Agatha Christie kitaplarından Fayton Məhəlləsində Qətl kitap alıntıları sizlerle…
Fayton Məhəlləsində Qətl Kitap Alıntıları
Katiller asla başarısız olacaklarına, kendilerini ele vereceklerine inanmazlar.
Bazen uyarmak da işe yaramaz!
…insanı asıl endişelendiren gelecek!
Nedense insanlar tanıdıklarının başına gelen kazalardan, şanssızlıklardan ya da kötü şeylerden zevk alıyorlar.
İnsanoğlunun davranışları tekrardan ibarettir. Öğrenilmişin tekrarıdır bir nevi.
İnsanın o kadar ilginç bir yaradılışı var ki, büyüleyici.
…bazen gerçekler filmlere o kadar çok benzer ki…
Zaman sonsuzdur!
…”oyunu en iyi seyirciler bilir.”…
A la bonne heure!
Zaman benim zamanım!
Bir felaket durumunda her şeyi anımsamak ve doğru hareket etmek çok zordur, matmazel.
Doğru matmazel, zaten en çözümsüz, en kusursuz cinayetleri de genellikle dikkatli adamlar işler!
Bence hiçbir şey insanoğlu kadar ilginç ve de aynı zamanda anlaşılmaz olamaz.
“O, kıskançlığın ne olduğunu bile bilmezdi. Birinin, başka birini kendisine tercih edeceğini düşünmezdi bile, böyle şeylere asla kafa yormazdı.”
Arkadaşınız öldü . Çünkü onda yaşamak için lazım olan cesaret yoktu.
Bizim be kadar aptal olduğumuzu düşünüyor . Hakikaten hepimiz de öyleyiz. Çoçuklardan farkımız yok . Hayat hakikiymiş çok mühimmiş gibi tavırla takınıyoruz Halbuki hayat sadece ‘Büyük Hayal’lerden biri !
Böyle bir insan tamamiyle zırhlara bürünmüştür..Öyle değil mi ? Hem de nasıl bir zırha! Haçlı seferlerine iştirak edenlerin zırhları bunların yanında hiç kalır . Bu küstahlık , gurur ve kendini beğenmeden meydana gelen bir zırhtır. Bir bakıma adamı korur bu . Oklar , hayatın okları buna çarpıp seker . Fakat bu meselede daima bir tehlike vardır . Zırhlı bir adam bazan kendine hücum edildiğinin farkına bile varmaz . O her şeyi neden neden sonra görür , neden neden sonra işitir ve daha mühimi neden sonra hisseder !
Müsamahalı gülümsedi
Şübhəsiz, le bon Dieu(Tanrı) nə etdiyini yaxşı bilir. Amma insanlara elə gəlir ki, onun möcüzələri çox qəribədir
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Kral hazretleri emrediyorlar!
Sık sık çıkmaza girmesi boşuna değildi. İnsanlara çok kolay inanıyordu.
Erkekler nedense hep dikkat çekmeyen sıradan kadınları överler, ama iş ciddiye binince, parmaklarını kıpırdatmasalar da oyunu kazanan hep boyalı bebekler olur. Üzücü ama gerçek bu!
Kendini zırhının gerisine saklamış olan bu adam bazen zırhının delindiğini bile fark edemez.
Mutluluğumuz her geçen gün artıyor. Her anlamda birbirimizi tamamlıyoruz, birbirimizle uyum içindeyiz
Bir insanın karakterinde belli olmayan bir şey yapması çok ender rastlanan bir durumdur
Beklenmedik bir durumla karşı karşıyaydılar ve hiçbirinin nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin bir fikri yoktu
Sanırım kendisinin herkesten üstün, çok önemli olduğunu düşünüyor
Sıcak, sevimli, çarpıcı gülümsemesi; sağlıklı ve kendiyle barışık, mutlu bir insan olduğunu açıkça ortaya koyuyordu ya da öyle görünmesini sağlıyordu
Bir insanı kamuoyunun gözünden düşürmek için bazen çok küçük bir şey yeterli olur
Bir ülkenin kaderini belirleyen insanlar toplumun gözünde çok kolay yara alabilirler. Çok kolay gözden düşürülebilirler
Herkes dilini tutmaya, bir şeyler gizlemeye çalışır
Her olasılığın üzerinde dikkatle durmamız gerekiyor
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Nedense insanlar tanıdıklarının başına gelen kazalardan, şanssızlıklardan ya da kötü şeylerden zevk alıyorlar.
Bence hiçbir şey insanoğlu kadar ilginç ve aynı zamanda anlaşılmaz olamaz.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Yaşamın gerçek ve önemli olduğunu sanıyoruz Halbuki yaşam yalnızca büyük bir illüzyon bir yanılsama!
Bakın bütün bunlar kader! Her şey kader. İnsan kaderinden kaçamaz.
Ama bildiğiniz gibi ‘ölüm’ diye bir şey yok. Sadece ‘değişim’ var.
Bana bazı şeyler söyleniyor. Onları dinliyorum, o anda anlamış gibi oluyorum, ama sonra hepsi aklımdan silinip gidiyor. Sanki onları hiç duymamış gibi oluyorum.
Kafasının içi, beyin yerine saman dolu
İnsan bazen bir şeyler hissediyor
Sizi kıskandığını bildiğiniz biri var mı?
Ne kadar saftı. Sık sık çıkmaza girmesi boşuna değildi. İnsanlara çok kolay inanıyordu.
Erkekler ne kadar da düşüncesiz olabiliyorlardı!
‘Her zaman kendine hakim ol.’
Zaten kötü haber çabuk yayılır. Ne yazık ki böyle şeyler de çok çabuk duyulur.
Herkes dilini tutmaya, bir şeyler gizlemeye çalışır, hemde bazen yalnızca onur meselesi yaptıkları için.
Ama yine de umutsuzluğa kapılmak için bir neden yok.
Eğer dün gece burada durup, bu aynaya bakmış olsaydınız, bir cinayet işlendiğini görürdünüz
Öte dünyaya geçtiğin zaman en aşağı yirmi dört saat kalman gerekiyor. Ancak daha sonra özgürce dolaşıp, bizlerle bağlantı kurabilirsin.
Yaşamın gerçek ve önemli olduğunu sanıyoruz . Halbuki yaşam yalnızca bir illüzyon bir yanılsama!
İnsan her zaman geleceği öngöremiyor.
İnsan kaderinden kaçamaz.
Ama bildiğiniz gibi aslında ‘ölüm’ diye birşey yok. Sadece ‘değişim’ var.
Bir insanın karakterinde belli olmayan bir şey yapması çok ender rastlanan bir durumdur.
Tam insan birini çok iyi tanıdığını söylüyor, sonra bir bakıyorsunuz, aynı kişi hiç beklemediğiniz bir davranışta bulunmuş.
Hiçbir şey insanoğlu kadar ilginç ve de aynı zamanda anlaşılmaz olamaz.
Güneş doğmuş, güzel bir sabahın başlamış olduğunu görerek mutluluk duydu.
Hiç kimsenin birini istemediği biriyle evlenmeye zorlamayacağından eminim.
Birinden akıl almayacak kadar cesurdu.
Kadınların hoşlarına giden şeylerle ilgilenmelerine hoşgörü göstermek gerekir.
Kadın şu anda gerçeklerden kaçabilmek için kendine bir hayal dünyası yaratmaya çalışıyor.
Bakın bütün bunlar kader! Her şey kader. İnsan kaderinden kaçamaz.
Kendisi her zaman bir evde, akşam yemeğinin dini tören kadar önemli olduğunu belirtirdi.
Beklenmedik bir durumla karşı karşıyaydılar ve hiçbirinin nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin bir fikri yoktu.
Kendini zırhın gerisine saklamış olan bu adam bazen zırhın delindiğini bile fark etmez. Bunu çok yavaş algılar, çok sonra görür, duyar ve de sezdiğinde artık çok geçtir.
Bana öyle geliyor ki tanımadığımız türde bir adamın da bazen çok zayıf, kırılgan bir yönü olabiliyor.
Sanırım kendisinin herkesten üstün, çok önemli olduğunu düşünüyor.
Bu bir uyarı, yaşamı böyle hafife almamanız için.
Sıcak, sevimli, çarpıcı gülümsemesi ; sağlıklı ve kendiyle barışık, mutlu bir insan olduğunu açıkça ortaya koyuyordu ya da öyle görünmesini sağlıyordu.