Kristin Hannah kitaplarından Gerçek Renkler kitap alıntıları sizlerle…
Gerçek Renkler Kitap Alıntıları
&“&”
Şansın kapını çalmasını bekleme, git ve bir fırsat yarat.
Birbirimize bozulabilir, bağırıp çağırabilir, birlikte ağlayabiliriz; bunlar olağandır, kardeşlik budur.
Herkesin vicdanı rahatsa , bu kadar kalbi kim kırdı ?
Umuda inanmak acı verse de inanmamak daha beterdi.
Herkesin vicdanı rahatsa,bukadar kalbi kim kırdı….???
Önemli olan, kim olduğunuz, zor zamanlarda birbirinize nasıl kenetlendiğinizdi. Mühim olan kalbinizde yer verdiginiz insanlardı.
Çok zamanın olduğunu düşünüyorsun, ama her şey altüst oluveriyor.
Hatıralar alkollü içecekler gibiydi; fazlası ve hızlısı insanın dengesini bozabiliyordu.
Bence en kötüsü bir kalabalığın içinde yalnız olmak. Sen hariç herkes bir yere ait.
Umuda inanmak acı verse de inanmamak daha beterdi.
Tıpkı aşk gibi yenilginin de bir başlangıcı vardı, fakat gerçek bir sonu yoktu.
Aşk bir kalkan değil, Vivi. Artık bunu anlaman gerek."
Bazı günler diğerlerinden iyi.
Sonunda hayatın kısa olduğunu, önemli olanın tadını çıkarmak olduğunu söylemişti kendine.
Yağmur yoksa gökkuşağı da yok.
Yirmi dört yıllık yaşamında çoğunlukla suyun üzerinde yüzen bir yaprak gibi yalnızca süzülüp durmuş, akıntı nereye sürüklerse oraya gitmişti.
Aklına bir şey koyduğun zaman ağaçlara bakmaktan ormanı göremiyorsun.
Hatıralar alkollü içecekler gibiydi; fazlası ve hızlısı insanın dengesini bozabiliyordu…
Herkesin vicdanı rahatsa, bu kadar kalbi kim kırdı?"
Herkesin vicdanı rahatsa, bu kadar kalbi kim kırdı?
Herkesin vicdanı rahatsa , bu kadar kalbi kim kırdı ?
Tutarlılık bir erdemdir.
Bazı günler diğerlerinden iyi.
Aşk hakkında bildiğin tek şey ona sahip olmamanın nasıl bir şey olduğu. Bir erkek sana seni sevdiğini söyledi mi hiç?
Masum insanlar hep hata yaparlar. Saklayacak bir şeyleri olmadığını düşünürler.
Şiddet bir hayvanı zalimleştirebilir.
Hiçbir şey yapmamak da bir tercihtir. Kötü bir tercihtir.
Mutlu rolü yapmayı pek beceremiyorsun.
Ne kadar çabalasanız da bazı şeyler unutulmuyordu.
Yeterince pişmanlığım var benim.
Tutku ne kadar yoğun hissedilir ve ne kadar dışa vurulursa, yokluğunda yaşam da o kadar katlanılmaz bir hal alır. Bu bize, tutkuyu yitirdiğimiz ya da görmezden geldiğimiz takdirde kısmen öleceğimizi ve kısa süre sonra, ne olursa olsun büsbütün yok olacağımızı hatırlatır.
Cesaretin eli silahlı bir adam olduğuna inanmak yerine gerçek cesaretin ne olduğunu anlamanı istedim. Yenik başlamakta olduğunu bildiğin andır bu, fakat yine de başlarsın ve ne olursa olsun sonunu getirirsin.
Ne kadar çabalasanız da bazı şeyler unutulmuyordu. Utanç. Kayıp. Kıskançlık. Bunlar su yüzeyine fırlayıp duran, batmaz hislerdi. Sonunda bu hisleri dipteye tutmaya çalışmaktan çok yorulurdunuz.
Herkesin vicdanı rahatsa bu kadar kalbi kim kırdı..?
Aklına bir şey koyduğun zaman ağaçlara bakmaktan ormanı göremiyorsun.
Çoğu kimse birbirini izleyen, kasımdan nisana ardı ardına yaşanan gri günlerden yakınırdı, ama o bunu dert etmezdi. Yağmur yoksa gökkuşağı da yok.
Eskisinden daha çok uğraşacağım. Korkumun beni alt etmesine izin vermeyeceğim.
Bence en kötüsü bir kalabalığın içinde yalnız olmak. Sen hariç herkes bir yere ait."
Acı, bir hayvanı acımasızlaştırabilir.
Herkesin vicdanı rahatsa, bu kadar kalbi kim kırdı?"
Hatıralar alkollü içeçekler gibiydi ;fazlasi ve hızlısı insanin dengesini bozabiliyorlardi ..
Insanların hakkında düşündüğü şeylere rağmen onun iyi bir insan olduğunu söyle onlara .Asıl önemli olan şeyin kendi karakteri olduğunu söyle .
Insanın parmaklıklar arasında olması için hapishaneye ihtiyacı olmadığını hissettim .
Benden vazgeçme.
Sadece bunu isteyebilir miyim senden?
Sadece bunu isteyebilir miyim senden?
Kendi ailenizden saklanabileceğiniz bir yer yoktu."
Ne kadar çabalasanız da bazı şeyler unutulmuyordu. Utanç. Kayıp. Kıskançlık. Bunlar su yüzeyine fırlayıp duran, batmaz hislerdi. Sonunda bu hisleri dipte tutmaya çalışmaktan çok yorulurdunuz."
Acı, bir hayvanı acımasızlaştırabilir."
Tutku nedir? Kişinin var oluşudur, şüphesiz… Tutkuda, beden ve ruh ifade arayışındadır… O tutku ne kadar yoğun hissedilir ve ne kadar dışa vurulursa, yokluğunda yaşam da o kadar katlanılmaz bir hâl alır. Bu bize, tutkuyu yitirdiğimiz ya da görmezden geldiğimiz takdirde kısmen öleceğimizi ve kısa süre sonra, ne olursa olsun, büsbütün yok olacağımızı hatırlatır."
Şansın kapını çalmasını bekleme, git ve bir fırsat yarat.
mühim olan kalbinizde yer verdiğiniz insanlardı.
Umuda inanmak acı verse de inanmamak daha beterdi.
Her şeyi doğru yaptığınız halde bile başınıza kötü şeyler gelebiliyordu.
Önemli olan, kim olduğunuz, zor zamanlarda birbirinize nasıl kenetlendiğinizdi. Mühim olan kalbinizde yer verdiğiniz insanlardı.
Beklemek insanın canına okur.
Kırık bir kalbe dikkatli dokunulması gerektiğini küçük yaşta öğrenmişti..
Hayat böyle bir şey miydi? Sahiplenilecek şeyler aramak, aksi takdirde bomboş kalacak odaları süslemek?
Onunla konuşmak falan istemiyorum. Sadece yüzünü görmek istiyorum.
Bazen sevdiğimiz insanları kurtaramayız, hepsi bu.&”
Herkesin vicdanı rahatsa, bu kadar kalbi kim kırdı ?
Her şeyi doğru yaptığınız halde bile başınıza kötü şeyler gelebiliyordu..
Bu iş bittiğinde neye inanacağını bilemediğin için hiçbir şeye inancın kalmayacak. Bu da benim sana hediyem olacak.
Aşk gelişi güzel davranılamayacak kadar özel bir histi.
En kötüsü de, her seferinde incinmemiş gibi davranmak zorunda kalmak."
Cesaretin eli silahlı bir adam olduğuna inanmak yerine gerçek cesaretin ne olduğunu anlamanı istedim. Yenik başlamakta olduğunu bildiğin andır bu, fakat yine de başlarsın ve ne olursa olsun sonunu getirirsin.
Kırık bir kalbe dikkatle dokunulması gerektiğini küçük yaşta öğrenmişti.
Bence en kötüsü bir kalabalığın içinde yalnız olmak. Sen hariç herkes bir yere ait.
“ Onunla geçireceği uzun yıllar aniden Vivi’nin üstüne gelmeye başlamıştı. Küçük ve mütevazi bir yaşamdı bu. Vivi’nin pek de yaşamak istediği türden bir hayat değildi. O tutku, ateş ve sihir istiyordu..”
Kız kardeşler arasında bir şarkının,bir dansın ya da bir bakışın bütün yaşamınızı size geri verebilmesi şaşılacak şeydi.