İçeriğe geç

Gözlük 3 – Üç Nokta Kitap Alıntıları – Koray Yersüren

Koray Yersüren kitaplarından Gözlük 3 – Üç Nokta kitap alıntıları sizlerle…

Gözlük 3 – Üç Nokta Kitap Alıntıları

Titreyen parmaklarımla hayalimi yazıyorum gökyüzüne.
Ay korkuyor artık güneşimi kaybetmekten.
Çaresizce.
Gökyüzünde
Yalnız kalacağına inanıyor ay.
Ama geceler çok kara.
Gözleri
Onu arıyor Lacivert bir pazarteside.
Ay güneşe hasret
Biz, kaybedenleriz. Ve böyle çok güzeliz.
Güzel insanlar tanıdım.
Güzel kalpler sevdim.
Güzel gözler gördüm umutla bakan.
Oldun sen, dedim kendi kendime. Olmak istediğin yerde, olmak istediğin kişisin artık derken boynumdaki papyonumu düzelttim. Ve bence gayet yakışıklı gözüküyorsun.
Kaybeden olmanın iyi yanı, kaybedecek bir şeyinin olmayışıdır.
Yüzün için endişelenme kanka. İşte şimdi tam bir fiyakalı kaybeden oldun.
Ben bir deliyim. Deliyim ama en azından özgürüm.
Zihnimin içinde kimseye gösteremediğim kocaman bir evren vardı ve buna tanıklık edebilen tek kişi Ege’ydi. Gözlerimin ardını gören oydu.
Bu gece siz benden çok önemli bir şey aldınız. Dolaylı yoldan ya da doğrudan tanıklık ettiğiniz bu geceyi hiç unutmayın. Siz, günahkârsınız. Ve ben size acıyorum.
Ay Ege ya! (Nermin Akın)
Senin gibi güçlü bir kadınla evlenmek isterdim anne. Kendi ayakları üzerinde duran, dediğim dedik. Kimseye muhtaç olmayan, aynı zamanda fedakâr. Özellikle kahve içmeyi seven ve bana senin gibi seslenen (Ege Akın)
Ay Ege ya! (Berçin Gökçeoğlu)
Oradaydı. Aradığım da oydu, istediğim de. (Ege Akın)
Gözleri, kaybolup gitmeyi sevdiğim tek yerdi.
– Çok üşümüş ellerin.
+Aslında üşümediler.
– Üşümüş gibi yapıyorlar o zaman Sırf ellerini tutup ısıtabileyim diye hem de.
– Gecemi cehenneme çevireceksin, değil mi?
+Senin için yeni bir cehennem yaratacağım.
Kayboluşa attığım kırgın adımlarım, yalnızlığın şeytaniliğine teslim ediyor kendini.
Ben dedi Burak gülerek. Böyle planlamamıştım.
Ben de böyle planlamamıştım düşerken, dedim. Ama olan oldu. Namusumsun artık.
Gözleri benim artık tek evrenimdi. Ve bu yasaya göre eğer ona sürekli bakarsam o da bir gün geri dönecekti aynı hislerle.
+Ne oluyor?
– Gidiyorum.
+Nereye?
– Her şeyin başladığı yere!
+O ne demek Ege? Daha açıklayıcı ol lütfen.
– Geçtiğimiz yılki kamp alanına gidiyoruz anne! Okul kısa bir gezi düzenlemiş son sınıflara, sınav stresini azaltmak için.
+Neden bu kadar heyecanlısın ki?
– Çünkü yeni bir mucize gerçekleşecek! Bir hikâye yeniden yazılacak, tam olması gerektiği yerde bitecek sanki tüm sorunlarım.
Ege. Bu yolun sonu ya senin için cehennem ya da benim için.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bu, sanki gözlerine baktığında orada bambaşka bir gökyüzünü izlemek gibi
Sevgili Mavi,
Zaman geçtikçe sert bir kayaya dönüştüm
Artık korkak olan tarafta değilim.
Çok daha fazlasını hayal etmemi sağladığın için teşekkür ederim.
Bu kitap, geçmişi hayal kırıklığı ile dolu olanlar için.
Bu kitap senin için, benim için, onlar için
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Parmaklarımızın arasından kayıp giden elleri, başka eller tutuyor şimdi.
Sımsıkı.
Mutluluk ve hüzün, incecik bir ipin üzerinde yürüyen cambazın elindeki sopanın ucunda dengede kalmaya çalışıyor.
Dalgaların arasında boğulanları kurtaracak kadar enerjisi kalmadı kaybedenlerin
Sevgili Ezikler, Sevgili Kaybedenler,
Bir arada değilsek yolunda gitmeyen bir şeyler var demek-
tir. Bu yüzden, yardıma ihtiyacı olan birini gördüğünüzde lütfen
ona sırtınızı dönmeyin. Bu noktaya gelene kadar korkarak ya-
şadım. Hoş değildi. Kaygıyla doluydum. Neler olacağı konusunda,
geçmiş hakkında düşünüyordum sürekli. Ama vazgeçtim.
Siz de korkmayın. Bunu kendinize yapmayın.
Kim olmak istiyorsanız o olun. Kiminle olmak istiyorsanız
onunla olun. Sonra olduğunuz o kişi ile gurur duyun. En önem-
lisi, kendinizi çok sevin.
Ve sizin gibi olan, yüreğinizdeki sevgiyi yayacak, elinizden tu-
tup hayallerinize ortak olacak birini bulduğunuzda onu sakın bı-
rakmayın. Gitmek istediğiniz yolda yürümekten çekinmeyin. Size
engel olmak isteyenler olacaktır, vazgeçmeyin.
O yol sizi nereye götürürse götürsün
Şimdi bana ve kendinize söz verin. Sevdiğim bir yazarın
da dediği gibi; kaybeden olmanın iyi yanı, kaybedecek bir şeyi-
nin olmayışıdır.
İşte tam da bu yüzden kendinize karşı dürüst olun.
Fikirleriniz hayalleriniz için cesur olun.
Onlara engel olmak isteyenlerin karşısında Dimdik durun.
İyiliğe inanın.
Ve şunu unutmayın.
Biz, kaybedenleriz. Ve böyle çok güzeliz.
Biz mutluluğu seçtik, mutsuz olmayı zaten deneyimlemiştik
giderken
ardına bakmadığın yollarda;
ne çok kalp kırığı kaldı.
parmaklarımızın arasından
arasından giden elleri
başka eller tutuyor şimdi.
sımsıkı.
Geleceği düşünen bir zihin, daha ne kadar Üç Nokta koyabilirdi kurduğu cümlelerin sonuna?
insanlar ne görmek istiyorlarsa onu görüyorlar.
Bir kızı çok sevdim siz görmeden. Kalbime sakladım bir kez onu. Sevgi beni değiştirdi. Sevgi, dünyanın en aptal,en sakar çocuğuna hayata dair bir umut verdi. Siz umutsuzsunuz. Siz, kendinizle yüzleşmeden öyle olmaya mahkûmsunuz.
Giderken ardına bakmadığın yollarda;
Ne çok kalp kırıklığı kaldı.
Biliyorum, nefes alamıyorsun.
Ve biliyorum.
Çok özledin
ama fark ettim ki yalnızlığın arkadaşı olmazmış
Korkaksiniz hepiniz. Hepiniz, korkaksınız! En büyük düşmanınız kendinizsiniz. En büyük kabuslarınızı aynaya bakarken görüyorsunuz. Oysa bir kez aynadaki yansımanızın gözlerinin içine baksanız o size ne yapmanız gerektiğini söyleyecek.
Sen Dünyasın. Sen değişirsen Dünya değişir
Belki de geçmişteki anılarımız sayesinde başka yaralara merhem oluyoruz.
Sevgi kazanılır, güven ise öğrenilir.
İnsanlar ne görmek istiyorlarsa onu görüyorlar. Ben yalnızca sevgi ve iyilik görmek istiyorum.
Siz kadınlar dedim gülerek. Yapamayacağınız hiçbir şey yok,değil mi?
Yüzün için endişelenme kanka. İşte şimdi tam fiyakalı kaybeden oldun.
Gülümsüyorum.
Ben bir deliyim. Deliyim ana en azından özgürüm.
Bazen bir şarkıyla günlerimizi geçirirken, bazen bir kitaptaki bir hikaye aylarca kölesi ediyor zihnimizi.
Herkes yazı sever ama ben seninle kış mevsimi nasıl olur onu merak ediyorum
Onu bul,
Ve
Hiç bırakma.
Biz kaybedenleriz. Ve böyle çok güzeliz.
Kaybeden olmanın iyi yanı, kaybedecek bir şeyinizin olmayışıdır.
Ve sizin gibi olan, yüreğinizdeki sevgiyi yayacak, elinizden tutup hayallerinize ortak olacak birini bulduğunuzda onu sakın bırakmayın. Gitmek istediğiniz yolda yürümekten çekinmeyin. Size engel olmak isteyenler olacaktır, vazgeçmeyin.
Kim olmak istiyorsanız o olun. Kiminle olmak istiyorsanız onunla olun. Sonra olduğunuz kişi ile gurur duyun. En önemlisi, kendinizi çok sevin.
Şimdi sana bir kaybedenin hikâyesini anlatacağım.
Avuçlarımdan kayıp gittiğini hissediyorum. Hem geçmişin hem geleceğin. Tutmak isteyip istemediğime de emin değilim
Yıkımı hissettim.
Dehşeti,
korkuyu,
acıyı,
aşkı
İnsanları tanımak, onları anlamaya çalışmaktan daha zormuş.
giderken
ardına bakmadığın yollarda;
ne çok kalp kırıklığı kaldı.
En zor olanı da insanın geçmişine karşı açtığı savaşı kaybetmesidir. Bir türlü unutulamayan geçmiş ve yapılan hatalar akla geldiğinde dikenli bir yolda yürüyormuş hissi verir insana. Acıtıyordur ama yürümek zorundasındır. İlerlemek ve unutmuş gibi yapmak zorundasındır
Kayboluşa attığım kırgın adımlarım, yalnızlığın şeytaniliğine teslim ediyor kendini.
Onu kazandım.
O an biz tektik.
O an çok güçlüydük, yenilmezdik.
O an deliydik ve daha da delirdik.
Sen dünyasın! Sen değişirsen dünya değişir! diye bağırdım yıldızlara doğru.
Sen, dünyasın! Sen değişirsen dünya değişir!
Sen dünyasın. O yüzden sen değişirsen dünya değişir.
Öfke doluysam alacağım şey öfkeydi.
Sevgi doluysam sevgi
Nefret doluysam nefret
İnatsa inat
Aşksa aşk
Unutma dedim . Kahve içmek için hiçbir zaman geç değildir.
Bazen hayatın yoğunluğuna kapılıp sevdiğimiz insanları ikinci plana atıyor, hatta onların varlığını unutuyoruz.
Saatlerce, gökyüzünün karşısında dikilip güneşin batışını izlemek gibiydi eski anıları zihinde hayal etmek.
Çok üşümüş ellerin. dedim.
Aslında üşümediler.
Üşümüş gibi yapıyırlar o zaman dedim. Sırf ellerini tutup ısıtabileyim diye hem de.
parmaklarımızın arasından
kayıp giden elleri,
başka eller tutuyor şimdi.
sımsıkı.
Hayatın işleyişi tam anlamıyla bir gizem. Onu ne zaman çözdüğümüze inansak, farklı bir perde aralanıyor ve hiç hazır olmadığımız oyunları oynarken buluyoruz kendimizi.
Kusursuz varlıklar değiliz. Hiçbir zaman olmadık. Çoğu zaman aldığımız kararlar sonucunda, yaşanan olaylardan aldığımız reaksiyonlara göre karar verdik sonraki adımı hangi yöne atacağımıza. Bir söz, bir eylem nasıl dünyayı değiştirebiliyorsa ufacık bir gülümseme bile dünyalar dolusu mutluluk verebiliyordu insana.
Sen iyi birisin. dedi.
Öyle olduğumu söylüyorlar ancak iyi olmak için çabalamıyorum. Ben buyum. diye yanıtladım.
Kendin için doğru olduğuna inandığın şeyi yapmaktan vazgeçme.
Hep öyle yaptım.
Devam et işte.
Deneyeceğim.
Deneme, savaş.
O anki gülümsemesi, yeni bir hayalin başlangıcı gibiydi.
Dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sanıyorsunuz.
Sen ki yaz gecesi kampının saklı prensesi Nereden bileceksin Ay’ın da söyleyeceklerinin olduğunu
Ona sarıldım.
Onu sevdim.
Onu kazandım.
O an biz tektik.
O an çok güçlüydük, yenilmezdik.
O an deliydik ve daha da delirdik.
Deliydik biz. Karanlığa kafa tutmuş iki deli.
Onlu ve onsuz tarafı vardı kalbimin. Onlu tarafında mevsim yaz, onsuz tarafında mevsim kıştı. Ve ben, onunla olduğum tarafta çok daha iyi hissediyordum.
Ve bir noktadan sonra hem kendimi hem de dünyamı değiştirme kararı aldım. İşe sevmekle başlayacaktım Bir kaktüsü, Lacivert bir pazartesi gününü
Sonrasında hoşgörü gelecekti
Gelirse.
Olduğumdan daha mutlu hissediyorum. Bunun kış güneşiyle ya da havadaki grilikle bir alakası var mı bilmiyorum. Ama artık çok şey değişti. Kendimin, kendimizin en iyi versiyonları olduk. Sanki yeniden doğmuş gibi hissediyorum Bazı günlerde yine kendini kötü hissedeceksin belki. Ancak dışarıda uzun, sessiz yürüyüşlere çıkabileceksin yeniden. Ve hava erkenden kararsa bile yıldızları daha erken gördüğün için mutlu olacaksın. Sevdiğin, bildiğin bir yerde ağaçların ortasında kaybolabileceksin. Ve senin mutlu olman, beni daha mutlu edecek. Bunu hak ettik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir