İçeriğe geç

Gök Çekimi Kitap Alıntıları – Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç kitaplarından Gök Çekimi kitap alıntıları sizlerle…

Gök Çekimi Kitap Alıntıları

Ne ayağım uydu ne kafam uydu
Ben bu çağın yabancısıydım.
Zamanı boş yere tüketmişiz biz
Nerde değer varsa yok etmişiz biz.
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden.
Rüzgar olur umutları savurur
Ateş olur yürekleri kavurur
Taze taze fidanları devirir
Bu baltayı bu ormana kim koydu?
Ya bayramlar bayram olsun kurtulsun
Ya takvimler cayır cayır yırtılsın
“Otuz yıl geriye döner bakarım.
Kuşatır çevremi çöl geceleri.”
“Şiir yılan da olur yalan da
Görebilmektedir maharet
Anlatabilmektedir ustalık”
“Hangi duygulardır bilebilir misiniz
Sılayı gurbet yapan?”
“İnsanın ne kadar seveni varsa o kadar mesuliyet altındadır.”
“Nefsimize gücümüz yetmediği zamanlarda biliniz ki, dürüstlüğümüzü kaybetmişiz.”
“Işık ışık gökten uzar
Girer kalbime /Aşk/ yazar
Kalem desem, kalem değil
Bir bildiğim âlem değil
İnsan desem inanmazlar.”
“Garip bülbül olur aklım rüyada
Susuz steplerde gül arar durur
Boş hayale sarılırsın diyemem.”
“Bir gözüm gam dolu, bir gözüm huzur
Tecellim yanımda her saat hazır
Kader benim… ben kaderden kaçamam.”
“Bir gördüm, bir daha gözümden gitmez
Anlatmak istesem bin sene yetmez…
Kapı benim… ben kapıyı açamam.”
“Sözünde durandır yiğidin hası”
Gün geldi zamanı gömdüm kabire
Dağ oldu aklımın verdiği fire
Bağlasam telaşı çelik zincire
Sabrın derisini yüzsem kim anlar?
Korkuyorum belki yarın geç olur
geleceksen bir gün önce gelsene.
Kendinize kul saymayın kulları
Söküp içinizden atın bunları
Teklifsiz girmeyin saf uykulara
Bırakın bırakın düşler hür olsun.
her saat, her gün yaşarız
Kimimiz senede bir gün yaşarız..
Kimimiz ipotek koyar zamana
Kimimiz zamandan sürgün yaşarız.
Sana hoş gelmeyen duygum olursa
Aklımdan onları sen sil Allah’ım.
Her gece ufkumda üç yıldız doğar
Susasam üstüme susuzluk yağar..
Pınar benim, ben suyumu içemem.
Ey SEVDAM! Nerede kucaklaştık seninle, Ne zaman dolduk, ne zaman taştık seninle?

Beklediğimiz sabahları görmeden Bak..
Bak işte mezara yaklaştık seninle.

Kitapçı dükkanı görene selâm.
Gözler görse de çiçeği
Gönülde hazan vaktidir.
Duygusu duyguma değen dostumdur ..
Umudum ceylandır engin ovada
Sağ-salim geçecek yol arar durur
Aman gitme vurulursun diyemem.
İnsanın ne kadar seveni varsa o kadar mesuliyet altındadır.
Şefkatin doruklarında yüreği çarpan
Kimsesiz bir ananın içindeki
Binlerce sızıdır şiir.
Boşyere yorulma gönül
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.
Yer dediğimiz kütle bizim ağırlığımızı çekti, ..sevdiklerimizi çekti ve birgün cansız bedenimizi de içine kadar çekecek.
Gittiğimiz Hak yol öyle bir yol ki
Hırs atına binmek günahtır belki
Sabrımız, sevdamız o kadarbol ki Okyanuslar aksa doldurmaz bizi.
Gaipten ses geldi ta ötelerden
Bilcümle ruhların gittiği yerden
Kesin haber verdi ruzi mahşerden
Şirk, isyan, melanet zindanda dedi.
Rızanı aradım her yazdığımda
Malumun., nefsimi değil Allah’ım.
Sana hoş gelmeyen duygum olursa Aklımdan onları sen sil Allah’ım.
Korkuyorum belki yarın geç olur.
Geleceksen bir gün önce gelsene
Ömür kısa, engel çok.
Kader benim, ben kaderden kaçamam.
Ne ayağım uydu, ne kafam uydu
Belli, ben bu çağın yabancısıyım.
Açılmamış gönül kasamda
Sakladığım sensin.
Şefkat bulutlarının ağmasını bekledik. Rahmet yağmurlarının yağmasını bekledik. Boş yere yarımasır ve hep aynı durakta Adalet güneşinin doğmasını bekledik.
Sana hoş gelmeyen duygum olursa,
Aklımdan onları sen sil Allah’ım.
“Yeter” desek bile bazan
Sevgi yetmiyor, yetmiyor.
“Rızanı aradım her yazdığımda
Malumun… nefsimi değil Allah’ım.
Sana hoş gelmeyen duygum olursa
Aklımdan onları sen sil Allah’ım.”
Okuduğum kitap, sorduğum alim
Kemalât, keramet insanda dedi.
Kanun el açarak, yalvarır gibi
Hak, hukuk, adalet vicdanda dedi.
Kim kalsa avn ile hırs arasında
Sıkışır doğruyla ters arasında
Ekledi öğretmen ders arasında
Kannat, saadet irfanda dedi
Boşa değil akan suyun telaşı
Boşa değil nedametin göz yaşı
Bir insan kemiği, bir mezartaşı
Kurtuluş selamet imanda dedi.
Gaipten ses geldi ta ötelerden
Bilcümle ruhların gittiği yerden
Kesin haber verdi ruzi mahşerden
Şirk, isyan, melanet zindanda dedi
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlassız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni, düşündüğümü
Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?
Doğumda yalan var, ölümde gerçek
Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek
Kırık gönülleri toplayıp tek tek
Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?
Sevginin resmini çizsem kim anlar?
Korkuyorum belki yarın geç olur
Geleceksen bir gün önce gelsene.
Yaralıya yol gözlemek güç olur
Geleceksen bir gün önce gelsene.
Kar yağar, çığ düşer yollar açılmaz.
Seller iner derelerden geçilmez
Senet yoktur ömre vade biçilmez
Geleceksen bir gün önce gelsene.
Can kuşu kafeste durmaz demişler
Kaçan kuş kafese girmez demişler
Son pişmanlık fayda vermez demişler
Geleceksen bir gün önce gelsene.
Bulutlarla dağları
Ağaçlarla rüzgârı
Arılarla baharı
Sohbette görmek ne hoş.
Vuslat var vuslat üstü
Deme gücendi, küstü
Özlenilen bir dostu
Gurbette görmek ne hoş.
Titizliği, dikkati
Sıcaklığı şefkati
Eksiksiz adaleti
Devlette görmek ne hoş.
İnsanlar madde değil
Değil, elbette değil..
Kinde, nefrette değil
Vahdette görmek ne hoş.
Gür çıksa hayrın sesi
Kısılsa şer nefesi
Nazar edip herkesi
Rahmette görmek ne hoş.
Çağırsa pişman canlar
Barışsa düşman canlar
Ve sizi ey insanlar
Ülfette görmek ne hoş.
Dert kalmasa arada
Erse alem murada
Şeytanı bu sırada
Mihnette görmek ne hoş.
Teklifsiz girmeyin saf uykulara
Bırakın bırakın düşler hür olsun.
Masum duygularda açmayın yara
Bırakın, yürekler, başlar hür olsun.
Etmeyin kimseyi fikirden tecrit
Hakkımız sanmayın, hak değil tehdit
Öpüp-ısırmaya koymayın tahdit
Bırakın, dudaklar, dişler hür olsun.
Yolup yoketmeye dilek yapmayın
Delip sevgileri elek yapmayın
Çiçekleri kesip çelenk yapmayın
Bırakın, balıklar, kuşlar hür olsun.
Kendinize kul saymayın kulları
Söküp içinizden atın bunları
Yokuşlara akıtmayın suları
Bırakın, dolular, boşlar hür olsun.
Zaaflardan tutup takmayın kanca
İnsanca davranın, sade insanca
Ge m vurmayın ibadete, inanca
Bırakın ameller, işler hür olsun.
Bırakın bırakın emir vermeyi
Bırakın Hak yola tuzak kurmayı
Bırakın dillere kilit vurmayı
Bırakın ki içler, dışlar hür olsun.
Nere gidiyorsun ey bulut, nere?
Dur beni de götür gittiğin yere
Tut ellerimden, tut yukarı çek beni.
Yoldaşlık eylerim, yük olmama sana
Götür, can vereyim kuru bir cana
Su bekleyen topraklara dök beni
Küçük bir damla say, yağmuruna kat
Yolunu bekleyen dallara uzat
Dilediğin yapraklara tak beni.
Farketmez ha Hazar, ha Yemen olsun
Yeter ki faydalı bir zaman olsun
Her ülkeye, her iklime ek beni.
Kuraklık nerdeyse oraya ilet
Doldur gözyaşımla çölleri göl et
Arada bir limon gibi sok beni.
İşe yaramazsam yüksel güneşe
Bağla etlerimi tel tel güneşe
İstediğin derecede yak beni.
Ya İslâm’da erirsin
Ya inkârda çürürsün
Yol mezarda bitmiyor
Girdiğinde görürsün.
İçte deprem olur dışın düğümü
İhlassız çözülmez işin düğümü
Aklımdan geçeni, düşündüğümü
Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir