İçeriğe geç

Fuji-Yama Kitap Alıntıları – Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov kitaplarından Fuji-Yama kitap alıntıları sizlerle…

Fuji-Yama Kitap Alıntıları

Güçlüklerle boğuşmadan yaşamak nerede görülmüş?
Dünyada tek istediğim artık savaş olmasın.
— Sonunu kısaca anlatsana.
— Fıkra değil bu, nasıl kısa anlatayım?
— Kısalık dâhiliğin kız kardeşidir.
— Çağımızın kadınlarını görüyor musunuz, Ayşe Apay? Bu anlamda derebeylik dönemi, zamanımızdan kat kat üstünmüş. Hiç olmazsa kocalara saygı, sevgi denen bir şey varmış.
— Sus, Dosbergen, acındırma kendini. Hak ettiğiniz kadar sayarız biz sizleri.
İnsan, nasıl insan olmalıdır?
Tanrı, bütün insanların inandığı, bütün dünyanın bel bağladığı vicdanıdır insanoğlunun ..
Hayvanların en hantalı ayıdır ama bir parça şeker için gün boyu sirkte göbek atar.
Dünyada aptal bolluğundan çok ne var?
En tehlikeli şey yarım bilgidir.
Her bir işe görgüsüzlükle başlar,
Tek istediği, şaşmaz doğrularının
Adım başı onaylanmasıdır.
Yaşam akıp gidiyor, hepimiz nasıl olsa varacağımız yere varacağız.
Çoktandır sayfaları dağılmış bir kitaba benziyoruz. Neden böyle oluyor? Yaşam bizim için yalnız pişmanlık kaynağı mıdır? Ne diyelim yazgımız böyleymiş.
İnsanoğlu ömründe bir kerecik olsun vicdanıyla başbaşa kalmak, yaşamın hayhuyundan uzak durmak istiyor, o kadar.
Bazen düşünüyorum da, yazgıya inanmak gerekiyor. Onun başına böyle şeyler geleceğini
bilebilir miydik? Hoş, her sonucun bir nedeni vardır ya
Daha o zamanlar, herkes okuyacak, bilinçlenecek; duru bir göldeki temiz sular gibi dingin, aydın bir yaşam başlayacak, diye düşünürdüm. Oysa yaşam coşkun bir ırmağa benziyor.
Savaş insan soyunun can düşmanıdır.
Hem küssen kime küseceksin. Tarihe mi? Hangi büyük tarih kusursuzdur ki? Yaşamı kolay sanmayın. İnsan dediğin güçlüklerin üstesinden gelmesini bilmeli. Kendine güvenini, kişiliğini yitirmemek derin anlayış ister, yürek ister..
Yaşam akıp gidiyor. İnsanlar öyle değişiyorlar ki tanıyana aşkolsun..
Gülcan böyledir işte; acısı depreştikçe doğruyu söyler, doğruyu söyledikçe acısı depreşir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Gerçeği söylemekten daha büyük bir erdem var mı?
Sevgi derseniz, aşk derseniz her şeyim oldu, hepsini tattım. Ne var ki kısa sürdü. Demek, yazgım böyleymiş.
Eskilerin bir sözü vardır: Tilkinin kızılıyla kızın güzeli beladan kurtulamazmış.
Her şeyden önce kendinize inanın..
Tohumsuz çiçekler gibi silinip gidecek miyim?
Yarınımı görebilmem için geçmişe bakmam yetiyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hiçbir umudum gerçekleşmedi, hedeflerimin hiçbirine ulaşamadım. Yaşam parmaklarımın arasından kayıyor
İSABEK: Bana sorarsanız gece iyi bir yağmur yağsın isterim. Çadırda ya da obada uyurken tepenize damlaların düşmesi ne güzeldir! Her şeyi unutur, düşlere dalarsınız..
Çoktandır sayfaları dağılmış bir kitaba benziyoruz.
Eskilerin bir sözü vardır : Tilkinin kızılıyla kızın güzeli beladan kurtulamazmış.
Yaşam akıp gidiyor, hepimiz nasıl olsa varacağımız yere varacağız.
İnsanoğlu ömründe bir kerecik olsun vicdanıyla başbaşa kalmak, yaşamın hayhuyundan uzak durmak istiyor.
Artık obalar kalmadı,
Sende göçtün bu dünyadan,
Yağmur gene eskisi gibi
Gürleyip duruyor dağlarda.
Yarınımı görebilmem için geçmişe bakmam yetiyor.
Yaşam akıp gidiyor. İnsanlar öyle değişiyorlar ki tanıyana aşkolsun!
Gerçeği söylemekten daha büyük bir erdem var mı?
Dünyada aptal bolluğundan çok ne var?
Sonra şansımıza ne yıllar düştü! Yıkıntılardan çıktık hepimiz.
Bakın, ozanın biri ne der:
En tehlikeli şey yarım bilgidir.
Her bir işe görgüsüzlükle başlar, Tek istediği, şaşmaz doğrularının Adım başına onaylanmasıdır.
İnsan Nasıl İnsan Olmalıdır?
İnsan günahlarıyla birlikte doğar.
Tanrı, bütün insanoğlunun inandığı, bütün dünyasının bel bağladığı vicdanıdır insanoğlunun
Bekle Tanrı, bekle Tanrı,
Yüzüne tüküreceğim!’
Ama biz de insanız. Durmadan gerçeği aramak bizim en zayıf yerimizdir.
“Umutlar, umutlar, nerede kaldı tadınız?”
“ Yarınımı görebilmem için geçmişe bakmam yetiyor.”
“ Tanrı, bütün insanların inandığı, bütün dünyanın bel bağladığı vicdanıdır insanoğlunun ”
“İnsanoğlu ömründe bir kerecik olsun vicdanıyla başbaşa kalmak, yaşamın hayhuyundan uzak durmak istiyor o kadar.”
Savaşta bile aynı tartışma:
İnsan nasıl insan olmalıdır?
Savaşta bile aynı tartışma:
İnsan nasıl insan olmalıdır?
Hayvanların en hantalı ayıdır ama bir parça şeker için gün boyu sirkte göbek atar.
Güçlüklerle boğuşan yalnız sen misin?
Hangi büyük tarih kusursuzdur ki ?
Hayvanların en hantalı ayıdır ama bir parça şeker için gün boyu sirkte göbek atar.
Gerçeği söylemekten daha büyük bir erdem var mı ?
Dünyada aptal bolluğundan çok ne var ?
Yaşam akıp gidiyor. İnsanlar öyle değişiyorlar ki tanıyana aşkolsun!
En tehlikeli şey yarım bilgidir.
Her bir işe görgüsüzlükle başlar,
Tek istediği şaşmaz doğrularının
Adım başı onaylanmasıdır.
Ey tarihin en büyük güç kaynağı olan şöhret düşkünlüğü! Sen neler yaparmışsın!
Yoksa düşlerden de mi korkmaya başladık?
Umutlar,umutlar,nerede kaldı tadınız?
Aradan kaç yıl geçti? Yirmi beş mi? Daha mı çok? Acıyorum geçen yıllara
Tanrım, şaşırtma beni
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünümüş.
Yalan mı? Her Mozart’ın bir Salyeri’si vardır. Doğa yasası bu. Insanlar günahlarıyla birlikte doğar.
Devletlerin kapışması yaşamak için değil ölmek içindi sanki.
Tarihin yapısı böyle. Savaşı yok etmek için savaşla gitmek gerekiyor.
Yaşam insanın aklını başına getiriyor. Hayvanların en hantalı ayıdır ama bir parça şeker için gün boyu sirkte göbek atar.
Yaşam akıp gidiyor, hepimiz nasıl olsa varacağımız yere varacağız.
-Bugünün gençliğine akıl erdirene aşk olsun.

-Nedenini düşündün mü hiç? Belki de ilginç gelmiyorsun çocuklarına. Onlardan alıp verebileceğin bir şeyin kalmamış. Ilgilerini çekecek bilgi verebiliyor musun onlara?

Yaşadığımız yılların bir neslin deneyi olarak önemli bir edebiyat konusu olabileceğine inanmamız gerekir. Biz nasıl yaşadık, bizden sonra aynı biçimde mi yaşayacaklar? Iste buna edebiyat, yalnız edebiyat yanıt verebilir.
Tilkinin kızılıyla kızın güzeli beladan kurtulamazmış.
Yazgından yakınmak sana mı kaldı?
Yarını görebilmem için geçmişe bakmam yetiyor.
Tanrı, bütün insanların inandığı, bütün dünyanın bel bağladığı vicdanıdır insanoğlunun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir