İçeriğe geç

Hakikatin İzinde: Öncesi ve Sonrası Kitap Alıntıları – Bülent Genç (Halil İbrahim Genç)

Bülent Genç (Halil İbrahim Genç) kitaplarından Hakikatin İzinde: Öncesi ve Sonrası kitap alıntıları sizlerle…

Hakikatin İzinde: Öncesi ve Sonrası Kitap Alıntıları

Bilinci edinilmemiş gerçeklikte yaşam, kendiliğe yitik, nesnelerinde
kaybolmuş bir yaşamdır. İnsan nesnelerinde yitik oluşta kaybolacak
olan değil, gerçekleştirdiklerinde potansiyelini keşfeden, görünüşe
geldikleri ile karakter ve kimlik belirimlerinde varoluşunu bulur iken
kendisine tanık olması gerekendir.
Dil; koşul, ihtiyaç, beklenti şartlarına göre anlam ve değer yükleri alan
göstergeleri ile tinsel ve ussal oluşun görüngüsü olarak açık olur,
öğrenilir ve biçim kazanır.
Varlıkta hareket, ortak gerçeklik olarak görünüş bulur iken mevcudun
ilişkilerinde farklılıkların açık olması, farklı oluş beliriminde bilmenin
gerçekleşmesini sağlar.
“Varlık nedir” sorusu ayrıca
düşünüyorum öyle ise varım” özdeyişi yerine şimdi ve burada var
olmayı ve ‘düşünenim’ olmayı da önceler.
Her görünüş kendiliğin
gerçekleştirmesi ile mümkün olsa da gerçekleştirilenlerde görünüş
bulunmasına tanık olunmadığı, belirimlerinde dil ile onanmadığı
sürece varoluşsal eksiklikte kalır.
Tevhid sadece bir okuma biçimi değil, yaşam biçimi olarak da
yaratım ve alanlarında bulunmayı ve üretmeyi/ çalışmayı önceleriken
kendiliğin gerçekleştirdiklerinde görünüşe taşınması ve yeniden
yaratılmasının anlayışını da içerir.
Dil yalnızca iletişim aracı değil, doğada olanı
öznel/ tinsel/ metafizik alana taşımanın, anlamlı kılmanın da aracıdır.
Anlamadan yapılacak her eleştiri, eleştiri yapanın
bilmiyor ve kendisi tarafından anlaşılmamış olduğunun ifadesini taşır.
Günümüz insanının, insan dışı yapay ortamda dil ve bilinç üretmek
mümkün müdür sorusu dikkate alındığında; insanın ne olduğu, nasıl
insan olduğu ve sonuç beliriminde ne için insan olduğu sorularına
cevap vermek gerekir.
“Zatıma varana kadar hileme aldanma” hadisi kutsisi, kendiliğin dışında
kendiliği bilmenin, hikmet belirimleri üzerinden gerçekleştiği anlamını
taşır. Her yaşanan üzerinden hakikati bilmek, tevhid gereği ile dahi olsa
bilen ve bilinen ikiliğinde gerçekleşir iken hikmette kalmak olur. Hadisi
şerifte “Allah’ın zatını düşünmeyin, hakkı ile bilemezsiniz” denilirken
de Allah’ın zatını düşünmemekten daha çok her dolayımlı bilişte bir
belirimi ile bilir iken zatın kendiliğinden öte bilişlerde olduğumuz kast
edilir. Hakikate duyarlı her âşık için ise Zatı düşünmemek değil, nasıl
bileceği ve O’na yetişeceği söz konusudur
Hakikati her bilişimiz ise izafi bilişte gerçekleşir.
1- Her olay ve olgu nesnel oluş belirimleri ve ilke bağlamında birçok
gerçekliğe haiz olması nedeni ile izafi bağlamlarında bilinir/ bilinebilir.
2- Rabbi sıfatı gereği ile her kişi, olay ve olguları öznel gerçekliliğine
bağlı olarak izafi okur.
3- Her olay ve olgunun sonuç belirimlerine göre karşı karşıya kalınan
durumlarına göre özneler arası izafi düzeyde okuması söz konusu olur.
4- Her gerçekleşenin karşılandığı tutum ve davranışa bağlı olarak
ilişkilerde muamele görülmesi (kısasa/ karmaya tabi olmamız) dahi
izafi olarak gerçekleşir iken kendiliğin gerçekliğine tanık olunur
“Zatıma varana kadar hileme aldanma” hadisi kutsisi, kendiliğin dışında
kendiliği bilmenin, hikmet belirimleri üzerinden gerçekleştiği anlamını
taşır. Her yaşanan üzerinden hakikati bilmek, tevhid gereği ile dahi olsa
bilen ve bilinen ikiliğinde gerçekleşir iken hikmette kalmak olur. Hadisi
şerifte “Allah’ın zatını düşünmeyin, hakkı ile bilemezsiniz” denilirken
de Allah’ın zatını düşünmemekten daha çok her dolayımlı bilişte bir
belirimi ile bilir iken zatın kendiliğinden öte bilişlerde olduğumuz kast
edilir. Hakikate duyarlı her âşık için ise Zatı düşünmemek değil, nasıl
bileceği ve O’na yetişeceği söz konusudur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir