İsmail Tunalı kitaplarından Felsefeye Giriş kitap alıntıları sizlerle…
Felsefeye Giriş Kitap Alıntıları
&“&”
Ancak dinlerin ortaya koyduğu ahlak, kişinin özgür iradesine ve vicdanına dayalı ahlak olmayıp buyrukçu, tanrısal yargılara dayanan normatif (kuralcı) bir ahlaktır. Tanrısal kökenli, böyle bir ümit ahlakı, normatif ve hipotetik (koşulcu) bir ahlak, elbette kişi vicdanına, özgür iradeye dayalı bir ahlak olmayacaktır. Din Çalmayacaksın," der, çalarsan Tanrı’nın buyruğuna karşı gelmiş olacaksın. Tanrısal dünyaya, "Cennete giremeyeceksin." Buna karşılık daha önceden de gördüğümüz gibi ahlaki kararlar kökenini kişisel iradede ve vicdanda bulur. Bu nedenle ahlak, dini ilkelere dayandırılarak temellendirilemez.
Akademi şüpheciliğine göre hakikati bilebilecek ölçütten yoksunuz ve bunun için hakikati bilmeyiz.
Sofist Gorgias da şüpheciliğini şu sözlerle bildiriyordu: &” Hiç bir şey var değildir. Var olsaydı bile bilinemezdi. Bilinmeseydi bile başkasına bildirilmezdi.&” Buna göre doğru bilgi mümkün değildir.
Protagoras’a göre bilgi, duyu algısına dayanır. Algılar, içinde bulunan koşullara göre değiştiği için aynı kalan bir algı ve bu algıya dayanan genel geçer bir bilgi olamaz Böyle bir düşünüş ise salt bir rölativizmdir (görelik).
İnsan, hem var olan hem de var olmayan her şeyin ölçüsüdür.
Mantık da bilgi ile uğraşır, ama o bilginin içeriği, doğruluğu, yanlışlığı ile değil, bilginin biçimi ile ilgilenir. Buda düşünmenin yollarını ve kurallarını mantık aracı ile araştırmak demektir.
Felsefe, mantık ilkelerine uygun düşünmeyi amaçlar ve doğru olana yönelir.
Her sanat eserinde belli bir varlık yorumu dile gelir. Leonardo da Vinci’nin resmindeki varlık yorumu, Monte’nin, Picasso’nun resmindeki varlık yorumundan farklıdır. Ama hepsinde ortak olan yan, tüm bu eserlerde dünya ile öznel bir iletişimin olmasıdır.
İnsanın ortaya koyduğu ilk tümel bilgi felsefedir.
Felsefe bilgisi, sınırlı bir varlık alanının uzmanlık bilgisi değildir. Felsefe bilgisi, daima bir bütünlük özelliğine sahiptir.
Kâh tek bir bütün doğar
Çok şeylerden, kâh da çok şeyler biter &‘bir’den ayrılıp."
Çok şeylerden, kâh da çok şeyler biter &‘bir’den ayrılıp."
Sofist Gorgias da şüpheciliğini şu sözlerle bildiriyordu: &” Hiç bir şey var değildir. Var olsaydı bile bilinemezdi. Bilinmeseydi bile başkasına bildirilmezdi.&” Buna göre doğru bilgi mümkün değildir.