İçeriğe geç

Halife Vasık’ın Öyküsü Kitap Alıntıları – William Beckford

William Beckford kitaplarından Halife Vasık’ın Öyküsü kitap alıntıları sizlerle…

Halife Vasık’ın Öyküsü Kitap Alıntıları

Birlikte geçirdiğimiz o tatlı anlar tiksintiye mi dönüşecek?
Bil ki, artık umutsuzluk ve öcün hüküm sürdüğü yerdir burası; kalbin İblise tapan herkesin kalbi gibi yanıp tutuşacak.
Tüm görkemli ayinlerden önce büyük bir açlık çekmek gerektiğini bilmiyor musunuz?
Bulutların kararttığı güneşi görüyor musun? Güneş parlaklığını geri kazandığında eğer hâlâ fikrini değiştirmemişsen, sana bahşedilen merhamet sonsuza dek kaybolacak.
Felaketlerin ardı arkası kesilmiyor!
Öteki dünyada cennete gitmek için bu dünyayı cehenneme çevirmenin gerekli olduğuna inanmıyordu.
Bilginlerle tartışmaya girmeyi severdi ama onların itirazlarını hararetle savunmalarından hoşlanmazdı. Ağızlarını kapatabileceklerini hediyelerle kapatıp, cömertliliğine boyun eğmeyen ötekilerini de hararetlerinin soğuması için hapse gönderirdi. Çoğunlukla işe yarayan bir çareydi bu.
Tanrı’nın bağışlarının en değerli olanını, umudu yitirdiler!
Ölüyorum, dedi Nurunihar sönük bir sesle, sarıl bana hiç değilse ruhum son nefesini dudaklarında versin.
öbür dünyada cennete ulaşmak için bu dünyada cehennemi yaşaması gerektiğine inanmazdı.
Nerede bıraktın onu, Sütlümeme, neden burada değil?”
Ey, sevgili beyaz güvercin! Sen havada hızla uçarken,
Sevgiline tatlı bir bakış ihsan eyle;
Güzel sesli Bülbül, ben senin gülünüm,
Yüreğimi mest edecek bir beyit söyle!
.
“Hainliğini cezalandıralım! İntikamımızı alalım! Masumların kanını yerde koymayalım! Bu zalim Hükümdar’ı yakındaki uçuruma atalım ve bir daha da adını anmayalım!”
‘Allah’ın merhameti dışında hiçbir şeye güvenme: Kutsal peygamber dışında hiçbir şeyden yardım gelmez: Kaf Dağı’nın kendisi sarsılabilir, sarsılmaz olan yalnızca Allah’ın gücüdür.’
“Ama cahilleri ölüme göndermek biraz ağır gelir ve tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Sakallarının yakılmasını emretmekle yetin – bir ülkede sakal insanlar kadar gerekli değildir.”
“Geçmiş,” dedi Karathis, “geriye getirilemez. Geleceği düşünmeliyiz. Belki de bu kadar özlemini duyduğun şeyi tekrar görebilirsin.”
öbür dünyada cennetin tadını çıkarmak için bu dünyayı cehenneme çevirmek zorunda olduğumuzu düşünmüyordu.
Öteki dünyada cennete gitmek için bu dünyayı cehenneme çevirmenin gerekli olduğuna inanmıyordu.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
iblis, tahmin edilebileceğinden daha yumuşak ancak ruha derin bir hüzün veren sesle konuştu,
kilden yaratıklar, sizi imparatorluğuma kabul ediyorum.
öbür dünyada cennete ulaşmak için bu dünyada cehennemi yaşaması gerektiğine inanmazdı.
#8212;
‘vay haline, bilmemesi gerekeni bilmek isteyenin…’
Öteki dünyada cennete gitmek için bu dünyayı cehenneme çevirmenin gerekli olduğuna inanmıyordu.
“Vay haline, bilmemesi gerekeni bilmek isteyenin…”
“…öbür dünyada cennete ulaşmak için bu dünyada cehennemi yaşaması gerektiğine inanmazdı.”
Cehennem kimileyin kendi içimizdedir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Acınası hallerinin farkında olacak kadar hayattaydılar.”
Vay hali­ne, bilmemesi gerekeni bilmek isteyenin ve gücü­nü aşan bir işe girişen gözüpek kişinin.
Herkes en beğendiği küçük yarışmacı için adaklar adadı ve kimse kendi seçtiğinin galip geleceğinden şüphe etmiyordu.“
Bilesin ki şimdi umutsuzluk ve kefaret evindesin.İblis’e tapan herkes gibi senin de kalbi tutuşturulacak.
Ben yokken halka iyi bak, iyice soyup soğana çevir çünkü çok paralar harcayacağız ve kimse başımıza ne geleceğini bilemez.
Her şey ölüm meleğinin kendilerine başka bir dünyanın kapısını açtığına inandırmak için işbirliği etmiş gibiydi.
Hayatlarının baharında solmuş bu güzel çiçeklerin üzerine solgun bir huzme düşüren iki kandil dışında bütün ışıklar söndürüldü.
Bilmemesi gereken şeylerin sırrına vâkıf olmaya çalışan ve haddinden fazlasını üstlenen kendini bilmez faninin vay haline!
onlara yaptığın haksızlıkları bu kadar çabuk unutacak kadar saf bunlar.
Başarının, ahmakların ve kötülerin cezasının ilk sopasını oluşturduğunu düşünmüyordu bile.
Kurban edilecekleri yere doğru ilerleyen güzeller güzeli günahsızlar manzaranın neşrine neşe katıyordu. Hoplaya ziplaya düzlüğe yaklaştılar. Kimi kelebek kovalıyor, kimi cicek topluyor, kimisi de dikkatlerini çeken parla çakıl tasarını cebe atıyordu. Zaman zaman biri diğerini eveleyip yakalanmamak için koşturmaya başlıyordu ve birbirlerine öpücükler konduruyorlardi.
“Evet, tekrar nefes alıyorum! Tekrar yaşayan bir varlığım! Sesler duyuyorum! Yıldızlarla pul pul süslenmiş gökyüzünü görüyorum!”
Başarının, ahmakların ve kötülerin cezasının ilk sopasını oluşturduğunu düşünmüyordu bile.
seni bulmak için o kadar meşale yaktım, hiç olmazsa korkunç yüzünü göster
Öbür dünyada cennete ulaşmak için bu dünyada cehennemi yaşaması gerektiğine inanmazdı.
öbür dünyada cennete ulaşmak için bu dünyada cehennemi yaşaması gerektiğine inanmazdı.
Böylece beyhude gösteriş ve yasak güce erişmek uğruna kendini binlerce günahını kirleten Halife Vathek, sonsuz ve sınırsız acının ve dindirilmez vicdan azabının kurbanı oldu.
Dur bakalım, diye cevap verdi Hintli. Bil ki susuzluktan dilim damağım kurudu ve susuzluğum tamamen giderilene kadar bu kapıyı açamam. Elli çocuğun kanına susadım. Bunları vezirlerinin ve soylu adamlarının en güzel oğullarından seç Yoksa ne benim susuzluğum ne de senin merakın tatmin edilebilir. Haydi şimdi Samarra’ya geri dön, isteklerimi temin et, buraya geri gel, bizzat kendi ellerinle bu yarığa at, sonrasını kendi gözlerinle göreceksin!
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir