İçeriğe geç

Evlerden Biri Kitap Alıntıları – Orhan Kemal

Orhan Kemal kitaplarından Evlerden Biri kitap alıntıları sizlerle…

Evlerden Biri Kitap Alıntıları

Bir Allah varsa, herkesinki gibi, onun içini, onun aklından geçenleri biliyor, duyuyorsa, ne diye banka çekilişlerinden bir apartman katı da ona vurmasındı?
Doğrusu gözler insanın içinin aynasıdır. Gözleri güzel olmayanların ruhları da kirlidir.
Doğrusu severim erkeğin de i, kadının da güzelini, şenini, cıvıl cıvılını. İnsan dünyaya bir defa geliyor. Yemeli, içmeli, atıp tutmalı, yaşamalı be!
– Gaz yok,o yok,bu yok.Hâlâ kalkmış bana yollardan bahsediyorsun.

-Alaman harbi sırasında şekeri beşyüz kırk beşe yediğimizi ne çabuk unuttun?

-Harp içindeydi o oğlum! Şimdi harp mi var? Nedir bu yokluk? Her şey ateş pahası.Meyveler de mi Avrupa dan Amerika dan geliyor?”

Allah bilir! diye geçirdi. Allah bilir ya, bu asırda Allah da bildiğini unuttu. Tövbe tövbe, insanlar Allahlarından çok biliyorlar!
Sevmiyordu, sevmiyordu zorla mı? İçinden gelmiyordu ki ..
Yalnız olsam kafamı dinlerdim. Hepsinden nefret ediyorum.
Seni düşündüğüm zaman üşümek nedir, bilmiyorum.
Atamazsın. Vicdanını torbaya koyup atmak istesen bile.
“Beni anlamıyorlar, hiç kimse anlamıyor beni!”
Böyle bir insan Peki ama, böyle bir insansa, kendi mi yaratmıştı kendini? Allah yaratmışsa Ne diye yaratmıştı? Ne diye yaratmıştı, suçu neydi de öç almak istercesine Bir kul . Âciz bir kul Ne diye yaratırdı böyle âciz kulları? Güçlü kulları için mi? Küçük, önemsiz, boktan işleri görsünler diye mi?
Dünyada senin benden,benim senden başka kimsemiz yok.
Kendisi için milyonu bile umursamayan bir sevgilisi vardı demek?Vardı evet! Yüksek bir yere çıkıp bütün dünyaya bunu haykırmak geçti içinden.
İsterse milyoner olsun.Ben para pul,mal mülk aşıklısı değilim.Allah beni senden ayıracaksa canımı alsın daha iyi!
Demek bilseydin sende gözüm olduğunu kaçmazdın?
Kaçar mıydım hiç?
Ufacık bir işaretini öyle bekledim ki!
Bilsem bilseydim ah!
Yüreğini,Marmara Sineması’nın önünden ona bakmakta olan genç adama bırakıp ayrıldı.Tüy kadar hafifti,neşeden kırılıyordu.İçinde,şu karları gıcır gıcır parlatıp eriten güneşin tatlı aydınlığı..
Çoğu zamann başımı alıp uzak uzak gitmek geliyor içimden’
Peki,niçin?
Beni anlamıyorlar,hiç kimse anlamıyor beni!
Ya günün birinde anlayan biri çıkarsa?
O zaman gitmekten vazgeçerim bende..
Ben seni anlamaya çalışacağım!
Ne iyisin sen..Neden daha önce tanışmadık sanki?
Yataktan sıçrayıp kalktı..Vakit henüz çok erkendi,ama tekrardan yatağa girmek gelmedi içinden.Güneş,taze güneş,gıcır gıcır parlayan karlar yepyeni bir yaşama sevinciyle doldurmuştu içini.
Doğrusu gözler insanın içinin aynasıdır.Gözleri güzel olmayanların ruhları da kirlidir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Günü gelince kim alırdı onu?Oysa nasıl hasretti evlenip mutlu bir yuva kurmaya!
Gönül kimi severse güzel o!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Odasına kapansın, alsın sarı yapraklı kitaplarını, tamam.
Düzelecek, hepsi düzelecek
Seni düşündüğüm zaman üşümek nedir bilmiyorum.
Atamazsın. Vicdanını torbaya koyup atmak istesen bile..
‘Ayrılmamak, dedi, hiç ayrılmamak ne güzel!’
Neden birdenbire kaybettim umudumu? Neden ölüm kapının ardında gibi titriyorum? Saçma değil miydi bıkıp usanmadan geçmişi konuşmaları? Neden yaraları tırnaklarımızla açıp açıp kanatıyoruz?
Dünya mı azdı? İnsanlar mı değişti?
Kanı kanla yıkamazlar, kanı suyla yıkarlar, değil mi efendim
İnsan kendinden yüksektekilere değil, aşağıdakilere bakmalı
İşi düşünce kuzu postuna, güçlenince kurt postuna bürünürse
Çoğu zaman başımı alıp uzak uzak gitmek geliyor içimden
-peki niçin?
-beni anlamıyorlar, hiç kimse anlamıyor beni
-ya günün birinde anlayan çıkarsa peki
-o zaman gitmekten vazgeçerim ben de
-ben seni anlamaya çalışacağım
Gözler insanın içinin aynasıdır. Gözleri güzel olmayanların ruhları da kirlidir
Bir kul. Aciz bir kul.. Ne diye yaratırdi böyle aciz kulları? Güçlü kulları için mi? Küçük, önemsiz, boktan işleri görsünler diye mi?
Güçlüler, güçsüzler ..
Ne zaman cek cek cak cak lar yerlerini Hah tamam oldu bitti lere bırakacaktı. ALLAH bilir diye geçirdi
Seni düşünmediğim an mı var? İş güç. Dünya bir yana, sen bir yanasın şekerim!
“Buz üstüne yazı” bayıldım bu deyişe açıkçası öncesinde duydum mu hatırlamıyorum gerçekten ama tam da bizlik bir söylem. Günlük hayatta kullanılabilir.
Bir anne, evlâtlarından birini tutup ötekilere karşı olur muydu?
Dünya mı azdı? İnsanlar mı değişti? Üç kardeştiler, kuzu gibi üç kardeş. Babaları ölüverince düşman oldular birbirlerine!
Beni anlamıyorlar, hiç kimse anlamıyor beni!
İnsan dünyaya bir defa geliyor. Yemeli, içmeli, atıp tutmalı, yaşamalı be!
Bu dünyadan uzak, sanki bu dünyanın dışında yaşıyordu.
Odasına kapansın, alsın sarı yapraklı kitaplarını, tamam.
İnsan kendinden yükektekilere değil aşağıdakilere bakmalıydı.
Lanet olsundu, lanet olsundu böyle dünyaya da, insanlara da
Güzellik, yakışıklılık hem iyidir hem kötü. Neden dersen, kadında olsun erkekte olsun, rahat bırakmazlar güzeli
Allah kahretsin böyle hayatı, kahretsin!
İlk konuşmada her şeyi anlatırsa sonra ne bulacaktı anlatacak?
Deliliğimden memnunum.
Sevmiyordu, sevmiyordu zorla mı? İçinden gelmiyordu ki
Etekleri rüzgarlı kızlar
Nasıl olsa geberip gitmeyecek miyiz?
Seni düşünmediğim an mı var?
Düzelecek, hepsi düzelecek
-Beni anlamıyorlar, kimse anlamıyor beni.
– Ya günün birinde anlayan biri çıkarsa?
– O zaman gitmekten vazgeçerim bende.
– Ben seni anlamaya çalışacağım
Dünya mı azdı, insanlar mı değişti?
Ne olursa olsun yaşamak istiyordu!
Ne yapsa, ne türlü davransa dönüp dolaşıyor suç onun oluyordu
Ortayı bile bitirememiş bir insan koskoca hukuku bitirmeye az kalmış birinden daha iyi düşünebilir miydi hiç?
Yalnız olsam kafamı dinlerdim. Hepsinden nefret ediyorum.
Omuzlarında dünyanın işini taşısalar da yinede değeri bilinmeyeceklerdendi
Mışıl mışıl uyuyordu, Öküz gibi.
Kirli camlar ardında kül rengi bir sabah başlamıştı. Sevmezdi böyle sabahları.
*
Bizim gibi çirkinlere hayat hakkı yok öyleyse!
*
İnsan dünyaya bir defa geliyor. Yemeli, içmeli, atıp tutmalı, yaşamalı be!
Doğrusu gözler insanın içinin aynasıdır. Gözleri güzel olmayanın ruhları da kirlidir.
Tadı yoktur katı gerçeğin. Masallaştırılmalı, şirelendirilmelidir.
Gönül kimi severse güzel o!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir