İçeriğe geç

Görmek Kitap Alıntıları – José Saramago

José Saramago kitaplarından Görmek kitap alıntıları sizlerle…

Görmek Kitap Alıntıları

&“&”

Doğarız ve sanki o an ömür boyu sürecek bir pakt imzalamış gibiyizdir, fakat gün gelir bunu benim adıma kim imzaladı diye sorarız.
Fazlasını taşıyabilecekken azını taşımaktan daima hoşnut olmak her türlü övgüye layık bir mütevazılıktır
Fakat ben klasik ekolden biriyim, beni aldatsa bile sadece kendi kafama güvenirim ben
Çabalamakla unutmanın aynı şey olmadığını biliyor olmalısınız.
beni aldatsa bile sadece kendi kafama güvenirim ben…
“Saygı görmek istiyorsan samimiyet kurma.”
Doğduğumuzda,yani dünyaya geldiğimizde, bir bakıma yaşam boyu sürecek bir sözleşmeye imza atmış oluyoruz, ne var ki günün birinde onu bizim adımıza kimin imzaladığını kendimize sorabiliriz,ben de kendime o soruyu sordum…
İnsan soyunun ahlâkî kusuru ne bugüne özgüdür ne de düne , tarihseldir , çok eski zamanlardan gelmektedir, şu an birbirimizle dayanışma içinde gibi görünüyoruz , fakat yarın birbirimizi yemeye başlarız ve sonra açık savaş evresine geçilir , anlaşmazlık olur çatışma olur bu sırada dışardakiler de yan gelip yatarlar ve ne kadar direnebileceğimize dair bahse girerler , ne kadar sürerse o karar iyi ….
Kadere meydan okumanın çok çeşitli yolları vardır ve neredeyse hepsi de boşunadır ve en kötüsünün olacağını düşünmeye mecbur kalırken en iyisinin olacağına inanmak ise bu yolların en sıradanlarındandır.
Saygı görmek istiyorsan samimiyet kurma, diye öğretir kadim ve bilge deyiş
Hepimizin zayıf anları olur, ağlayabildiğimiz için çok şanslıyız, gözyaşları bizi çoğu kez bizi huzura kavuşturur, ağlayamadığımız zaman ölecek gibi oluruz…
-delirmişsiniz siz.
-deli olmayı tercih ederdim.
Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.
uyuyunca her şeyi unutur insan.
Ağlamak için gerekçesi olanlar diğerleri tarafından kucaklandı."
Sessizliğin yerine sözü koyalım."
,en geveze insanlar bile kelimeleri unutmuş gözüküyordu.
umut tuz gibidir, beslemez ama ekmeğe tat verir.
– Arkadaşınıza bu sözleri söylerken gerçekte ne düşünüyordunuz
– Daha önce cevap verdim
– Bize başka cevap verin, o işe yaramıyor
Yarın görüşürüz.
Ömrümüzün bütün günlerini birbirimize veda ederek, yarın görüşürüz deyip bize de bunun dendiğini işiterek geçiriyor olmamız ve mukadderat gereği, o günlerden birinin bu kişilerden biri için son gün olması, ya yarın görüşürüz dediğimiz kimsenin ya da bunu diyen kendimizin artık hayatta olmaması ilginç.
Sıradan kelimeler sempatiktir aldatmayı bilmezler.
– Geliyordu ama anlaşılıyor ki yolu şaşırdı.
– Kim?
– O güzel günler.
Hayatta kalmak için umutsuzca mücadele ettik.
Birçok kez korkular hayatlarımızı acılaştırır ve sonunda ne bir temelleri ne de varlık nedenleri olduğu ortaya çıkar."
Artık başka bir insandı, düşünen başka bir kafaydı, vaktiyle karanlık olan artık aydınlıktı."
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Bir ad kelimelerden fazlası değildir."
Fakat nereye gittiğimizi bilmememiz için kör olmamıza gerek yok."
En berbat düşman daima en yakında olandır."
Zaman tıpkı insanlar gibidir, kimi zaman ayak sürür, kimi zaman ise geyik gibi koşup oğlak gibi sıçrar.
Beynimiz nasıl da canavarca şeyler üretiyor."
Sizin suçunuz hanımefendi, o adamı öldürmek değil, sizin büyük suçunuz hepimiz körken görüyor olmak."
Bilmeyen kişi görmeyen biri gibidir."
Kibirli insanı yazgı er ya da geç her zaman yere çalar."
Başa gelen her felakette mutlaka kurbanların da payı vardır."
Günahkârların bedelini daima doğrular öder..
Kadere meydan okumanın çok çeşitli yolları vardır ve neredeyse hepsi de boşunadır ve en kötüsünün olacağını düşünmeye mecbur kalırken en iyisinin olacağına inanmak ise bu yolların en sıradanlarındandır.
…Benim acelem yok, acelecilik kötü bir danışmandır, kişi vereceği cevapları iyi düşünmezse sonuçları çok kötü olabilir,
Bilirsiniz en sonuncusu daima en kötüsüdür.
İyi bir öğüt verdiğimiz bir gün asla kayıp sayılmaz
Çöktüklerinde bile yürümeye devam eden insanlar vardır.
Doğarız ve o an sanki ömür boyu sürecek bir pakt imzalamış gibiyizdir, fakat gün gelir, Bunu benim adıma kim imzaladı ?" diye sorarız.
Vicdanınızı yoklayın,
İçinde bulunduğunuz zamanda yaşamaktan hoşnut musunuz ,"
Umudu yitirmemeli,
fakat insan her zaman hissettiğini söylemeli.
Belki, insanlar sadece sözlerden yorulmuştur.
Yaşıyor musun, diye soracaklar ve sen, elbette, evet, diye cevap vereceksin, fakat vücudun itiraz edecek, hayır diyecek, ölü olduğunu söyleyecek.
Umut tuz gibidir, insanı doyurmaz ama ekmeğe tat verir…
+Sanırım yolda kayboldular
—Kimler?
+Mutlu günler.
Umut tuz gibidir, beslemez ama ekmeğe tat verir.
Zaman tıpkı insanlar gibidir, kimi zaman ayak sürür, kimi zaman ise geyik gibi koşup oğlak gibi sıçrar.
Doğarız ve o an sanki bir ömür boyu sürecek bir pakt imzalamış gibiyizdir, fakat gün gelir, Bunu benim adıma kim imzaladı", diye sorarız
Yarım ağızla söylenen şeyler eksiksiz lafların söyleyemediklerini söylemek için vardır
Bir imkansızlık asla tek başına gelmez
Saygı görmek istiyorsan samimiyet kurma
En azından iyi bir öğüt verdiğimiz bir gün asla kayıp sayılmaz
-İnsanların aklından geçenleri anlayabildiğim kadarı ile, sizi rahatsız eden şey vicdan azabı mı?
– En kötüsünün de bu olduğunu söyleyenler va, olup bitene izin vermenin vicdan azabı
Sıradan kelimeler sempatiktir, aldatmayı bilmezler."
Artık ben tek gözün iki gözden daha iyi gördüğünü biliyorum. Çünkü ona yardım edecek bir diğeri olmadığından bütün işi o yapmak zorundadır."
Yaşlılara kimse bir şey sormadığından susarlar."
Herkes bir suçtan sanık olmasa da bir kabahatten suçludur."
Tek başına bilgi her zaman yeterli değildir."
Saygı göstermek istiyorsan samimiyet kurma."
Davranış cilasındaki bu küçük çatlaklar, yavaşça, tekrar ve ısrarla, toplumsal yapıların en sağlamını bile sonunda yıkarlar.
İtaati sağlamak için her saat rütbesini göstermek zorunda kalan bir otorite ne kadar da zavallıdır."
Sessizliğin yerine sözü koyalım."
Kelimelerin yerlerini değiştirmek çoğu zaman anlamı değiştirmek demektir."
Belki, insanlar sadece sözlerden yorulmuştur."
Sandığımızdan daha fazla şey bildiğimizi keşfettiğimiz bir an hep gelir."
Tanımadığınız birine ağlamaktan daha saygın bir şey olamaz."
Ağlamak için gerekçesi olanlar diğerleri tarafından kucaklandı."
Askerlerin hak ettikleri onur, borç ve fırsatların iade edilmesi için hayatta kullandıkları adlara ihtiyacı yoktur."
İster usta olsunlar ister çırak, sonuçta kim daha güçlüyse o kazanır."

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir