edilir; yahut da zarurettir, rıza bulunmadıkça, ruhsat olmadıkça caiz olmaz.
İslam şeriatında nikah akdi mübadele değil, bilakis muahede ve misak-ı ğalizdır; yani karşılıklı bir güven sözleşmesi ve sorumluluğu ağır bir antlaşmadır.
Şerefi satın alanların, satanlardan ne farkı vardır?
Erkekler hatunların güzelliğinden ziyade edeplerine ve toplumsal değerlerine kıymet verselerdi, onlar edebî kemal ve manevi cemal hususunda birbirleriyle yarışırlardı.
Batı toplumlarının kadına bakışı daha çok nefsani ve pragmatisttir. Fakat Şark’ın bakışı daha çok ruhani ve hürmet esasına dayanır.
Herkes bilir ki, hatunlarda güzellik ilahi bir mevhibedir.. Ancak güzellik, sevginin kuvveti olsa da, hiçbir zaman hürmetin temeli olamaz. Yahut tek başına güzellik hürmete esas kılınamaz.
Ne gariptir ki insanoğlu kendisine çok uzak bilinmeyenleri keşfedebildiği halde, bazen en yakın bir bilgiden habersiz olur. Sonsuz mesafelerin ötesinde bulunan en uzak maddeleri, bilinmeyen halleri insan bilir, en büyük küreleri gramına kadar tartar, en ufak zerreleri elektronlarına kadar tahlil eder, duyu organlarıyla göremediğimiz, hissedemediğimiz hakikatleri keşfeder; lakin bazen en yakın şeyleri bilmez. Hatta insan, henüz insanı anlayamamıştır. Bazen zararları faydadan, şerri hayırdan ayıramaz. Yeryüzünde medeniyet asırlardır devam ediyorsa da insanoğlu henüz siyasi, içtimai, edebi ve ahlaki birçok meselesini halledememiştir. Kainatın en uzak sistemlerinden haberdar olan insan, her nedense kendi evinde ve ailesinde saadet nizamını yakalayamamıştır
Musa Carullah, eserini bin bir zahmetine katlanan sevgili eşine takdim ederken, kitabın önsözüne beni derinden etkileyen vefa dolu şu vecizeleri yazmıştır:
Ömrümüzün son yıllarında bütün kızlarımı, oğullarımı ve hürmetli, merhametli analarını sürgün ve zindanların şiddetli ve zilletli azapları içinde bıraktım. Benim günahım yoktu, kaderin bir cilvesi oldu. Affetmezsen hakkın var; lakin müsade et, mübarek ayaklarını günahkar yüzümle öpeyim.
Havada fitne olmaz. Güneşin ışığında, bilginin aydınlığında fitne olmaz. Olsa olsa fitne erkeklerin gözlerinde, kalplerinde yahut dillerinde bulunur. İlle de bir tedbir almak gerekiyorsa erkeklerin gözlerine nikâb, kalplerine adap,dillerine ceza lazım gelir.
Erkeklerin her vazifesini hatunlar ifa edebilirler, ancak hatunların bazı vazifelerini hiçbir erkek tam olarak ifa edemez. İçtimai hayatta hatunların vazifeleri erkeklerin vazifelerinden kıyas kabul etmeyecek derecede büyüktür.
Olsa olsa fitne erkeklerin gözlerinde, kalplerinde yahut dillerinde bulunur. İlle de bir tedbir almak gerekiyorsa, erkeklerin gözlerine nikâb, kalplerine adap, ceza lazım gelir.
Sağ eliyle beşik sallayan hatun sol eliyle dünyayı idare eder. Napolyon
Herkes bilir ki, hatunlarda güzellik ilahi bir mevhibedir. İçtimai hayatta güzelliğin itibarı gayet büyüktür. Ancak güzellik sevginin kuvveti olsa da, hiçbir zaman hürmetin temeli olamaz. Yahut tek başına güzellik hürmete esas kılınamaz.
Hatun kelimesi öz be öz Türkçedir. Türk’ün anası, hanımefendisi hatundur.
Bilhassa hatunlara avrat demek hatunların büyük hürmetlerine muvafık olmadığı gibi, Kur’an’ın nezahetini de tanımamaktadır.
Hatunların, kızların hürmetleri, ümmetin hayatıdır. Bir ümmet hatunlarına hürmet ve saygı duymuyorsa yahut hürmetleri ümmetin kuvvetiyle himaye kılınmıyorsa, o ümmette hayat yoktur.
İnsanların akılları ve iradeleri siyasi, içtimai ve ahlaki meseleleri mütalaa ederken hür olarak hareket etmez; kendi zaaf ve ihtiraslarına esir olur.
Aile küçük bir devlet; devlet ise büyük bir ailedir
insan başkalarına karşı sevgi duyuyor görünse de, aslında bu, insanın kendi kendisini sevmesi demektir.
Semalarda Şeytan bulunmaz, ancak Şeytan insanların damarlarında kan gibi deveran eder. (Hadis)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir