İçeriğe geç

Esrar-ı Cinayat Kitap Alıntıları – Ahmet Mithat

Ahmet Mithat kitaplarından Esrar-ı Cinayat kitap alıntıları sizlerle…

Esrar-ı Cinayat Kitap Alıntıları

Hangi sınıf ve meslekte olursa olsun kişiyi yetenekli kılan şey, ancak merakıdır ;bir adam işinin meraklısı olduktan sonra, benzerlerine ve yaşıtlarına üstünlük sağlayacağı şüphesiz görülür.
Kamuoyunun merakının zabıta ile ilgisi yoktur.
Bu dünyada fenalık edenler fenalık bulsalar sözünüzü tasdik ederim. Fakat fenalığı daima iyiler bulur.
“…öyle şair, filozof, hünerli olan adamların en büyük bahtiyarlığı kendi fikir ve zekâ mahsulü olan şeylerin mükemmelliğini görmekten ibarettir, yoksa dünyada yaşamak ve hem de güzel yaşamak gibi asıl bahtiyarlığın ne demek olduğunu bilmezler.”
“Senin sakal dediğin keçide de vardır. Bıyık dediğin kedide de bulunur. İnsanda ise yürek isterim, yürek!”
Dünyada her şeyin bir zararı varsa, bir de yararını olabilmesi yaratılış kanununun istisna kabul etmeyen hükümlerindendir.
İntiharların hemen hemen tümü bir yeis, bir umutsuzluk neticesidir. Hatta bazı insanlar intikam alabilmekten ümidi kestiği için sanki kendi kendisinden alacağı intikamla şifa bulacakmış gibi canına kasteder.
Çünkü en şiddetli bir aşkın en büyük işareti, âşıkın sevgilisini kendi bakışından bile kıskanması ve sevgilisini cidden ve gerçekten bir melek olmak üzere kabul ederek namuslu olmasına hiçbir şeyin zarar vermemesini arzu etmesidir.
“ İnsanoğlunun tabiatı o kadar çeşitlidir ki insanlığın şanını iyiliğe kemlik derecesine düşüren alçaklar gerçekten de pek çoktur.”
Dünyada hiç bir kimse rütbesine, onuruna güvenip de zulmünün, kibirinin, zorbalığının cezasından kurtulabileceğini düşünmemelidir. Şeref ve şanını yasal olmayan pek az bir yararı elde etme hırsıyla tehlikede bırakmak ne büyük bir ahmaklık ise, bu küstahlığın cezasını görmeyeceğinden emin olmak daha büyük ahmaklıktır. Hemen, Cenab-ı Hak devlet ekmegi yiyip devlet hizmetinde bulunanların gözlerini her zaman açık bulundurup, şu ibretli gerçekleri hiç bir vakit göz ardı etmesinler. Amin…
Demek oluyor ki, suçlarda insanı yönlendiren şey, ilk andaki düşüncesizlikten başka bir şey değildir. Ah şu insanlar, muhtaç oldukları kadar düşünce sahibi olsalar da, binlerce yiğit zindanlarda çürüyeceklerine çağdaş topluma yarayacak hizmetlerde bulunsalar olmaz mı?
Hakimler kendi karşılarında bulunan suçlunun söylediği sözlerin yalnız laflarına, anlamlarına dikkat etmekle kalmazlar; bir de suçlunun ne gibi adam olduğunu ve o sözü nasıl bir tavırla söylemiş olduğunu düşünürler.
Dünyada bir adamı en fazla güçlü ve cüretli eden şey, önce masumluk ikincisi yasa ve düzen bakımından haklı olma nimetine sahip olmaktır. Bir adam kabahatsiz olduğuna ya da yasa ve düzenin kendisini suçlamayarak, tam tersine, hakkı kendisine vereceğine vicdanında ve yüreğinde inandı mı, o adamı artık hiç bir korkusu, telaşı olamaz.
Hak meydana çıkınca batıl firar eder.
İntihar, yani insanın kendi nefsine suikast etmesini Ahlakçılar oy birliği ile cinayetlerin em büyüğü, en korkuncu sayarlar; acaba hakları yok mudur?
Adli yasalar, genel hukuk üzerine kurulu olmayıp da özel hukuk üzerine kurulu olursa, özel hukukun korunması zor olur.
İntiharı yani insanın kendi canına kastetmesini ahlakçılar ittifakla cinayetin en büyüğü, en müthişi sayar. Acaba hakları yok mudur?
Dünyada insan için, kendi nefsi kadar değerli olabilecek hiç bir şey yoktur.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hangi sınıf ve meslekte olursa olsun kişiyi yetenekli kılan şey, ancak merakıdır; bir adam işinin meraklısı olduktan sonra, benzerlerine ve yaşıtlarına üstünlük sağlayacağı şüphesiz görülür.
“Senin sakal dediğin keçide de vardır. Bıyık dediğin kedide de bulunur. İnsanda ise ben yürek isterim, yürek!”
İntiharların hemen hemen tümü bir yeis, bir umutsuzluk neticesidir. Hatta bazı insanlar intikam alabilmekten ümidi kestiği için sanki kendi kendisinden alacağı intikamla şifa bulacakmış gibi canına kast eder.”
“Bir kimsenin gelişi merak ve aceleyle beklendiği zaman kadınlar ‘Hacı beklendiği gibi bekleniyor’ derler.”
“Kötülükle saadete kavuşmuş adam hiç yoktur demiyoruz, diyemeyiz. Lakin bunların saadetleri neye benzer biliyor musunuz? Biçare yolcuyu gaddar mermisine hedef ederek yere cansız serdikten sonra üzerinde olan malını gasp eden haydudun birkaç dakika için kendisini mesut zannetmesine benzer. O birkaç dakikadan sonra söz konusu melun, hükümetin kudret pençesine yakasını verecek, kanuni işlemi görmek için darağacına kadar gidecektir. Devletine, dinine, vatanına, milletine, hemcinslerine iyilik yerine kötülük ederek ikbal ve servete kavuşmuş adam varsa pek tez vakitte bunların evinin barkının harap ve adlarının berbat olacağına şüphe edenler, herkesin kendiliğince tecrübe ettiği birtakım haksız üstünlüğün akıbetini düşünsün.”
“Kötülerin cezalandırma pençesinden yakasını kurtarabilmesi görünüşte mümkün gibi olsa da hakikaten bu kurtuluş asla mümkün değildir. Mazlumun ilahi intikamdan başka sığınağı olmadığından zalimin her ne şekilde olursa olsun kanun pençesinden kurtulduktan sonra mutlaka ilahi intikam pençesine düştüğü görülüyor. Hemen ve hızla değilse bile bir zaman zarfında belasını bulduğu gözleniyor. Bu da mutlak adil olan Tanrı’da ihmalin olmadığı, olsa olsa mühlet vermenin bulunduğu görüşüne kuvvet veriyor.”
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Bu dünyada fenalık edenler fenalık bulsalar sözünüzü tasdik ederdim. Fakat fenalığı daima iyiler bulur.”
İntiharı yani insanın kendi canına kastetmesini ahlakçılar ittifakla cinayetlerin en büyüğü, en müthişi sayar. Acaba hakları yok mudur?
Zira hâkimler ya suçlunun düşmanıdır veya dostu olmaktan uzak değildir
Senin sakal dediğin keçide de vardır. Bıyık dediğin kedide de bulunur. İnsanda ise ben yürek isterim, yürek!
Dünyada hiçbir şey felsefeden, hikmetten hariç olmaz.
Hak meydana çıkınca batıl firar eder.
Dünyada her şeyin bir zararı varsa, bir de yararının olabilmesi yaratılış kanununun istisna kabul etmeyen hükümlerindendir.
Kötülük ve fesat sahiplerinin genellikle hayır hasenat sahiplerinden daha zeki olduğu muhakkaktır. Çünkü mevcut kanunlar, yönetmelikler, ahlak, âdetler ve görgü kuralları dışında birtakım gayrimeşru hareketlerde, girişimlerde bulunabilmek öyle sıradan akılla, dirayetle mümkün değildir.
— Senin sakal dediğin keçide de vardır. Bıyık dediğin kedide de bulunur. İnsanda ise ben yürek isterim, yürek!
Hak meydana çıkınca bâtıl firar eder.
Erkekte en kısa boy kadında ortadan yüksek bir boy olarak değerlendirilir.
İhsanın ihsandan başka cezası var mıdır?
İyiliğin iyilikten başka karşılığı var mıdır?
Fizyonomi yani kıyafet ilmi bazı kocaman kafalıları mankafa olarak değerlendirir. Hakkı da vardır. Zira bu kısım kafaların içindeki beyin azdır. Dolayısıyla boş sandıktan başka bir şeye benzemezler.
Hangi sınıf ve meslekte olursa olsun,mensubunu mâhir eden şey ancak merakından ibarettir.
Dünyada bir adamı en fazla kuvvetli ve cüretli eden şey evvela masumiyet, ikincisi kanunca, nizamca haklı olmak nimetine nail olmaktır.
Senin sakal dediğin keçide de vardır. Bıyık dediğin kedide de bulunur. İnsanda ise ben yürek isterim, yürek!
İnsan değil mi efendim, elbette elemi de olur kederi de.
adaleti uygulamak kimsenin hakkı değildir.
İnsanoğlunun tabiatı o kadar çeşitlidir ki insanlığın şanını iyiliğe kemlik derecesine düşüren alçaklar gerçekten de pek çoktur.
İhsanın ihsandan başka cezası var mıdır?
cinayetlere insanı sevkeden şey başlangıçtaki düşüncesizlikten başka hiçbir şey değildir. Ah şu insanlar muhtaç oldukları kadar düşünce sahibi olsalar da binlerce yiğit zindanlarda çürüyeceğine topluma yarayacak hizmetlerde bulunsalar olmaz mı?
Allah doğruların yardımcısıysa eğrilerin de en büyük intikam alıcısıdır.
İnsanlardan bazılarını ilk karşılaşmada sevmek ve bazılarından hoşlanmamak insanın yapısında vardır.
Senin sakal dediğin keçide de vardır. Bıyık dediğin kedide de bulunur. İnsanda ise ben yürek isterim, yürek!
Davacısı olmayan cinayetlerde de davacı devlettir.
Canına kıyan, imansız gider.
canına kastla intihar edenler kanuni hikmet önünde en büyük cani sayılır.
Âlemde tabiatı bakımından insana kendi canı kadar aziz olabilecek hiçbir şey yoktur.
İnsanın merakını hiçbir mutasarrıf engelleyemez.
Adli kanunlar kamu hakları üzerine dayanamayıp da özel haklar üzerine dayanırsa özel hakların bile korunması zor olur.
insanlar mademki bunca nefis hastalığıyla yaratılmıştır, mademki cinayet denilen şey mutlaka nefis hastalıklarının sevkiyle meydana gelen bir harekettir, ( ) kim olursa olsun cinayet işleme yatkınlığından yaratılış ve mevki icabı uzak sayılacak hiçbir insan evladı düşünülemez.
Dünyada her şeyin bir zararı varsa, bir de yararının olabilmesi yaratılış kanununun istisna kabul etmen hükümlerindendir.
Hak meydana çıkınca batıl firar eder
İhsanın ihsandan (iyiliğin iyilikten)başka cezası var mıdır ?
Mazlumun ilahi intikamdan başka sığınağı olmadığından, zalimin her ne şekilde olursa olsun kanunun pençesinden kurtulduktan sonra mutlaka ilahi intikam pençesine düştüğü görülüyor.
Senin sakal dediğin keçide de vardır. Bıyık dediğin kedide de bulunur. İnsan da ise yürek isterim, yürek!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir