İçeriğe geç

Gençlik Din ve Değerler Psikolojisi Kitap Alıntıları – Hayati Hökelekli

Hayati Hökelekli kitaplarından Gençlik Din ve Değerler Psikolojisi kitap alıntıları sizlerle…

Gençlik Din ve Değerler Psikolojisi Kitap Alıntıları

&“&”

Dünya kurma sürecinde insan, yalnız bir dünya üretmekle kalmaz; kendine de kurar.
Eleştirel düşünme biçimine sahip olmayan kişiler, kendilerini ve öğrendiklerini yenileme gereksinimi duymazlar; belli kalıpların, belli öğretilerin içinde sıkışmış durumdadırlar.
Kendini gerçekleştirme sürecinde olan insan için, hayatı anlamlandırmak hayati önem taşımaktadır.
Hayatına “din”i katarak, “dindar” sıfatını üzerine almaya talip olan insan, insani değerler uğruna, daha güzel, daha iyi, daha üretken ve kaliteli bir yaşam ve dünya için çabalar.
İnsanın kaderi de iyilik ve kötülük işleyecek tarzda yaratılmış ve kendisine akıl ve irade verilmiş olmasıdır.
İnsan kendi doğasını yansıtan temel doğrulara uyarak, onlarla ahenk içinde yaşadığı zaman, özüyle uyumlu olacağından psikolojik yönden gelişir, dengeli ve mutlu bir insan olur.
Bir insanı canlı türlerinin içinde herhangi biri olmaktan ayırıp “kişi” olmasını sağlayan şey; kendisinin koyduğu bir takım ilkelere uyabilmesi yani; bir ahlak anlayışının olması ve hareketlerinden hesap verebiliyor olmasıdır.
Jung’un da dediği gibi insan ırkı dıştan bakıldığında sayılabilir görünse de aynı şekilde tekrar eden bir birim değil, her bünyede tek ve her bir üyesi farklı olan bir yapıdır.
İnsanlık tarihine bakıldığında da yüksek medeniyetlerin, zamanın gelişimini değil; her mekan ve zamanda insanın gelişimini takip ettiği görülecektir.
İnsanın kendisine ait bilgisi çok az olduğu için ne olduğunu; ne olması gerektiğini ve içinde gömülü duran güçlerini nasıl kullanacağını bilmemektedir.
Stres; gergin bir ip gibidir. Dua anı, bu gergin ipin gevşediği yerini huzura ve teslimiyete bıraktığı anlardır.
Beyin net olmayan emirleri kabul etmez.
Dua, bilincin karanlık bölgelerine nüfuz ederek, bireyi sakinleştirmekte ve gerilimden kurtarmaktadır.
Stres; kişinin tehlike içinde olduğu şartlar ve etkenler karşısında denge mekanizmasının bozulmasıdır. Stres; kişide gerginliğe ve psikolojik uyarılmaya neden olmaktadır.
Marka tutkusu, gösterişçilik, şişinme ve kendini öne çıkarma yönündeki eğilim ve davranışlar, ergenlerin kendi yaşıtlarıyla ilişkilerinde olduğu kadar, ana babaları ile ilişkilerinde de önemli çatışmalara yol açmaktadır.
Günümüz ergeni tükettikçe, kendisini değerli hissetmektedir.
İnananlar için nitelikli bir dini hayatın temeli, dinlerin hakikat iddialarının kalben ve kesin olarak doğruluğuna inanmaya dayanmaktadır.
İnsanları sevmek, yeni fikirler ve değerlere açık olmayı gerektirir.
Hayata verilen anlam da, ölümün algılanış biçimini doğrudan etkileyebilmektedir.
Ölüm, hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Ondan korksak da korkmasak da, onun ötesini bilsek de bilmesek de o, hayatımızdan asla çıkaramayacağımız bir olgudur.
Ölüm düşüncesinin, bir savunma veya saldırı mekanizmasıyla alt edilmeye çalışılması, buna başvuran kişilerdeki psikolojik problemleri de açığa çıkarmaktadır.
İnkar, korkuyu bastırmak için geliştirilmiş bir savunma mekanizması olabilir.
İntihar, gençlik çağında trafik kazalarından sonra en önemli ölüm nedenidir.
İnsanın, “ölmek zorunda olan bir varlık” olduğunun bilincinde olması onu, derinden etkilemektedir.
İnsanoğlunun ölüm konusundaki ilgisinin neredeyse insanlığın tarihi ile yaşıt bir geçmişi vardır.
Dini içselleştirmesiyle birlikte, dinin sadece öte dünya için değil bu dünyadaki çeşitli oluşumlar için gerekli olduğu bilincine varacaktır.
İç disiplinin sağlanması kişinin ahlaki davranışları içselleştirmesi ve benliğine mal etmesi demektir.
Ahlaki kurallara uygun bir yaşayış ancak vicdana işlerlik kazandırmakla, insanın kendi kendine yetebildiği ve kendini idare edebilir duruma geldiği zaman gerçekleşebilir.
Ahlaki gelişimin merkezinde ‘vicdan’ vardır.
Gençlerin, sevgide açlık çektikleri zaman ahlaki kurallara uymamaları, kişilik oluşumu ve gelişiminde sevginin fonksiyonunu açık bir şekilde göstermektedir.
Din, insanın kendi hayat düzenini, başkalarıyla olan ilişkilerini, geleceğe dönük tasarılarını, kısacası her yönüyle bütün davranışlarını etkileme gücüne sahiptir.
Dini ve ahlaki yasakları algılamada sevgi motifi korkuya göre daha etkilidir.
Sevginin sağlıklı bir kişilik oluşumunda ve benliğin geliştirilmesinde büyük bir rolü vardır.
Sevgi ve aşk, insanı egosundan, nefsinden sıyıran en etkili güçtür ve bu nedenle ilimden dahi üstün bir konuma yükselebilmektedir. Çünkü aşk, aşık için alemin merkezine yerleştirilebilecek yegane unsurdur.
Öğrencilerin kazandıkları davranış değişikliklerinin kişiliklerinin birer parçası olacağı muhakkaktır. O halde, bireyler eğitilirlerken aynı zamanda onlara kişilik de kazandırılmaktadır.
Öğretmenler ve okullar karakter eğitiminin merkezidir.
Toplum tarafından beğenilen, onaylanan, toplumla barışık kişiler kendisiyle barışık olamamanın sıkıntısını bile görmezlikten gelmektedirler.
Konusu ne olursa olsun dua bir iletişimdir.
İnsanın bütün üretkenliğini, yaşama sevincini, umudunu azaltan ve engelleyen stres, insan organizmasının dengesini bozarak ve sinir sistemini yıpratarak kişide yorgunluk, sıkıntı, gerginlik, dikkat dağınıklığı ve çöküntü şekillerinde ortaya çıkan önemli bir zorlama rahatsızlığıdır.
Tüm isteklerin tatmininin bile insanı mutlu kılmaya yetmediği ortaya çıkmıştır.
Kişinin ruh yapısına tesir etmemiş, yani içinde psikolojik bir olay olarak yaşanmamış bir ibadet gerçek ibadet olmaktan uzaktır.
Öğrencilerin kazandıkları davranış değişikliklerinin kişiliklerinin birer parçası olacağı muhakkaktır. O halde, bireyler eğitilirlerken aynı zamanda onlara kişilik de kazandırılmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir