İçeriğe geç

Gençlerin İnanç Soruları Kitap Alıntıları – Zakir Naik

Zakir Naik kitaplarından Gençlerin İnanç Soruları kitap alıntıları sizlerle…

Gençlerin İnanç Soruları Kitap Alıntıları

&“&”

-Eğer size gelip hayatımı nasıl yaşamalıyım?" diye soran birine, tek cümle ile ne derdiniz?
-Tek cümleyle söyleyeyim: "Kendini Allaha ada!" İnsanın istediğinden çok Allahın isteği… Kısacası bu hayatı yaşayacaksan, Allah’a ada kendini.
Dağlar Müslümandır, ağaçlar Müslümandır, hayvanlar müslümandır, melekler Müslümandır Müslüman demek Allah’ın iradesini kabul eden demektir.Bütün hayvanlar Müslümandır. Bütün yıldızlar müslümandır, bütün bitkiler Müslümandır, bütün melekler Müslümandır. Ama insanın yegane bir yaratılışı vardır: Allah’ın en güzel surette yarattığı mahluktur. Allah sordu: Kim Müslüman olmak ister ? Allah Kur’an’da sorumluluğu insanın aldığını bildirmektedir. Yani ya aynı seviyede kalırsın ya da insan olup yükselebilirsin.
– Eğer size gelip hayatımı nasıl yaşamalıyım?" diye soran birine, tek bir cümleyle ne derdiniz ? – Tek cümle ile söyleyeyim: "Kendini Allah’a ada!" İnsanın isteğinden çok Allah’ın isteği… Kısacası bu hayatı yaşayacaksan, Allah’a ada kendini .
Kur’an-ı Kerim’de binden fazla ayet bilimden bahseder.Her bilimsel gerçekten sonra bunu Kur’an’da kim bahsetmiştir?sorusunu sorun.Ateistin verebileceği tek cevap "yaratuci ","imalatçı ","mucit" ya da "üretici"dir.Bu yaratıcıyı, bu imalatçıyı, bu muciti ya da bu üreticiyi biz Müslümanlar Allah (c.c)olarak adlandırırız.
Biz müslümanlar kadınlarımızı koruruz ve severiz. Onlara hayran oluruz ve saygı da duyarız.
Az bilim insanı ateist yapar. Ama derinlemesine bilim yapmak senin Allah’a inanmanı sağlar.
İslâm şeriati tamamlanmış bir hayat tarzıdır. İnsana hayatını nasıl yaşaması gerektiği hususunda tam anlamıyla yol gösterir. Ancak medyada her defasında, şeriat uygulamalarının barbarca olduğu ifade edilir. Şeriate yöneltilen temel iddialar genelde iki konuyla ilgilidir. Bunlardan biri cezalandırma şeklidir. Bir afişte veya bir kitabın kapağında bir adamın kırbaçlanma sahnesi gösterilir. İkincisi ise Müslüman kadınlardır. Kadınların tesettürü. Onlar hep kafes arkasında gösterilir. Bu iki konuyu ana etken olarak görüp şeriati barbarlıkla suçlarlar.
Şimdi soruyorum size, Amerika Birleşik Devletleri’ne şeriat kanunlarını getirmiş olsaydınız, “aklına vesvese gelen erkekler, tâciz, tecavüz yerine irzlarını korusaydı” (Nisa/30) ve her kadın da İslâm’ın dediği gibi örtünseydi (Nisa/31) ve bütün bunlara rağmen bir erkek bir kadına tecavüz ettiğinde cezasını çekseydi… Sorum şu: Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bu tecavüz oranı yükselir miydi, aynı mı kalırdı yoksa düşer miydi? Yükselir mi, aynı mı kalır yoksa düşer mi?

Tabi ki düşer… Pratik bir kanundur bu, Şeriat uygulanır ve sonuca ulaşırsın.

Bu yüzden İslâm, iyi şeyleri emretmenin yanı sıra, iyiliğe ulaşmak için izlenilecek yolu da gösterir. Bu sebeple İslâm en iyi hayat tarzıdır.

İstatistiklere göre dünyanın en gelişmiş ülkelerinden Amerika Birleşik Devletleri en çok tecavüz olayına rastlanan ülkelerin başında geliyor. FBI istatistiklerine göre, yalnızca 1990 yılında, her gün ortalama 1756 tecavüz vak’ası meydana gelmiş. 1990 yılında her gün… Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı’nın raporuna göre 1996’da mahkemelerde her gün ortalama 2713 tecavüz davası görülüyordu.
Kur’ân’daki hükme şeriate göre, bir kadına/kiza tecavüz eden erkeğe ölüm cezası verilir.

İnsanlar; “Ne?! bilim ve teknoloji çağında ölüm cezasi mı? İslâm şiddet ve vahşet dinidir” diyorlar.

Allah affetsin, bu soruyu binlerce gayri müslime sordum: “Eğer birisi annenize, kız kardeşinize tecavüz etse ve bu kişinin cezasını da siz verecek olsanız ne yapardınız?” diye… İstisnasız hepsi, % 100’ü de ölüm cezası vereceğini söyledi. İyi de burada niye çifte standart var? Birileri sizin annenize, kız kardeşinize tecavüz edince ölüm cezası veriyorsunuz; aynı kişi başka birinin annesine, kız kardeşine tecavüz edince neden verilen ceza “barbarlık” oluyor?

Kur’ân’da bir çelişki yoktur. Eğer çelişki olsaydı bu sözler Allah’ın kelâmı olamazdı. Kur’ân’da çelişki olduğunu iddia eden herkese bu iddialarını ortaya koymaları için meydan okuyorum. Bunu asla yapamayacaklardır!
Bu genetik değil, çocuklardan bahsediyorum. Bu doğuştan gelmez. Bu doğuştan değildir. Buna pornografi filmleri izlemek sebep olur. Bunlar gerçek filmlerdir. Anne babaların çocuklarını yetiştirme şekli… Hepsinin çocuklarda psikolojik etkileri vardır. “Bir çok kişi eşcinsel olarak doğar deme. Bu gerçek değil! Bu bir yanlış anlaşılma. Bilimsel araştırmalar böyle söylemiyor… Sebebi, bir çok çocuğun kötü filmlere aşırı mâruz kalmasıdır. Kanallar bunu serbestçe yapıyor. Diğer kanallardan çok pornografik kanallar var. Çünkü bu işte çok büyük paralar var… Bunları ekranlarda görüyorlar ve giderek onlara benziyorlar. Kopma noktası burada. Suçlu kim? Kanallar…
Genetik değildir. Peki nasıl olur? Söyleyeyim. Psikologlar anlatıyor: Bir şeyde bir kere sınırı aştığın zaman normal olandan daha az mutlu olmaya başlıyor. sun. Yani Allah normal bir cinsel hayata izin vermiştir. Aşırıya kaçıyorsun, normal olmayan şeyler yapmaya başlıyorsun. Allah normal şeylere izin vermişken sen tabii olmayanı yapıyorsun, zit olanı yapmaya başlıyorsun. Ve bunun bir kere tersini yapmaya alışınca, devam ediyorsun. Bilim adamlarının, sınırı aşmayan kimselerin karı-koca arasındaki cinsel hayattan en çok zevk aldığını söylemelerin sebebi bu…
Kardeşimiz, eğer homoseksüellik genetikse suçlunun kim olduğunu” soruyor. “Bunu nasıl bir günah olarak görebilirsin?” Çok yerinde bir soru.

Bu araştırma birkaç yıl önce yapılmıştı. Peki sonuc ne çıktı? İddia tamamen yanlıştı. Ve bu iddiayı ortaya atan kişinin kendisi homoseksüeldi. Bilim henüz homoseksüelliğin genetik olduğunu kanıtlamadı.

Eğer birisi 2 + 2 = 3 eder dediğinde, ona “matematiği bilmiyorsun? dersin. Yani 2 + 2 = 4 dediğinde bu zorlama değildir. Yani sen günde 5 vakit namaz kıldığında Müslümansın demektir. Eğer sen günde 5 vakit namaz kılmam gerekmez diyorsan, Müslüman değilsindir. Basit. Yani bu mantık ve bir sebeple olan bir zorlamadır. 2 + 2 4 diyen biri, matematiği bildiği için bunu söyler. Matematiği bilmeyen biri 2+2’nin 4 olduğunu söyleyemeyebilir. 2+2=5, 2+2 = 6 da diyebilir. Yani bu, mantik ve bir sebebe dayalı bir zorlamadır. Ve imana, inanca dayalı.
beş vakit namaz mecburi midir? Bir Müslüman için, evet, bu mecburi bir şeydir. Bu bir zorlama mıdır? Bu baskıyla yapılan bir zorlama değildir. Eğer istemezse namaz kılmaz. Bu, onun Allah ile arasında olan bir şeydir. Kimse onu zorlayamaz. Çünkü o, bu sis. temin doğru olduğunu kabul eder. Eğer beş vakit namaz kılarsam, karşılığını Allah’tan alacağım. Doğru yoldayım, bu nedenle beş vakit namaz kılıyorum. Tıpkı doktorun sana şeker kullanmamayı tavsiye etmesi gibi. Eğer isterse buna uyar.
Eğer gerçek Hıristiyan olursan, Cennete gidebilirsin. Gerçek Hıristiyan kim, bilmiyorsun! Eğer gerçek Hıristiyan isen, eğer gerçekten Hz. İsa’ya inanıyorsan, Allah’ın son elçisi olan Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme inanman gerekir. Kısacası, gerçek Hıristiyansan Hz. Muhammed’e inanırsın ve inşallah Cennete gidebilirsin.
farklılık nerede? Neredeyse bütün Hıristiyanlar Hz. İsa aleyhisselâmın Tanrı olduğuna inanır. Aslında, İncil’i okursanız, hiç bir yerde Hz. İsa’nın kendi ağzın. dan, “ben Tanrı’yım, bu yüzden bana ibadet edin” ifa. desi geçmez. İşte kardeşim, bana burada şu an böyle bir âyet gösterebilirseniz ben de Müslümanlığı bırakıp hemen Hıristiyan olacağım, şimdi.
Bu sebeple çocuğu ölen anne ve baba belki iyi insanlar ve Allah onları daha fazla imtihan etmek istiyor. Ve onlara bir musibet gönderdiğinde hâlâ O’na mı ibadet edecekler yoksa isyan edip yüz mü çevirecekler. Yoksa, bir çocuğum öldü, ama çok şükür hiç olmazsa bunca yıl bir çocuğum vardı; hiç çocuğu olmayanlar da var” mi diyecekler! Ve Allah’a bu şekilde şükredecekler. Bu sebeple belki Allah’ın onlara vermek istediği, cennetten daha fazlası yani daha yüksek derecelisi olan Firdevs cennetidir.
İslam şeriatinin kuralları, Allah’ın kanunları kadınların iffetini korur ve onları yüceltir.Batılılar kadını yücelttiklerini iddia etseler de,tam tersi son derece aşağılamaktadırlar.Onları metresliğe,sonu belirsiz akitsiz birlikte yaşamaya sürüklerken aşağılamaktadırlar.
Kendimizi güçlü sanıyoruz ama, Allah bir kaç saniye içinde tüm o gücünü ve teknolojini yerle bir edebilir..Yani tüm bunlar Allah’ın işaretleridir.
Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) demiştir ki: Bütün âdemoğulları günahkârdır; günahkârların en hayırlıları ise tevbe edenlerdir." (İbn Mâce, Zühd, 30)
Meselâ Amerika’daki Katrina kasırgası… Sen süper gücüm" diyorsun, değil mi? Peki ne oldu? Afganistan’da harcadıklarının çok daha fazlasını tek bir kasırga alıverdi. Yani Allah için bu kolaydır; çok kolaydır.
Mesela biz namazda Allahu ekber dediğimiz zaman sence bu Allah’ın büyüklüğünü değiştirecek mi? Elbette ki hayır! Sen bin defa da, milyon defa da Allahu ekber desen bile O’nun büyüklüğünü değiştirmez çünkü. O zaten en büyüktür. Namazlarda bizim böyle söylememizin sebebi; insan zihni ve fıtratı, ünlü ve övdüğümüz kimseleri takip etmeye meyillidir.
Kalp uzmanını dinliyorsun ama kalbini yaratanı dinlemiyorsun.
Herkes âdil muamele göremez. Meselâ Hitler’in altı milyon Yahudiyi katlettiği söylenir. Kaç tane? Altı milyon! Hitler’i bugün yakaladığınızı düşünün. Ne tür bir ceza verirsiniz? En fazla, zehir odasına koyabilirsiniz. Ama bu sadece 1 ölümün bedeli olur. Peki, geriye kalan 5.999.999’a ne olacak? Onlarınki cezasız mı kalacak? Nasıl bir kanun bu? Âdil mi?
Allah, tanımı itibariyle yaratılmamıştır. Bu açıdan “Allah’ı kim yarattı?” sorusu benim sana sorduğum: Erkek arkadaşın doğum yapsa kız mı erkek mi olur?» sorusu gibi mantıksız olur. Bir erkek, tanımı itibariyle doğum yapamaz; kız mı erkek mi, diye soramazsın. Allah’ın tanımı da yaratılmamış olmasıdır zaten. Her yaratılanın bir yaratıcısı vardır, ama Yaratıcı’nın yaraticisi olmaz.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
İNSANLARIN çoğu ailelerini/ebeveynlerini körü körüne takip ediyor. Birisi eğer Hıristiyan ise, babası Hıristiyan olduğu için Hıristiyan oluyor. Eğer birisi Hindu ise, babası Hindu diye o da Hindu oluyor. Birçok Müslüman, babası Müslüman olduğu için Müslümandır… Bu ateistik bir düşüncedir.
İnanışları şudur: bir canlıyı öldürmek yasaktır. Bundan dolayı bir hayvanı öldürmek günahtır. Ancak yaşayan her hangi bir canlıyı öldürmek günah denirse, ben de onlara, bitkilerin de canlı varlıklar olduğunu söylerim. Bitkilerin canları olmadığını ve onları öldürmenin bir sorun teşkil etmediğini düşünüyorlar. Bugün biliyoruz ki, bitkiler de can sahibidir.
“başkalarına gülme, hep birlikte gül.”
Gerçek huzur aklın huzuru, kalbin huzuru, ruhun huzuru.
Genel anlamda dinlere bakarsak, hemen hepsinin insanlara güzel şeyler öğütlediğini görürüz, hepsi hırsızlık, düzenbazlık yapılmamasını, kadınlara iyi davranılmasını vs. söyler. İslâm ile diğer dinlerin arasındaki fark ise; islâm iyi şeylere ulaşmak için izlenilmesi gereken yolu da gösterir.

Mesela, bütün dinler hırsızlık yapılmamasını söyler. Hinduizm, Hristiyanlık, Yahudilik… ve İslâm da aynı şeyi söyler. Ama islâm aynı zamanda insanların hırsızlık yapmaktan nasıl uzak tutulacağını da söyler . İslâm’da zekât sistemi var. 85g altını veya daha fazla birikimi olan herkes, bunun %2,5’ini her yıl fakirlere infak etmek zorundadır. Eğer her varlıklı kişi zekâtını verse, yoksulluk dünyadan silinir. Dünyada açlıktan ölen bir tek insan bile kalmaz.

Dediğim gibi, dini anlamak istiyorsan onu takip edenlere bakma. Bana bakma, metinlere bak, Kur’ân’a bak, Kur’ân’ı oku, Veda’yı oku.
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Kendimizi güçlü sanıyoruz, ama Allah bir kaç saniye içinde tüm o gücünü ve teknolojini yerle bir edebilir.
Yani tüm bunlar Allah’ın işaretleridir.

Allah Fussilet sûresi 53.ayette şöyle buyuruyor:
Varlığımızın delillerini, [kâinattaki uçsuz bucaksız] ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’ân’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun.

Dini anlamak istiyorsan onu takip edenlere bakma.
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Müslüman demek, iradesini Allah’a teslim eden insan demektir.
Az (sathi) bilim insanı ateist yapar ama derinlemesine bilim yapmak Allah’a inanmanı sağlar. / Francis BACON
-eğer size gelip “hayatımı nasıl yaşamalıyım?” diye soran birine, tek bir cümle ile ne derdiniz?

-tek cümleyle söyleyeyim: “Kendini Allah’a ada!”
İnsanın istediğinden çok Allah’ın istediği… kısacası bu hayatı yaşayacaksan Allah’a ada kendini.

Eğer her varlıklı kişi zekâtını verse, yoksulluk dünyadan silinir. Dünyada açlıktan ölen bir tek insan bile kalmaz. Ve istatistiklere göre, dünyanın yalnızca en zengin üç kişisinin serveti, en yoksul kırk yedi ülkenin toplam hasılatından bile fazladır. Ve yine aynı istatistiklere göre, dünyanın en zengin bir kaç yüz kişisi bile her yıl servetlerinin %2,5′ ini zekât olarak vermesi hâlinde fakirlik / açlık yeryüzünden silinecektir.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Dediğim gibi, dini anlamak istiyorsan onu takip edenlere bakma. Bana bakma , metinlere bak, Kur’ân’a bak.
Müslüman, Allah’ın emirlerine itaat eden kişidir.
Kendine karşı dürüst değilsen, kaybedenlerdensin..
Kıyamet gününde hiç kimse O’nun adaletini sorgulamayacaktır. Biz bunu kıyamet gününde öğreneceğiz. Bizim söyleyeceğimiz tek şey; lütfen bize bir fırsat daha ver , olacaktır. Ve Allah Teala da, artık çok geç, diyecektir.
Allah da, benden başkasına ibadet etmeyin " dediğinde, biliyor ki; eğer başka bir şeye ibadet edersen ve onu takip edersen, sana zarar verecektir. Allah yarattıklarının zarar görmesini istemiyor.
Allah bizim yaratıcımız olarak insan psikolojisini en iyi bilendir. Bazen mantık, bazen ödül, bazen de ceza.
.. Yani Allah’ın merhameti ve şefkati yanında bir de adaleti vardır. Kız kardeşin ya da annen tâciz edilse , problem yok , affetmeliyiz " mi dersin? Tam tersi , Hesap günü Tanrı’ya: "Niçin affettin?" diye sorarsın.
Pratik bir şeriat uygularsanız ve sonuçlarını alırsınız.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Kendini Allah’a ada! Insanin istediginden çok Allah’in istediği. Kisacasi bu hayati yaşayacaksan Allah’a ada kendini.
Yüce Allah Kur’an’da , Nisa sûresi 40. ayette şöyle buyurur: İnnallâhe lâ yazlimu miskâle zerreh.( Hiç şüphesiz Allah, zerre kadar haksızlık etmez.)"
Az bilim insanı ateist yapar, ama derinlemesine bilim yapmak Allah’a inanmanı sağlar.
Kur’an’ daki hükme/şeriata göre, bir kadına/kıza tecavüz eden erkeğe ölüm cezası verilir.
İnsanlar ; Ne?! bilim ve teknoloji çağında ölüm cezası mı? İslam şiddet ve vahşet dinidir " diyorlar.

Allah affetsin, bu soruyu binlerce gayri müslime sordum:"Eğer birisi annenize, kız kardeşinize tecavüz etse ve bu kişinin cezasını da siz verecek olursanız ne yapardınız?" diye… İstisnasız hepsi, %100’ü de ölüm cezası vereceğini söyledi. İyi de burada niye çifte standart var ? Birileri sizin annenize, kız kardeşinize tecavüz edince ölüm cezası veriyorsunuz; aynı kişi başka birinin annesine, kız kardeşine tecavüz edince neden verilen ceza "barbarlık" oluyor ?

Pratik bir yasa şeriati uygularsanız ve sonuçlarını alırsınız
Şeriat kelimesinin tam karşılığı, izlenmesi gereken doğru yol"dur.
İnsanoğlunun başına gelen musibetlerin, felaketlerin iki amacı vardır; ya ceza ya da imtihan.
Biz Müslümanlar kadınlarımızı koruruz, onları severiz. Onlara hayran oluruz ve onlara saygı duyarız..
Sahih-i Buharî’de geçen bir hadiste de, bir savaş sonrası Rasûlullah (s.a.v)’e bir grup esir getirildi. İçlerinden bir kadın telaş içinde esirler arasında yavru sunu arıyordu. Sonunda bir çocuk buldu ve onu kucaklayıp bağrına bastıktan sonra emzirmeye başladı. Durumu gören Hz. Peygamber, yanındakilere: “Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına inanır mısınız?” diye sordu. Onlar da, “Hayır!” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): “Bilin ki, Allah’ın kullarına olan rahmeti, bu kadının çocuğuna olan şefkat ve merhametinden çok daha fazladır.” buyurdu.
Biz Müslümanlar kadınlarımızı koruruz, onları severiz. Onlara hayran oluruz ve onlara saygı duyarız.
İslam, kadınların hakkına sahip çıkan ilk dindir.
&”Cennete tek başına gitmeyi değil, kardeşlerimizi de alıp gitmeyi istiyoruz.&”
Hakikat mesajını yaymak bizim vazifemizdir.
&”Eğer dindar biriysen hayatın tadını çıkaramazsın.&”

Hayır, dindar biriysen hayatın tadını çıkarabilirsin, ama Yaratıcının belirlediği sınırlar dahilinde ????

Dini anlamak istiyorsan onu takip edenlere bakma. Bana bakma, metinlere bak, Kur’an’a bak ve Kur’an’ı oku."
Eğer gerçeği arıyorsan o seni özgür kılacaktır."
Hz. İsa’ya inanmayı emreden tek din İslam’dır. Hz. İsa’ya inanmayan Müslüman olamaz, ama biz onun sadece tanrının bir elçisi olduğunu kabul ederiz. Biz onun mucizevi olarak babasız dünyaya geldiğine inanırız.
Hz. İsa asla Hıristiyanlığı vaaz etmek için gönderilmedi. Hıristiyanlık kelimesi İncil’de yoktur, bunu biliyor muydunuz? İncil’in hiçbir yerinde Hıristiyanlık kelimesi yoktur. Hristiyan, Hz İsa’nın takipçilerine Antakya’da verilmiş bir takma isimdir.
Hz. Muhammed sadece Müslümanlara ve Araplara değil, bütün insanlığa gönderilmiştir.
Daha önce peygamberler tarafından üretilen tüm mesajların temeli de aynıydı: Eşi benzeri olmayan bir tek İlah’a iman etmek, hayatı onun gösterdiği şekilde sürdürmek.
Kendini güçlü sanıyorsun ama Allah bütün teknolojini ve gücünü bir kaç saniye içinde yerle bir edebilir."
Allah Kur’an’da sizi imtihana tâbi tutmadan cennete koyacağımızı mı sandınız? der.

Sizi biraz korku, biraz açlık ve biraz mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz."

İradesini Allah’a teslim eden kişi Müslümandır ama birçok insan sadece isim olarak Müslümandır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir