İçeriğe geç

Genç Elitler Kitap Alıntıları – Marie Lu

Marie Lu kitaplarından Genç Elitler kitap alıntıları sizlerle…

Genç Elitler Kitap Alıntıları

Sadece inandığın şeyleri görüyorsan,
gördüğüne inanmanın anlamı yoktur.
Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.
”Kusurlarını güzelleştir. ” dedi usulca. ”Böyle yaparsan kusurların değerli kazançların haline gelir. Ve bizden biri olursan, sana bunları bir suikastçının bıçağını kullanışı gibi ustalıkla kullanmayı öğretirim. ”
Ben Adelina Amouteru, diye fısıldadı hayaletler babama, en korkunç düşüncelerimi, öfkeyle kaynayan bir sesler korosu halinde dile getiriyorlardı. Benim öfkemdi bu. Ben kimseye ait değilim. Bu gece, bana öğrettiğin her şeyin üstesinden geleceğime dair söz veriyorum. Bu dünyanın bugüne dek görmediği bir güç haline geleceğim. Öyle bir güç haline geleceğim ki bir daha kimse canımı yakmaya cesaret edemeyecek.
”Ama ben gizliden gizliye onlara hayranlık duyuyordum. İnsanlar onların yoktan ateş yakabilecek güçleri olduğundan bahsediyorlardı. Rüzgara hükmedebildiklerinden. Yaratıkları kontrol altına alabildiklerinden. Görünmez olabildiklerinden. İnsanı göz açıp kapayıncaya kadar öldürebildiklerinden. ”
“Acı, güzelliği daha da arttırıyor.”
Onca fakir ve umutsuz insan, zihinlerini kendi aç yaşantıların­ dan uzaklaştırabilmek için benim acı çekişimi görmeye gelmişti.
“Aşık olmak sürekli korkmaktır. Sevdiğine bir şey olacaq diye korkar, ölümüne bir dehşete kapılırsın. Olasılıkları düşünürsün. Her düşünceyle birlikte kalbin sıkışıyor mu? İşte, dostum, bu aşktır. Ve korku olmadan aşk da olamayacağı için, aşk hepimizi esir eder.”
Aşık olmak sürekli korkmaktır. Sevdiğine bir şey olacak diye korkar, ölümüne bir dehşete kapılırsın. Olasılıkları düşünürsün. Her düşünceyle birlikte kalbin sıkışıyor mu? İşte, dostum, bu aşktır. Ve korku olmadan aşk da olamayacağı için, aşk hepimizi esir eder.
Böyle şeyleri yalnızca geceleri, her şey sessizleştiğinde düşünüyordum.
“Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.”
“Acı, güzelliği daha da artırıyor.”
“Önceki benle aynıydım. Ama aynı zamanda tamamen yabancı gibiydim.”
“Violetta, çok geçmeden işlerin herkes için mutlu sonla bitmeyeceğini anlayacaksın. Bazılarımızın kolu kanadı kopmuştur ve bunu düzeltebilmek için yapabileceğin hiçbir şey yoktur.”
Sadece inandığın şeyleri görüyorsan,
gördüğüne inanmanın anlamı yoktur.
Bazıları bizden nefret eder, darağacında sallandırılması gereken haydutlar olduğumuzu düşünür.
Bazıları bizden korkar, yakılarak öldürülmesi gereken iblisler olduğumuzu düşünür.
Bazıları bize tapar, tanrıların çocukları olduğumuzu düşünür.
AMA HEPSİ BİZİ TANIR
seni kim ister, adelina? sahiden de gerçek kimliğinden kaçabileceğini mi sandın? hiçbir yere sığamayacaksın.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
kaybetmekten yoruldum. kullanılmaktan, incitmekten, kenara atılmaktan yoruldum.
artık kullanma sırası bende. incitme sırası bende.
sıra bende.
kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Daha önce onca kez acı çekmeme göz yummuş biri için neden üzülüyordum ki?”
Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.
İstediklerini elde edene dek insanları kullanmak, kullanmak, kullanmak istiyorlar ve daha sonra da öylece bir kenara atacaklar.
Hiç kimse karşılığında alabileceği bir şey beklemeden iyilik yapmamıştı.
Güven, dipsiz bir boşluğa düştüğümüz ve birbirinizin eline uzandığımız andır.
Aşık olmak sürekli korkmaktır.
Ve korku olmadan aşk da olamayacağı için, aşk hepimizi esir eder.
Hepsi rolümüzün bir parçası
Fakat bu herkesin söylediği ve hiçbir anlamı olmayan bir şeydi. Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.
Güzellik ve acı birbiriyle iç içedir.
Güzellik ve acı birbiriyle iç içedir.
Güven, dipsiz bir boşluğa düştüğümüz ve birbirimizin eline uzandığımız andır.
Bazıları bizden nefret eder, darağacında sallandırılması gereken haydutlar olduğumuzu düşünür.
Bazıları bizden korkar, yakılarak öldürülmesi gereken iblisler olduğumuzu düşünür.
Bazıları bize tapar, tanrıların çocukları olduğumuzu düşünür.
Ama hepsi bizi tanır.
Sadece inandığın şeyleri görüyorsan, gördüğüne inanmanın anlamı yoktur.
Bir özürle şu hayatta ne alınabilirdi ki?
Belki de var olduğunu bilmediğin bir şeye özlem duymak imkansızdı.
Sadece inandığın şeyleri görüyorsan, gördüğüne inanmanın anlamı yoktur.
Hiçbir şey birbirinden ayrı değildir. Küçük de olsa herhangi bir şey yaptığında, o şey dünyanın bambaşka bir köşesindeki başka bir şeyi etkileyecektir.
Korku güçtür.
Kaldığın yer olduğun kişi değildir.
Önceki benle aynıydım. Ama aynı zamanda tamamen yabancı gibiydim.
Kusurlarını güzelleştir, böyle yaparsan kusurların değerli kazançların haline gelir.
Bazılarımızın kolu kanadı kopmuştur ve bunu düzeltebilmek için yapabileceğin hiçbir şey yoktur.
“Aşık olmak sürekli korkmaktır. Sevdiğine bir şey olacak diye korkar, ölümüne bir dehşete kapılırsın. Olasılıkları düşünürsün. Her düşünceyle birlikte kalbin sıkışıyor mu ? İşte, dostum, bu aşktır. Ve korku olmadan aşk da olamayacağı için, aşk hepimizi esir eder.”
Adelina, dedi dönerek. Bakışlarındaki ifade neredeyse kararlılığımı kıracaktı. Onu ben de seviyordum.
Ardından beni bırakıp gitti ve gerçek anlamda yapayalnız kaldım.
“Sadece inandığın şeyleri görüyorsan, gördüğüne inanmanın anlamı yoktur.”
“Kaldığın yer olduğun kişi değildir.”
“Kusurlarını güzelleştir. Böyle yaparsan kusurların değerli kazançların haline gelir.”
“Çok geçmeden işlerin herkes için mutlu sonla bitmeyeceğini anlayacaksın. Bazılarımızın kolu kanadı kopmuştur ve bunu düzeltebilmek için yapabileceğin hiçbir şey yoktur.”
“Beni uzak tutabileceklerini sanıyorlar ama kapıya kaç tane kilit astıklarının hiçbir önemi yok. Her zaman bir başka kapı bulunur.”
Üzgün, her zaman üzgün. Bir özürle şu hayatta ne alınabilirdi ki?
Sadece inandığın şeyleri görüyorsan, gördüğüne inanmanın anlamı yoktur.
Zihninin derinliklerinden gelen bir çığlığı nasıl susturursun?
Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.
Sadece inandığın şeyleri görüyorsan, gördüğüne inanmanın anlamı yoktur.
Korku güçtür.
Acı, güzelliği daha da artırıyor.
Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.
Acı, güzelliği daha da artırıyor.
Bir zamanlar birbirimizi severdik.
Akıl sağlığımdan geriye kalanlar ve düşüncelerimin tutarsız fısıltılarıyla dolu sonu gelmez bir hiçliğin içindeydim.
Hançer Cemiyeti’ne hoş geldin. Gülümsedi. Beyaz Kurt.
Öyleyse, söyle bakalım, küçük kurt. Sana haksızlık edenleri cezalandırmak istiyor musun?
Ölüm Meleği, Afsuni, Rüzgargezen, Simyacı.
Genç Elitler.
Bazı insanlar güç ve cesaretle tepki verir. Diğerleriyse akıllı ve mantıklıdır. Bazı insanları tutku yönetir.
“Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmamızı isterlerdi.”
“Aşık olmak sürekli korkmaktır. Sevdiğine bir şey olacak diye korkar, ölümle bir dehşete kapılırsın. Olasılıkları düşünürsün. Her düşünce ile birlikte kalbin sıkışıyor mu? İşte, dostum, bu aşktır. Ve korku olmadan aşk da olamayacağı için, aşk hepimizi esir eder.”
“Sadece inandığın şeyleri görüyorsan, gördüğüne inanmanın bir anlamı yoktur.”
“Beni uzak tutabileceklerini sanıyorlar ama kapıya kaç tane kilit astıklarının hiçbir önemi yok. Her zaman bir başka kapı bulunur.”
“Ben kimseye ait değilim. Bu gece, bana öğrettiğin her şeyin üstesinden geleceğine dair söz veriyorum. Bu Dünyanın bugüne dek görmediği bir güç haline geleceğim. Öyle bir güç haline geleceğim ki bir daha kimse canımı yakmaya cesaret edemeyecek.”
Ya ben buysam? Kendine karşı dürüst ol, demişti Violetta bana bir keresinde, babamın sevgisini boş yere kazanmaya çalıştığım seferlerden birinde. Fakat bu herkesin söylediği ve hiçbir anlamı olmayan bir şeydi. Kimse sizi kendiniz gibi istemezdi. Kendilerinin hoşuna giden kişi olmanızı isterlerdi.
Tutku parlak ve sıcacıktır ama karanlık bir tarafı da vardır. Korkuyla eşleşir. Sevdiklerimize zarar geleceğini düşündüğümüzde kalplerimiz dehşetle dolar, öyle değil mi? Korku olmadan aşk da olmaz. İkisi birlikte var olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir