İçeriğe geç

En attendant Godot Kitap Alıntıları – Samuel Beckett

Samuel Beckett kitaplarından En attendant Godot kitap alıntıları sizlerle…

En attendant Godot Kitap Alıntıları

O olmasaydı tüm düşüncelerim, duygularım bayağı duyguların, düşüncelerin sınırını aşmazdı. Uğraşımın dışında -adının ne önemi var? -başka bir şeyle uğraşacak zamanım yoktu. Güzellikmiş, sevecenlikmiş, gerçekmiş bunlara hiçbir zaman varamıyacağımı biliyordum. İşte o zaman tuttum bir vurgan aldım.
Biri ağlamaya koyuldu mu bilin ki yeryüzünün bir başka köşesinde mutlak bir başkasının gözyaşı dinmiştir. Aynı şey gülmek için de öyle.
Mutluluğum insanlarla karşılaştığım ölçüde artıyor. En küçük bir yaratıktan bir şeyler öğreniyor kişi, zenginleşiyor, mutluluğunu daha iyi, daha derinden kavrıyor.
Görüyorsunuz ya dostlarım, benzerlerimin toplumundan pek öyle uzun zaman uzakta kalamam. Bana pek benzemeseler de.
Yeryüzünün gözyaşları hep sabit kalır. Biri ağlamaya başlamışsa, başka bir yerde bir başkasının gözyaşları dinmiştir.
Biliyor musunuz karanlık yorgunluk güçsüzlük bekleyiş
Zamanla insan her şeye alışıyor.
Gülmeye bile cesaret etmek yok. Ah! Ne büyük yoksunluk!
Hayatta küçük şeyleri boş vermemeli insan.
Vladimir diyordum kendi kendime, aklını başına topla; henüz herşeyi denemedin.
Mutsuzum.
Sahi mi ? Ne zamandan beri?
Unutmuşum.
Bazen kendi başımıza, yalnız kalsak bizim için daha iyi olmaz mıydı diye düşünüyorum.Aynı yolun yolcusu değiliz..
+Seni hiç bıraktım mı ki?
-Gitmeme izin verdin..
Dünyadaki gözyaşı miktarı sabittir. Ağlamaya başlayan biri için, bir yerlerde bir başkası keser ağlamayı. Aynı şey gülmek için de geçerlidir.
+Neyin var senin?
-Mutsuzum.
+Sahi mi? Ne zamandan beri?
-Unutmuşum..
Bazen sonum geliyor sanıyorum. İşte o zaman bir hoş oluyorum.
+ Ben seni hiç terk ettim mi?
– Gitmeme izin verdin.
+ Neyin var?
– Mutsuzum.
+ Cidden, ne zamandır?
– Unutmuşum.
Vladimir – Dilsiz ha! Ne zamandan beri?
Pozzo – [aniden kızgın] Kahrolası zamanınızla bana yaptığınız eziyet yetmedi mi? İğrenç bir şey bu! Ne zamanmış! Ne zaman! Bir gün yetmiyor mu bu size, bir gün dilsiz oldu, bir gün ben kör oldum, bir gün sağır olacağız, bir
gün doğduk, bir gün öleceğiz, aynı gün, aynı an, yetmiyor mu bu size? [Daha sakin.] Mezarın üstünde doğuruyorlar, bir an gün ışıyor, sonra bir kez daha gece oluyor.
Bildik mi? Bilmiyorum.
VLADİMİR: Boş konuşmalarla zamanımızı harcamayalım! (Bir an, şiddetle) Fırsat varken bir şeyler yapalım!
ESTRAGON: Ben böyle devam edemeyeceğim. VLADIMlR: Demek böyle düşünüyorsun.
ESTRAGON: Ayrılalım mı? Bizim için daha iyi olabilir.
VLADIMlR: Yarın kendimizi asacağız. Tabi Godot gelmezse.
ESTRAGON: Peki ya gelirse?
VLADIMlR: Kurtuluruz
Başkaları acı çekerken ben uyuyor muydum? Şu an uyuyor muyum? Yarın uyandığımda, ya da uyandığımı sandığımda bugün hakkında ne diyeceğim?
Kahrolası zamanınızla bana yaptığınız eziyet yetmedi mi? İğrenç 1şey bu! Ne zamanmış! Ne zaman! 1gün yetmiyor mu bu size, 1gün dilsiz oldu, 1gün ben kör oldum, 1gün sağır olacağız, 1gün doğduk, 1gün öleceğiz, aynı gün, aynı an, yetmiyor mu bu size???
Güzel 1gündü, uyandığımda Talih kadar kördüm
VLADIMIR :
Eğlenirken zaman nasıl da çabuk geçiyor!
Sessizlik.
ESTRAGON : Şimdi ne yapıyoruz?
VLADIMIR : Beklerken.
ESTRAGON : Beklerken.
Sessizlik
1saniye geçmiyor bakıyorsun 1pislik yerine 1başkası gelmiş
Bazen kendi başımıza, yalnız kalsak bizim için daha iyi olmaz mıydı diye düşünüyorum.
~~~Aynı yolun yolcusu değiliz.~~~
VLADIMIR:Neyin var senin?
ESTRAGON: Mutsuzum.
VLADIMIR: Sahi mi? Ne zamandan beri?
ESTRAGON: Unutmuşum.
VLADIMIR:
~~~Bellek ne oyunlar oynuyor bak insana!~~~
Değişmişler.
Olabilir. Hepsi değişiyor. 1tek biz değişemiyoruz
İnsan bildiği sürece.
Uygun anı bekleyebilir.
~~~Ne umacağını bilir.~~~
Meraka gerek kalmaz.
Yalnızca beklenir
ama bu yumuşaklık ve huzur örtüsünün ardında gece hızla yaklaşıyor ve üstümüze çöküverecek hop! Böyle işte!
tam da onu en az beklediğimiz anda.
Bu kancık dünyada böyle oluyor işte
Yeryüzünün gözyaşları hep sabit kalır. 1i ağlamaya başlamışsa, başka 1yerde 1başkasının gözyaşları dinmiştir. Aynı şey gülmek için de geçerlidir. (Güler.) Kuşağımız için kötü söz etmeyelim, önceki kuşaklardan daha mutsuz değil çünkü. (1an.) İyi söz de etmeyelim. (1an.)
İyisi mi hiç söz etmeyelim
Gözyaşlarını silin, silin ki daha az terkedilmiş hissetsin kendini
Çabalamak faydasız.
~~~İnsan neyse odur.~~~
Kıvranıp durmak faydasız
VLADİMİR: Gerçekten herşey anlamsızlaşıyor.
ESTRAGON: Henüz yeterince değil.
(Sessizlik)
VLADİMİR:Bir deneseydin n’olurdu?
ESTRAGON: Her şeyi denedim.
Vladimir:Hiç terk ettim mi seni ?
Estragon: Ama gitmeme izin verdin.
Pozzo: Ağlamayı kesti. [Estragon’a] Sanki onun
yerini siz aldınız. [Lirik.] Yeryüzünün
gözyaşları hep sabit kalır. Biri ağlamaya
başlamışsa, başka bir yerde bir başkasının
gözyaşları dinmiştir. Aynı şey gülmek için de
geçerlidir. [Güler.] Kuşağımız için kötü söz
etmeyelim, önceki kuşaklardan daha mutsuz
değil çünkü. [Bir an.] İyi söz de etmeyelim.
[Bir an.] İyisi mi hiç söz etmeyelim. [Bir an.
Sakınarak.] Nüfusun arttığı doğru.
Artık gülmeye bile kalkışmamalı insan
İşte size 1insan, ayağının suçunu çizmesine yüklüyor
Hayatta küçük şeyleri boş vermemeli insan
Ne kadar insanla tanışırsam o kadar mutlu olurum. En bayağı yaratık bile insanın bilgisini arttırıyor, zenginleştiriyor, kendisine neler bağışlandığının daha çok farkına varmasını sağlıyor.
Hepimiz deli doğarız. Bazılarımız hep öyle kalır.
-Huy sorunu.
Karakter.
-Ne yapsan boş.
Çabalamak faydasız.
-İnsan neyse odur.
-Şimdi ne yapalım?
Bekleyelim
Evet, ama beklerken.
-Kendimizi asalım bari, ha?
Zaten aklımız koyu gecelerin karanlıklarında dolaşmaz mı hep ?
Kesin olan şu ki zaman olduğundan uzun geçer , türlü türlü şeyler yaşamak zorunda oluruz.
Hayatta küçük şeyleri boş vermemeli insan.
Zaten bir sen acı çekersin. Beni umursayan kim?
Zaman artık çok başka akıyor.
Herkes sırtında kendi çırmıhıyla dolaşır.
Şu rezil hayatımı çamura bata çıka geçirdim ! Sen de gelmiş bana detayları görmemi , fark etmemi söylüyorsun ! Şu pisliğe baksana ! Bu pislikten çıkamadım ki hiç !
+ Ben seni hiç terk ettim mi ?

– Gitmeme izin verdin.

+ Neyin var ?
– Mutsuzum.
+ Cidden , ne zamandır ?
– Unutmuştum.
Kaygılanacak bir şey yok.
Sadece beklemek gerek
Alışkınız zaten.
Godot’yu Beklerken, yazarından daha ünlü pek çok yapıttın biri, Don Quixote gibi Fahriye Abla gibi, Hamlet gibi Farkı, çok kısa sürede bir klasik olmasında, şanssız o yüzden de: Tüm klasikler gibi, o da herkesin bildiği, kimsenin okumadığı bir kitap.
Dünyadaki gözyaşları değişmez ; biri ağlarken diğeri susar , diğeri ağlayınca öteki.
İstediğin kadar yırtın. Aslı değişmez insanın. Elden bir şey gelmez.
Tüm umudum sensin.
Bazen öyle anlar oluyor ki acaba ayrılsak daha mı iyi olur diye soruyorum kendime.
Estragon : Neden uyumama hiç izin vermezsin ki ?

Vladımır : Kendimi yalnız hissettim.

– Sen şair olmalıymışsın.

+ Öyleydim.

İnsan artık gülmeye bile cesaret edemiyor.
İşte tam bir insanoğlu , kendi ayağı suçluyken suçu ayakkabıyı atıyor.
Ertelenen umutlar her şeyi perişan eder.
Küçük şeyleri ihmal etmemek gerekir.
Sonsuza dek gittiğini sanmıştım.
Kendi kendime , sakin ol , dedim. Her şeyi henüz denemedim , dedim. Ve tekrar mücadeleye devam ettim.
“Vladimir: Hiç terk ettim mi seni?

Estragon: Gitmeme izin verdin ”

Alışkanlık büyük bir uyuşturucu.
Bir gün daha harcandı.
Mezarın üstünde, zor bir doğum. Mezar-kazıcı oyalanarak, çukurun dibine aletlerini yerleştirir. Yaşlanacak zamanımız var. Hava çığlıklarımızla dolu. Ama alışkanlık büyük bir uyuşturucu. Bana da biri bakıyor, benim hakkımda da biri, uyuyor, hiçbir şeyden haberi yok, bırakın uyusun diyor
Bana da biri bakıyor, benim hakkımda da biri, uyuyor, hiçbir şeyden haberi yok, bırakın uyusun diyor.
Ama alışkanlık büyük bir uyuşturucu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir