İçeriğe geç

Gölge Kadın Kitap Alıntıları – Linda Howard

Linda Howard kitaplarından Gölge Kadın kitap alıntıları sizlerle…

Gölge Kadın Kitap Alıntıları

Bir sabah uyanıp aynadaki yüzün size ait olmadığını fark etseniz ne yapardınız?
Xavier onu hapsettikleri renksiz dünyada renkti.
“Bazen yapılacak en zekice şey
Mantıksız yolu seçmektir.”
Bir an için korkunç bir an için kendini kaybedeceğini ruhen yıkılıp hıçkırıklara bogulacagını düşündü
İşte, onun gibi insanlara yoğun, ileri düzey eğitim vermenin dez avantajı da buydu; eğer sizden yanaysa harikaydı, ama size saldıracak olursa
Bir sabah uyanıp aynadaki yüzün size ait olmadığını fark etseniz ne yapardınız?
Bilgi her şeydi ve toplanması hiç durmaksızın, günün her saniyesi sürdürülürdü. Gözler ve kulaklar, öyle ya da böyle her yerdeydi.
Bazen yapılacak en zekice şey mantıksız yolu seçmektir.
Bu işin doğrusu, yanlışı, şöyle yapsaydı, böyle yapsaydı, keşkesi yok. O yüzden hemen şimdi o pişmanlık treninden inip önüne bak.
Bir sabah uyanıp aynadaki yüzün size ait olmadığını fark etseniz ne yapardınız? Ya da hayatınızın son üç yılından öncesini hiçbir şekilde hatırlamadığınızı anlasanız?
Beklemek hareket halinde olmaktan çok daha zor.
Bir sabah uyanıp aynadaki yüzün size ait olmadığını fark etseniz ne yapardınız ?..
Bazen yapılacak en zekice şey, en mantıksız olanı seçmekti.
Fakat biriyle en baştan yakın değilseniz, daha sonradan yakınlaşmak bazen söz konusu dahi olmuyordu.
Bazen yapılacak en zekice şey en mantıksız olanı seçmekti; özellikle de diğerleri ondan mevcut durumu korumasını beklerken.
Fakat biriyle en baştan yakın değilseniz, daha sonradan yakınlaşmak bazen söz konusu dahi olmuyordu.
Sanki içinde farklı bir insan vardı, su yüzüne çıkmak için savaşıp duruyordu. ‘Onların’ hapsettikleri kasvetli hapishaneden çıkmaya çalışan gerçek bir insan gibiydi
Bazen yapılacak en zekice şey, en mantıksız olanı seçmekti.
Etrafta bir şey yoktu, doğru. Ama her şey arkasında iz bırakır, tabi nasıl bakacağını biliyorsan.
Duygularının sana üstün gelmesine izin veriyorsun.
Onun nadiren sinirlenen biri olduğu ama kendisinin onun damarına basmayı hep başardığı türünden bir hisse kapıldı. Bundan hoşlandı; onu öfkelendirmekten değil ama başka hiç kimse başaramazken ona ulaşabiliyor olmak hoşuna gitmişti.
Ama ilgilenmek sevmek demek değildi, acaba bunun ne kadarı koruma içgüdüsünden, suçluluk duygusundan kaynaklanıyordu?
İnsan gözü, özellikle de eğitimsiz olanı, detaydan ziyade hareketi seçerdi.
Ulu Tanrım, o harikaydı! X’te hoş ve sevimli hiçbir şey yoktu ama kalbiyle baktığında, harikaydı.
Görünmeyen insanlarla uğraşmak yorucuydu.
Normal, normal gibi değildi, sanki sahteydi
Bu adama havaya ihtiyaç duyduğu gibi ihtiyacı vardı
Olup biteni tam anlamıyla anlayana kadar, rahatsızlık veren sinirlerinin yeni hayat tarzı olacağını ve bunlarla nasıl başa çıkılacağını öğrenmek zorunda kalacağını fark etti.
Bu insanlar sadece hayatının bir kısmını çalmakla kalmıyor, aynı zamanda onu orada duracağından emin olacak şekilde karanlıklar arasında tutuyor, bunun gözcülüğünü yapıyorlardı.
Bazen yapılacak en zekice şey en mantıksız olanı seçmekti; özellikle de diğerleri ondan mevcut durumu korumasını beklerken.
İçgüdülerine güvenmeye karar verdikten sonra, tekrar kendisinden şüphelenmekteydi.
Bazen doğru olanı yapmanın yapılacak en yanlış şey olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştı.
Hatıraları gün yüzüne çıkartmayı denemedi, onları dışlamayı da, çünkü bu diğer bir nöbeti tetikleyecekti. Bunun yerine, bu sorundan kurtulmak için, aynen o bebeklik anısındaki gibi, konudan uzaklaştırıldığında yaptığını yaptı, düşüncelerin etrafından dolanmayı denedi.
Fakat biriyle en baştan yakın değilseniz, daha sonradan yakınlaşmak bazen söz konusu dahi olmuyordu.
Küçücük bir detay onlara paha biçilmez bir avantaj kazandırabilirdi ya da tam aksine düşmanın işine yarayabilirdi.İçinde bulundukları durumda kimin düşman olduğu belli değildi ancak strateji ve bilginin güç olduğunun farkındaydı.
Peki, Becker’da çalışmaya başlayışını neden hatırlamıyordu? Ya da bu evi satın alışını? Burası onun eviydi. Her ay bankaya ödemeleri o yapmıştı. Ama hayır. Hiçbir şey yoktu.

Başını kaldırıp tavana baktı. Hafızasındaki boşluğun boyutu neydi?

Bazen yapılacak en zekice şey mantıksız yolu seçmektir.
Her zorlu görev huzurlu bir inişle sonlanırdı.
İçgüdüleri birdenbire ona haykırmaya başlamıştı ve Lizette söylenenlerden hoşlanmadı.
Seyrediyorlar.
Dinliyorlar.
Nerede olduğunu biliyorlar.
Beş yıl önce, bazen doğru olanı yapmanın yapılacak en yanlış şey olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştı.
Bilgi her şeydi ve toplanması hiç durmaksızın, günün her saniyesi sürdürülürdü. Gözler ve kulaklar, öyle yada böyle her yerdeydi.
Bazen yapılacak en zekice şey en mantıksız olanı seçmekti; özellikle de diğerleri ondan mevcut durumu korumasını beklerken.
Bu adamda ürkütücü bir şeyler vardı, koyu renk gözleriyle her şeyi görüyor, yüzüyse hiçbir şeyi belli etmiyordu .
Fakat biriyle en baştan yakın değilseniz, daha sonradan yakınlaşmak bazen söz konusu dahi olmuyordu.
Bilgi her şeydi ve toplanması hiç durmaksızın, günün her saniyesi sürdürülürdü.
Oyle ya da böyle, ya kaçacak, ya da kavgaya tutuşacaktı.
Bacakları sızladı; deli gibi terlemiş, adrenalin yangını yok olmuş, onu halsiz ve yorgun bırakmıştı.
İşi şansa bırakmaksızın, öne doğru eğilmiş bir halde yere düşen adama doğru hareketlendi , gözleri hedefteydi.
O da umudunu yitirmiş kimyasal beyin yıkamanın kalıcı olduğunu, Lizzy’nin ebediyyen yok olduğunu ve geriye sadece o soluk gölgesinin kaldığını kabullenmişti.
Hayatını kurtarmak için kaçıyordu; tek bir yanlış dönüş, tek bir hatalı hesap, ölüm demekti.
Icguduleri birden bire haykırmaya başlamıştı ve Lizette söylenenlerden hiç hoşlanmadı.
Seyrediyorlar.
Dinliyorlar.
Nerede olduğunu biliyorlar.
Bu adamda ürkütücü bir şeyler vardı, koyu renk gözleriyle her şeyi görüyor, yüzüyse hiçbir şeyi belli etmiyordu .
Fakat biriyle en baştan yakın değilseniz, daha sonra yakın olmak söz konusu bile olmuyordu.
Beklemek hareket halinde olmaktan çok daha zordur.
Bazen yapılacak en zekice şey, mantıksız yolu seçmektir.
Çünkü erkekler genelde ne istediklerini iyi bilirler ve doğrudan ona yönelirlerdi.
Çünkü erkekler genelde ne istediklerini iyi bilirler ve doğrudan ona yönelirlerdi.
Bazen yapılacak en zekice şey en mantıksız olanı seçmekti; özellikle de diğerleri ondan mevcut durumu korumasını beklerken.
İnsan en son ne zaman dişçiye gittiğini unutabilirdi ama; yeni işteki ilk gününü unutmazdı
Fakat biriyle en baştan yakın değilseniz, daha sonradan yakınlaşmak bazen söz konusu dahi olmuyordu.
Bir sabah uyanıp aynadaki yüzün size ait olmadığını fark etseniz ne yapardınız?
Fakat biriyle en baştan yakın değilseniz, daha sonradan yakınlaşmak bazen söz konusu dahi olmuyordu.
Güven ama doğrula.
Lizzy, artık son üç yıldır tanıdığı o sakin kadın değildir.Zihnindeki gölgelerle amansız bir savaşa girmiş, eski hayatıyla hesaplaşmaya başlamıştır.
Bir sabah uyanıp aynadaki yüzün size ait olmadığını fark etseniz ne yapardınız?
Bazen yapılacak en zekice şey, mantıksız yolu seçmektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir