İçeriğe geç

Günlükler-1 Kitap Alıntıları – Franz Kafka

Franz Kafka kitaplarından Günlükler-1 kitap alıntıları sizlerle…

Günlükler-1 Kitap Alıntıları

.
Yaşamın görkemi sonsuza dek her birimizin etrafını tüm doluluğuyla pusuda beklemektedir, ancak görüş alanından gizlenmiştir, derinlerde, görünmez, çok uzaklarda.

Yine de orada, düşmanca değil, isteksiz değil, sağır değil. Onu doğru sözle, doğru isimle çağırırsan, gelir.

.
Aşıkları severim ama sevemem, çok uzağım, sürgünüm.

Her şey hayaldir; aile, büro, arkadaşlar, sokak, zevce, her şey gerçeğe biraz daha uzak, biraz daha yakın bir hayal; en yakın gerçek ise, senin başını penceresiz ve kapısız bir hücrenin duvarına bastırmandır yalnız.
Barışta ilerleyemez, savaşta kırılıp gidersin.
uyudum, uyandım, uyudum, uyandım, kepaze bir yaşam..
Şu anda çekilmez bir haldeyim. Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum.
Yeryüzündeki bütün dilleri öğrensek, anlatabilir miyiz içimizdekileri?
Kirli bir camdan bakıp herkesi ve herşeyi kirli sanıyorsunuz.
.. kendimi tedirginliğe sürüklememeliyim, zaten yeterince tedirginim. Ama hangi amaç için? Ne zaman gelecek? Bir yürek, pek sağlam denemeyecek bir yürek nasıl bunca hoşnutsuzluğa ve kendisini sürekli sıkıştıran böyle güçlü bir özleme dayanabilir!
..
Dalgınlık, bellekte zayıflama, budalalık!
Aklımı kaçırana kadar her şeye kapayacağım kendimi. Herkesle bozuşacak, kimselerle konuşmayacağım.
İki kişi birbirinden uzakta yanlışlığın içinde oturuyor.
Uyudum uyandım,uyudum uyandım;kepaze bir yaşam
Odam da günlerdir yalnızım,
ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?
Şu anda çekilmez bir haldeyim. Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum.
içimde tam bir boşluk ve anlamsızlık; önümden geçip giden elektrikli tramvay bile
benden daha diri.
.
ve yine üşüdüm ve duygusuzlaştım; bozulmamış bir sükûnet için bunak bir aşktan başka bir şey kalmaz.

Şu anda çekilmez bir haldeyim.
Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm.
Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum
Uyudum,uyudum,uyudum sonra uyandım. Kepaze bir yaşam
.
Yatağımda oturuyorum.

Uygun bir şekilde bir fırtına geliyor. Bir fırtına her zaman uygundur.

Anlaşılan bu yönde de umutsuzluk. Hiçbir yerde açılan bir kapı yok.
Kendinle bile neredeyse hiçbir ortak yanın olmasın.
Beklemek yalnızca, bitip tükenmeyen bir çaresizlik.
İki günden beri ne zaman baksam içimde bir soğukluk ve umursamazlık görüyorum. Dün akşamki gezintide her ufak gürültü, üzerime çevrilen her bakış, vitrinlerde sergilenen her fotoğraf kendimden daha önemliymiş gibi geldi bana.
Şu anda çekilmez bir haldeyim. Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum.
-Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?
Kirli bir camdan bakıp herkesi ve herşeyi kirli sanıyorsunuz.
Odamda günlerdir yalnızım,
ziyanı yok dünyada yıllarca yalnız değil miydim?
İki günden beri ne zaman baksam içimde bir soğukluk ve umursamazlık görüyorum. Dün akşamki gezintide her ufak gürültü, üzerime çevrilen her bakış, vitrinlerde sergilenen her fotoğraf kendimden daha önemliymiş gibi geldi bana.
Şu anda çekilmez bir haldeyim. Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum.
Yorgunum, uykusuzum, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum.
Uyudum, uyandım, uyudum, uyandım; kepaze bir yaşam.
Olabildiğince yalnız kalmalıyım. Başardığım ne varsa ancak yalnızlığımın karşılığıdır.
Kalp bölgesinde hafif bir sızı.
Yeryüzündeki bütün dilleri öğrensek,
anlatabilir miyiz içimizdekileri?
Bana bekle de yeter.
Ölümüme 1 dakika kala gelsen bile beklerim seni iki gözümün çiçeği.
(28 Kasım 1911)
Üç günden beri yazılan hiçbir şey yok.
Benim doğrudan, yani dolambaçlı bir yol izlemeksizin cennete gideceğimi söylüyor hizmetçimiz. Öyle de olacak.
uyudum uyandım uyudum uyandım kepaze bir yaşam
İçimde varlığından kuşku duyulmayacak duygulardan biri, kitaplara karşı açgözlülüğümdür; kendilerini ele geçirmeye ya da okumaya değil, daha çok görmeye,
bir kitapçı vitrininde sergilendiklerinden emin olmaya yönelik bir açgözlülük.
.
Ölmek, bir hiçe bir hiçe teslim olmaktan başka bir anlama gelmez.

Uyudum, uyandım, uyudum, uyandım, kepaze bir yaşam.
Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm.
Şu anda çekilmez bir haldeyim. Yorgunum, uykusuz, hüzünlüyüm. Sanki bir şey beni engelliyor ve özgürleşemiyorum.
Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok. Dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?
.
İçimdeki bu muazzam dünya

Kendimi ve bu dünyayı, kendimi parçalara ayırmadan nasıl özgür bırakabilirim. Ve içimdeki bu dünyayla birlikte gömülmektense kendimi bin parçaya ayırmayı tercih ederim.

Bir suçlama olarak açığa vurulan edebiyat dilde öylesine kapsamlı bir sınırlamaya yol açmıştır ki , bu durum – belki işin başından beri böyle bir amaç güdülmüştü – düşüncede de giderek bir sınırlamanın doğmasıyla sonuçlanmıştır. Bu da gereken perspektifi yok ettiğinden , suçlamanın hedefin çok berisine ve yamacına düşmesine neden oluyor.
Eskiden bir ağrı duysam da bu ağrı geçseydi, mutluluk hissederdim; şimdi yalnızca rahatlıyorum, ama içimde hep buruk bir duygu.
Uykusuzluk, neredeyse tam bir uykusuzluk; sanki içime iğrenç bir nesne kazınıyormuş gibi düşlerin verdiği acı.
Bu gece ruhun tümüyle eşdeğer ve aynı güçte iki düşünce arasında bir savaş sahne oldu; beynin ve kalbin bu savaşta zarar gördü, yani iki bakımdan tasa ve üzüntü; bu da gösteriyor ki, ileride olacakları hesaplamak olanaksızdır.
Görülen tek şey boşluk; köşe bucak arıyor, kendini bulamıyorsun.
Sessizlik içinde yaşamak değil, sessizlik içinde mahvolup gitmek istediğimden insanlardan kaçıp köşe bucak saklanıyorum.
Edebiyattan uzak her şeyden sıkılıyor, nefret ediyorum; çünkü, gerçekte öyle değilse bile, beni baltalayan ya da yolumdan alıkoyan şeyler gibi görüyorum tümünü.
Edebiyatla ilişkisiz her şeyden nefret ediyorum. Onun bununla konuşmak, edebiyatla ilişkin olsa da sıkıyor beni; onu bunu ziyaret etmek sıkıyor, akrabaların acı sevinçleri ruhumun derinliklerine kadar beni sıkıntıya boğuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir