İçeriğe geç

Hala Ciddiyim Kitap Alıntıları – Gülse Birsel

Gülse Birsel kitaplarından Hala Ciddiyim kitap alıntıları sizlerle…

Hala Ciddiyim Kitap Alıntıları

Sonra belki yazarım. Ama canım isterse, havamı bulursam. Bugün böyle, keyfimin kahyâsı izin yapıyor.
Kimse okumuyor,kitap okunmuyor,herkes sikâyet ediyor.
Sebep çok basit. Çocuklara ilk okuma merakini asilamak için yazilmis kitaplara, yani masallara göz atalim.
Pamuk Prenses nedir mesela?
Anne ölüyor, dakika bir gol bir!
Üvey anne manyak, En güzel benim diye, kizi bir cadi araciligiyla zehirletiyor! Külkedisi’nde sadece anne kötü degil, ablalar da ruh hastasi!
Yapilan iskencenin, asagilamanin haddi hesabi yok.
Üstelik sonuç olarak bahtsiz kizin buldugu prens de biraz tuhaf, kafayi ayaklarla bozmus! Bütün kadinlara ayakkabi denettiriyor.
Uyuyan Güzel’de yine kurban bir genç kiz!Bu sefer ilaçla uyutuluyor!
Hepsi birer korku filmi.
Yani bir tane mutlu masal ailesi yok mudur?
Zaten herhangi bir kedi bir eve geldigi anda,
orasi artik kedinin evi olur, siz misafir konumuna geçersiniz.
Yani artik kedi sizin ev hayvanimiz degildir, siz onun ev insanisinizdir.
Bir bakisi vardir kedinin, kendine bakildigini anladiginda önce gözlerini size çevirir, bir süre iliklerinizi titreten donuk uzun bir bakis atar, sonra hiçbir sey olmamis gibi mesela tüylerini yalamaya döner. O esnada herhalde aklindan Dikti gözünü beni seyrediyor, haddini bilmiyor, simdi aksam aksam sinirlenmeyeyim, hey Allahim ya
falan gibi bir seyler geçmektedir.
Sonra belki yazarım.
Ama canım isterse, havamı bulursam.
Bugün böyle, keyfimin kâhyası izin yapıyor .
Belki de ihtiyacımız olan medeni cesaret değil. Medeni cesaretsizlik, azıcık kendini bilmek!
Tabii burası bir Müslüman ülke değil, bir laik ülke. Söyleyeyim dedim. Arada hatırlatmakta yarar görüyorum şu sıralarda!
“Alaçatı, sanki Türkiye falan değil. Güney İtalya olabilir, zengin bir İspanyol kasabası olabilir.”
𝑆𝑜𝑛𝑟𝑎 𝑏𝑒𝑙𝑘𝑖 𝑦𝑎𝑧𝑎𝑟𝚤𝑚. 𝐴𝑚𝑎 𝑐𝑎𝑛𝚤𝑚 𝑖𝑠𝑡𝑒𝑟𝑠𝑒,ℎ𝑎𝑣𝑎𝑚𝚤 𝑏𝑢𝑙𝑢𝑟𝑠𝑎𝑚. 𝐵𝑢𝑔𝑢̈𝑛 𝑏𝑜̈𝑦𝑙𝑒, 𝑘𝑒𝑦𝑓𝑖𝑚𝑖𝑛 𝑘𝑎ℎ𝑦𝑎̂𝑠𝚤 𝑖𝑧𝑖𝑛 𝑦𝑎𝑝𝚤𝑦𝑜𝑟..
“Icatlarin neredeyse hepsi, insanoglunun tembelligi yüzünden ortaya çikmis.

Hepimiz çok enerjik, çaliskan, kosusturan insanlar olsaydik uzaktan kumanda, internet, dikis makinesi, çamasir makinesi, hiçbirine gerek kalmazdi!”

“Balik burcu en enayi burçtur. Güya sanatçi manatçi, hayal gücü genis falan derler ama, genel olarak tüm uyusturucu bagimlilari, depresif tipler, psikolojik rahatsizliklari olanlar, söylenenlere göre bu burçtan çikar. Duygusal, sulugöz, hatta bulanik”
“Astroloji tuhaf bir sey. Gazetede zaman zaman en sevdigin köse yazarini okumaya üsenirsin de, burcuna illa ki bir bakarsin.”
“Çocuklugumun bitmesinin en güzel sonuçlarindan biri, istedigimi yiyebilmem olmustur!”
“Woody Allen’in dedigi gibi: Anne babalarimizin bize iyi dedigi birçok sey zararli çikti: Kirmizi et, günes, üniversite bitirmek!”
“Böyleyim iste, abuk subuk seylere takiliyorum. Sivriyim. Ama benim hatam degil.”
O yıllarda bir CNN muhabirinin Bizden ayrılmayın amacıyla, yanlışlıkla söylediği gibi: Bu savaş reklamlardan sonra da devam edecek!
İnsanın kendisine bir faydası olur değil mi?
Sana pantolon, etekten daha çok yakışıyor türü bir üstü kapalı Bacakların çarpık kardeş! imasıdır!
Ekonomi okuyanlar bilir. Kitaplardaki her cümle Varsayalım ki diye baslar.
Sokaktaki kadın için de, sezonun çizgilerinden kendi vücut tipi, yaşı ve bütçesine en uygun olan parçaları edinmeye çalışmak, bu esnada da Milla Jovovich’e çok benzediğinin hayalini kurarak mutlu olmaktır!
Moda bir endüstridir, bir tasarım alanıdır, ekonominin önemli bir parçasıdır.
Ülkemi seviyorum!
Nerelisin hemşerim?
En sevdiğim kalıplardan biridir bu. Madem hemşerin, nereli olduğu belli işte, senin şehirden! Veya nereli olduğunu bilmediğin adama niye hemşerim diyorsun, hemşerim?
Metroseksüel misiniz? sorusunu bir Türk erkeğine sormak için mangal gibi yürek lazımdır.
Beni şiirde tek etkileyen şey kafiyedir.
Zaten herhangi bir kedi bir eve geldiği anda, orası artık kedinin evi olur, siz misafir konumuna geçersiniz. Yani artık kedi sizin ev hayvanınız değildir, siz onun ev insanısınızdır.
Basenlere takmayın! Cazibe işareti.
Saçmasapan şeyler için kendimizi paralamayalım!
Lütfen hırslarımızı kontrol edelim.
Türk vatandaşı, eşofmana eşortman der!
Bir gerçeği açıklıyorum! Moda insana yakışan değildir! Gerçekten değildir!
Allah dünyaya sağlık, barış ve akıl fikir versin!
Yıllar sonra aynı greg bizim kanalların gece yarısından sonra kırmızı noktayla yayınladığı başka bir tür ”sanat ” filminde karşıma çıktı.
New York’ta çektiğim ”sanat sanat içindir ” çizgisindeki entel dante öğrenci filminde yetenekli tiyatro öğrencisi Greg’e başrol vermiştim!..
Türkiye’nin eşortman sevgisi!
Hiçbir giysi bu kadar rahat ve çok amaçlı olmadı. Hiçbir giysi bir milletin genlerine bu kadar iyi uyum saglamadı. Ve hiçbir giysi beni benden bu kadar almadı!
Ne gariptir ki 1974’ten beri ne kansere çare bulundu ne Afrika doyuruldu.
Ama artık karartma falan yetmiyor insanları bombardımandan korumak için.

Helal olsun! Dünya medeniyeti kendisiyle ne kadar gurur duysa az!

Fal baktıranların hâli daha da beterdir. Tutup Biliyor musunuz, her saniye şu kadar orman yağmur ormanı yok oluyor desen Hadilen tepkisi verecek arkadaşlar, nedense kahve telvesinin fincanda bıraktığı izlerin, gelecekleriyle ilgili ipuçları verdiğine, adları kadar emindirler!
Benim çocukluk Ramazanlarıyla ilgili aklımda ilk beliren şey,televizyonda Hızla açan çiçek görüntüsüdür.
Allah dünyaya sağlık,barış ve akıl fikir versin
Delilerle ilgili en çok sevdiğim özellik de budur. Seninle kişisel tartışmalara girmez, zorla bulaşmazsan kendi kendine delirir.
Çocuklar şirindir mirindir, ama bazı ortamları mahvederler.
Bir tarafın, ötekine göre daha fedakâr, daha verici, daha alttan alıcı olması gerekir ki ilişkiler yürüsün. Benim dostluktan anladığım budur.
Lütfen hırslarımızı kontrol edelim. Saçmasapan şeyler için kendimizi paralamayalım.
Moda bir endüstridir, bir tasarım alanıdır, ekonominin önemli bir parçasıdır. Sokaktaki kadın için de, sezonun çizgilerinden kendi vücut tipi, yaşı ve bütçesine en uygun olan parçaları edinmeye çalışmak, bu esnada da Milla Jovovich’e çok benzediğinin hayalini kurarak mutlu olmaktır.
Bir gerçeği açıklıyorum! Moda insana yakışan değildir! Gerçekten değildir!
Ama çağdaş insanın ideal eğlencesi, bence görme ve tat alma duyularını aynı anda beslemenin çeşitlemeleridir. Diğer duyu kombinasyonları asla bunlar olamayacaklardır.
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime!
O yıllarda bir CNN muhabirinin Bizden ayrılmayın amacıyla, yanlışlıkla söylediği gibi: Bu savaş reklamlardan sonra da devam edecek!
Bir kere laf sakat! Bizde bir kelimenin içinde seksüel-meksüel geçiyorsa insanların aklına hemen bir sapıklık gelir.
Metroseksüel misiniz? sorusunu bir Türk erkeğine sormak için mangal gibi yürek lazımdır.
Metroseksüelleri kıskanmayın kardeşim. Evet manikür yaptırıyorlar, evet alışverişe vakit harcıyorlar, evet cilt bakımına gidiyorlar. Ve evet, güzel kadınları onlar kapıyor.
Hiçbir giysi bu kadar rahat ve çok amaçlı olmadı. Hiçbir giysi bir milletin genlerine bu kadar iyi uyum sağlamadı. Ve hiçbir giysi beni benden bu kadar almadı!
Salgına ben de katıldım. Herkes hasta dediler, biz de geri kalmayalım dedik.
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime!
Müfettiş: Sen, mavi gözlü, kalk bakalım
Öğretmen: Gülse en başarılı öğrencilerimizden, müfettiş bey, hem de sınıf başkanı.
Müfettiş: Aferin. Büyüyünce ne olacaksın? Mühendis mi? Doktor mu? Avukat mı?
Gülse: Şarkıcı!

Neyse ki ön sıramda oturan ve yine iyi bir öğrenci olan Serap da dansöz olmak istiyordu. Oradan kurtarıyorduk.

Olur da yolda rastlarsanız, sohbet açılır falan, lütfen benimle astroloji sohbetine girmeyin, rica ediyorum !
Şiirden anlamadığım gibi, sevmem de. Beni şiirde tek etkileyen şey kafiyedir.
Hakikaten. Sen hem romantik, manalı bir şeyler yazacaksın, hem de bunların
son heceleri aynı olacak. Benim baktığım yerden imkânsız gibi görünen bir
şey.
Bir bilgisayar programı falan geliştirseler tamam.
Ama kafadan bulmak,
hakikaten saygı gösterilmesi gereken bir yetenek.
Ah kızlar ah! Siz okuyacak meslek sahibi olacaksınız da biz göreceğiz!
Türkiye’deki insanların çoğu şuna inandırılmış biçimde: Sen aslında müthiş birisin, şöhret, para, hepsi seni bekliyor. Ama hakkını yiyorlar!
Çünkü siz, biz gazeteciler olmadan bilinçsiz, şuursuz, öyle etrafta dolaşan bir güruhsunuz. Okuyun da biraz kendinize gelin !
Belki de ihtiyacımız olan medeni cesaret değil,medeni cesaretsizlik.Azıcık kendini bilmek
Ay ben de İkizler’im.
İnanmıyorum, sen hiç İkizler gibi değilsin, İkizler biraz dengesiz olur!
Sigaranın kendisi yeterince kötü bir alışkanlık değilmiş gibi, tiryakilerde bir de birbirinden otlanma alışkanlığı vardır!
O ne tür bir bağımlılıksa, sokakta, kafede, hiç tanımadığınız insanlar bile bazen, Pardon tek sigaranız var mı? gibi lüzumsuz samimi isteklerde bulunurlar.
Sigara otlanmak çok tuhaf bir sosyal davranıştır!
Kimse kimseye Bak cüzdanından para aldım, tamam mı ? Parfümünü kullanıyorum, fıst fıst fıst, mersi!
Paltonu giyip gittim, hadi bye bye gibi laubali alıverip gidivermeler yapmaz! Ama sigara sanki bütün toplumun malıdır.
Ortada duruyorsa birisinindir ama aynı zamanda herkesindir. Otlakçı izin almaz, sadece küstahça bilgilendirir: Aldım bir tane şeklinde.
Sigaranın yan etkilerinden biri anlaşılıyor ki yüzsüzlüktür!
Ah kızlar ah! Siz okuyacak meslek sahibi olacaksınız da biz göreceğiz! En büyük hayaliniz evlenmek, en muhteşem başarınız zengin kocalar olduğu sürece, biz popstar aramaya ve birbirimizden elektrik almaya devam edelim!
Dakikalarca sakin sakin topun arkasinda kosacak, üstelik bir kere vuramadan. Verin azicik da o oynasin, yazik degil mi?
Hakemlerin kiymetini bilelim, futbolu sevelim.
Bütün dillerde, yabanci dil ögrenme, önce selam kelimeleriyle baslar. Günaydin, Merhaba, Nasilsiniz gibi. Bunu anladik, çok da yerinde bir seçimdir. Ancak, ikinci üçüncü sayfaya geçtiginizde hemen What is this, this is a pencil bölümü gelir ki, bu konuda bir çift lafim var. Bu nedir? Bu bir kalemdir. Bu bir kitaptir. Bu bir sandalyedir.
Simdi ben otuzlu yaslarina baslamis biri olarak bugüne kadar böyle bir cümleye gerek duydugumu, böyle bir söz öbegi kullandigimi hatirlamiyorum!
Yani kalemin, defterin, sandalyenin ne oldugunu anlama-yip, Bu nedir? diye soran adam varsa, o zaten yabanci dil talan ögrenecek kapasitede degildir, ona özel egitim lazim!
Ayni sekilde karsinizdaki size bu sorulari sorup, siz de Bu bir sandalye, gerçekten , Bu bir kitap valla billa gibi cevaplar vermek zorunda birakilacaksaniz, turist veya degil, o salagin dostlugundan ne bir fayda görürsünüz ne de bu sohbet eglenceli bir yere gider.
Ne gariptir ki 1974’ten beri ne kansere çare bulundu ne Afrika doyuruldu.
Ama artik karartma falan yetmiyor insanlari bombardimandan korumak için.
Artik istedigin yeri, istedigin zaman bombalayabilecegin uydu resimleri, özel isiklar, kameralar, siginaklari patlatan gelistirilmis füzeler var.
Öyle lambalarin etrafina kâgit sarmakla kaçamazsin.
Helal olsun! Dünya medeniyeti kendisiyle ne kadar gurur duysa az!
Metroseksüel misiniz? sorusunu bir Türk erkegine sormak için mangal gibi yürek lazimdir.
Zaten onun için benim gibi kadinlara sorup duruyorlar.
Ne metroseksüeli? Biz Antepliyiz!
Woody Allen’ın dediği gibi: Anne babalarımızın bize iyi dediği birçok şey zararlı çıktı: kırmızı et, güneş, üniversite bitirmek!
Nerelisin hemşehrim?
En sevdiğim kalıplardan biridir bu. Madem hemşehrin, nereli olduğu belli işte, senin şehrinden! Veya, nereli olduğunu bilmediğin adama niye hemşehrim diyorsun, hemşehrim?
Ülkemi seviyorum!
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime!
Kalabalıklar içindesin, her kafadan bir ses çıkıyor, hepsine kulağını tıka, kendi yolunda yürü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir