İçeriğe geç

Fangirl Kitap Alıntıları – Rainbow Rowell

Rainbow Rowell kitaplarından Fangirl kitap alıntıları sizlerle…

Fangirl Kitap Alıntıları

&“&”

Çocukları büyüdükten sonra ortaya çıkan bir kadın annelik sıfatını hak etmemiştir."
Ne anlatıyorsun beni usta; bizi çıkmaz sokaklara koyup yolunuz açık olsun dediler.
Sen herkese gülümsersen,bana gülümsediğinde ne hissedebilirim ki..?"
Alınabilecek en iyi intikam, hakkıyla yaşanmış bir hayat değil midir?
It’s okay if you’re crazy,” he said softly.

“You don’t even know—”

“I don’t have to know,” he said. “I’m rooting for you.”

And I want that kiss to have been the start of something. Not the end.”
“if there was such a thing as time machines, would anyone ever use them to go to the future?”
There’s nothing more intoxicating than creating something from nothing. Creating something from yourself.”
“Once I realized that it wasn’t right for me, I couldn’t bring myself to do it anymore. I just wanted to move on.”
Isn’t it okay to say, ‘This really hurts, so I’m going to stop trying’?”
Life was an education.
If I can’t think, who am I?”
it’s about two people falling in love—what could be bigger than that?
You don’t get to be the mother if you show up after the kids are already grown up.
Is the only thing keeping you from eating dog food the fear that your neighbors will notice all the cans—and realize that you don’t have a dog?”
I’m living the wrong life.
They were just stories, but stories weren’t just anything.
the-world-will-never-know-how-ridiculously-awesome-I-am.
-Why do we write fiction?
+To stop being anything or anywhere at all.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
“I still wish you’d get a dog,” she said.

“I’d never remember to feed it.”

“Maybe we could train it to feed you.”

Sihir senin içindedir.”
Tıpkı ip atlamak gibi, diye düşündü, ip ayak bileklerine inmeden zıplamak gibi.
Hiçbir şey. Hiçbir şey. Sadece…bazen vazgeçmek de hakkımız değil mi? Bazen &‘Bu benim gerçekten canımı yakıyor, bu yüzden artık onu yapmayacağım,’ diyemez miyiz?"
"Bu çok tehlikeli bir örnek."
"Acıdan kaçmak anlamına geldiği için mi?"
"Hayattan kaçmak anlamına geldiği için."
Yeni hikayeler yarattığın sürece sevdiğin bu dünyada istediğin kadar zaman geçirebilirsin.
Acaba zaman makinesi diye bir şey olsaydı insanlar onu bir kez olsun geleceğe gitmek için kullanır mıydı?"
Yoktan bir dünya var etmek yerine bildiğim ve sevdiğim bir dünyada olmayı tercih ederim."
Profesör bir kez daha öne eğildi.
"Ama yoktan var etmekten daha tatmin edici bir şey olamaz."
… Birisi benim için ne kadar önemliyse onun benden sıkılıp uzaklaşacağına olan inancım da o kadar artar."
Ağlamanın ne kadar da çok türü var. Ağlayanın hep kendisi olmasından bıkmıştı.
Üçgen ev de neresi?" diye sordu Cath.
"Bir mühendislik fakültesi derneği," dedi Wren.
"Yani insanlar orada sarhoş olup köprü falan mı inşa ediyorlar?"
Oda arkadaşınla hala konuşmadınız mı?" diye sordu Cath’e.
"Konuştuk," dedi Cath. "O bana, &‘Pencereyi kapayabilir misin?’ diye sordu. Ben de &‘olur,’ dedim. Ayrıca birbirimize her gün, &‘selam,’ diyoruz. Bazen günde iki kez."
Yeni bir ortama girdiğinizde en ince kurallar, kimsenin size açıklama zahmetine girmediği kurallardı. (Üstelik bunları Google’a da aratamıyordunuz.)
Gönderilen mesajları geri alabilmek imkansızdı. Karamsar ve hüzünlü ruh halinizi yansıtan bir mesaj telefonunuzda öylece kalıp size sürekli ne kadar budala olduğunuzu hatırlatırlardı.
Keşke bir köpeğin olsaydı," dedi Cath.
"Onu beslemeyi unuturdum."
"Belki de köpeği seni besleyecek şekilde eğitirdik."
Pizza yastıkları gibi."
"Islak Cheetos gibi."
Ne çok gözyaşı, diye düşündü. Ağlamanın ne kadar çok da türü var.
Ağlamakla ilgili düşüncemi biliyorsun."
"Ateş ancak suyla söner,"
Sadece yaşarken değil sonrasında da dostuz.."
Benim vicdan azabıyla uğraşacak kadar boş zamanım yok."
Senin için üzülüyorum ve dostun olmaya karar verdim."

"Ben seninle dost olmak istemiyorum," dedi Cath mümkün olduğunca sert bir sesle "Dost olmadığımız için mutluyum."

"Ben de öyle," dedi Reagan. "Bu kadar zavallı görünüp bu ihtimali ortadan kaldırdığın için üzgünüm."

Wren bir erkeği elde ettiğinde çoğunlukla ona olan ilgisini kaybediyordu.
Neden kurgu yazarız?" diye sordu Profesör Piper bir kez daha.
Cath önündeki deftere baktı.
"Yok olmak için."
Karamsar ve hüzünlü ruh halinizi yansıtan bir mesaj telefonunuzda öylece kalıp size sürekli ne kadar budala olduğunuzu hatırlatırdı.
Diğer insanlar," diye tekrarladı Cath kahvesinden bir yudum alıp başını iki yana sallayarak. "İnternette de insanlar var. İnternet olağanüstü bir mecra. Onların kokularını duymaya ya da onlarla göz teması kurmaya gerek duymadan &‘diğer insanlardan’ faydalanmanı sağlıyor."
Kelimeler güçlüdür ." dedi Bayan Possibelf usulca sıraların arasında dolaşarak . " Ne kadar çok tekrar edilirlerse güçleri de o kadar artar …
Ayrıca bazen hâla hayatta olduğunuzu ispatlamak ve birilerinin buna tanıklık etmesini sağlamak için yanınızdakinin elini tutardınız .
Yeni hikayeler yarattığın sürece sevdiğin bu dünyada istediğin kadar zaman geçirebilirsin.
Kimi zaman yazmak, yokuş aşağı koşmaya benzerdi; klavyedeki parmaklar, koşarken yerçekimine uyum sağlayamayan bacaklar gibi insanın arkasından gelirdi.
Birisi benim için ne kadar önemliyse onun benden sıkılıp uzaklaşacağına olan inancım da o kadar artar.
Yoktan bir dünya var etmek yerine bildiğim ve sevdiğim bir dünyada olmayı tercih ederim.
Profesör bir kez daha öne eğildi.
Ama yoktan var etmekten daha tatmin edici bir şey olamaz."
Canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
Nihayetinde onu tamamlamak zorunda olduğum için güne başlamak bile istemiyorum."
Karamsar ve hüzünlü ruh halinizi yansıtan bir mesaj telefonunuzda öylece kalıp size sürekli ne kadar budala olduğunuz hatırlatırdı.
To take the anxiety she felt like black static behind her eyes and an extra heart in her throat, and shove it all back down to her stomach where it belonged – where she could at least tie it into a nice knot and work around it.
…bazen vazgeçmek de hakkımız değil mi? Bazen &‘Bu benim gerçekten canımı yakıyor, bu yüzden artık onu yapmayacağım,’ diyemez miyiz?"
"Bu çok tehlikeli bir örnek."
"Acıdan kaçmak anlamına geldiği için mi?"
"Hayattan kaçmak anlamına geldiği için."
Alınabilecek en iyi intikam, hakkıyla yaşanmış bir hayat değil midir?"
– Sana şu an gökyüzündeki ayı bile verebilirim."
– "Peki onu benim için feda eder misin?"
Sen herkese gülümsersen, bana gülümsediğinde ne hissedebilirim ki?"
Acaba zaman makinesi diye bir şey olsaydı insanlar onu bir kez olsun geleceğe gitmek için kullanır mıydı?"
Birbirimizin canını yaktığımız her defasında durup özür diler ve affetmeyi tercih edersek dostluk kurmaya zaman bulamayız."
Cath, YOLA DEVAM yazılı kırmızı tişörtünü giyip saçlarını atkuyruğu yaptı.
Reagan kaşlarını çatıp ona baktı. Saçlarını hep böyle toplamak zorunda mısın? Bu bir tür dini gelenek falan mı?"
"Ben Mormon değilim."
"Bir tür dedim."
Karamsar ve hüzünlü ruh halinizi yansıtan bir mesaj telefonunuzda öylece kalıp size sürekli ne kadar budala olduğunuzu hatırlatırdı.
Keşke bir köpeğin olsaydı."
"Onu beslemeyi unuturdum."
"Belki de köpeği seni besleyecek şekilde eğitirdik."
Yeni insanlarla tanışmalıyız."
"Benim yeni insanlara ihtiyacım yok."
"Böyle konuşman onlara fazlasıyla ihtiyacın olduğu anlamına geliyor."
hayatta kalmayı nasıl başarıyorsun?" diye sordu.
"bir şekilde hallediyorum, sorduğun için teşekkürler."
"bence pek de halledemiyorsun," dedi simon. "berbat görünüyorsun."
baz’ın dudaklarında yapmacık bir gülümseme belirdi. "tekrar teşekkür ederim, simon. içimi rahatlattın."
simon ve baz dokunulmazdı.
sen gemma’ya aitsin," diyordu evdeki odasında, yatağının üstünde asılı duran baz posterine.
"ben seni ondan ödünç aldım."
"sen baz’ı ödünç almadın," diyordu wren de. "onu zorla kaçırdın ve kendi çocuğunmuş gibi büyüttün."
neden kurgu yazarız?" diye sordu profesör piper bir kez daha.
cath önündeki deftere baktı.
yok olmak için.
Onlara fazla iyi davranıyorsun. Herkese. Başkalarına özel olduklarını hissettirmek için kendinden çok şey veriyorsun."
Bizim ortak neyimiz var ki?"
"Birbirimizden hoşlanıyoruz," dedi Levi. "Bundan daha önemli bir şey olabilir mi?…"
“Çok iyi olmasa da nihayet bir başlangıç yapmıştı. Cath isterse bu cümleleri sonradan değiştirebilirdi. Kelimeleri bir araya getirmenin en güzel tarafı buydu; sayıları arttıkça fiyatları ucuzluyordu. Yazacak şeyler bulduğunda geriye dönüp ilk yazdıklarını düzeltmesi keyifli olacaktı”
Sana âşık olmaya başladığımın farkındasın değil mi ?
Alınabilecek en iyi intikam, hakkıyla yaşanmış bir hayat değil midir?
Ben kimseye güvenmem. Hiç kimseye. Birisi benim için ne kadar önemliyse onun benden sıkılıp uzaklaşacağına olan inancım da o kadar artar.
Bazen vazgeçmek de hakkımız değil mi ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir