İçeriğe geç

Ferrari’sini Satan Bilge’nin Gizli Mektupları Kitap Alıntıları – Robin Sharma

Robin Sharma kitaplarından Ferrari’sini Satan Bilge’nin Gizli Mektupları kitap alıntıları sizlerle…

Ferrari’sini Satan Bilge’nin Gizli Mektupları Kitap Alıntıları

Julian ne yapıyorsun. Bardağın taşıyor. Ne kadar denesen de daha fazla dolduramazsın! diye bağırdım sabırsızca.
Uzun bir süre bana baktı. Lütfen yanlış anlama. Sana saygı duyarım John. Her zaman böyleydi. Ama tıpkı bu bardak gibi sen de kendi fikirlerinle dolmuş görünüyorsun. Şimdi daha fazlasını nasıl alabilirsin İlkin bardağını boşaltmadan?
Bu sözlerin doğruluğuyla çarpılmıştım. Haklıydı. Muhafazakâr hukuk dünyasında geçirdiğim uzun yıllar
boyunca her gün aynı şeyleri, hep aynı şeyleri düşünen insanlarla yaparak bardağımı ağzına kadar doldurmuştum.
Ben bir yaşam sanatçısıyım; benim sanat eserim yaşamımdır.
Suzuki
Gündoğumunun harikalığını ve ayın güzelliğini hayranlıkla izlerken, ruhum Yaradan’a şükran duygularıyla dolup taşar.
Sana gül veren elde, hep biraz güzel koku kalır.
Hepimiz burada özel bir nedenle bulunuyoruz. Geçmişin esiri olmayı bırak. Geleceğin mimarı ol
Bu uzak ülkede geçirdiği zamanı kendi benliğine yaptığı seyahat olarak tanımlıyordu. Çok geç olmadan gerçekten kim olduğu ve ne için yaşadığını bulmaya karar vermişti. Bunun için önceliği daha yaşamaya değer, tatmin edici ve aydınlanmış bir yaşam sürmeye dair kadim bilgeliğe sahip kültürlerle tanışmaktı.
Zihin mükemmel bir hizmetkâr, ancak berbat bir efendidir. Olumsuz düşünen biri haline gelirsen bu, zihnine özen göstermediğin ve iyiliğe odaklanması için eğitmeye zaman ayırmadığın içindir. Winston Churchill ‘büyüklüğün bedeli, düşüncelerinizin her birinden sorumlu olmaktır’ der. O halde aradığın hayat dolu düşünce biçimini zihnine yerleştireceksin. Unutma aklın da vücudundaki diğer kasların gibidir. Kullanırsın ya da kaybedersin.
Goethe der ki , Bizi şekillendiren ve tarz kazandıran, sevdiğimiz şeylerdir.
Aslında çoğu bahçıvan bahçesini gururlu bir asker gibi korur ve kirlenmesine asla izin vermez. Fakat çoğu kimsenin kendi verimli bahçeleri olan zihinlerine her gün soktukları zehirli atıklara bak; endişeler ve kaygılar, geçmişlerindeki sıkıntılar, geleceğe dair karamsarlıklar ve kendi iç dünyalarını altüst eden, kendi yarattıkları korkular.
Yaşamına zenginlik katacak olan, senin kitaplardan çıkaracakların değil, kitapların sonunda yaşamını değiştirecek biçimde sende ortaya çıkaracaklarıdır.
Kendine bile özen göstermezken başkalarına nasıl gösterebilirsin? Kendin iyi hissetmezken nasıl iyilik yapabilirsin? Kendimi sevmezsem başkalarını da sevemem.
Yaşamda hatalar yoktur, yalnızca dersler vardır. Olumsuz deneyim diye bir şey de yoktur, yalnızca kendi bilgeliğini kazanma yolunda olgunlaşmak, öğrenmek ve ilerlemek için fırsatlar vardır. Güçlükten güç doğar. Acı bile mükemmel bir öğretmendir.
Kaygı zihin gücünün büyük kısmını tüketir ve er ya da geç ruhu yaralar.
Doğaldır ki, çoğu bahçıvan bahçesini gururlu askerler gibi korur ve çiçeklerine hiçbir zararlı maddenin buluşmasına izin vermez. Şimdi bir de çoğu kimsenin kendi verimli bahçeleri olan zihinlerine her gün soktukları zehirli atıkları bak; endişeler ve kaygılar, geçmişle barışık olmamak, geleceğe karamsar bakmak ve kendi öç dünyalarında yıkıma yol açan kendi yarattıkları korkular.
Görüşünüz yalnızca kalpten bakabildiğinizde berraklaşır. Dışarı bakanlar düş kurar, içe bakanlar uyanış yaşar.
Düşlerim ve kâbuslarım vardı. Düşlerim için kâbuslarımın üstesinden geldim.
Hepimiz burada özel bir nedenle bulunuyoruz. Geçmişinin esiri olmayı bırak. Geleceğinin mimari ol.
Anı yaşa. İçinde bulunduğun anın armağanlarının tadını çıkar.
Kazanım için mutluluğu asla feda etme.
Yolculuğun tadını çıkar ve her günü son gününmüş gibi yaşa.
Büyük paralar kazanmak ile büyük bir yaşam kurmak arasında muazzam bir fark vardır. Şükran duyacağın şeyleri keşfetmek için günde beş dakika olsun harcamaya başladığında, aradığın yaşam zenginliğine ulaşacaksın. Senin verdiğin örnekteki kişi bile şiddetli mali sıkıntısına rağmen minnettar olacağı şeyler bulabilir. Ona sağlığının, sevgi dolu ailesinin ve toplumdaki şöhretinin hâlâ iyi olup olmadığını sor. Bu harika ülkenin vatandaşı olmaktan ve kafasını sokacağı bir eve sahip olmaktan mutlu olup olmadığını sor. Belki de çok çalışmak gibi ustalık isteyen bir beceri ve büyük hayaller kurma yeteneği dışında bir serveti yoktur. Fakat bunlar minnettarlık duyması gereken değerli hazinelerdir. Hepimizin şükran duyması gereken çok şey var. Harika bir yaz gününde pencerenin dışında ötüşen kuşlar bile bilge bir kişiye armağan gibi görünür. Yaşam her zaman senin ondan istediklerini vermez; her zaman ihtiyacın olan şeyleri verir, bunu unutma.
Mutluluk bir yolculuktur. Bu, senin kendinin verebileceği bir karar. . Her günün sana sunduğu özel anların tadını çıkar, çünkü sahip olduğun tek şey bugün ve şu andır.
. Ağaçlar yüzünden ormanı gözden kaçırma. Çocuklarına verebileceğin en iyi hediye sevgindir. Onları tekrar tanımaya başla. Onlara mesleki kariyerinin geçici ödüllerinden çok daha önemli olduklarını göster. Kısa bir zaman sonra kendi yaşamlarını ve ailelerini kuracaklar. O zaman çok geç olacak ve zaman geçmiş olacak.
. Avukatlık bürondaki yükü hafifletmek için birkaç genç avukatı işe aldığında daha sevecen ve verici bir eş olacağını zannederek kendini kandırma. Banka hesabın kabardığında ve daha fazla boş zamana sahip olma lüksünü elde ettiğinde, zihnini zenginleştirmeye ve bedeninle ruhunu beslemeye başlayacağını sanarak kendini kandırma. Bugün çabalarının meyvelerinin keyfini çıkarma günüdür. Bugün anı yaşama ve yükseklerde uçarak yaşama günüdür. Bugün hayal ettiğini yaşama ve düşlerini gerçekleştirme günüdür. Ve lütfen asla ailenin değerini unutma.
.
Çocuklarının çocukluğunu yaşa
.
Çok az şey çocuklarının çocukluk çağının bir parçası olmaktan daha değerlidir. Kendi çocuklarının ilk adımlarını kaçırmışsan başarı basamaklarını çıkmanın ne anlamı var? Bir evi tasarlamaya vaktin olmamışsa apartmanındaki en büyük daireye sahip olmuşsun ne işe yarar? Çocukların babalarını tanımıyorsa tüm ülkede sıkı bir avukat olarak tanınmanın ne anlamı var? .
. gelecek için koyulan hedefler ve kurulan hayaller gerçek anlamda başarılı her yaşamın zorunlu öğeleridir. Gelecek günlerde yaşanacaklara ilişkin umut seni sabah yatağından kaldıran ve sana günler boyunca ilham veren şeydir. Hedefler yaşamına enerji verir. Anlatmaya çalıştığım şey basit; asla başarı uğruna mutluluğunu feda etme. Kendi mutluluğun ve doyumun için önemli olan şeyleri yarına erteleme. Bugün dolu dolu yaşama günüdür, piyangodan para çıktığı veya emekli olduğun gün değildir. Asla yaşamını erteleme.
. Yaşamın küçük zevklerini görmezden gelerek büyük zevklerin peşinde koşmakla zaman harcamaktan vazgeç. Yavaşla. Etrafındaki her şeyin güzelliğinin ve kutsallığının tadını çıkar. Kendine bunu borçlusun.
. Sivana Bilgeleri gerçek anlamda mutlu ve doyurucu bir yaşamın ancak ‘anı yaşamak’ adı verilen bir süreçle olası olduğuna inanıyorlardı. Bu yogiler, geçmişin köprünün altından akan sular gibi geçip gittiğini ve geleceğin ise hayal gücünün ufkundaki uzak bir güneş olduğunu biliyordu. En önemli an, şu andır. Şu anda yaşamayı öğren ve tam anlamıyla tadını çıkar.
Ne söylediğini tam olarak anlıyorum . Günümü büyük bölümünü, değiştirmek için gücümün olmadığı geçmişteki olaylara üzülerek veya gelecekte belki de hiç olmayacak şeylere kaygılanarak geçiriyormuşum. Zihnim her zaman beni bir milyon farklı yöne çeken bir milyon küçük düşünce ile doluydu. Bu gerçekten sinirlendiriyor beni.
Neden?
Beni yoruyor da ondan! Sanırım iç huzurum yok. Fakat zihnimin sadece önümde olan şeyler ile tamamen meşgul olduğu zamanlar da oldu. Bu, sıklıkla hukuki bir konuda çalışırken büyük bir baskı altındayken ve elimdeki işten başka bir şeyle ilgilenecek durumda olmadığım zamanlardı. Buna benzer tam bir odaklanmayı oğullarımla futbol oynarken ve gerçekten kazanmayı isterken de hissettim. Saatler dakikalar gibi geçerdi ve konsantre olurdum. Benim için tek önemli olan şey tam da o anda yaptığım şey olurdu. Onun dışındaki şeyler, kaygılar, faturalar veya işlerimin hiçbir önemi yoktu. Şimdi düşündüğüm zaman, bunlar belki de en huzur dolu hissettiğim anlardı aynı zamanda.
Seni tam anlamıyla zorlayan bir eyleme odaklanman kişisel doyuma giden en emin yoldur. Fakat hatırlanması gereken anahtar nokta mutluluk bir hedef değil, yolculuktur. Bugün için yaşa, buna benzer başka bir yaşamın asla olmayacak.
Gün doğumunun harikalığını ve ayın güzelliğini hayranlıkla izlerken, ruhum Yaradan’a şükran duygularıyla dolup taşar. #MahatmaGandhi
. Ama pişmanlık, zaman ayırabileceğim bir tutum değil. Sivana’daki öğretmenlerimden, her şafak vaktinin aydınlanmış kişi için yeni bir gün olduğunu öğrendim.
. Arkadaşlar yaşama espri, heyecan ve güzellik katar. Eski bir arkadaşla karnına ağrı girecek kadar gülmekten daha çok canlılık veren bir şey yoktur. Kendini üstün görmeye başladığında arkadaşların seni alçak gönüllü yapar. Kendini fazla ciddiye aldığında arkadaşların seni güldürür. Yaşam karşına küçük engellerden birini çıkardığında ve işler göründüğünden kötü gittiğinde iyi arkadaşların yardım için oradadır. .
biri iyilik yapmaya nasıl başlayabilir?
Basitçe, dünyaya bakış açını değiştirmeyi bir öncelik haline getirmeli ve kendini salt birey olarak görmekten vazgeçip bir toplumun parçası olarak algılamaya başlamalısın diyebilirim.
.
Yapabileceğin en soylu davranışın başkalarına bir şeyler vermek olduğunu anlamalısın. Doğu’nun bilgeleri bunu ‘ruhunu zincirlerinden kurtarma’ süreci olarak adlandırır. Bu, bencilliğinden uzaklaşmak ve daha üstün bir amaca odaklanmaktan başka bir şey değildir. Bu, çevrendekilere daha çok şey vermek biçiminde olabilir, ister zamanını istersen enerjini. Bunlar senin gerçekten en değerli kaynaklarındır. Bu bir yıl yoksullar için çalışmak gibi büyük veya sıkışan trafikte birkaç arabaya yol vermek gibi küçük bir şey olabilir. Kulağa modası geçmiş gibi gelebilir, ama öğrendiğim bir şey varsa dünyayı daha iyi bir yer yapmak için çaba göstermeye başladığında yaşamının daha büyülü bir boyuta geçeceğidir. Yogi Raman doğduğumuzda dünya sevinene dek ağladığımızı söylemişti. Yaşamımızı öyle geçirmeliyiz ki öldüğümüzde biz mutlu iken dünya ağlamalı.
. Yaşam kaliteni hissedilir biçimde iyileştirmek istiyorsan, neden burada, dünyada olduğuna yeni bir perspektifle bakmalısın. Dünyaya beraberinde hiçbir şey olmaksızın adım attığını ve yazgının da buradan hiçbir şey olmaksızın ayrılmak olduğunu anlamalısın. Durum böyle iken varoluşunun tek bir gerçek nedeni olabilir.
.
Diğerlerinin iyiliği için çalışmak ve anlamlı bir yaşamla katkıda bulunmak.
sana şu eski Çin atasözünü hatırlatacak, ‘Sana gül veren elde hep biraz güzel koku kalır.’ Anlamı açık; başkalarının yaşamlarını iyileştirmek için çalışırsan bu süreç içinde dolaylı olarak kendi yaşamını da iyileştirirsin. Her gün üzerinde düşünmeden iyilik yapma alışkanlığı edinirsen yaşamın çok daha zengin ve anlamlı duruma gelir. Her bir güne kutsallık ve yücelik katmak istiyorsan bir şekilde başkalarına yardım et.
Aydınlanmış yaşamın sana anlatabileceğim en önemli erdemlerinden biri şudur: Her şey olup bittiğinde, ne kazandıysan kazan, kaç yazlık evin olursa olsun, garajında kaç otomobil beklerse beklesin, yaşam kaliten yaşama yaptığın katkıyla belirlenecektir.
Yaşayan hiçbir şey kendi başına, sadece kendisi için yaşamaz. #WilliamBlake
Ellerimizden kum taneleri gibi akıp giden zaman asla geri gelmez. Zamanı erken yaşlardan itibaren akıllıca kullananlar zengin, üretken ve doyuma ulaştıkları bir yaşamla ödüllendirilir.
Kendini daha fazlasını yapmaya ve daha fazla deneyim kazanmaya zorla. Enerjini düşlerini geliştirmeye ada. Evet düşlerini geliştirmek. Zihin kalende böyle sonsuz bir potansiyel taşırken alelade bir yaşamı kabullenme. En üst sınırına ulaşma cesaretini göster. Bu senin doğuştan gelen hakkın!
.
Dahası var. Bu kadar çok insana musallat olan başarısızlık büyüsünü bozmanın basit bir çaresi var.
.
Başarısızlık imkânsız gibi davran ve başarı garantilensin. İster maddi ister spiritüel olsun, amaçlarına ulaşamama düşüncesini silip at. Cesur ol ve hayal gücüne set çekme. Asla geçmişinin esiri olma. Geleceğinin mimarı ol. Asla eskisi gibi hissetmeyeceksin.
. Belki de en önemlisi , yaşayacak beş yüz yılın varmış gibi davranmayı bırakmaktır. .
.
. ‘Bir ağacın tohumunu ekmek için en iyi zamanın kırk yıl öncesiydi. En iyi ikinci zamanın ise bugündür. Gününün bir dakikasını bile harcama. Bir ölüm döşeği mentalitesi geliştir.’
. Ölüm döşeği mentalitesi de nedir?
Bu yaşamına yeni bir bakış açısı, istersen daha güçlendirici bir paradigma de, bugünün son günün olabileceğini, o halde en dolu şekilde yaşaman gerektiğini hatırlatıyor.
.
Aslında bu yaşama dair bir felsefe. Bir ölüm döşeği mentalitesi edinirsen her gününü son gününmüş gibi yaşarsın. Her gün uyandığında kendine şu basit soruyu sorduğunu hayal et: ‘Bu son günüm olsa ne yapardım?’ Sonra ailene, iş arkadaşlarına ve hatta tanımadığın insanlara nasıl davranacağını düşün. Her anını sonuna kadar nasıl üretken ve hareketli yaşayacağını düşün. Ölüm döşeği sorusu tek başına bile yaşamını değiştirecek güce sahiptir. Günlerini enerjiyle dolduracak, yaptığın her şeye lezzet ve ruh katacaktır. Ertelediğin tüm anlamlı şeylere odaklanmaya başlayacak, seni kriz ve kaos bataklığına sürükleyen tüm o sözde sevimli şeylere boş yere zaman harcamayı bırakacaksın.
. Gülmenin gücünü hep hatırla. Müzik gibi, o da yaşamın stres ve sıkıntılarına karşı mucizevi bir toniktir. Sanırım ‘Kahkaha kalbinizi açar ve ruhunuzu yatıştırır’ sözleriyle Yogi Raman bunu en iyi şekilde ifade etmişti. İnsanlar yaşamı asla kendilerine gülmeyi unutacak kadar ciddiye almamalıdırlar.
. İnsanın yapabileceği en trajik şeylerden biri yaşama boş vermektir. Arka bahçelerinde yetişenden zevk almak yerine ufuktaki büyülü gül bahçelerinin hayalini kuran çok fazla insan var. Ne trajedi.
Ayak sürümek hakkında ne düşünüyorsun? Yapmaktan hoşlanmadığım işleri sürekli bir tarafa bırakıyorum ve kendimi önemsiz postaları okur veya hukuk dergilerini karıştırırken buluyorum hep. Belki sadece zaman öldürüyorumdur değil mi?
‘Zaman öldürmek’ yerinde bir metafor. Doğru, iyi hissettiren şeyleri yapmak ve sıkıntı verenlerden uzaklaşmak insan doğasının bir parçası. Ama önceden söylediğim gibi bu dünyada en üretken insanlar daha az üretici olanların hoşlanmadığı şeyleri yapma alışkanlığı geliştirenlerdir, bundan zevk alamasalar da.
Zamanın söz konusuysa acımasız olmalısın. Hayır demeyi öğren. Yaşamında küçük şeylere hayır deme cesaretine sahip olmak sana büyük şeylere evet deme gücü verecektir. Büyük bir dava üzerinde birkaç saat çalışman gerektiğinde ofisinin kapısını kapat. Sana söylediklerimi hatırla. Her çaldığında telefonu açma. Telefon orada, senin rahatın için bulunuyor, başkalarınınki için değil. İronik biçimde, zamanının değerini bilen biri olduğunu gördüklerinde insanlar sana daha çok saygı gösterir. Zamanının kıymetli olduğunu anlayacak ve bunu takdir edeceklerdir.
. Klasik şeylere neden böyle katı biçimde bağlısın? Neden bir şeyleri herkesin izlediği yolla yapman gerektiğini düşünüyorsun? Kendi yarışını sürdürmelisin. Neden çalışmaya bir saat erken başlayarak ofisinin önündeki güzel parkta huzurlu bir sabah yürüyüşü yapamayasın? Neden hafta başında birkaç saat fazla mesai yaparak Cuma günü erken çıkmayı ve çocuklarını hayvanat bahçesine götürmeyi düşünmeyesin? Hatta neden haftada iki gün evde çalışarak aileni daha çok görmeyesin? Tüm söylemek istediğim haftanı planlaman ve zamanını yaratıcı biçimde kullanman gerektiği. Zamanını önceliklerine odaklama disiplinini kazan. Yaşamındaki en anlamlı şeyler asla en az anlamlı olanlara feda edilmemeli. Planın başarısız olmasının başarısızlığı planlamaktan kaynaklandığını unutma. Yalnızca başkalarına ayırdığın zamanları değil okumak, dinlenmek veya eşine bir aşk mektubu yazmak için kendine ayıracağın zamanları da kaydedersen gününü çok daha üretken biçimde geçirebilirsin. Çalışma dışı saatlerini zenginleştirmek için harcanan zamanın bir kayıp olmadığını asla unutma. Bu seni çalışma saatlerinde son derece verimli kılar. Hayatını parça parça yaşamayı bırakmalı ve tüm yaptıklarının görünmez bir bütün oluşturduğunu bir an önce anlamalısın. Evdeki davranış biçimin iştekini etkiler. Ofiste insanlara davranış biçimin ailen ve arkadaşlarına karşı davranışlarını etkiler.
. Diyelim ki, bir Pazar sabahı ve takvimin randevular, toplantılar ve duruşmalarla dolup taşmış durumda. Her zamanki gibi 6.30’da kalkıp bir fincan kahve yuvarlayarak işe koşmak ve gününü stres içinde sağa sola yetişmeye çalışarak geçirmek yerine, bir önceki akşam ertesi gününü planlamak için diyelim ki on beş dakika ayırabilirsin. Daha da verimli olabilmek için sessiz Pazar sabahında tüm haftanı organize etmek için bir saat ayırabilirsin. Günlük plan defterine müvekkillerinle ne zaman buluşacağını, hukuki araştırmanı ne zaman yapacağını ve not bırakanları ne zaman geri arayacağını kaydetmelisin. En önemlisi bir sonraki haftaya ilişkin kişisel, sosyal ve spiritüel gelişim hedeflerin de ajandana girmeli. Bu basit hareket dengeli bir yaşamın sırrıdır. Yaşamındaki tüm önemli uğraşları günlük takvimine yerleştirmekle, sonraki haftanın ve bütün yaşamının anlamlı ve huzurlu olmasını garantilersin.
Yaşamda komik olan ne, biliyor musun?
.
Çoğu kimse gerçekten neyi istediğini ve bunu nasıl elde edeceğini anladığında artık çok geç olmuştur. ‘Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse’ deyişi o kadar doğru ki.
İyi düzenlenmiş zaman iyi düzenlenmiş bir zihnin en kesin işaretidir. #SirIsaacPitman
Zihin kalene sinsice girip yerleşmiş zayıf düşüncelere karşı savaş. Sonunda onlar istenmediklerini anlayacak ve varlıkları hoş karşılanmayan konuklar gibi kaleyi terk edecektir.
Disiplinli yaşa.
Disiplin sürekli küçük cesurca davranışlarla inşa edilir.
Kişisel disiplin tohumunu ne kadar beslersen o kadar olgunlaşır.
Düşlerin tamamıyla gerçekleştirildiği bir yaşam için irade gücü şarttır.
. Dürtü, iç disiplin geliştirmenin de gizli unsurudur. Daha önce söylediğim gibi, küçük şeylerle başlarsın. Bu, daha erken kalkmak, her gece birkaç apartman öteye yürümeye başlamak ve yeterince izlediğini fark ettiğin zaman televizyonu kapatmak için kendini eğitmek olabilir. Bu küçük zaferler seni en yüksek benliğine götüren yolda sana daha büyük adımlar atma cesareti veren itici gücü yaratır. Kısa süre sonra daha önce hiç sahip olmadığını düşündüğün bir enerji ve şevkle yapabileceğini asla düşünmediğin şeyleri yapar duruma gelirsin. Bu çok keyifli bir süreç , gerçekten öyle. .
kendini hayalini kurduğun kişi olarak canlandırma pratiğini her gün uygulaman, seni hayallerine ulaştıran disiplinli, ilkeli yaşamı kurmanda sana muazzam bir destek sağlayacaktır. Kaldı ki dünyanı bir günde değiştirmen gerekmez. Küçük adımlarla başla. Binlerce millik bir yolculuk ilk adımı atmakla başlar. Kademe kademe gelişiriz. Hatta bir saat daha erken kalkman ve bu harika alışkanlığı sürdürmen kendine güvenini artıracak ve sana daha yüksek yerlere ulaşma ilhamı verecektir.
.
Küçük zaferler büyük zaferleri doğurur. Büyük şeylere ulaşmak için küçük şeyleri inşa etmelisin. Her gün daha erken kalkmak gibi basit bir karara bağlı kalmayı sürdürerek başarının getirdiği keyfi ve tatmini hissedeceksin. Bir hedef koymuş ve onu gerçekleştirmiş olacaksın. Bu insana kendisini iyi hissettirir. Marifet, çıtayı hep daha yükseğe koymak ve standartlarını sürekli olarak yükseltmektir. Bu, sonsuz potansiyelini keşfetmeye devam etmen için seni motive edecek sihirli özellikte bir dürtü ortaya çıkaracaktır. .
. Sadece iyi düşüncelere odaklandığın ve irade gücü ile kötü düşünceleri aklından geçirmeyi reddettiğin zaman, sana söz veriyorum ki bunlar çok hızlı bir şekilde çürüyecekler.
.
Düşüncelerini kontrol ettiğinde zihnini kontrol edebilirsin. Zihnini kontrol ettiğinde yaşamını kontrol edersin. Tüm yaşamını kontrol etme aşamasına ulaştığında da kaderinin efendisi olursun.
Bağımsızlık bir eve benzer; onu tek tek tuğlalardan inşa edersin. Koyduğun ilk tuğla irade gücündür. Bu özellik herhangi bir anda sana doğru şeyi yapma ilhamı verir. Cesaretle davranma enerjisi verir. Sürmekte olduğun yaşam biçimini kabul etmekten çok, hayal ettiğin yaşamı sürme kontrolünü sağlar.
. İster inan, ister inanma, irade gücünü geliştirmen kaygı duyma alışkanlığını ortadan kaldıracak, seni sağlıklı kılacak ve sahip olduğundan çok daha fazla enerjiyi sana verecek. Gördüğün gibi , kendini kontrol etmek zihin kontrolünden başka bir şey değil. İrade zihinsel güçlerin kralıdır. Zihninin efendisi olduğunda yaşamının efendisi olursun. Zihninin efendisi olmak düşündüğün her şeyi kontrol edebilme becerisi ile başlar. Tüm zayıf düşünceleri bir kenara atıp sadece olumlu ve iyi olan düşüncelere odaklanma becerisini geliştirdiğinde pozitif ve iyi eylemler onların ardından gelecektir. Kısa süre sonra olumlu ve iyi olan tüm şeyler yaşamına girer.
Bugün kaderimizin efendisi olduğumuza, bize verilen görevin gücümüzü aşmadığına ve onun ızdırap ve zahmetlerinin benim dayanıklılığımın ötesinde olmadığına eminim. Kendi nedenimize inandığımız ve kazanmak için yenilmez bir iradeye sahip olduğumuz sürece zafer bize uzak olmayacaktır. #WinstonChurchill
Kendini kontrol etmek yaşam ustalığının DNA’sıdır.
Dışarıda başarı, içeride başlar.
Aydınlanma zihnin, bedenin ve ruhun sürekli geliştirilmesiyle elde edilir.
Korktuğunuz şeyleri yapın.
Başarısızlık deneme cesaretinden yoksun olmaktır, ne eksik ne fazla. Çoğu insan ile hayalleri arasında duran tek engel başarısızlık korkusudur. Ancak başarısızlık herhangi bir uğraşta başarı için şarttır. Başarısızlık bizi test eder ve gelişmemizi sağlar. Bize aydınlanma yolunda dersler verir ve rehberlik eder. Doğu’nun öğretmenleri yüz kere ıskalamadan nişan tahtasındaki hedefe isabet ettirilemeyeceğini söylerler. Bu, kayıp yoluyla kâr sağlama yönündeki temel Doğa Yasası’dır. Başarısızlıktan asla korkma. Başarısızlık senin arkadaşındır.
.
Evren cesur olanın yanındadır. Yaşamını en yüksek düzeyine ulaştırmayı bir kez başardığında, ruhunun gücü sana kılavuzluk edecektir. Yogi Raman herkesin kaderinin doğumları sırasında çizildiğine inanırdı. Bu yol muhteşem hazinelerle dolu büyülü bir yere götürür. Bu yolda yürüme cesaretini geliştirmek kişiye kalmıştır. .
Senin içinde güneş, ay, gökyüzü ve bu evrenin tüm harikaları yatar. Bu harikaları yaratan zekâ seni yaratan kuvvetin aynısıdır. Etrafındaki her şey aynı kaynaktan gelir. Hepimiz biriz.
.
Bu dünya üzerindeki her varlığın, bu dünya üzerindeki her nesnenin bir ruhu vardır. Tüm ruhlar tek bir ruha akar; bu, Evrenin Ruhu’dur. Gördüğün gibi , kendi zihnini ve ruhunu beslediğin zaman aslında Evrenin Ruhu’nu beslemiş olursun. Kendini daha iyi duruma getirdiğinde, etrafındaki herkesin yaşamlarını iyileştirmiş olursun. Hayallerinin ardından kendine güvenerek koşma cesaretine sahip olduğunda, evrenin gücünü kendinde toplamış olursun. Sana daha önce de söylediğim gibi, yaşam sana ondan istediğin şeyi verir. O seni her zaman dinler.
Ve son ritüel?
Bu, hepsinden önemli olan ‘Sadelik Ritüeli’dir. Bu ritüel sade bir yaşam sürmeni gerektirir. Yogi Raman ‘İnsan asla ince şeylerin kalınlığında yaşamamalıdır. Sadece önceliklerine, gerçekten anlamlı olan eylemlere odaklan. O zaman yaşamın derli toplu, doyurucu ve istisnai bir şekilde huzurlu olur. Bu konuda sana garanti veririm’ demişti.
. Haklıydı. Sapı samandan ayırmaya başladığım zaman yaşamım ahenk kazandı. Alışkanlık haline getirdiğim koşturmacalı ritimde yaşamayı bıraktım. Kasırganın ortasındaymış gibi yaşamaktan vazgeçtim. Onun yerine, hızımı düşürdüm ve meşhur güllerin kokusunu içime çekmek için zaman buldum.
Sadeliğe ulaşmak için ne gibi şeyler yaptın?
Pahalı kıyafetler giymekten vazgeçtim, günde altı gazete okuma alışkanlığımı bir kenara attım, her zaman herkesin emrine amade olmayı bıraktım, vejetaryen oldum ve daha az yemek yedim. Temelde, ihtiyaçlarımı azalttım. Gördüğün gibi , gereksinim dediğin şeyleri azaltmadıkça asla tatmin olamazsın. Las Vegas’ta rulet masasının başında şanslı rakamın geleceği ümidiyle hep ‘Sadece bir tur daha’ deyip bekleyen kumarbaz gibi olursun. Hep sahip olduğundan daha fazlasını istersin. Bu şekilde nasıl mutlu olabilirsin ki?
üretkenlik, şefkat , tevazu, sabır, dürüstlük ve cesaret . Tüm eylemlerin bu prensipler ile uyumlu ve tutarlı olduğunda, derin bir iç huzur ve ahenk hissedersin . Bu şekilde yaşamak seni kaçınılmaz olarak spiritüel başarıya taşır. Doğa ve evren yasaları ile uyumlu davranışlarda bulunursun . Bu, başka bir boyutun, örneğin daha yüksek bir gücün enerjisinden faydalanmaya başladığın zamandır. Aynı zamanda bu, sıradanlıktan olağanüstünün dünyasına geçtiğin ve varoluşunun kutsallığını duyumsamaya başladığın zamandır. Yaşam boyu aydınlanmaya doğru ilk adımdır.
.
. Doğru şeyleri yap. Gerçek karakterinle uyumlu biçimde yaşa. Dürüst davran. Kalbin seni yönlendirsin. Gerisi kendiliğinden hallolacaktır. Hiçbir zaman yalnız değilsin biliyorsun.
.
karakterini inşa etmek için her gün küçük şeyler yapman gerektiğini hatırla. Emerson’ın söylediği gibi; ‘Karakter zekâdan daha yüksek bir yerdedir. Yüce bir ruh yaşamak ve düşünmek için güçlü konumdadır.’ Karakterin bu prensipler ile uyumlu bir şekilde davrandığında inşa edilmiş olur. . Bunu yapmayı başaramazsan, gerçek mutluluk senin ulaşamayacağın bir yerlerde olacaktır her zaman.
Işık Saçan Yaşam’ın dokuzuncu ritüeli ‘Ahenkli Karakter Ritüeli’. Bu, biraz önce konuştuğumuz imge kavramının bir yan dalı. Basitçe ortaya koyarsam, bu ritüel karakterini inşa etmek için her gün, giderek artan bir şekilde kendini geliştirmeni gerektirir. Karakterini güçlendirmen kendini görme biçimini ve gerçekleştirdiğin eylemleri etkiler. Yaptıkların alışkanlıklarını oluşturmak için bir araya gelir ve bu önemlidir. Çünkü alışkanlıkların seni kaderine yöneltir. Belki de Yogi Raman, ‘Bir düşünce ekersin, bir eylem biçersin. Bir eylem ekersin, alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık ekersin, karakter biçersin. Bir karakter ekersin, kaderini biçersin.’ derken bunu en iyi şekilde formüle etmişti.
. Sekizinci ritüel ‘Sözcükleri Tekrarlama Ritüeli’. Bilgeler sabah, öğle ve akşam tekrarladıkları bir dizi mantra’ya sahipti ve bana bu uygulamanın onları hedeflerine odaklı, güçlü ve mutlu kılmada son derece etkili olduğunu söylerlerdi.
Mantra nedir?
Mantra pozitif bir etki yaratmak amacıyla birbirine eklenmiş kelimelerin oluşturduğu bir diziden başka bir şey değil. Sanskritçede ‘man’ ‘zihin’ ve ‘tra’ ‘özgürleştirici’ anlamına gelir. Dolayısıyla mantra zihni özgürleştirmek için kullanılan bir cümledir. Ve inan bana , mantra’lar bu amaca çok güçlü bir şekilde ulaşır.
Sen günlük rutininde mantra’ları kullanıyor musun?
Tabii ki. Onlar nereye gidersem gideyim benim sadık yoldaşlarımdır. İster otobüste, ister kütüphaneye giderken, isterse bir parkta oturmuş insanları seyrederken dünyamdaki iyi şeyleri mantra’lar yoluyla sürekli olarak teyit ederim.
Yani mantra’lar söylenen sözler midir?
Öyle olmaları gerekmez. Yazılı tekrarlamalar da çok etkilidir. Fakat bir mantra’yı sesli tekrarlamanın ruhum üzerinde harika bir etkisi olduğunu keşfettim. Motive olmam gerektiği zaman içimden şu cümleyi iki üç yüz kere tekrar ederim: Motivasyonum yüksek, disiplinliyim ve enerji doluyum.’ Ulaştığım en yüksek kendine güven duygusunu korumak için ‘Güçlüyüm, becerikliyim ve huzurluyum’ cümlesini tekrarlarım. Hatta genç ve yaşam dolu kalmamı sağlayan mantra’ları da kullanırım.
Bir mantra seni nasıl genç tutabilir?
Kelimeler zihni çarpıcı biçimde etkiler. İster sözlü, isterse yazılı olsunlar güçlü etkilere sahiptirler. Başka insanlara söylediklerin önemlidir ancak kendine söylediklerin daha da önemlidir.
.
. Sen bütün gün üzerinde düşündüğün şeysin. Ayrıca bütün gün kendine söylediğin şeysin. Kendine yaşlı ve yorgun olduğunu söylersen, bu mantra sende dış gerçeklik olarak ortaya çıkacaktır. Güçsüz olduğunu ve etrafına ilginin kaybolduğunu söylersen, bu da senin dünyanın doğası durumuna gelecektir. Fakat kendine sağlıklı, dinamik ve son derece yaşam dolu olduğunu söylersen, yaşamın dönüşüm geçirecektir. Gördüğün gibi, kendine söylediğin sözler senin imgeni etkiler ve imgen gerçekleştirdiğin eylemleri belirler. Örneğin, imgen değerli herhangi bir şey yapma güveni kaybolmuş bir kişiyse, sadece bu özellik ile paralel olan eylemleri gerçekleştirebilirsin. Öte yandan, imgen korkusuz ve ışık saçan bir kişininki gibiyse, yine tüm eylemlerin bu özellik ile paralel olacaktır. Kendi imgen senin gelecekte yapacaklarının kehanetini içinde taşır.
.
Bir şeyi yapma becerin olmadığını düşünürsen, örneğin mükemmel bir partner bulmak veya stressiz bir yaşam sürmek gibi, inançların senin kendine bakışını etkiler. Buna karşılık, imgen, mükemmel bir partner bulmak ya da kendine huzurlu bir yaşam biçimi yaratmak için adımlar atmanı da engelleyecektir. Gerçekten bu yönde gösterdiğin çabaları sabote edecektir.
.
. Kendine bakışın olayların yöneticisidir. Asla onunla tutarlı olmayan bir eylemde bulunmana izin vermez. Güzel olan, yaşamında seni geliştirmeyen diğer her şeyi değiştirebildiğin gibi, kendine bakışını da değiştirebilirsin. Mantra’lar bu amacı gerçekleştirmenin mükemmel bir yoludur.
Uyumadan önceki on dakika ile uyandıktan sonraki on dakikalık sürenin bilinçaltın üzerinde büyük etkisi vardır. En ilham verici ve huzurlu düşünceler zihnine bu süreler içinde programlanır.
Zihnimi bir bilgisayar yaptın.
Bu çok da yerinde bir bakış açısı; içine ne koyarsan onu bulursun. Daha da önemlisi programcı sadece sensin. İçeri girecek düşünceleri seçerek dışarıya ne çıkacağını da kesin biçimde belirlersin. Bu nedenle uyumadan önce haberleri izleme veya biriyle tartışma, hatta günün olaylarını bile zihninden geçirme. Rahatla, istersen bir fincan bitki çayı iç. Sakin bir klasik müzik dinle, kendini zengin ve yenileyici derin bir uykuya dalmaya hazırla.
Anladım. Ne kadar iyi uyursam o kadar az uykuyla yetinebilirim.
Kesinlikle. Bir de Yirmi Bir Kadim Kuralı’nı hatırla: Bir şeyi art arda yirmi bir gün tekrarlarsan bu bir alışkanlık olarak yerleşir. Bu nedenle erken kalkma rutinine üç hafta kadar vazgeçmeden bağlı kal, çünkü başta oldukça rahatsız edici gelebilir. Sonra yaşamının bir parçası olacak. Kısa süre içinde sabah beş buçukta, hatta beşte muhteşem yeni bir günün görkeminin keyfini çıkarmak üzere kolayca kalkabileceksin.
Tamam, diyelim ki her gün beş buçukta kalkıyorum, ne yapacağım?
. Bir kez kalktıktan sonra yapabileceğin çok şey var. Aklında tutman gereken temel ilke güne iyi başlamaktır. Söylediğim gibi uyandıktan sonraki ilk on dakika içinde düşündüklerin ve yaptıklarının günün geri kalanı üzerinde belirgin etkileri vardır.
.
. Olumlu şeyler düşün. Tüm sahip oldukların için şükret. Şükran listen üzerinde çalış. Biraz güzel müzik dinle. Güneşin doğuşunu izle, hatta belki doğal bir çevrede kısa bir yürüyüş bile yapabilirsin istersen. Aslında bilgeler sabahın erken saatlerinde uçuşan ‘mutluluk özlerini’ içlerine çekmek için içlerinden gelse de gelmese de gülerlerdi.
Işık Saçan Yaşam’ın altıncı ritüeli : ‘Erken Uyanma Ritüeli’.
.
Uzaklardaki cennet diyarı Sivana’da öğrendiğim en iyi öğütlerden biri, güne iyi başlamak için güneşle birlikte kalkmaktı. Çoğumuz bizim için gerekli olandan fazla uyuruz. Ortalama biri için altı saat uyku mükemmel, sağlıklı ve dinç olması için yeterlidir.
Aslında uyku bir alışkanlıktan başka bir şey değildir ve diğer alışkanlıklarda olduğu gibi istediğin sonucu almak için kendini eğitebilirsin; bu durumda daha az uyumak için sözgelimi.
Ama çok erken kalkarsam çok bitkin hissediyorum.
İlk birkaç gün çok yorgun hissedeceksin. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hatta erken kalkmaya başladığın ilk hafta boyunca böyle hissedebilirsin. Bunu lütfen uzun dönemli kazanım için kısa süreli küçük bir sıkıntı olarak gör. Yeni bir alışkanlık kazanmaya çalıştığında hep bir parça sıkıntı yaşayabilirsin. Bu yeni bir çift ayakkabı ayağına alışana dek hissettiğin rahatsızlığa benzer; ilkin giymesi biraz zordur ama kısa süre sonra eldiven gibi otururlar. Sana daha önce söylediğim gibi acı çoğunlukla kişisel gelişimin habercisidir. Ondan korkma. Aksine onu kucakla.
.
‘erken’ ne anlama geliyor?
. İdeal bir saati yok. Şu ana dek seninle paylaştığım her şey gibi, senin için doğru olanı yap. Yogi Raman’ın öğüdünü hatırla; uçta olandan kaçın, her şey ılımlı olmalı.
Güneşle uyanmak bana uç bir nokta gibi geliyor.
Aslında değil. Yeni günün ilk ışıklarından daha görkemli olan pek az doğal güzellik vardır. Bilgeler güneş ışıklarının Cennetin armağanı olduğuna inanırlar ve aşırısından kaçınmakla birlikte düzenli olarak güneş banyosu yaparlardı; onları sabahın ilk ışıklarıyla dans ederken görebilirdin çoğu kez. Bunun, olağanüstü uzun yaşamlarının bir başka anahtarı olduğuna kesinlikle inanıyorum.
.
. Güneş beni gençleştirir. Yorgun olduğumda ruhumu canlandırır. Doğu’nun kadim kültüründe güneşin ruha açılan kapı olduğuna inanılırdı. İnsanlar ruhlarıyla birlikte vücutlarının da serpilmesi için ona dua ederlerdi. Güneş ışığı yaşam enerjisini açığa çıkarır, duygusal ve fiziksel canlılığını tazeler. O keyifli bir hekimdir, ziyaretlerin aşırıya kaçmadığı sürece elbette. .
. Bu ritüeli kendi alışkanlıklarım arasına nasıl alabilirim?
İşte birkaç ipucu. Öncelikle uykunun miktarı değil kalitesinin önemli olduğunu asla unutmamalısın. Altı saatlik kesintisiz derin uyku on saatlik aralıklı uykudan daha iyidir. Tüm mesele vücudunu dinlendirmektir. Böylelikle doğal süreçler günlük uğraşların stresi ve güçlükleri nedeniyle zarar gören fiziksel yapını doğal sağlıklı durumuna gelecek şekilde onarıp yenileyebilir. Bilgelerin alışkanlıklarının çoğu kaliteli dinlenmenin, çok uyumaktan daha önemli olduğunu anlaması gerektiği prensibine dayanır. Örneğin Yogi Raman akşam 8’den sonra asla bir şeyler yemezdi. Yemek yemenin tetiklediği sindirim etkinliğinin uyku kalitesini düşürdüğünü söylemişti. Bir başka örnek de bilgelerin uyumaya gitmeden önce arplerinin yumuşak sesiyle meditasyon yapma alışkanlıklarıydı.
. Yarını iyileştirmenin tek yolu bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir.
Ve hataların tekrarlanmaması için açık bir planla gelmelisin değil mi?
Kesinlikle. Hata yapmanın eleştirilecek bir tarafı yok. Hatalar yaşamın bir parçasıdır ve gelişme için gereklidir. Bu şöyle söylemeye benziyor, ‘mutluluk doğru kararlarla, doğru kararlar deneyimle ve deneyim yanlış kararlarla gelir.’ Ancak aynı hataları tekrar tekrar, her gün yinelemenin kabul edilebilir bir tarafı yok. Bu tam da insanları hayvanlardan ayıran bir nitelik olan kendinden haberdar olma yetisinden tamamen yoksunluğun göstergesidir.
.
. Yalnızca insanlar kendilerinden bir adım öteye giderek neyi doğru, neyi yanlış yaptıklarını analiz edebilirler. Bir köpek bunu yapamaz. Bir kuş da. Hatta bir maymun bile yapamaz bunu. İşte Kendin Hakkında Düşünme Ritüeli budur. Günlerinde ve genel olarak yaşamında neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu düşün. Sonra çabucak gelecek iyileşmelere hazır ol.
. Işık Saçan Yaşam’ın beşinci ritüeli nedir?
Bu ‘Kendin Hakkında Düşünme Ritüeli’dir. Bilgiler iç dünyalarında dalıncın gücüne kuvvetle inanırlar. Kendini tanımaya zaman ayırmakla varlığının, sahip olduğunu hiç bilmediğin bir boyutuyla bağlantı kuracaksın.
.
Bu aslında çok pratik bir kavramdır. Görüyorsun, hepimiz içimizde uyuyan birçok yetenek taşıyoruz. Bunları tanımaya zaman ayırarak canlandırabiliriz. Ancak sessiz dalınç bundan fazlasını getirecektir. Bu uygulama seni daha güçlü, kendinle daha barışık ve akıllı biri yapacaktır. Bu zihnini kullanmanın çok değerli bir biçimidir.
.
. Temel biçimiyle ele alırsak Kendin Hakkında Düşünme Ritüeli, düşünme alışkanlığından başka bir şey değildir.
Ama hepimiz düşünmez miyiz? Bu insan olmanın bir özelliği değil mi?
Evet, çoğumuz düşünürüz. Ama sorun çoğu insanın sadece hayatta kalmaya yetecek kadar düşünmesidir. Benim sözünü ettiğim, gelişme sağlayacak kadar düşünmek. Benjamin Franklin’in biyografisini okuduğunda ne demek istediğimi anlayacaksın. O, bütün gün süren verimli çalışmalarının ardından her akşam tüm davranışlarını gözden geçirir, bunların olumlu ve yapıcı mı yoksa olumsuz mu olduğunu, düzeltmesi gereken bir tavrı olup olmadığını düşünürdü. O gün neyi yanlış yaptığını açıkça bilmekle kendini kontrol etme ustalığı yolunda iyileşme ve gelişmeye yönelik adımları atabilecek duruma gelirdi. Bilgeler de aynını yapardı. Her gece güzel kokulu gül yapraklarıyla kaplı kulübelerinin mabedine çekilerek derin bir dalınç içinde otururlardı. .
Yaşamına böylesi bir zenginlik katacak olan, senin kitaplardan çıkaracakların değil, kitapların sonunda yaşamını değiştirecek biçimde sende ortaya çıkaracaklarıdır. Görüyorsun kitaplar sana aslında yeni bir şeyi öğretmez.
.
. Kitaplar aslında zaten senin içinde olanları görmene yardım eder. Aydınlanma budur. .
Düzenli olarak oku. Günde yarım saat okumak mucizeler yaratır. Ancak seni uyarmalıyım. Bunu rastgele yapmamalısın. Verimli zihin bahçene girmesine izin vereceğin şeyler hakkında çok seçici olmalısın. Bunlar son derece besleyici olmalı. Seni ve yaşam kaliteni geliştirecek şeyler seç.
.
. Okumanın gücünü ve akıllı kişinin en iyi dostunun kitap olduğu prensibini Sivana’da öğrendim.
.
. Sana asla olabildiğince çok kitap okumanı önermiyorum. Ancak hatırlamalısın ki bazı kitaplar tadına bakmak, bazıları önce ağızda iyice çiğnemek ve bazıları da bütün halde yutmak içindir. Bu bana başka bir konuyu hatırlattı.
.
. Sadece gerçekten iyi kitaplardan, en iyisini alabilmek için yalnızca okumakla yetinmeyip üzerinde ciddi biçimde çalışman gereken kitaplardan söz ediyorum. Onları, önemli müvekkillerinin yasal görüşünü almak için sana getirdikleri kontratları okurken yaptığın gibi incele. Gerçekten dikkat sarf et, üzerinde çalış, bütünleş. Bilgeler, büyük kütüphanelerindeki ilmi kitapların çoğunu on ya da on beş kez okumuşlardır. Bu büyük kitaplara ilahi bir kaynaktan gelen yazmalar, kutsal metinlermiş gibi davranırlardı.
.
Her gün sadece yarım saat okumak bile yaşamında keyifli bir değişiklik yapacak, çünkü engin bilgi birikimlerinin tümünün senin emrine amade olduğunu görmeye başlayacaksın. Karşılaşabileceğin her problem için her çözüm yazılıdır. Daha iyi bir avukat, baba, arkadaş veya âşık olmak istiyorsan, bir yerde seni bu hedeflere hızla ulaştıracak kitaplar mevcuttur. Yaşamında yapabileceğin tüm hatalar bu yollardan senden önce yürümüş olan kişilerce önceden yapılmıştır. Karşılaştığın güçlüklerin sadece sana özgü olduğuna gerçekten inanıyor musun?
.
Birinin hayatı boyunca yaşadığı ve yaşayabileceği tüm sorunlarla önceden karşılaşılmıştır. Daha önemlisi yanıtlar ve çözümlerin tümü bu kitapların sayfalarında kayıtlıdır. Doğru kitapları oku. Senden öncekilerin şimdi karşılaşmakta olduğun güçlüklerle başa çıktıklarını öğren. Onların başarı stratejilerini uygula, yaşamında gözleyeceğin iyileşmelere hayret edeceksin.
Dördüncü ritüel ‘Bereketli Bilgi Ritüeli’ olarak bilinir. Bu yaşam boyu öğrenmek, öğrendiklerini kendinin ve çevrendekilerin iyiliğini esas alarak geliştirmeni merkez alır.
.
. Bilgi yalnızca potansiyel güçtür. Gücün görülebilmesi için uygulanması gerekir. Çoğu kimse belirli bir durumda veya bu bağlamda yaşamlarında ne yapmaları gerektiğini bilir. Sorun bilgiyi kullanmak ve düşlerini gerçekleştirmek için her gün, tutarlı bir çaba göstermemeleridir. Bereketli Bilgi Ritüeli tamamıyla yaşamın öğrencisi durumuna gelmeye ilişkindir. Hatta daha önemlisi, bu varoluş dersliğinde öğrendiklerini kullanmanı gerektirir.
.
. Yaşamını takviminin kölesi olarak yaşamamayı dene. Onun yerine vicdanın ve kalbinin sana yapmanı söylediği şeylere odaklan. Kendine yatırım yapar, zihin, vücut ve karakterini en yüksek seviyeye çıkarmaya adarsan, neredeyse içinde sana en büyük ve tatmin edici sonuçları almak için neler yapman gerektiğini söyleyen özel bir dümenci varmış gibi hissedeceksin. Saat hakkında kaygılanmayı bırak ve yaşamaya bak.
Işık Saçan Yaşam’ın üçüncü ritüeli
.
‘Yaşam Gıdası Ritüeli’. .
. Kötü bir beslenme şeklinin yaşam üzerinde oldukça belirgin etkileri vardır. Zihinsel ve fiziksel enerjini tüketir. Ruh durumunu etkiler ve zihin açıklığını da engeller. Yogi Raman, ‘Vücudunu besledikçe ruhunu da beslersin’ derdi.
Güzel görüntüler karmaşa içerisindeki ruhu yatıştırır. Bir gül demedi ya da basit tek bir nergis çiçeği duyuları son derece rahatlatıcı bir etkiye sahiptir ve insanı gevşetir. İdeal olarak, Sığınak’ın olarak faydalanacağın bir yerde böyle bir güzelliğin tadını çıkarmalısın.
.
Temelde, bu zihinsel ve spiritüel gelişme için senin gizli toplantı yerin olabilecek bir yerdir. Bu, evinde kullanılmayan bir oda ya da bir apartmanda küçük, huzurlu bir köşe olabilir. Buradaki önemli nokta, kendini yenileme faaliyetlerin için bir köşe yaratmaktır; orada durup sessizce senin gelmeni bekleyen bir yer.
.
Bir diğer önemli noktaya gelelim; Sessizlik Ritüeli en iyi, her gün aynı saatte uyguladığın zaman işe yarar.
.
Çünkü o zaman ritüel olarak alışkanlıklarının arasına girmiş olur. Onu her gün aynı saatte uyguladığında, günlük sessizlik dozu kısa süre sonra, hiçbir zaman ihmal edemeyeceğin bir alışkanlık haline gelecektir. Ve olumlu yaşam alışkanlıkları kaçınılmaz olarak sana kader yolunda rehberlik eder.
.
. Mümkünse her gün doğayla baş başa kalmaya çalış. Ormanda kısa bir gezinti ve hatta arka bahçende domates yetiştirmek için geçirilen birkaç dakika bile seni şu anda içinde uyuyan huzur kaynağına yeniden kavuşturacaktır. Doğaya çıkmak seni en yüksek düzeydeki benliğinin sonsuz bilgeliği ile uyumlu hale getirecektir. Bu iç bilgi seni kişisel gücünün el değmemiş boyutlarına taşıyacaktır. Bunu hiçbir zaman unutma.
Yalnızlık Ritüeli’ni ruhun için dinlenme molası olarak kabul et. Bunun amacı kendini yenilemedir ve güzel yalnızlık battaniyesine sarmalanmış biçimde tek başına zaman geçirerek yapılır.
.
. Yalnızlık ve sessizlik senin yaratıcı kaynağın ile bağlantı kurar ve evrenin sınırsız zekasını açığa çıkarır. zihin bir gör gibidir. Kaotik dünyamızda çoğu insanın zihni sessiz değildir. Bizler zihinsel çalkantılarla doluyuz. Ancak her gün hareketsiz ve sessiz kalmak için zaman ayırdığımızda zihin gölümüz bir cam tabak kadar düz hale gelir. İç sessizlik derin bir iyilik hali, iç huzur ve sınırsız enerji duygusu gibi birçok fayda sağlar. Hatta daha iyi uyursun ve günlük faaliyetlerinde yenilenmiş bir denge duygusunun tadını çıkarırsın.
.
Teorik olarak herhangi bir yerde bunu yapabilirsin, yatak odanda, ofisinde. Anahtar nokta gerçekten sessiz ve güzel bir yer bulmaktır.
Birinci strateji bilgeler tarafından ‘Yalnızlık Ritüeli’ olarak bilinirdi. Bu, günlük programımızın zorunlu bir huzur dönemi içermesini sağlamaktan başka bir şey değil.
.
Bu, ister on beş dakika gibi kısa, ister elli dakika kadar uzun bir süre olsun, sessizliğin iyileştirici gücünü kavradığın ve gerçekten kim olduğunu anlamaya başladığın bir zaman dilimidir.
. Bunları söyledikten sonra, disiplinli olman ve formülü oluşturan stratejileri onların değerine derinden inanarak uygulaman gerektiğini söylemeliyim. Bu, akşamdan sabaha olabilecek bir şey değil. Bir kez başladığında, uzun süre bağlı kalman gerekir.
.
Kendinle ilgilenmek için günde bir saat harcamak sana otuz günde dramatik sonuçlar sağlayacaktır, tabi ki doğru şeyleri yapman kaydıyla. Yeni bir alışkanlığı tam anlamıyla yerleştirmek için yaklaşık bir ay gerekir. Bu süreden sonra, öğreneceğin stratejiler ve teknikler ikinci deri gibi sana yapışacak. Burada anahtar, eğer sonuçları görmek istiyorsan bunları her gün uygulamaya devam etmendir.
. Kendini yenilemek için zaman ayırmak yapabileceğin en önemli şeydir. İronik olarak, kendini geliştirme ve kişisel zenginleşme için koşuşturma içinde geçen yaşamından biraz zaman ayırmak tekrar o ritme girdiğinde senin verimini hissedilir biçimde artıracaktır.
Kaizen sanatını nasıl uygulayacağım?
Şimdi kişisel ustalık yolunda seni çok ileriye götürecek eski fakat son derece etkili on ritüeli anlatacağım. Bunları işe yarayacaklarına inanarak her gün uygularsan bugünden itibaren bir ay içinde belirgin sonuçlar aldığını göreceksin. Uygulamayı sürdürür, teknikleri günlük alışkanlıklarına dahil edersen mükemmel bir sağlık, sınırsız enerji, kalıcı mutluluk ve iç huzuru düzeyine erişmen kaçınılmaz. Sonuçta kendi kutsal yazgına ulaşacaksın; bu senin doğuştan var olan hakkın.
.
. Bunun için yapman gereken, sana şimdi anlatacağım stratejileri uygulamak için birbirini izleyen otuz gün boyunca en az bir saatini ayırman. Tüm gereken, kendine yapacağın yatırım olacak ve lütfen bana zamanın olmadığını söyleme.
. Kendini topladığında dünyan da sorunsuz hale gelir. Zihnin vücudunun ve karakterinin ustası olduğunda mutluluk ve bolluk neredeyse büyülü biçimde yaşamına dolar. Ancak her gün on ya da on beş dakika bile olsa kendin hakkında çalışmak için biraz zaman ayırmalısın.
mutluluk değerli bir amacın sürekli bir biçimde yaşama geçirilmesiyle gelir. Yapmayı gerçekten sevdiğin bir şeyi yapıyorsan aradığın derin mutluluğa mutlaka ulaşırsın.
Mutluluk yapmayı sevdikleri şeyle uğraşan herkese böyle kolayca geliyorsa neden umutsuz durumda olan bu kadar çok insan var?
Güzel bir noktaya değindin . İster bir aktör olmak için mevcut işten ayrılmak isterse daha anlamlı şeylere zaman bulmak için daha önemsiz işlere daha az zaman ayırmak olsun, sevdiğin işi yapmak büyük cesaret gerektirir, bu da güven çemberinden çıkmaktır. Değişiklik başta hep biraz sıkıntılıdır. Üstelik riski de az değildir. Yine de daha keyifli bir yaşam tasarlamak için bunun en emin yol olduğunu da belirtmeliyim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir