J. K. Rowling (Robert Galbraith) kitaplarından Harry Potter und der Stein der Weisen kitap alıntıları sizlerle…
Harry Potter und der Stein der Weisen Kitap Alıntıları
“O andan sonra Hermione Granger arkadaşları oldu. Bazı olaylar vardır, dostluklara yol açar, dört metre boyunda bir ifritin canına okumak da öyle bir olaydı işte.”
Harry sen bir büyücüsün.
Minicik eliyle yandaki mektubu kavramıştı; uykudaydı, özel biri olduğunu bilmiyordu, ünlü biri olduğunu bilmiyordu, birkaç saat sonra süt şişelerini koymak için kapıyı açacak olan Mrs Dursley’nin çığlığıyla uyanacağını bilmiyordu, önündeki birkaç haftayı kuzeni Dudley tarafından itilip kakılarak, çimdiklenerek geçireceğini de bilmiyordu Nereden bilsin, o anda ülke boyunca gizlice toplanıp kadeh kaldırıyordu insanlar, Harry Potter’a, diyorlardı fısıltıyla, sağ kalan çocuğa!
İnsanın hiç yeteri kadar çorabı olmuyor.
“Ah müzik! Burada yaptıklarımızın ötesinde bir büyü! Hadi artık, yatma vakti. Doğru yataklarınıza!”
“Snape, “Potter!” dedi ansızın. “Öğütülmüş çirişotu kökünü pelinotu demine eklersem ne elde ederim?”
Öğütülmüş ne kökünü neyin demine?
Öğütülmüş ne kökünü neyin demine?
“Saat yarıma doğru büyük bir şangırtı koptu koridorda, güleç yüzlü, gamzeli bir kadın kompartımanın kapısını açıp “Seyyar büfeden bir şey ister misiniz, yavrularım?”dedi.
Harry’nin daha önce ömründe görmediği Bertie Botts’un Bin Bir Çeşit Fasülye Şekerlemesi, Balonlu Yıldızlı Çikleti, Çikolatalı Kurbağa, Balkabağı Poğaçası, Kazan Pastası, Meyankökü Asası ve buna benzer garip şeyler vardı. Hepsinden tatmak istiyordu Harry, ner varsa biraz biraz aldı, kadına on bir gümüş Sickle ve yedi bronz Knut verdi.”
Harry’nin daha önce ömründe görmediği Bertie Botts’un Bin Bir Çeşit Fasülye Şekerlemesi, Balonlu Yıldızlı Çikleti, Çikolatalı Kurbağa, Balkabağı Poğaçası, Kazan Pastası, Meyankökü Asası ve buna benzer garip şeyler vardı. Hepsinden tatmak istiyordu Harry, ner varsa biraz biraz aldı, kadına on bir gümüş Sickle ve yedi bronz Knut verdi.”
Asa büyücüyü seçer
Böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur.
Düzenli bir kafa için ölüm de büyük bir serüvenden başka bir şey değildir.
Ah, müzik! Dedi. Burada yaptıklarımızın ötesinde bir büyü!
Lumossssssssssssss
asıl sorun, insanların kendileri için en kötü şeyleri isteme tutkuları.
Bir şeyin adından korkarsan, kendisinden daha çok korkmaya başlarsın.
Bizi gerçekten sevenler, bizi asla terk etmezler.
düşmanlarımıza karşı koymak yürek ister, ama dostlarımıza karşı koymak da yürek ister.
yaşamdı bu, insanın her dileği gerçekleşmiyordu.
böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur.
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu
Müdür: Albus Dumbledore
(Merlin Nişanı, Büyük Usta, Yüksek Cadı, Baş Sihirbaz, Yüce Başbuğ, Uluslararası Büyücüler Konfed.)
Müdür: Albus Dumbledore
(Merlin Nişanı, Büyük Usta, Yüksek Cadı, Baş Sihirbaz, Yüce Başbuğ, Uluslararası Büyücüler Konfed.)
Sayın Mr Potter,
Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nda yerinizin ayrılmış olduğunu size bildirmekten mutluluk duymaktayız. Gerekli kitap ve gereçlerin listesi ilişikte sunulmuştur.
Ders yılı 1 Eylül’de başlamaktadır. Baykuşunuzu 31 Temmuz’dan önce göndermenizi dileriz.
Sevgilerimizle,
Minerva McGonagall
Müdür Yardımcısı
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Harry mektubu aldı, gözlerini dikti ona, yüreği dev bir lastik bant gibi gerilmişti. Hiç kimse, yaşamı boyunca hiç, ama hiç kimse mektup yazmamıştı ona. Kim yazardı zaten? Arkadaşı da yoktu, başka akrabası da. Ama işte, bir mektup vardı elinde. Adres o kadar açıktı ki, bir yanlışlık söz konusu olamazdı:
“Mr H. Potter, Merdiven Altındaki Dolap, 4 Privet Drive, Little Whinging, Surrey.”
“Mr H. Potter, Merdiven Altındaki Dolap, 4 Privet Drive, Little Whinging, Surrey.”
“Ama çocuk nasıl geliyor buraya, Dumbledore?” Sanki Harry altında saklanıyormuş gibi onun pelerinine bir göz attı ansızın.
“Hagrid getiriyor onu.”
“Hagrid’e böylesine önemli bir şey için güvenmek akıllıca mı sizce?”
“Hagrid’e canımı bile emanet ederim,” dedi Dumbledore.
“Hagrid getiriyor onu.”
“Hagrid’e böylesine önemli bir şey için güvenmek akıllıca mı sizce?”
“Hagrid’e canımı bile emanet ederim,” dedi Dumbledore.
“Voldemort’un anlayamayacağı bir şey varsa, o da sevgidir. Annenin sana olan sevgisi kadar güçlü bir sevgi ne derin izler bırakır, bunu anlayamaz. Yara izine benzemez bu, gözle görülmez… böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur. Tenine işlemiştir bu. Quirrell’ın içi nefret, hırs, tutku doluydu, ruhunu Voldemort’la paylaşmıştı o; sana bu yüzden dokunamadı. Güzelliklerle yaratılmış birine dokunmak onun gibilere acı verir.”
Voldemort de, Harry. Her şeyin gerçek adını söyle. Bir şeyin adından korkarsan, kendisinden daha çok korkmaya başlarsın.
Bir şeyin adından korkarsan, kendisinden daha çok korkmaya başlarsın.
Alın teri dökmeden köşe dönme hevesi
Canına okur sonra, bak bizden söylemesi
Canına okur sonra, bak bizden söylemesi
Off, bir ejderham olmasını amma da isterdim.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Düşmanlarımıza karşı koymak yürek ister, ama dostlarımıza karşı koymak da yürek ister.
..böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur.
Hem güzel, hem korkunç bir şeydir gerçek, çok özen ister.
Voldemort de, Harry. Her şeyin gerçek adını söyle. Bir şeyin adından korkarsan, kendisinden daha çok korkmaya başlarsın.
Biliyor musun, pek de öyle harika bir şey değildi Taş. Dilediğin kadar para, dilediğin kadar yaşam! Birçok insanın hemen isteyeceği iki şey -asıl sorun, insanların kendileri için en kötü şeyleri isteme tutkuları.
Düzenli bir kafa için ölüm de büyük serüvenden başka bir şey değildir.
İyiyle kötü diye bir şey yoktur, güç vardır sadece, bir de o gücü elde edemeyecek kadar zayıf olanlar..
Düşler dünyasına dalıp gerçek dünyayı, yaşamayı unutmak doğru değildir, unutma bunu.
Bazı olaylar vardır, dostluklara yol açar,
Dört bina var; adları Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherin. Her binanın kendi soylu tarihi var, her bina çok önemli cadılar, büyücüler yetiştirmiştir.
Kendin ol, yeter. Biliyorum, kolay değil bu. Öne çıkarıldın, çetin iş. Ama Hogwarts’ta çok güzel vakit geçireceksin -ben geçirdim- aslına bakarsan, hâlâ geçiriyorum.
Bütün bunları Londra’da bulabilir miyiz? Gideceğin yeri biliyorsan, elbet,
Doğru, kendimi tanımadım. Ben Rubeus Hagrid. Hogwarts’ta Anahtarların ve Toprakların Bekçisi.
Harry Potter’a, sağ kalan çocuk!
anlayamayacağı bir şey varsa, o da sevgidir.
Annenin sana olan sevgisi kadar güçlü bir sevgi ne derin izler bırakır, bunu anlayamaz.
Yara izine benzemez bu, gözle görülmez böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur. Tenine işlemiştir bu.
Annenin sana olan sevgisi kadar güçlü bir sevgi ne derin izler bırakır, bunu anlayamaz.
Yara izine benzemez bu, gözle görülmez böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur. Tenine işlemiştir bu.
Biliyor musun, büyük usta olabilirsin sen, hepsi kafanın içinde
Korkunç bir düşünce belirdi Harry’nin kafasında. Zaten insan tedirgin olmayagörsün, kafasına hep korkunç düşünceler takılır.
Bazı olaylar vardır, dostluklara yol açar
Bazı olaylar vardır, dostluklara yol açar, dört metre boyunda bir ifritin canına okumak da öyle bir olaydı işte.
Ya gerçekten değerli ya da gerçekten tehlikeli bir şeydir, demişti Ron.
Harry, Belki ikisi birden, demişti.
Harry, Belki ikisi birden, demişti.
Kırılmasın hiç umutlar,
Gün doğmadan neler doğar.
Gün doğmadan neler doğar.
Herkes özel biri olduğumu düşünüyor.
Gir bakalım, yabancı, ama dikkat et, sakın
Kendini koyverip de hırsa kapılmayasın,
Alın teri dökmeden köşe dönme hevesi
Canına okur sonra, bak bizden söylemesi,
Senin olmayan bir şey yürüteceksen unut
Aklını başına al, sonra da kendini tut,
Hirsızlığa kalkarsan, bir daha düşün yine,
Başka şeyler bulursun çil altınlar yerine.
Kendini koyverip de hırsa kapılmayasın,
Alın teri dökmeden köşe dönme hevesi
Canına okur sonra, bak bizden söylemesi,
Senin olmayan bir şey yürüteceksen unut
Aklını başına al, sonra da kendini tut,
Hirsızlığa kalkarsan, bir daha düşün yine,
Başka şeyler bulursun çil altınlar yerine.
Ölecek kadar insanlık yoktu içinde.
Şimdi bir fincan çay olaydı, ha? Bu yolculuk beni duman etti
İzler yararlı olabilir bazen.
Her yanını korku sardı. Bir şey söyleyecekmiş gibi ,fısıldaşanlara baktı, ama vazgeçti.
Dünyanın en mutlu insanı, Kelid Aynası’nı sıradan bir ayna gibi kullanan insandır, ona bakınca kendini olduğu gibi görür. Anlatabildim mi?
Düşmanlarımıza karşı koymak yürek ister, ama dostlarımıza karşı koymak da yürek ister’
Bir şeyin adından korkarsan, kendisinden daha çok korkmaya başlarsın’
Dilediğin kadar para, dilediğin kadar yaşam! Birçok insanın hemen isteyeceği iki şey – asıl sorun, insanların kendileri için en kötü şeyleri isteme tutkuları’
Düzenli bir kafa için ölüm de büyük bir serüvenden başka bir şey değildir’
İyiyle kötü diye bir şey yoktur, güç vardır sadece, bir de o gücü elde edemeyecek kadar zayıf olanlar’
İlk kurbanlar hep en suçsuz olanlardır. Geçmiş çağlarda da öyleydi, şimdi de öyle’
Düşler dünyasına dalıp gerçek dünyayı, yaşamayı unutmak doğru değildir’
Ölecek kadar insanlık yoktu içinde’
Dumbledore, Hem evet, hem hayır,” dedi usulca. Bu ayna yüreklerimizin derinliklerinde yatan tutkuları, istekleri gösterir bize. Aileni hiç bilmedin sen, onları görürsün. Kardeşleri tarafından ezilen Ronald Weasley, kendisini onlardan üstün görür. Ama bu ayna bizi bilgiye, doğruya götürmez. Gösterdiklerinin gerçek olmadığını bilmeyenler onun önünde eriyip gitmişlerdir ya da akıllarını kaçırmışlardır.
Bir seyin adindan korkarsan, kendisinden daha cok korkmaya baslarsin.
Ailemde kimsenin büyüyle ilgisi yok, bana mektup geldiğinde hepimiz şaşırdık, ama çok sevindim, ne de olsa en iyi büyücülük okulu bu, öyle diyorlar – ders kitaplarını şimdiden ezberledim, sanırım bu kadarı yeterli – sahi, benim adım Hermione Granger, siz kimsiniz?
Bütün bunları hızlı hızlı söylemişti.
Harry Ron’a baktı, onun da ders kitaplarını ezberlemediği şaşkın yüzünden belliydi, bunu görmek Harry’yi rahatlattı.
Ben Ron Weasley, diye mırıldandi Ron.
Harry Potter, dedi Harry.
Bütün bunları hızlı hızlı söylemişti.
Harry Ron’a baktı, onun da ders kitaplarını ezberlemediği şaşkın yüzünden belliydi, bunu görmek Harry’yi rahatlattı.
Ben Ron Weasley, diye mırıldandi Ron.
Harry Potter, dedi Harry.
“Türlü türlü cesaret vardır,” dedi. “Düşmanlarımıza karşı koymak yürek ister, ama dostlarımıza karşı koymak da yürek ister.”
Bizi gerçekten sevenler, bizi asla terk etmezler.
Aynı evde bir başka çocuğun da yaşadığını gösteren hiçbir belirti yoktu odada.
“Düşler dünyasına dalıp gerçek dünyayı, yaşamayı unutmak doğru değildir.”
Düşler dünyasına dalıp gerçek dünyayı, yaşamayı unutmak doğru değildir, unutma bunu.
Düşmanlarımıza karşı koymak yürek ister, ama dostlarımıza karşı koymak da yürek ister.