Lev Tolstoy kitaplarından Hacı Murad kitap alıntıları sizlerle…
Hacı Murad Kitap Alıntıları
“Soğuksun ölüm.
Gövdemi toprak, ruhumu gökler alacak ”
Gövdemi toprak, ruhumu gökler alacak ”
Yürüdüğünüz yolun doğruluğuna inanmışsanız, ne olursa olsun sapmamak gerekli.
İnsan takip ettiği yolun doğruluğuna inanmışsa, gerisi önemli değildir.
-Canının sıkıldığı oldu mu hiç, Antoniç?
-Ne sıkıntısı?
-Benim bazen içim öyle sıkılır, öyle sıkılır ki, ne yapacağımı bilemem.
-Ne sıkıntısı?
-Benim bazen içim öyle sıkılır, öyle sıkılır ki, ne yapacağımı bilemem.
..ben şuan için bağlı bir adamım. İpin ucu da Şamil’de.
Ne müthiş bir yaşam direnci
Yorgunluğu maddi olmaktan çok, maneviydi.
Dışarıda güzel, sessiz, insanı dinçleştiren serin bir hava vardı.
Soğuksun sen ölüm; ama senin efendin benim.
Gövdemi toprak alacak, ruhumu gökler
Gövdemi toprak alacak, ruhumu gökler
Hanların anası zayıf, aklı kıt,başına buyruk yaşayan bütün kadınlar gibi küstahtı.
İpin iyisi uzun, sözün iyisi kısa olur.
Ne müthiş bir yaşam direnci!
Geçmiş, geçmişte kalana derler
Ne müthiş bir yaşam direnci!
Geçmiş, geçmişte kalana derler!
‘Gövdemi toprak alacak, ruhumu gökler.. ‘
Yürüdüğünüz yolun doğruluğuna inanmışsanız, ne olursa olsun sapmamak gerekli..
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
İnsanoğlu çok garip bir varlık! Yaşamını sürdürmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor, onların yaşamını görmezden gelebiliyor..
Yanılmayı göze almadan, sorumluluk yüklenmeden düz bir yoldan ilerlemeye imkan yoktur. Yalnız herhangi bir yön doğru görünüyorsa, ne pahasına olursa olsun o yönde ilerlemek gerekir.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Ne müthiş bir yaşam direnci!
Ne müthiş bir yaşam direnci!
Ne Müthiş Bir Yaşam Direnci
Ne müthiş bir yaşam direnci!
İnsanoğlu çok garip bir varlık!
Yaşamını sürdürmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor, onların yaşamını görmezden gelebiliyor.
Yaşamını sürdürmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor, onların yaşamını görmezden gelebiliyor.
Kendi kendine düşünürken, içindeki ses ne yapacağını, hangi kararı vereceğini fısıldarmış.
– Canının sıkıldığı oldu mu hiç, Antoniç!
– Neden sıkılsın ki?
– Bazen benim o kadar çok canım sıklır ki, ne yapacağımı bilemem!..
– Neden sıkılsın ki?
– Bazen benim o kadar çok canım sıklır ki, ne yapacağımı bilemem!..
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Savaş savaştır
Sevgili evladım,canım Petruşam ,aklım hep sende,gözyaşlarım hiç dinmiyor.Gözümün nuru evladım ,bana kıyıp da nasıl gittin
Kötü bir barış iyi bir kavgadan daha iyidir.
Tavşanlar,kartallara kafa tutma sevdasında; ama kartallar onları birer birer haklıyor.
Geçmiş,geçmişte kalana derler!
Ne müthiş bir yaşam direnci.
Ne müthiş bir yaşam direnci!
Gövdemi toprak alacak, ruhumu gökler
Ne zararlı bir yaratık şu insanoğlu; yaşamını sürdürmek için başka canlılara hiç aldırdığı yok.
Yürüdüğünüz yolun doğruluğuna inanmışsanız, ne olursa olsun sapmamak gerekli.
Yürüdüğünüz yolun doğruluğuna inanmışsanız, ne olursa olsun sapmamak gerekli.
İnsan takip ettiği yolun doğruluğuna inanmışsa gerisi önemli değil.
Bir söz vardır; kötü bir barış iyi bir kavgadan iyidir.
Bilirsiniz, en kötü barış bile, en iyi savaştan iyidir.
– Canının sıkıldığı oldu mu hiç, Antoniç?
– Ne sıkıntısı?
– Benim bazen içim öyle sıkılır, öyle sıkılır ki, ne yapacağımı bilemem.
– Ne sıkıntısı?
– Benim bazen içim öyle sıkılır, öyle sıkılır ki, ne yapacağımı bilemem.
Tavşanlar, kartallara kafa tutma sevdasında; ama kartallar onları birer birer haklıyor.
But all is well what ends well
.
* Ama sonu iyi biten her şey iyidir. *
.
* Ama sonu iyi biten her şey iyidir. *
Dizlerinin üzerinde yaşamaktansa ayakta ölmek yeğdir
Onlar hiç konuşmadan, doğrudan doğruya birbirlerine bütün gerçeği anlatıyorlardı.
İnsanoğlu ne garip bir varlık. Kendi yaşamını sürdürebilmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor, onların yaşamlarını görmezden gelebiliyor.
İnsan takip ettiği yolun doğruluğuna inanmışsa gerisi önemli değil.
Nasıl da acımasız, yok edici bir varlık şu insan; kendi yaşamını sürdürebilmek için ne çok canlı varlığı, bitkiyi yok ediyor .
“Tamam.” dedi Hacı Murat, “İpin uzunu, sözün kısası makbuldür.”
İyi uyuyamamış olmasına rağmen kendini zinde, coşkulu, iyi ve keyifli hissediyordu.
İşte bu devedikeni, sürülmüş tarlanın tam ortasında çiğnenmiş duran bu devedikeni, bana bu ölümü hatırlattı.
Özgürlüğümü vereceğini söylemişti.
Evet ama özgür olunca nereye gidebilirim ki ben!
Evet ama özgür olunca nereye gidebilirim ki ben!
Önemli olan para değil, Hacı Murat’a hizmet etmenin onuru olduğunu da ekledi. “Çünkü dağlarda herkes, Hacı Murat’ın Rusları nasıl domuz gibi vurup devirdiğini iyi bilir ”
İnsanoğlu çok garip bir varlık! Yaşamını sürdürmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor
Yürüdüğünüz yolun doğruluğuna inanmışsanız, ne olursa olsun sapmamak gerekli.
kötü bir barış iyi bir kavgadan iyidir.
İnsanoğlu ne bencil bir yaratık! Yaşamını sürdürmek için diğer canlıları hiç önemsediği yok!
Köpek eşeğe et, eşek de köpeğe kuru ot sunmuş, ikisi de aç kalmış
“Ah, insanoğlu ne yıkıcı bir yaratık… Kendi varlığını devam ettirmek için kim bilir kaç bitkinin canını aldı!”
Gökyüzünde ay ışığı yoktu ama yıldızlar karanlık havada parlıyordu.
Eğer yürüdüğünüz yolun doğru olduğuna inanıyorsanız devam etmek zorundasınız .
Ne olursa olsun .
Ne olursa olsun .
Yürüdüğünüz yolun doğruluğuna inanmışsanız, ne olursa olsun sapmamak gerekli.
Yürüdüğünüz yolun doğruluğuna inanmışsanız, ne olursa olsun sapmamak gerekli.
İnsanoğlu ne garip bir varlık!
Yaşamını sürdürmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor.
Yaşamını sürdürmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor.
Geçmiş, geçmişte kalana derler!
Bir söz vardır; kötü bir barış iyi bir kavgadan iyidir.
Kötü bir barış, iyi bir kavgadan daha hayırlıdır.
Hak geldi batıl yıkılıp gitti. Esasen batıl yok olmaya mahkumdur. (isra81)
Hak geldi, artık batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.(sebe49)
Hak geldi, artık batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.(sebe49)
Düne bakın ve geleceğin nasıl olacağını kavrayın.
İnsanoğlu çok garip bir varlık! Yaşamını sürdürmek için diğer canlıların yaşamını yok edebiliyor, onların yaşamını görmezden gelebiliyor.
Tekrar Bu muhteşem bir yaşam arzusu diye düşündüm. İnsanoğlu her şeyi yenmiş, milyonlarca otu, bitkiyi yok etmiş,bu hala direniyor.
“Nasıl da acımasız, yok edici bir varlık şu insan; kendi yaşamını sürdürebilmek için ne çok canlı varlığı, bitkiyi yok ediyor.”
İt, ata et yedirdi, at ite ot yedirdi, ikisi de aç kaldılar