İçeriğe geç

Factotum Kitap Alıntıları- Charles Bukowski

Charles Bukowski’nin kitaplarından Factotum kitap alıntıları sizlerle.

Factotum Kitap Alıntıları

O gitti, ben üç gün üç gece sarhoş dolaştım.
Odanın karanlığı güneşti bana…
Ümitsizlikti insanları cesaretsiz yapan.
Azim yok sende, hırs yok. Hayatla nasıl baş edeceksin?
Yalnızlıkla beslenen biriydim; yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz.
İyi insanlar da var bu çirkin dünyada!
Bir berduştur kalbim.
İçtigin zaman dünya yine ordaydı, kaybolmuyordu, ama boğazına sarılmıyordu en azından.
Her şeyin sahibi senmişsin gibi, hiçbir şeyin önemi yokmuş gibi….
Serseriydik, tembeldik, günlerimizin sayılı olduğunu biliyorduk…
Şimdi hasta mısın?
Hayır.
Nedir problemin peki?
İnsanlardan hoşlanmıyorum.
Tasalanma. Öldükten sonra ünlenirsin belki…
Ölülere biraz daha saygılı olun.
Yaşayanlara biraz daha saygılı olsak?
İnsanlardan hoşlanmıyorum.
Patronlar daha fazla adam çalıştırmaktansa birkaç kişiyi fazla çalıştırmayı yeğliyorlardı. Adamlara sekiz saatini veriyordun ama yetmiyordu, fazlasını istiyorlardı.
İşe sapasağlam fakat hasta gidiyordum her gün.
Yalnızlıkla beslenen biriydim; yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Yalnız kalamadığım her gün gücümden bir şeyler alıp götürür. Bununla övünmüyorum ama önemliydi benim için. Odanın karanlığı güneşti bana.
Hayatımda bu kadar çok yavşağı, hiç bir arada görmemiştim.
İnsanların ihtiyacı olan şeydi bu: ümit. Ümitsizlikti insanları cesaretsiz yapan.
Bu dünya güçlülerindir.
İki yıl üniversiteye devam ettim ben, çöpçü olmanın aranan şartlarından biri mi bu?
İnsanların ihtiyacı olan şeydi bu: ümit. Ümitsizlikti insanları cesaretsiz yapan.
Vaaz vermek istemiyorum ama size şunu söyleyebilirim – yaşadıkları hayatlar insanları çıldırtıyor ve bu, araba kullandıklarında ortaya çıkıyor.
Sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. Nasıl razı olunur böyle bir yaşama?
Samimiyetle söylüyorum,yaşam beni dehşete düşürüyordu.
Tembelligim hırsımı zedeliyor.
Sevgi eksikliği. Herkesin ihtiyacı vardır sevgiye.
Bir gün, evrenin dördüncü boyutuna geçmek mümkün olduğunda, şöyle bir yürüyüşe çıkıp yok olabileceksin. Gömülme yok, gözyaşı yok, cennet yok, cehennem yok. İnsanlar otururken birden, “George’a ne oldu?” diye sorarlar ve biri, “Bilmiyorum bir paket sigara almaya gitmişti,” diyecek.
… başkaları olmayacağına göre hiç olmazsa yoksullar birbirlerine nazik olmalıdırlar.
… ben bir dâhiyim ama bunu benden başka bilen yok.
Gayet iyi anlayabiliyorum şimdi, büyük aşıkların hepsi aylak insanlardı, keyiflerine düşkündüler.
Giderek parçalanıyordu yaşamımız.
Herkesin ihtiyacı vardır sevgiye. Çarpıtmış seni bu eksiklik.
Her şeyin bir aldatmaca olduğunu idrak ettiğin an uyanıp insanları kanatmaya, mahvetmeye çalışırsın.
Beyin yok bunlarda! Düşünmeyi bilmiyorlar! İnsan beyni onlar ürkütüyor! Hasta bunlar! Korkak! Senin gibi, benim gibi düşünebilen insanlar değil bunlar!
… sizleri çalışırken izlemek bana acı veriyor.
… dünya yine ordaydı, kaybolmuyordu ama boğazına sarılmıyordu en azından.
Bir kez bile başlarını kaldırıp varlığımın farkında olduklarına dair bir işaret vermediler.
İnsan ruhunun kökleri midededir. Güzel bir bifteği midene indirip viskini içmişsen beş sentlik gofretle beslenen adamdan çok daha iyi yazarsın. Aç sanatçı efsanesi bir aldatmacadır.
Hayata mutlu olmaya gelmediğini kabul ettiğinde mutlu olmaya başlıyorsun.
Samimiyetle söylüyorum, yaşam beni dehşete düşürüyordu. Yemek, uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda olduğu şeyler ürkütücüydü.
İnsanların ihtiyacı olan şeydi bu: Ümit. Ümitsizlikti insanları cesaretsiz yapan.
Mesele düşünmemekte, diye karar kıldım. Ama nasıl durdururdunuz düşüncelerinizi?
Cehennemde kahkaha eksik olmaz.
Düşünmemeyi hatırlattım kendime tekrar…
Nerdeyse herkes yazar olduğunu düşünüyordu. Kimse dişçi veya otomobil tamircisi olabileceğinden emin değildir ama herkes yazar olabileceğinden emindir. Sınıftaki elli kişiden belki de on beşi yazar olduklarını düşünüyorlardı. Herkes konuşabiliyor, sözleri kağıda yazmayı biliyordu, demek ki herkes yazar olabilirdi. Ama Allah’a şükür insanların çoğu yazar değildir, hatta taksi şoförü bile olamazlar ve bazıları -birçoğu- maalesef hiçbir şey değildirler.
Susuyorum. Konuşursam anlamazlar, ben susarak anlaşılmayı tercih ediyorum.
Bir kadınla beraber olmak, tüm zamanını alıyor insanın. İnsan mesleğini seçmeli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir