İçeriğe geç

Geceyarısı Mektupları Kitap Alıntıları – Salâh Birsel

Salâh Birsel kitaplarından Geceyarısı Mektupları kitap alıntıları sizlerle…

Geceyarısı Mektupları Kitap Alıntıları

Ülserinize safranıza çok çok üzüldüm. Ama bunlara günlük arkadaşlıklar gözüyle bakmak en iyisi. Ben öyle ya­pıyorum. Onlarla her gün ip atlıyorum.
Proust o bütün yaşamını kaplayan Geçmiş Zaman Peşinde’yi yazdıktan sonra:
-Romanım bitti, artık ölebilirim.
demiş ve o yılda fıttırık bir hastalıktan, bir soğuk algınlığından ölmüştür.
Bencesi edebiyatta ilk adım, kitapları, ya­zarları sevmektir.
Birini övecekseniz, kemkümden öteye geçmiyeceksiniz.
Düşünceler tarihsel işkencelerdir. Gününü geçirmiş düşüncelere dokunmamalı. Dokunsanız da onlar o değildir artık. İnsan bir günü iki kez yaşayamaz.
İnsanın çok kitabı olmamalı
Ama ne yapsanız kitaplarınız çoğalıyor. Bu da sevdiği­niz kitaplara gereken ilgiden alıkoyuyor sizi. Buna da ses çıkaramıyorsunuz.
Bir günün 24 saati hiçbir şey değil elbet. İnsan gözünü açıp kapayıncaya değin bakıyor ki, gün uçup gitmiş.
Biz insanlara her türlü kötülüğü yapıyor, sonra da adımızı insansever olarak ilân ediyoruz.
Ben yaşamım bo­yunca birtakım çalımların, böbürlenmelerin, yukardan bakışların içinde olmadım.
Ben bana uzak kalmak isteyen birinin duygu ve davra­nışına saygı göstermek istemişimdir.
Zaman her şeyi anlatıyor. İkiyüzlüler bile birbirlerinin ikiyüzlü olduklarını zamanla anlıyorlar.
Yaşarken elde edilebilecek, elde edildikten sonra da korunabilecek şeylerin en güçlüsü dostluktur kanımca. Gerçi iki kişi arasında, en yakın şey arasında kurulan şey dostluk mudur, o da çok su götürür ya
Miller’i sevme­yenler onu okumayanlar. Ciddi bir yazar okumaya katla­namayanlardır. Miller, ciddi yazarların peygamberidir.
İnsan sözcükleri zaman zaman çok kullanıyor, ya da hiç kullanmıyor.
Günlerinizi okumakla geçirin. Çok, çok okuyun.
Çünkü herkes toplu düşünmeye alışmış.
Kafalarını tek başına işletmekten korkuyorlar.
Ne olur olmaz, çokların benimsediği yargılardan baş­kalarına varırız diye çekiniyorlar.
şiire kapalı bir dünyada ya­şadığımız bir gerçek. Ozanlar bile ona gereken saygıyı göstermiyor. Herkes kapkaççı. Batı’da bile şiirin yüzüne bakanların sayısı gittikçe azalıyor. Belki bir gün bir televizyon filmi olarak şiiri yine karşımızda görebiliriz ama buda bizim bildiğimiz, birlikte yaşadığımız şiir olur mu, olmaz mı?
Türkiye’de okumak diye bir olay yok. Kötülemek, çamur atmak var, okumak yok. Hayır okumuyorlar. Beğendikleri yazarları bile okumuyorlar.
Çünkü herkes toplu düşünmeye alışmış. Kafalarını tek başına işletmekten korkuyorlar. Ne olur olmaz, çokların benimsediği yargılardan baş­kalarına varırız diye çekiniyorlar.
İnsanın her vakit elde etmek için uğraşacağı, üzüleceği, imreneceği bir takım şeyler olmalı yaşamında.
Türkiye’de okumak diye bir olay yok. Kötülemek, çamur atmak var, okumak yok. Hayır okumuyorlar. Beğendikleri yazarları bile okumuyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir