İçeriğe geç

Gereksiz Bir Adamın Güncesi (Öyküler Cilt 1) Kitap Alıntıları – Ivan Sergeyeviç Turgenyev

Ivan Sergeyeviç Turgenyev kitaplarından Gereksiz Bir Adamın Güncesi (Öyküler Cilt 1) kitap alıntıları sizlerle…

Gereksiz Bir Adamın Güncesi (Öyküler Cilt 1) Kitap Alıntıları

Lüzumsuz adam toplumla çatışkı içindeki aciz aristokrattır. Hayalci ve faydasızdır, eyleme geçemeyen bir aydın, başarısız bir idealist, toplumsal ve etik sorunlara duyarlı, ama kısmen kişisel zaafları, kısmen de eyleme geçme özgürlüğü üzerindeki toplumsal ve siyasi kısıtlamalar nedeniyle eyleme geçemeyen kahramandır.
“Lüzumsuz adam” (lişniy çelovek), 19. yüzyıl ortalarından itibaren Rus edebiyatında özel bir karakter türüne verilen isimdir. Turgenyev’in Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü’ndeki Çulkaturin’i, Babalar ve Oğullar’ındaki Bazarov’u ve İvan Gonçarov’un romanıyla aynı adı taşıyan Oblomov’uyla birlikte lüzumsuz adam geleneğinin sonu 19. yüzyıl ortaları olarak işaretlenir.
Artık kendimden sakince bahsediyorum, gücenmeden Her şey yaşandı ve bitti!
Sonsuzluğun ötesinde hiçlikten başka ne var diyorlar
Büyük ihtimalle doğa bu dünyaya gelişimi hesaba katmadı ve bundan dolayı da bana davetsiz misafir muamelesi yapıyor.
İnsan yaşadığı ânın farkına varamıyor; zaman geçtikçe duyuyor geçip gidenlerin sesini.
Ölümün karşısında bütün fani kaygılar yok olur.
Bekliyordu ama neyi? Bilmiyordu
İçimde, insanlardan kaçma, kabuğuma çekilme isteği var. Her şey gözüme çok çirkin görünüyor.
Bir zamanlar mutluydum
Onlara daha kaybetmediğimizi göstereceğiz.
İnsanın varoluş amacı nedir?
Bir canlının hayatı terk etmesi zor!
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ölüyorum burada Sevme yetisi olan ve sevmeye hazır olan bir kalp yakında duracak
Ne anlattığımın bir önemi var mı?
Boşluk, korkunç bir boşluk!
Liza bazen saatlerce bu bahçede tek başına yürüyüşler yapıyordu.
İşte insanın kalbi böyledir!
Sonuç olarak teker altında ezilmiş bir köpek gibi acı çektim.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bana çay söyle. Dünden beri başım ağrıyor
Zoraki gülümsemelerim, acı verici gözlemlerim, aptalca sessizliğim, oradan kaçmak için duyduğum sefil ve boş arzu
Genelde benim gibi adamlar, olayların doğal gidişatı dışında gelişecek her şeyi tahmin eder.
Aşk bir hastalıktır ve hastalık kural tanımaz.
Bir insan bilmediği şeyi nasıl bilebilir ki?
Bir şeyler olmasını bekliyordum
”Bilindiği üzere bir insan mutluyken kafası pek çalışmaz.
Giyimine aşırı özen göstermezdi, kendine yakışan, sade kıyafetler giyerdi.
Susmakta çok iyiyizdir
İnsan yaşadığı ânın farkına varamıyor; zaman geçtikçe duyuyor geçip gidenlerin sesini.
Peki, madem öleceğim, hiç değilse baharda öleyim
İnsan yaşadığı ânın farkına varamıyor; zaman geçtikçe duyuyor geçip gidenlerin sesini.
Sonsuzluğun ötesinde hiçlikten başka ne var
Kalbim öylesine ağırlaşmıştı ki ağlayamıyordum bile
bir zamanlar mutluydum çok uzun sürmedi ama bir zamanlar mutluydum
İçimde, insanlardan kaçma, kabuğuma çekilme isteği var
İçimde, insanlardan kaçma, kabuğuma çekilme isteği var. Her şey gözüme çok çirkin görünüyor.
İnsanın ömrü onun özündən xəbərsiz ötüb keçir; ötən günlərin sədası yalnız sonradan-sonraya adamın qulağına gəlib çatır.
İçimde, insanlardan kaçma, kabuğuma çekilme isteği var. Her şey gözüme çok çirkin görünüyor.
“İnsan yaşadığı ânın farkına varamıyor; zaman geçtikçe duyuyor geçip gidenlerin sesini.”
Sanki duygusal bir hikaye yazıyorum ve umutsuz bir mektubun sonuna geldim
”Gururdan nasibini almayan kim var ki? ”
Kalbim öylesine ağırlaşmıştı ki ağlayamıyordum bile
Dün olur olmadık yerde içimdeki gereksiz duygu ve anıların fırtınasına kapıldım.Bir daha asla olmayacak.Anlık duygu boşalımlarım meyan kökü gibidir.İçersiniz tadı fena değildir.Ama sonrasında ağzınızda berbat bir tad bırakır.
Tüm hayatım boyunca sürekli yerimin alındığını fark ettim, belki de aramış olmam gereken konumu bulmaya çalışmadığımdan.
“Ha gayret, bir daha,” – bir gün daha, son bir gün daha ve sonra benim için ne acı kalacak ne de tatlı.
Büyük ihtimalle doğa bu dünyaya gelişimi hesaba katmadı ve bundan dolayı da bana davetsiz misafir muamelesi yapıyor.
Daha ilk günden ona delicesine aşık oldum ve daha ilk günden aşık olduğumun farkındaydım.
Bütün eski tuhaflıklarım tekrar baş gösterdi.
Perişan halimi onların mutluluğuna değişmem.
Daha ilk günden ona delicesine aşık oldum ve daha ilk günden aşık olduğumun farkındaydım
“Ölümün karşısında bütün fani kaygılar yok olur.”
“Çok kötüyüm, çürüdüğümü hissediyorum.”
“Şimdi bile tamamen mutsuz değilim; hatırası bana kaldı ve sonuçları her ne kadar korkunç olsa da ”
“Onu mezara kadar seveceğim. Affettim onu, minnettarım ona. Tanrı yolunu açık etsin! Tanrı gönlüne göre bir eş versin ”
“Kimsenin sevgisini istemiyorum!..” Durdu ve yavaşça ekledi: “Siz hariç. Evet sevgili dostum, sizin sevginize ihtiyacım var; siz olmasanız kaybolup giderdim.”
“ bir zamanlar mutluydum çok uzun sürmedi ama bir zamanlar mutluydum ”
“Yalnızca arkadaş olmayı arzu ettim, güvenini kazanmak istedim ve tecrübe sahibi insanların söylediği gibi evlilikte mutluluğun en sağlam direği olan saygı denen şeyi kazanmak istedim ”
“Ne yalan söyleyeyim, onu gerçekten sevdim ve onu affetmeye, ona elimi uzatmaya can atıyordum ”
“Ah insanlar! Gerçekten de acınası bir soy!”
“ tüm kadınlardan nefret eder, nedendir Tanrı bilir, onlara salata derdi.”
“Peki ya aşk doğal bir duygu mudur?”
“Yalan en az hakikat kadar yaşamın parçasıdır, belki daha bile fazla.”
“Bekliyordu ama neyi? Bilmiyordu ”
“Ama insan nerede duracağını bilmeli.”
“Gel de şu Rus düşünürün sözlerine katılma: “Bir insan bilmediği şeyi nasıl bilebilir ki?”
“Oysa ilk aşkın kadınları tedirgin edip altüst ettiğini kitaplarda binlerce kez okumamış mıydım?”
“İçindekileri dışa vuracağı bakışı bekledim, belki de bir soru sormasını ”
“Bilindiği üzere bir insan mutluyken kafası pek çalışmaz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir