İçeriğe geç

Geceyi Anlat Bana Kitap Alıntıları – Djuna Barnes

Djuna Barnes kitaplarından Geceyi Anlat Bana kitap alıntıları sizlerle…

Geceyi Anlat Bana Kitap Alıntıları

Unutma, yaşamak için hiç bir zaman vakit geç değildir. Düşün biraz.
Hiç gerçekliği olmayan, sadece zihinsel kokular da vardır.
Hayat, ölümü bilme iznidir.
Hayaller gerçeğin sadece renklerini taşırlar.
Bir insan aradığı şeyi bulduğunu asla anlayamıyor.
Artık şundan eminim, insanın geçmişi ya da geleceği görebilmesi için biraz deli, yaşamı anlayabilmesi için yaşamın biraz dışında olması gerek
Bir ömürde insanın kullanamayacağı hiçbir şey yoktur, bunu keşfettim.
Hayat basit bir kitaptır, açık bir kitaptır, oku ve çayırdaki hayvanlar kadar basit ol; sadece acı çekmek yetmez-nasıl acı çekeceğini bilmek lazım.
Yaşlanmak hayatı geriye fırlatma meselesidir; böylece sonunda henüz unutmaya başlamadıklarını bile affedersin.
Hiçbirimiz çekmemiz gereken acıyı çekmez, söylediğimiz kadar sevmeyiz.
Uyuyan kişi bilinmez bir ülkenin sahibidir.
Bu, güzel bir dünya olabilirdi Tanrım, eğer herkesi içinden çıkarabilseydin.’
Tam anlamıyla masum olmak, diye sürdürdü konuşmasını, tam anlamıyla bilinmez olmaktır, özellikle de insanın kendisi için.
Artık şundan eminim; insanın geçmişi ya da geleceği görebilmesi için biraz deli, yaşamı anlayabilmesi için yaşamın biraz dışında olması gerek.
İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.
.
Acı, kalbin çürümesidir; sevdiğimiz her şey, hepsini anlamadığımızda ‘yasak’ olur.

Acı insanın kaburgasını keman gibi çalar, parmağını hiçbir şeyin üzerine koyamazsın; doğrudan bir yolu yoktur.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.
İnsanın geçmişini ya da geleceğini anlaması için biraz deli, yaşamı anlayabilmesi için yaşamın biraz dışında olması gerek
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Acı insanın kaburgasını keman gibi çalar.
“İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.“
İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor..
“İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.”
“İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.
“İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.“
“İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.“
Zihin unutmaya başladığında yaptığımız her şey ahlaklıdır – hayatın cilvesi; unutulduğumuzdaysa yapmış olduğumuz her şey iyidir – ölümün cilvesi.
İnsanlar kişisel hastalıklarımı iyileştirmeye çalışacaklarına evrensel illetlerine baksınlar.
Bir tastan bir başka tasa dökülen su aynı değildir; bir gözün akıttığı yaşlar bir başkasına değerse kör eder.
Meşe palamudunu düşünmek için ağaç olmak gerekir. Gece ağacı da tırmanılması en zor, kabuğu en dirençli, dalları en biçimsiz, dokundun mu elini yakan, bol reçineli ve insanın avcunu hesaba katmadığı kadar katrana bulayan bir ağaçtır.
Hayat, ölümü bilme iznidir.
Alacakaranlığın terkibi, bizatihi korkunun mükemmel bir şekilde yeniden yapılanmasıdır, başaşağı edilmiş korkunun.
İmge, zihnin iki belirsizlik arasında verdiği moladır.
İki şeyi sevmek birini düzeltir genelde.
Bir ömürde insanın kullanamayacağı hiçbir şey yoktur, bunu keşfettim.
Kötülük ve iyilik birbirlerini ancak sırlarını yüz yüze açık ederek tanıyabilirler.
karmaşa ve bozguna uğramış endişeler – işte biz buyuz.
Hiçbir efsane kolay kolay çürütülmez.
Bilir misiniz bir erkek gerçekte neyi arzular?
Şu iki şeyden birini:yalan söyleyebileceği kadar aptal bir kadın bulmak, ya da bir kadını yalanlarını gözardı edebilecek kadar sevmek.
Pate yapmak için kazın ciğerini sökersin; insanı filozof yapmak içinse cardia kaslarını ezersin.
Hiçbirimiz çekmemiz gereken acıyı çekmez, söylediğimiz kadar sevmeyiz. Aşk ilk yalandır.
Ona yazmasam ne yapacağım ki? Sonsuza kadar böyle oturamam ya – düşünerek!
Hiçbir şeyin insanın istediği gibi olmadığını daha iyi bilmem gerekirdi, hayat bu yasaya dayanıyor.
Cellat omzuna dokunup da zamanın geldiğini haber verdiğinde sayfasını kaybetmemek için okuduğu kitabın arasına kağıt bıçağını koyan prensi seviyorum ben.
İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.
Hayat, ölümü bilme iznidir.
İçimde kötü birşey var.
Geçmişimize saygı göstermek geleceği de kapsayan tek harekettir.
İnsan aradığı şeyi bulduğunu asla anlamıyor.
“Bir insan ancak kendisi kadar gölgesini de hesaba kattığında bütün olur- bir insanın gölgesi onun dürüst şaşkınlığından başka nedir ki?”
“Yükseklere tırmanmıyoruz, onun tarafından yutuluyoruz ve sonra uyum, intizam bizi oyalamaz hale geliyor.”
“Dayanıklılığı üzerinden atan zamandan daha büyük bir enkaz olabilir mi? Çürütme, zamanın yaşıdır. Esrimenin, dinin, aşkın bedeni ve kanıdır.”
“Gençliğinde güçlendirmek için senelerini harcadığın tutkularını unutmana yetecek kadar zayıflık depolarsın yaşlılığında.”
“Uykularının ağırlığı yüzünden uykudakileri bağışlarız, üzerlerine yığılı toprağın hatırına ölüleri bağışladığımız gibi.”
tıpkı yaşam hakkında çok az şey bilen çocukların bir adamla bir ahırı aynı büyüklükte çizmeleri gibi.
Bir insan hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek o kadar az şey biliyoruz.
”Fanilik karşısında sıkılmış kaslarımızla bir nefes üzerine geçirilmiş tenden başka bir şey değiliz. Kendimize yaslanıp uzun, utanç verici bir toz içinde uyuruz. Acıya taktığımız adlara batmışızdır gırtlağımıza kadar. Hayat, gecenin otlayıp bizi umutsuzluğa doyurarak geviş getirdiği otlaklar. Hayat, ölümü bilme izni. ”
İnsanın acısı yokuş yukarı koşar; doğru, taşıması güçtür ama elinde tutması da güçtür. Saf acı diye bir şey yoktur. Yalnızca karmaşa vardır, karmaşa ve bozguna uğramış endişeler- işte biz buyuz.
”İnsanın acısı yokuş yukarı koşar; doğru, taşıması güçtür ama elinde tutması da güçtür. Saf acı diye bir şey yoktur. Yalnızca karmaşa vardır, karmaşa ve bozguna uğramış endişeler- işte biz buyuz. ”
senin yaşayan sevgilin, onunsa hiç ölmeyen ölü sevgilisi; günışığına, hayata, acıya çıkarsınız ta ki ikiniz de leşe dönüşüne kadar.
Uykularının ağırlığı yüzünden uykudakileri ‘bağışlarız’, üzerlerine yığılı toprağın hatırına ölüleri ‘bağışladığımız’ gibi.
Gecedeki kötülüğün bir kısmı ölülerin elinden çıkmadır; geri kalanı uyku ve aşkın elinden.
Kemiklerimiz ancak üzerlerinde ten oldukça sızlar.
Fanilik karşısında sıkılmış kaslarımızla bir nefes üzerine geçirilmiş tenden başka bir şey değiliz.
Tıp bilimi hakkında bir şeyler
bilen yegâne insanlar hemşirelerdir, onlar da aşağılanma korkusuyla hiçbir şey söylemezler. Ama yüce doktor kutsal bir ahmak ve bilge adamdır.
dikbaşlılıkla seyrederdi havuzun kurnalarından dökülen suyun eteklerinin uçlara doğru dağılıp püsküllenmesini, bir adamın uzaklaşan gölgesine, Bu ne endam! diye seslenmesini.
kutsal su çanağının yegâne minnettar kuşuymuş gibi yıkanırdı.
Karmaşa ve bozguna uğramış endişeler #8212; işte biz buyuz.
İnsanın acısı yokuş yukarı koşar; doğru, taşıması güçtür ama elinde tutması da güçtür.
“Kitap okurken cellat omzuna dokunup da zamanın geldiğini haber verdiğinde, ayağa kalkarken sayfasını kaybetmemek için araya kâğıt bıçağını koyan ve kitabı öyle kapatan prensi seviyorum ben.
Kitap okurken cellat omzuna dokunup da zamanın geldiğini haber verdiğinde, ayağa kalkarken sayfasını kaybetmemek için araya kağıt bıçağını koyan ve kitabı öyle kapatan prensi seviyorum ben.
Şu anda içinde yaşamakta olduğumuz dünya, her şeyin açıkta olmasını, sergilenmesini ve itiraf edilmesini istiyor ama gerçekte böyle bir şey olamaz. Okumanın mahrem diyaloğu eski moda bir sırdaşlık, neyse ki öyle. Sizin burada itiraf ettiğiniz şey, kitabın size itiraf ettikleri ikinizin arasında, zatenorada da kalmalı. Geceyi Anlat Bana çok şeyin söylenebileceği ve söylenmeden bırakılabileceği bir yer.
İyi metinler zaman makinesi gibidir; kendi zamanlarına aittirler, kendi zamanlarını anlatırlar ve bizi o zamana geri götürürler. Ama başka bir özellikleri daha vardır, gelecekte de canlılıklarını korurlar çünkü zamana bağlanmamışlardır.

Bize heyecan veren şeylerin çoğu zamana bağlıdır ve çok geçmeden kaybolurlar. Bir sanat eserini test etmenin iyi bir yolu da güncel bağlamını kaybettikten çok sonra bile ilgi çekmeye devam etmesidir. Elizabeth İngiltere’sindeki hayatı anlamak için okumayız Shakespeare’i; şimdiki zamandaki kendimizi bulmak için okuruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir