İçeriğe geç

Geç Gelen Ağıtlar Kitap Alıntıları – Oruç Aruoba

Oruç Aruoba kitaplarından Geç Gelen Ağıtlar kitap alıntıları sizlerle…

Geç Gelen Ağıtlar Kitap Alıntıları

Bağdaştırabilir miyim
bilmiyorum.

Yazabilir miyim?

Hiç bilemedim.
Deniz gibi dalgalanıp
gitti
kokusuyla.
Koşamadım ardından.
Kaldım.
Öyle.

Hep sen miydin
her bahar gelen
Aşk.

Ney
in
göl
ge
si?

gönlünü renkli tut
bır
ak
ma
Artık günler uzamağa başlayacak
Bulutlarla kapanan gökyüzü açılacak
Güneş ışıyacak denizin dalgalarında
Ama geceler gene karanlık kalacak.
artık utanmayacak
parlak anılarımız,
senin için paylaştığımız
son kadeh şarap
taşıdığımız iki yitik yaş
senin içindi
senin kalacak

Biraz önce derinlere dalan bakışını gördüm
Hüzünlerin içinde bir sevgi, lekesiz yatıyor.
Bu gece pencerem bir ayna
Gözünü dikmiş bakıyor bana
Akıyor aşağıya camdaki buğu
Ama sisten ulaşamıyorum sana
Sonra solgun renkleriyle geldi hüzün
Hızla geçip yammdan yitiyordu yüzün.
Elime 1sızı
saplandı
yazarken
1az önce derinlere dalan bakışını gördüm Hüzünlerin içinde 1sevgi, lekesiz yatıyor
Bütün olup bitenler sanki dündü.”
Ne zaman geçer akşam geceye?

Söy
le

Biz
im
iz
im
iz
Yetemedim sana
Ben olmalıydım.
Di
li
geçmiş mi
sin
ar
tık –
Mimozaları bekleyemedin
mi?
kan
at
sız
ım #8212;sen
siz
im.
Sanki tek iççekişle tüm dünyayı dolduran hüzünlü nefessin.
Gözlerimiz bulandı.
Sevgimiz
kala
kal
dı.
Biz gene buradayız.
Sense oradaymışsın.
Aşk.
Ney
in
göl
ge
si?
Seni öldürmeyeceğim.
in
ce
ci
k

ge
ce
ge
l
se

se
n.

Sıvılaşıp akan pus altında

gönlünü renkli tut

Dilegelmeğe çalıştılar, ama yitikti türkün.
Hep sen miydin
Her bahar gelen.
Sanki tek iççekişle tüm dünyayı dolduran
hüzünlü nefessin.
Sonra solgun renkleriyle geldi hüzün
Hızla geçip yammdan yitiyordu yüzün.
Sanki tek iççekişle tüm dünyayı dolduran hüzünlü nefessin.
ne zaman geçer akşam geceye?
deniz de
gider mi
böyle?
sanki tek iççekişle tüm dünyayı dolduran
hüzünlü nefessin.
Neler bekledim sizden
Hiçe çevirdiniz boyuna.
Devingen pencere ışıkları
Direngen sokak lambaları ..
Sanki tek iççekişle tüm dünyayı dolduran
hüzünlü nefessin.
Biraz önce derinlere dalan bakışını gördüm
Hüzünlerin içinde bir sevgi, lekesiz yatıyor.
Hep sen miydin
her bahar gelen.
gönlünü renkli tut
bır
ak
ma.
Sen
hep bizimken
biz gelmeden
hiç bilmeden
gitmiştin.

Anılarımız
utandı.

Sanki tek iççekişle tüm dünyayı dolduran hüzünlü nefessin.
Biraz önce derinlere dalan bakışını gördüm
Hüzünlerin içinde bir sevgi, lekesiz yatıyor.
Dok
un dün
ya
ya
düş
ün
ce
nle
Yanyana iki ışık yanıyor
Karanlığı çizgi çizgi keserek
Geçip gitmiş günleri anıyor
Serin rüzgar yavaşça eserek.

Ay
batıyor.

Artık günler uzamağa başlayacak
Bulutlarla kapanan gökyüzü açılacak
Güneş ışıyacak denizin dalgalarında
Ama geceler gene karanlık kalacak.
yeni
den
iz.

biz
iz.

Sular bekliyorlar dağlarda
Sıkışıp kalmışlar buzullarda
şimdi öyle katı duruyorlar
Coşup çağlayacaklar baharda
GEÇTİ
Geç
ti.
Güneş gitmeden Yağmur geldi
Doğama
Yan
Güneş
Güney’e bakan
penceren
karanlık.
Biraz önce derinlere dalan bakışını gördüm
Hüzünlerin içinde bir sevgi, lekesiz yatıyor.
Doğ
ama
yan
gün
Orada ne kadar yağmur yağarsa yağsın
Silik yüzünde gülümseme ıslanmayacak
Sen
Hep bizimken
Biz gelmeden
Hiç; bilmeden
Gitmiştin.
Anılarımız
Utandı
Ama geceler gene karanlık kalacak!
Geç-
ti
Geçti
Sanki tek iççekişle tüm dünyayı dolduran
hüzünlü nefessin.
Al
dan
ma
dan
al
dat
ma
dan
Seni öldürmeyeceğim.
Başımı kaldırdığımda artık yoktu.
Yarın bulurum biryerlerde.
Pırıltın şimdiden erişti karanlığıma uzaklardan.
sisten ulaşamıyorum sana.
Yanıp sönmeyin boşuna
Getirdiniz beni oyuna
Neler bekledim sizden
Hiçe çevirdiniz boyuna.
Sonra solgun renkleriyle geldi hüzün
Hızla geçip yanımdan yitiyordu yüzün.
Tepe karanlıkta
Kuşlar yüksekte
Çalı yorgun
Yaprak kuru

Deniz akar
Hava soğuk

Su koyu
Işık az

Geçti
Gitti

Gönlünü renkli tut

rak
ma
Birlikte Güneş’i batırmıştık seninle
Artık damlalarla, iniltiyle gelecek gece
Sildin bütün renkleri incecik elinle
Kaldım kara sözcüklerle, hece hece
Uzakta bekleyen karanlığa doğru yürüdün
Gülümsemen üzgün gibiydi, biraz küskün
Sen hep bizimken
biz gelmeden
hiç bilmeden
gitmiştin.
anılarımız utandı.
Kulagımda kalan ezgi zamanı sürüklüyordu
Işıkların arasına sıkışan renk
Gölgeni söylüyordu
Süzüyordu özlemini
Bulutlann yıprattıgı güneş mecalsiz batıyor
Şakağımda kıpırdanan damar düzensiz atıyor
Biraz önce derinlere dalan bakışını gördüm
Hüzünlerin içinde bir sevgi, lekesiz yatıyor.
Bu gece pencerem bir ayna
Gözünü dikmiş bakıyor bana
Akıyor aşağıya camdaki buğu
Ama sisten ulaşamıyorum sana
Hep ileri yürürken
Gözü kapalı güvenirken
Boyuna düştüğün tuzaktan
Sürünüp çıkmağa çalışırken

Adımların kısalmış
Işığını gece almış
Zamanın geçişirken
Kırık anısı kalmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir