İçeriğe geç

Fesüphanallah! Kitap Alıntıları – Alev Alatlı

Alev Alatlı kitaplarından Fesüphanallah! kitap alıntıları sizlerle…

Fesüphanallah! Kitap Alıntıları

“ Unutmayın ki, düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır Türkiye’nin. Batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar. “
“İyi bir atanmışın vezir edebildiği bir halkı “kötü” bir seçilmişin rezil edebildiği de sır değil.”
“Mekke Hilton’un üst katları panoramik, oyunun son perdesi en iyi oralardan seyrediliyor.”
Yavrum, savaşçı firavunlar yine talan ediyorlar bizim buraları. Varil bombalarının rastgele savurduğu ezeli ve ebedi Şarklı kendi yağında kavrulan kıvıl kıvıl bir canlı kümesi. Ölmeyecek kadar gıda, düzeni tehdit etmeyecek kadar eğitim, ehemmiyetsiz tasarruflar, ehemmiyetsiz servetler ve tahammül. Enkaz altına çocuklar peyda etmekte Orta Doğulu, dilsiz ve dayanıklı.
Diyeceğim , New York Limanı’na giren muhacir gemisinin güvertesindeki Vito Andolini misali huşu içinde Özgürlük Anıtı’nı seyreden göçmenler ancak Hollywood fimlerinde görülür.Daha da garip olan nedir ,biliyor musunuz ?Biz olsak böylesi acıların yaşandığı bir yeri hatırlamamak için elimizden geleni yaparız.Amerikalı öyle değildir.Amerikalı , Gözyaşı Adası’ndaki transit merkezini açık hava müzesine dönüştürür,sığınmacıların trajedisinden ayrıca para kazanır.Yakın zamanda olmaz ama Guantanamo’yu, Ebu Gureyb’i müzeye dönüştürdüklerini duyarsanız şaşırmayın, yavrum. “Sapkın duygusallık” diye bilinen psikozun tezahürlerinden biridir.
Sorunlarımızı onları yaratan düşünce tarzımızı kullanarak çözemeyiz.
Yaşımı aldıkça aklımıza mukayyet olup kendi hayırhah sazlığımıza sahip çıkmanın önemine daha çok inanır oldum.
“İşleyebileceğimiz en büyük günah birbirimize kayıtsız kalmaktır.”
Anlaşılan şehre (İzmit) son darbeyi de 1934’te Diocletianus’un sarayının olduğu alanın üzerine beton atıp yerine SEKA kâğıt fabrikasını kurduğumuz zaman vurmuşuz. İzmit-Gölcük sahil yolu tüy dikmiş. Kocaeli Kültür Müdürlüğü bölgeyi tel örgüyle çevirmiş, giriş çıkışı yasaklamış, ne yapsın. Öte yandan, bu topraklarda üretilen ilk kâğıttır SEKA’nınki. Türkiye’nin ilk kâğıt mühendisi, kimyager Mehmet Ali Kâğıtçı’nın bayraklarla süslenmiş bir konvoyda kentte dolaştığı, elindeki saman kağıdını İzmitlilere gururla gösterdiği anlatılır. Sanayileşmeye duyulan özlemi, sevinci düşünebiliyor musunuz?
Bari siz siz olun, en öldürücü cephaneliğin üstün ateşli silahlar, hatta süper teknoloji bile değil ‘aymazlık’ olduğunun idrakine varın, yavrum. Bilin ki çözümü olmayan, ‘mesele’ olmaz.
‘Mesele’ varsa, çözüm mutlaka vardır ; mesele, ‘mesele’ yi tanımak. Teşhisi doğru koyarsanız mutlaka çözersiniz.
Farklı pencerelerden bakmayı öğrenmeli, ‘mesele’ yi onu oluşturan düşünce biçimlerinizi kullanarak çözemeyeceğinizi idrak etmelisiniz.
Demokrasi asla uzun ömürlü değildir. Kendisini kısa zamanda ziyan eder, bitap düşürür ve öldürür ; intihar etmeyen bir demokrasi görülmemiştir.
“İşleyebileceğimiz en büyük günah birbirimize kayıtsız kalmaktır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir