İçeriğe geç

Hatırla Beni Kitap Alıntıları – Misli Baydoğan

Misli Baydoğan kitaplarından Hatırla Beni kitap alıntıları sizlerle…

Hatırla Beni Kitap Alıntıları

&“&”

“İyi insanların varlığını bilmek, dünyanın yörüngesinden emniyet duymak gibidir.”
“Ölmek isteyip ölememekti, ölümün kendisinden beter olan.”
“İçimde kopmak üzre olan tufandan sığınacağım tek gemiyi kaçırmışım gibi yoğun bir kaybetme hissi duyuyorum.”
“İnsan sebebini yitirince yürüyen bir ceset haline geliyor.”
“Gitmek ani yapılan bir eylemdir. Öncesinde düşünme, hesap kitap varsa, ardından yapılan ‘gitmek’ değil, taşınmaktır olsa olsa.”
“Tarih atmak geleceğe dair hesabı olanların işi.”
“Uykudaki bir çocuğun yüzü, insanın kendisine hiç sınır koymadan alabildiğine an ve mekandan uzaklaşarak özgürleşmesi için en müsait zeminlerden birisidir.”
“İnsanın en çok kendi kendine ihtiyaç duyduğunu fark eden biri keşfetmiş olmalı aynayı.”
“O nefes aldırmayan, dikenli ve zehirli bir büyük lokma gibi boğazıma oturan yumru hâlâ aynı yerde.”
“ Suçsuz ve günahsızken hüküm giyen, söyleyecekleri bile dinlenmeden bir hücreye kapatılan mahkûm gibiyim.”
“Sonunu, sonrasını düşünmeden kavuşma ümidine kapılıyordu insan.”
“İnsan ancak anlatmaya değecek şeyleri olduğunda harcamalı kelimelerini.”
“ Bir fikre sadece karşı olmaktansa, o fikri iyi bilip neden karşı olduğunu bilerek karşı olmak, insanın kendi fikirlerinin arkasında daha kuvvetli ve dik durmasını sağlıyormuş”
“ Öyle veya böyle tek güvencemiz ilahi adalet olacaksa neden bir araya gelip devletler kuruyor, bir sürü kural, kanun vs yapıyoruz ki? Ne işe yarıyor hepsi?”
“Allah’ım! Bizi unuttun mu burada?”
“Savaşmak sadece silahla olmaz. Asıl kalemle, kitapla olan savaşları kazandıysan kazanmış sayılırsın.”
“Sende kaç kişinin umudu var; bakınca yüzüne aydınlanıp yeşerecek yarınları görüyoruz…”
“Neşe, kuşlara verilmiş bir çift kanattan farksız bir çocuk için. Ama büyüdükçe küçülüyor. Uçulmuyor. Çok yazık.”
“Dava güzel sevmeye mâni olsaydı, hiç üstat eline kalem mi alırdı?”
“İnsanların kullandıkları eşyalara ruhlarından bir parça sindiğine inanmışımdır oldum olası.”
“ Bazı duygular olduğu gibi söze dökülemiyor. O yüzden kalbime sakladım onları bir hazine gibi.”
Senin de arkandan çekip çıkabileceğin kapı yoksa kimseye seni çaresizliğinde başbaşa bırakıp, inkâr alacasına bulanarak atmosfere senden daha fazla temas etmeye hakkı vermiş gibi açık alanda uzaklaşıp gitme fırsatı sunmamalıydın. Ama öğreniyordum. Hayat beklemediğim derslerle beni günden güne bambaşka bir insan yapıyordu .
Senin varlığına zerre kadar ihtiyaç duymayan dünya, tıpkı sen varken ki gibi dönmeye devam edecek ardından.
Günleri sayarım, geceler iner,
Beklerim geceyi, yıldızlar söner,
Gizli bir yaram var, durmayıp kanar;
Neresi? Bulup da silemiyorum.
H. Nihal Atsız
Ona çocukluğumdan beri nasıl tek bir kişiyi ümitsizce sevdiğimi, gün gelip ondan da aşkıma karşılık görünce nasıl sevincimin içime sığmadığını, dünyanın birdenbire benim de mutlak bir parçası olduğum mükemmel bir bütün olduğunu görmeye başladığımı, onun özgürlüğünün bedelini ne pahasına olursa olsun ödemeye hazır olduğumu ve başıma ne geldiyse başka türlüsünün zaten mümkün olmayacağı ve bu fedakarlıktan geldiğini anlatmayı ve hepsinden öte anlaşılmayı ummuştum.
  Ve o da kalkıp gitmişti…
Geçmeyecek biliyorum. İnsanın teninde bir yara kabuk bağlayıp et tekrar kaynadığında, geride kalan iz nasıl artık acımaz ama ona bakıp insan gözlerini yumunca hafızasında o acıyı duyduğu anı hatırlayabilirse bu da işte tıpkı öyle olacak. Acıyı hatırlamak ta acı vericidir.
Gözlerinin içine baktım. Belki çok kısa bir süreliğine, hatta bir tek anlığına ama bir kalbim olduğunu farkettimden beri, içinde onun sevdasını taşıdığım kısacık ömrümün hepsine bedel bir andı o.
Yaşanmışlar mı daha çok acıtır insanı ölenin ardından yaşanmamışlar mı ?
Neşe, kuşlara verilmiş bir çift kanattan farksız bir çocuk için.
Neşe, kuşlara verilmiş bir çift kanattan farksız çocuk için. Ama büyüdükçe küçülüyor. Uçulmuyor. Çok yazık.
İçimden bir yaz günü Tuna’ya doludizgin giden kafileler gibi toprağı toz duman ederek yeri döven atlılar söküldü.
Ağırdır gönül yükü, sezdirmemek için hiç değilse zevahirin hafif durması gerekir.
“Ruhun aldığı hasar bulduğu her kanaldan kendini hatırlatmayı sürdürüyor.”
“Çoğumuz kurban olduğumuzu unutmak için kendimize kurbanlar arayan, bulunca da gözünün yaşına bakmayan zavallılarız.”
“İnsan eğer gitmek için etraflıca düşünüyorsa, isteği aslında vazgeçmektir.”
“Deniz kıyısı insanı.. Etrafı yüksek dağlarla çevrili olmayıp da dünyanın geri kalanıyla arandaki her an gidebilir, ötelere kavuşabilirmişsin gibi ucu görünmeyen bir ufuk çizgisine bakarak büyüyünce, bozkır çocukları gibi ketum ve hep savunma halinde kalmaya alışmamış oluyorlar.”
“İnsan ancak anlatmaya değecek şeyleri olduğunda harcamalı kelimelerini.
Yoksa hiç başlamamalı, o kapağı açmamalı.”
“Çoğumuz kurban olduğumuzu unutmak için kendimize kurbanlar arayan, bulunca da gözünün yaşına bakmayan zavallılarız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir