İçeriğe geç

Görgü ve Nezaket Kuralları Kitap Alıntıları – İmam Gazali

İmam Gazali kitaplarından Görgü ve Nezaket Kuralları kitap alıntıları sizlerle…

Görgü ve Nezaket Kuralları Kitap Alıntıları

Dinleyen söyleyenin ortağıdır, gıybet edenlerin biri de odur.
Kim ki ilmi artarken hidâyeti artmıyorsa;
o, Allah’tan gittikçe uzaklaşıyor demektir..
Kalp, öyle bir et parçasıdır ki, kendisi düzgün olduğunda, bedenin diğer organları da düzgün olur; o bozuksa, diğer organlar da bozuktur.
Kendine hoşnutluk nazarıyla bakmak/kendinden memnun olmak; ahmaklık ve cahilliğin son sınırıdır.
Riya, amelleri silip yok eder. Nitekim bir haberde şöyle nakledilmiştir : Kıyamet gününde, şehit düşen bazı kişilerin cehenneme götürülmesi emredilecek. Onlar : Ey Rabbim! Ben senin yolunda şehit edilmedim mi! diyecekler. Bunun üzerine Allah Teala : Hayır , sen falanca kişi ne kadar yiğit adamdır! desinler istedin. Bu da söylendi. Sen karşılığını aldın! diyecek. Gösteriş için hacca gidenlerle, Kur’an okuyanlarla da aynı konuşmalar yapılacaktır.
Dünya alışverişinin ahiret azığına faydası yoktur.Aksine ticaretin cehenneme yol almamasına çalışmalıdır.İnsanın sermayesi dini ve ahiretidir.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem Üç şey var ki helâke götürür: Baş edilemeyen cimrilik , ardına düşülen kötü arzular ve kişinin kendini beğenmesi buyurmuştur.
Ekmek kırıntılarını yerden toplayanın geçimi bolluk üzere olur. Eğer çocukları varsa sağ ve salim olup kusurlu olmazlar.

Hadis-i Şerif

Haberde gelmiştir ki: Allahu Teâlâ Yûşa Nûn aleyhisselâma vahiy gönderdi. Şöyle buyurdu: Senin kavminden 100.000 kişiyi helâk edeceğim! Bunların 40.000 kişisi iyi amelli kişilerdendir, 60.000 kişisi de kötü amellilerdir. O zaman Yûşa aleyhisselâm: Ya Rabbi, dedi, iyi amelli kişileri niçin helak edeceksin? Allahu Teâla buyurdu: Şundan ötürü ki, diğerlerine düşmanlık etmediler. Yemede, içmede, oturup kalkmada ve alışverişlerinde onlardan sakınmadılar.
İlme devam etmek
– İlmiyle amel etmek
– Ağırbaşlı olmak
– Büyüklenmemek
– Öğrencisine yumuşak davranmak
– Bilmiyorum, demekten çekinmemek
İlmi, dedikodu yapmak ve başkalarıyla tartışıp üstün gelmek için istiyorsan, musibetin ne büyüktür, yorgunluğun ne uzundur ve mahrumiyet ve kaybın ne büyüktür!
“İnsan için çalıştığından başka bir şey yoktur.”
(Necm /39)
Resûl-ü Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur: Akıllı olan şu kişidir ki, kendini bilir, kıyamet günü hesabını idrak eyler ve ölümden sonrası için gerekli işler yapar. Ahmak kişi ise kendi nefsinin hevasına tabi olur, kendini aldatarak, ‘Benim günahımı sormazlar!’ der, kendine teselli verir.
Rasûlullah ( sallallahu aleyhi ve sellem ) şöyle buyurmuştur: Yemekten önce elleri yıkamak yoksulluğu giderir, yemekten sonra yıkamak da günahları giderir.
Sen bașkalarının ayıplarını örtersen; Allah da senin ayıplarını örter.
Çünkü sırları bilen yegane Allah’tır. Kullarıyla Allah arasına girme!
Bilesin ki kıyamet gününde; sana ” Falanca kişiye niye lanet etmedin, onun hakkında niye sustun? ” diye sorulmayacaktır. Hatta ömrün boyunca iblise hiç lanet etmemiş ve ağzına almamış olsan, bundan bile sorulmayacaksın. Ama Allah’ın kullarından birine lanet edersen, bundan sorguya çekileceksin.
Allahın yarattığı hiçbir şeyi kınama!
Lanet etmek
Sakın ha, Allah’ın yarattığı herhangi bir canlıya, yiyeceğe veya insana lanet etme!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bir kimsenin zulümle öldürüldüğü veya dövüldüğü yerde oturmayın. Çünkü orada bulunup da o kötülüğü defetmeyen kimsenin üzerine lanet yağar.
Kim ki ilmi artarken hidâyeti artmıyorsa; o, Allah’tan gittikçe uzaklaşıyor demektir. Kıyamet gününde en çetin azap görecek kişi, ilminin faydasını göremeyen âlimdir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hikmet sahibi bir zâta; Doğru olduğu halde çirkin olan şey nedir? Diye sorulmuş. O da: kişinin kendisini övmesidir. demiştir..
Dünya, âhiretin tarlasıdır.
“İnsan için çalıştığından başka bir şey yoktur.”
(Necm /39)
“Kim ki ilmi artarken hidâyeti artmıyorsa; o, Allah’tan gittikçe uzaklaşıyor demektir.”
Ebedi saâdeti kazanmak için çalışanlara son sözümüz şu ölçüdür ki:
Kendisine yapılmasını sevmediği ve istemediği bir muameleyi, kendisi de başkalarına yapmasın!
Fâsık medhedilirse Allahu Teâlâ gazaplanır.
Yine bu yolda başka bir hadiste Resûl (sav) şöyle buyurur: Fâsık bir kişiye ikramda bulunan kimse, İslâm’ın yıkılıp gitmesine yardımcı olur.
kayısı, zerdali veya başka yemişler yenilirse sayılıp yemeli. Yedi, dokuz, on bir, yirmi bir gibi. Böylesi Allahu Teâlâ’nın tekliği, birliği ile ilgili olmalıdır. Çünkü Allahu Teâlâ’nın çift ve ortağı yoktur. Her ne iş olursa olsun. Allahu Teâlâ’yı andırmayacak yönü olursa o iş bâtıldır, faydasızdır. Şu halde tek sayı, çift sayıdan daha üstündür.
Nitekim Resûl (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
Ekmeğe hürmet edin. Allahu Teâlâ onu göklerin bereketinden indirmiştir. Yine şöyle buyurmuştur: Bir kişinin lokması, yere düşerse, onu alıp tozunu toprağını üstünden silsin. Sonra yesin. Sakın onu şeytâna bırakmasın. Parmaklarını yalamadan mendile sürmesin. İnsan, yemeğin hangi bölümünde bereket olduğunu bilemez ki!
Ekmek bıçakla kesilmemelidir.
Toplu olarak yemek yiyiniz. Bereketli ve mübarek olanı bu yemektir.

Hadis-i Şerif

Yemekte sağ dizin üstüne değil sol dizin üstüne oturulmalıdır ve sağ diz yukarı kaldırılmalıdır.
Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Yemekten önce elleri yıkamak yoksulluğu giderir, yemekten sonra yıkamak da günahları giderir.
Resûl-ü Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur: Akıllı olan şu kişidir ki, kendini bilir, kıyamet günü hesabını idrak eyler ve ölümden sonrası için gerekli işler yapar. Ahmak kişi ise kendi nefsinin hevasına tabi olur, kendini aldatarak, ‘Benim günahımı sormazlar!’ der, kendine teselli verir.
Bir kimse öğrenmeyip câhil kalırsa günah önce anasında ve babasındadır.
Haberde gelmiştir ki: Allahu Teâlâ Yûşa Nûn aleyhisselâma vahiy gönderdi. Şöyle buyurdu: Senin kavminden 100.000 kişiyi helâk edeceğim! Bunların 40.000 kişisi iyi amelli kişilerdendir, 60.000 kişisi de kötü amellilerdir. O zaman Yûşa aleyhisselâm: Ya Rabbi, dedi, iyi amelli kişileri niçin helak edeceksin? Allahu Teâla buyurdu: Şundan ötürü ki, diğerlerine düşmanlık etmediler. Yemede, içmede, oturup kalkmada ve alışverişlerinde onlardan sakınmadılar.
Bir kimsenin zulümle öldürüldüğü veya dövüldüğü yerde oturmayın. Çünkü orada bulunup da o kötülüğü defetmeyen kimsenin üzerine lanet yağar.
Resûl (sav) şöyle buyurdu:
Emr-i ma’ruf ve nehy-i münker eyleyin. Eğer bunları yapmazsanız Allahu Teâlâ sizin, en kötü olanınızı üstünüze musallat eder. Ondan sonra en iyileriniz sizin hakkınızda hayır duâ eylese bile kabul olmaz.
Kur’ân-ı Kerim’le hidâyete ermeyen kişiler: Bu, eski bir yalandır! derler. (Ahkaf: 11)
Dinleyen söyleyenin ortağıdır , gıybet edenlerin biri de odur .
Diline dedikoduyu bulaştırma ! Dedikodu , Müslümanın otuz kes zina etmesinden daha kötüdür .
Ateşin odunu yediği gibi , haset de iyilikleri yer bitirir .
Çünkü helali bilmek ve aramak , beş vakit namaz gibi her müslümana farzdır .
İnsanlara sözlerinle değil , eylemlerinle iyilik yap !
Zor olan yasakları terk etmektir.
Köpeğin sahibine düşkün olduğu gibi dünyaya düşkündürler .
Allahım ! Faydasız ilimden, ürpermeyen kalpten , huzuruna yükseltilmeyen amelden ve dinlenmeyen duadan sana sığınırım .
Kalbini düzeltmeye çalış! 
Kendini övmenin, başkaları gözünde seni yücelttiğini görmek istiyorsan; kendi erdemlerini, makamlarını ve mallarını öne çıkararak, kendilerini övenlere bak! Kalbin, onların bu davranışını yadırgıyor ve bu sana ağır geliyor, yanlarından ayrıldığında onları nasıl kınıyorsun değil mi?
muhacir,kötü işleri terk edendir;mücahit ise nefsinin arzularıyla mücadele edendir
Ne yazık, hayatında bir kez olsun öğrenmemiş olan câhile!
Ne yazık, bin defa öğrendiği şey ile bir kez olsun amel etmeyen âlime
Hediye Veren yanına geldiğinde, ona güler yüz göstermek.
İmkanı varsa, hediyeye karșılîk vermek.
Mümkünse, onu (bulunmadığı ortamlarda) övmek.
Gözünü yere indirmek/sağa sola bakmamak.
Ölenin sorulara hangi cevapları vereceğini düșünmek.
AY TUTULMASINDA NE YAPILIR?
Korku içinde olmak
Hemen tövbe etmek
Namazda kıyâmı uzatmak.
Çok uzun sureler okumamalıdır. Çünkü bu, cemaati bıktırır.
Önce kendini düzeltir. Çünkü küçüklerin gözü ve kulağı onun üzerindedir. Onun güzel gördüğü șeyler, çocuklar için de güzeldir. Çirkin gördükleri ise çirkindir.

Verdikleri hediyeleri almaz.

İtirazları dikkate almak ve karșı düșünceli birinden de gelse, ileri sürülen delili Kabul etmek.
Ayaklarını da zalim yöneticilerin kapısına gitmekten koru!
Kimseye, alaya alır tarzda șaka yapma! Sana böyle bir șaka yapılırsa karșılık verme ve bulunduğun meclistekiler bașka bir konuya geçinceye kadar onlardan yüz çevir! Boș konușmalara daldıklarında, ağır bașlılıkla çekip gidenlerden ol!
Allah Teãlâ șöyle buyuruyor: O gün dilleri, elleri ve ayakları onların (dünyada iken) ișledikleri her șeye bir bir tanıklık edecektir. (Nûr Suresi 24)
Ey ilim öğrenmeye istekli olan ve susuzluğunu gidermek için çırpınan kiși! Elde edeceğini ilimle akranlarına karșı böbürlenmeyi, insanların teveccühünü kazanmayı ve yığınla dünya malı toplamayı amaçlıyorsan; Sen dinini yıkmak, kendini ateșe atmak ve dünyalık karșılığında ãhiretini satmak için çabalıyorsun demektir.
– karşılaştığında gülümsemek
– önce selam vermek
– yakınlık göstermek
– konuştuğunda susup dinlemek
– güzel hikayeler anlatmak
– dikkatli olmak
– boynu eğik durmak
– içi/kalbi temiz olmak
– hüsnü zan beslemek
– susmak
– Önce öğretmenine selam verir
– Yanında iken az konuşur
– Kalktığında onunla birlikte kalkar
– Yanındaki arkadaşına soru sormaz
– İlme devam etmek
– İlmiyle amel etmek
– Ağırbaşlı olmak
– Büyüklenmemek
– Öğrencisine yumuşak davranmak
– Bilmiyorum, demekten çekinmemek
-Başı önüne eğik olmak
-Düşüncesini yoğunlaştırmak
-Susmak /çok konuşmamak
-Emirleri yerine getirmeye gayret etmek
-Güzel ahlaklı olmak
Hz. Peygamber (s.a.v.): Üç şey var ki helâke götürür: Baş edilemeyen cimrilik , ardına düşülen kötü arzular ve kişinin kendini beğenmesi buyurmuştur.
Kalp, öyle bir et parçasıdır ki kendisi düzgün olduğunda bedenin diğer organları da düzgün olur; o bozuksa, diğer organlar da bozuktur.
Bu sebeple, diğer organlarını düzeltmek için, kalbini düzeltmeye çalış!
Kalbin düzelmesi ise murâkebeye devam etmekle, yani kalpten geçen düşünceleri her an gözetim altında tutmakla sağlanır.
Hazır olan yemekle kanat edilmeli , güzel yemeklerin hazırlanması için zahmet çekilmemelidir.Çünkü mü’min kişinin yemekten dilediği , ibadet gücünü muhafaza etmektir.Ten beslemek değildir.
Basit ve geçici dünya menfaatleri için bu kadar eziyet , sıkıntı ve mahrumiyetler göze alınırsa , ebedi saâdeti elde etmek için geçici bir fakirliği niçin seve seve katlanılmasın.
Dua bir ibadettir ki , yalnız sesle olur.
Dünya alışverişinin ahiret azığına faydası yoktur.Aksine ticaretin cehenneme yol almamasına çalışmalıdır.İnsanın sermayesi dini ve ahiretidir.
Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:Yemekten önce elleri yıkamak yoksulluğu giderir, yemekten sonra yıkamak da günahları giderir.
Kalp, öyle bir et parçasıdır ki kendisi düzgün olduğunda, bedenin diğer organları da düzgün olur; o bozuksa, diğer organlar da bozuktur. Bu sebeple, diğer organlarını düzeltebilmek için, kalbini düzeltmeye çalış! Kalbin düzelmesi ise murâkebeye devam etmekle, yani kalpten geçen düşünceleri her an gözetim altına tutmakla sağlanır.
Peygamber Efendimiz Suyu yudum yudum ve ağır içiniz birden boşaltıp icmeyiniz Buyurmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir