İçeriğe geç

Ezilenler Kitap Alıntıları – Necib Mahfuz

Necib Mahfuz kitaplarından Ezilenler kitap alıntıları sizlerle…

Ezilenler Kitap Alıntıları

“Zenginler sadece kendi çıkarlarını düşünüyor, diğer insanlar umurlarında değil” diye bağırdı Şemsettin…
Aşkın kokusu keskindir!
Değişim dışında hiçbir şey daimi değildir. Acı ve sevincin ezeli döngüsü. Yapraklar tekrardan yeşerdiğinde, çiçekler açtığında ve meyveler olgunlaştığında, kış soğuğunun çektirdiği azap hafızalardan silinir.
Masumlar sürgünde acı çekerken katiller evlerinde mutlu mesut yaşayabiliyor.
Beklemek ne büyük bir çiledir, ruhu yerden yere vurur; zaman geçip gider geçip gittiğini bile bile. Gelecek açık vaatlere dayanır, ama gün gelir o vaatlerin çelişkilerle dolu olduğu ortaya çıkar. Hayallerinin gerçekleşeceği günü iple çekenleri bırakın, canları istediği kadar acı içinde yuvarlansınlar.
Masumlar sürgünde acı çekerken katiller evlerinde mutlu mesut yaşayabiliyor.
Beklemek ne büyük 1çiledir, ruhu yerden yere vurur; zaman geçip gider, geçip gittiğini bile bile
Süreklilik mümkünse şayet, niçin değişir mevsimler???
Günahlarına rağmen Şemsettin sokak üzerindeki hâkimiyetini korudu. İtibarına ve ilerlemiş yaşına rağmen arabacı olarak çalışmaya devam etti, ezilenlerin çıkarlarını merhamet, adalet ve sevgi çerçevesinde korudu, kolladı. Dindarlığı, sadakati ve inancındaki samimiyetiyle nam salmıştı.
Halk geçmişe sünger çekti, hatalarını unutup erdemlerini övdü; el-Naci deyince akla iyilik, mutluluk ve tavizsiz kurallar gelirdi.
Ancak gerçeği kimse değiştiremezdi. Hayat en mutlu anlarında bile zehir saçıyordu
Onu bu korkunç dünyada koruyan yalnızca aşkı ve analık içgüdüsüydü
Ne dediklerini duydun mu, Aşur?
Ne?
İnsanlar önce kusuyor, sonra zapt edilmez 1ishale tutulup yatağa düşüyormuş, sonunda da sinek gibi ölüyormuş.
Burada insanlar olur olmaz konuşur.
Sokağımıza neler oluyor???

Dünya büyük 1yer.

Ve düşündüğünden daha acımasız.

Çalışmak en büyük ibadettir, ben de alnımın teriyle ekmeğimi kazanıyorum çok şükür
Yenilgi anında zafer naraları atanlar dünyanın en zavallı insanlarıdır.
Hiçbir yokluk ebedi, hiçbir adaletsizlik baki değildir.
Ah, ne zehirlidir şüphenin iğnesi!
Sarığını başına bağlarken Ne için dua edeceğim, biliyor musun? diye sordu.
Karısı ses çıkarmayınca insanların yaşlanmadan ölmesi için. dedi.
İhanet sadece manevi zaaflar veya davranışlarla olmaz. Bir orduyu imha etmek kesinlikle dile getirilmemesi gereken şeyleri sır gibi saklamaktan çok daha kolaydır. Bir harabeyi yeniden inşa edebilirsiniz, ama bir insanı asla.
Bugün düne benzemiyor, dün de önceki güne. Feci olaylar meydana geliyor. Bunlar gökten mi yağdı, yoksa yerin altından mı fışkırdı? Kim bilir belki de kısmet böyleydi. Gelgelelim güneş hâlâ her sabah doğup gökyüzündeki gündüz yolculuğuna çıkıyor. Gündüzleri geceler izliyor. Herkes işine gücüne bakıyor. Havaya gizemli ilahiler karışıyor.
Süreklilik mümkünse şayet, niçin değişir bu mevsimler?
Ah, ne zehirlidir şüphenin iğnesi!
Özgür değildi asla,
Kuşlardan, yıldızlardan ne de yağmurdan fazla.
Değişim dışında hiçbir şey daimi değildir.
Bir eksiklik var sanki üzerimde
Yokla yüreğini
Yoksa sende mi kaldım
Evet, o sadece bir hatıraydı, ama unutulmayı reddeden bir hatıra.
Kötüler acımasızdır, gelgelelim hakikatleri dürüstçe yüzünüze vururlar.
En ateşli duygular bile zamanla aşınır, bu bazen usul usul, bazen de kanırta kanırta olur.
Değişim dışında hiçbir şey daimi değildir. Acı ve sevincin ezeli döngüsü. Yapraklar tekrardan yeşerdiğinde, çiçekler açtığında ve meyveler olgunlaştığında, kış soğuğunun çektirdiği azap hafızalardan silinir.
Erkekler kötü bir şaka, hayatsa bir rüyadır.
Gövdesini kurtlar yemiş ölü bir ağacı devirdi diye sert esen bir rüzgârı suçlayamazsınız.
Süreklilik mümkünse şayet, niçin değişir mevsimler?
– Nereye gideceksin?
– Dünya büyük bir yer.
Değişim dışında hiçbir şey daimi değildir. Acı ve sevincin ezeli döngüsü. Yapraklar tekrardan yeşerdiğinde, çiçekler açtığında ve meyveler olgunlaştığında, kış soğuğunun çektirdiği azap hafızalardan silinir.
“Sureklilik mumkunse sayet, nicin degisir mevsimler?”
Değişim dışında hiçbir şey daimi değildir. Acı ve sevincin ezeli döngüsü. Yapraklar tekrardan yeşerdiğinde, çiçekler açtığında ve meyveler olgunlaştığında, kış soğuğunun çektirdiği azap hafızalardan silinir.
Madem korku bu duvarların gözeneklerinden sızabiliyor, o zaman bir şakadır kurtuluş.
Neden insanlar güçlüyken rehavete kapılıp zafer edasıyla güle oynayan yaşarlar? Neden evrenin düzeni içindeki gerçek yerlerini ve karşı konulmaz sonlarını unuturlar?
Ne görkemli zaferler vardır, arkalarından kalıcı hezimetler gelir.
Geçmişi ayak altında tutarsan takılıp düşersin.
Adalet, hastalıkların en iyi ilacıdır.
Para ve iktidar tutkumuz en önemli iki zaafımız.
Adalet ertelenemez!
Kıtlık değil açgözlülüktü insanoğlunun düşmanı.
Kendi uydurduğu zafer masalında yıkanmaya devam etti.
Tırnaklarını etine geçiren basit bir gerçek vardı: geçmiş asla geri gelmezdi.
Ne çok kin var. Ne kadar az sevgi.
Zamanla yüz yüzeyken yaşamak inanılmaz bir işkenceydi.
Yapacak bir iş, hatırını soracak bir dost olmadan zaman çekilmezdi. Yalnızca ondan kaçmak için çalışıyorduk sanki, ondan kaçmak için dost ediniyor, ondan kaçmak için sevdalanıyor, ondan kaçmak için eğlence arıyorduk.
Sana tavsiyem sevdiğin bir kadınla evlenme. Evleneceğin kadını da sevme. Yoldaş ol, ne bileyim, sırdaş ol ama sakın aşık olma. Yoksa ayvayı yersin.
Hiçbir yokluk ebedi, hiçbir adaletsizlik baki değildir.
Yapraklar tekrar yeşerdiğinde, çiçekler açtığında ve meyveler olgunlaştığında, kış soğuğunun çektirdiği azap hafızalardan silinir.
Zamanemizde kusurlarından arınmış arkadaşlar arıyorsan,
Bir kadeh saf şarap ve bir gazel kitabı yeterlidir.
Beklemek ne büyük bir çiledir, ruhu yerden yere vurur; zaman geçip gider, geçip gittiğini bile bile.
Geçmişi ayak altında tutarsan takılıp düşersin!
Erkekler kötü bir şaka, hayatsa bir rüyadır.
Düşmanım yok. Hezimet içimde!
Çok fazla insan seni alkışlıyorsa, bil ki alkışların dinmesini bekleyen çok daha fazla insan vardır.
İyi de niye içimizde bunca kötülükle yarattı bizi?
Kahkaha ve gözyaşı aynı ölçüde mukadderdir.
Kötüler acımasızdır, gelgelelim hakikatleri dürüstçe yüzünüze vururlar.
“Değişim dışında hiçbir şey daimi değildir. Acı ve sevincin ezeli döngüsü. Yapraklar tekrardan yeşerdiğinde, çiçekler açtığında ve meyveler olgunlaştığında, kış soğuğunun çektirdiği azap hafızalardan silinir.”
“Süreklilik mümkünse şayet, niçin değişir mevsimler?”
“Çok sayıda insan seni alkışlıyorsa, bil ki alkışların dinmesini bekleyen çok daha fazla insan vardır daima.”
“Kötüler acımasızdır, gelgelelim hakikatleri dürüstçe yüzünüze vururlar.”
Geçen gece beni tüm dertlerinden kurtardılar
Karanlıkta hayat suyundan içirdiler bana.
Zamanemizde kusurlarından arınmış arkadaşlar arıyorsan/Bir kadeh saf şarap ve bir gazel kitabı yeterlidir.
Neden insanlar güçlüyken rehavete kapılıp zafer edasıyla güle oynaya yaşarlar? Neden evrenin düzeni içindeki gerçek yerlerini ve karşı konulmaz sonlarına unuturlar?
Gövdesini kurtlar yemiş ölü bir ağacı devirdi diye sert esen bir rüzgârı suçlayamazsınız.
Bahtsızlıktan daha kötü bir şey varsa,o da bunu sineye çekmektir.
Ah, ne zehirlidir şüphenin iğnesi!
En ateşli tutkular bile zamanla aşınır, bu bazen usul usul, bazen de kanırta kanırta olur.
Değişim dışında hiçbir şey daimi değildir. Acı ve sevincin ezeli döngüsü. Yapraklar tekrardan yeşerdiğinde, çiçekler açtığında ve meyveler olgunlaştığında, kış soğuğunun çektirdiği azap hafızalardan silinir.
Evet,o sadece bir hatıraydı, ama unutulmayı reddeden bir hatıra.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir