İçeriğe geç

Halid Bin Velid Kitap Alıntıları – Okay Tiryakioğlu

Okay Tiryakioğlu kitaplarından Halid Bin Velid kitap alıntıları sizlerle…

Halid Bin Velid Kitap Alıntıları

Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmesin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, işte buna çare yoktur.
Cengiz Aytmatov
“İyilik yapmak, hayır ameli gizlemek, belalara karşı sabırlı olmak ve musibetleri dile getirmemek, cennet hazinelerindendir.” (Hz.Ali)
Bir zalimi yalanlarla koruyan, onunla aynı hamurdan yoğrulmuş demektir.
Seni sininde koyalar, menzil mübarek diyeler,
Üstüne tez tez örteler, bu dünya hak ve sengini.
Karanlık yerde olasın amelin ile kalasın
Ah ederek çok çalasın ahir pişmalık çengini
Yunus var şimdi tövbe kıl can sende iken et amel
Aşık isen kuşana gör dervişlerin palhengini..
Yunus Emre
Hayattaki her şey gibi, zamana zaman tanırsanız her şeyi çözümler..
Jose saramago
Hiçbir şey söylemedi , sessizce baktı sadece
Böyle bir bakış yoktur yeryüzünde..
Dostoyevski
İnsanlar ömürlerini ait oldukları tarafın amaçları doğrultusunda harcarlar.
Bence deli falan değilde, yalnızca büyük acılar çekiyordu, o kadar.
Düşünmeden edebilir miydim? Gözlerimi kapayabilir, kulaklarımı tıkayabilir ama düşünmeden edemezdim.
İyilik yapmak, hayır ameli gizlemek, belalara karşı sabırlı olmak ve musibetleri dile getirmemek, cennet hazinelerindendir. Hz. Ali Ra.
Ufak kusurları abartmak, kendini titiz, üstün ve eksiksiz göstermek, pek çok liderin kapılıp içinde boğulduğu bir gurur girdabıdır. Böylece kendi konumlarını erişilmesi güç bir zirveye koymuş olmak gibi bir vehme kapılırlar. Bunun saygınlıklarını arttıracağını var sayarlar. Düşündükleri kısmen gerçekleşir de. Saygıya sirayet eden korku sayesinde olur bu. Ancak günbegün yalnızlaştıklarını görürler.
Yaşamak, ölmek hepsi bir tereddüttür insana!..
Kişi yada topluluklar, ne kadar güçlenirlerse, küstahlığı ve kibre yenilmeleri o kadar muhtemeldi, fakat gün gelir de rüzgar aksi istikâmetten esmeye başlarsa, kişiye lazım olan öncelikle iyi dostlardı.
Terbiye edilmemiş tutkular insanı bilinmeyene götürür.
Maharet, sözden ziyade halle konuşmaktır.
En küçük bir zaman parçasının bile, sonsuzluğa uzayan gizli bir yüzü olduğunu öğreneli hayli olmuştu.
Tutunup o ana, bin yıllara uzandım sessizce.
Dünya bir evcik’tir. Esas ev ötede..
Kendinle konuştuğunda yalan söyle mutlaka ona
Doğruyu söyleyecek olursan hayallerini kötüler sana.
O gece Muhacirlerden kurulu akıncı birliğine baskın yapmak için sabahı zor etmiştik. Ah Yermük harbi Üç bin yiğitle, Yüz bin küffara karşı zafer kazandığımız Mûte’yi bile unutturdun!..
Hâlid b. Velid’den iran kralı Kisra’ya mektup:Müslüman ol,kurtul. Yoksa, sizin dünyaya aşık olduğunuz kadar şehadete aşık olan ordumla üzerinize yürürüm.
Yardım etmeyi kabul etmeyen çin hükümdarı irana haber gönderdi: isteseler dağları yerinden sökebilecek bir orduya karşı koyacak kuvvetimiz yoktur.
Ah Halid!.. Şehid olamayan Halid! Harp, benim etimi çiğneyemedi. Şehitlik mertebesi hariç elde etmediğim makam kalmadı. Vücudumda bir karış yer yoktur ki, ya kılıç yarası, ya bir ok yarası veya bir mızrak yarası olmasın.
Hz.HALİD bin VELİD
İslam’ın Kılıncı
Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur .
Hz. Halid
“Hoşunuza gitsin veya gitmesin her hususta sabredin, çünkü sabır çok güzel bir huydur. Dünya sizi şaşkına çevirdi. Eza ve cefalarını da size yavaş yavaş içirdi. Zevk ve süsü ile sizleri kendine çekti.”
Aklımda Halife’nin sözleri, “Dört şeyi dört yere bırakın: Uyumayı kabre, rahatı sırat köprüsüne, övünmeyi mizana, arzu ve istekleri cennete.”
“Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, Ölümü seven bir orduyla geldim ben buraya.”
Seyfullah
Mazi kadar ağır bir prangayı, hiçbir kürek mahkumu taşımadı İbrahim. Geçmişin prangası kadar sağlam bir Demir, henüz hiçbir örste dövülmedi. O yüzden kararsızlığın tabiidir.
“Halid bin Velid’le karşılaştığın zaman, bugüne kadarki tecrübelerinin, yeteneklerinin, gençliğinin ve gücünün önemsiz kaldığını göreceksin!..”
Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Müslümanların devam edegelen sadakatlerinin esas sebebi Peygamberlerinin büyük bir ahlak sahibi olmasıydı. O, insanlara adaleti, ölçü ve tartıda hile yapmamayı, yalan yere yemin etmemeyi, namuslu kadınlara iftira atmamayı,fakir fukarayı korumayı ve daima doğru söylemeyi öğütlemiştir.
Bizans generali: Bana müslümanların karakteri hakkında bilgi ver!
Onlar geceleri keşiş, gündüzleri askerdirler. Aralarında hak ve adalete riayet ettiklerinden, hırsızlık yapan emirlerinin oğlu da olsa elini kesmekte tereddüt etmezler. Birbirlerine karşı çok sabırlı ve anlayışlı, düşmanlarına karşı da merhametlidirler. Daima hakkı söylemeyi ve hayır yapmayı teşvik eder, muharebede ölmeyi sağ kalmaktan güzel ve hayırlı görürler; zira savaşta ölenlerin sorgusuz sualsiz cennete gittiklerine inanırlar.
Hoşunuza gitsin veya gitmesin her hususta sabredin, çünkü sabır çok güzel bir huydur. Dünya sizi şaşkına çevirdi. Eza ve cefalarını da size yavaş yavaş içirdi. Zevk ve süsü ile sizleri kendine çekti.
Dört şeyi dört yere bırakın; uyumayı kabre, rahatı sırat köprüsüne, övünmeyi mizana, arzu ve istekleri cennete. ( Hz. Ebubekir )
İnsanlar ömürlerini ait oldukları tarafın amaçları doğrultusunda harcarlar.
Hz Peygamber ( S.A.V ) buyurdu ki İnsanların en güçlüsü olmayı dileyen, Allah’a güvensin, tevekkül etsin.
Terbiye edilememiş duygular insanı bilinmeyene götürür
Bir suçun, bir ihanetin ya da bütünüyle ilgisiz bir ahlaksızlığın zuhuru, sivil ya da asker her kesimde İslamiyet’in doğuşuyla bağlantılıymış gibi gösteriliyordu. Müslümanlar bizleri paganlara tercih ederken, biz Hıristiyanlar ise her türlü sapkın topluluğu onlara tercih ediyorduk. Bu apaçık bir haksızlıktı.
İyilik yapmak, hayırlı ameli gizlemek, belalara karşı sabırlı olmak ve musibetleri dile getirmemek cennet hazinelerindendir. (Hz. Ali )
Yaralı kartala sormuşlar İbrahim, ‘Niye bu denli hüzünlüsün?’ diye.
‘Beni vuran okun arkasında kardeşimin tüyleri var,’ demiş
Müminin işi her halükârda hayra çıkar, yeter ki tevekkül etsin.
Her işinde, önce kalbine dön bir bak! Aradığın dünyevi menfaat değilse eğer, manevi bir tatmin duygusu içindesindir;işte buna sekinet denir. Ama önceliğin dünya ise, kalbin bir başka hızla döver göğsünü;zamanı hızlanmış avuçlarından kayıyormuş gibi hissedersin, hareketlerine bir telaş siner ve artık hata yapmaya meyyalsindir. İsteyerek ya da istemeyerek kötülüklere dalarsın.
Kader, verseydi aynı felaketi günlere,
Sonu gelmez bir gece olurdu günler.
Korkaklar, zalim olur
Kendinle konuştuğunda yalan söyle mutlaka ona.
Doğruyu söyleyecek olursan hayallerini kötüler sana
Öyle büyük bir dermanımız var ki kardeşim, büyük derdimizin gölgesine sığınmış bekliyor.
Cihada sarılın, bu topraklar ancak cihat etmekle muhafaza edilebilir!
Ah Yermük Harbi! Üç bin yiğitle, yüz binlik küffara karşı zafer kazandığımız Mute’yi bile unutturdun.
Lakin beni en çok üzen, hayatı hep savaş meydanlarında geçip, yatak yüzü görmemiş olan bu Halid’in yatakta ölmesidir.
Sadakatin sorgulandığı her yerde hezimet yakındır.
Kişi ya da topluluklar ne kadar güçlenirse, küstahlığa ve kibre yenilmeleri o kadar muhtemeldi.
Kim olursanız olun, hangi inanca bağlanırsanız bağlanın, sonuçta insansınız ve eninde sonunda gevşer ve nefsinize yenilirsiniz.
Canı için yalvaracak olan adam, sefaletin en dibindedir.
Muhammed’in kabrinin kokusunu alanlar
Başka koku istemez ömürleri boyunca.
Öyle karanlık, acı bir yas verdi ki bana
Kader, verseydi aynı felaketi günlere,
Sonu gelmez bir gece olurdu bütün günler.
Dört şeyi dört yere bırakın: Uyumayı kabre, rahatı sırat köprüsüne, övünmeyi mizana, arzu ve istekleri cennete.
Eşi ve nazırı olmayan Allah hakkı için, öyle bir milletle geleceğim ki, onlar sizin hayatı sevdiğiniz gibi ölmeye can atarlar.
Ey Hamza yavaş yürü, gözünün gördüğü hiçbir şeyden korkmazsın sen, lakin heybetini gizli tut. Yürüyüşün ölümü korkutuyor.
Uğrunda ölmüyorsan, ait olduğun davanın yalancısısın demektir.
Kişi sevdiği ile beraberdir.
Sadakatin sorgulandığı her yerde hezimet yakındır.
Sırtlan özgürlüğü davası güdenlerin akıbeti, genç bir Aslanın karşısında hezimettir mutlaka.
Aşağılamayı seviyor ama aşağılanmaya tahammül edemiyordum.
Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla geldim ben buraya.
Lebid bin Rebia
-Kendinle konuştuğunda yalan söyle mutlaka ona, doğruyu söyleyecek olursan hayallerini kötüler sana.
Mazi kadar ağır bir prangayı, hiçbir yürek mahkûmu taşımadı.
Müminin işi her halükârda hayra çıkar, yeter ki tevekkül etsin.
Terbiye edilememiş tutkular insanı bilinmeyene götürür.
Gaflet, sıcak zehirli bir bataklık suyu gibi yayılıyordu içimde.
Kaç defa ölüme neşeyle koştuklarını gördüm. Bizim kaçtıklarımız onlar için sonsuz bir mutluluk vesilesi.
Delilik bulaşıcıdır.
Ey nefis, Cafer gitti sen hâlâ dünyalık peşindesin! Ey nefis eğer kadınına meylin ağır basıyorsa, bil ki ben şuan ona talak verdim. Eğer kölelerine meylin ağır basıyorsa, bil ki ben onların hepsini azat ettim! Eğer bağların ve bahçelerinse özlediğin, ben onların tamamını Peygamber’e bağışladım. İşte bu dünyada hiçbir şeyin kalmadı; bir tek şahadet hariç.
Nefsim bir isteksizlik var sende,
Savaşacaksın dilesen de dilemesen de.
Hani çoktandır yoktu sende ölüm korkusu,
Cafer, ne güzel geliyor Cennet kokusu.
Beni günlerce uzaktan savaş meydanına götürünce,
Artık sana başka bir yolculuğu teklif etmeyeceğim.
Çünkü benim arzum,
Allah yolunda şehit olup
Ailemin yanına bir daha dönmemektir.
Kardeşlerim dönerken,
Beni Şam ülkesinde toprağa verip
Kimsesiz ve yalnız bırakmaları tek dileğimdir.
İşte o zaman, arkamda bahçe,
Servet ve saman kalmış umurumda değildir
Öldürülmesen de öleceksin!
Müslüman olsun ya da olmasın, bu coğrafyada Abdullah Bin Revaha’nın şiirlerine yakın olmayan bir insan görülebilir mi?..
Abdullah Bin Revaha
-Vallahi Bedir Savaşı’nda yanımızda iki at, Uhud Savaşı gününde de bir tek at bulunuyordu. Eğer kaderimizde düşmana galip gelmek varsa, zaten Allah’ın ve Peygamber’imizin bize vaadi de böyledir. Allah vaadinden vazgeçmez. Eğer kaderde şehitlik varsa, böylece cennette kardeşlerimize kavuşmuş oluruz!
Benim dinim ve hakimiyetim Kisra’nın mülk ve saltanatının ulaştığı yerlere kadar ulaşacak, atların ve develerin ayak basacakları en uzak yerlere kadar uzanacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir